Joe Biden konuşurken genellikle duygusallaşır.
Ordudan, oğlu Beau'dan ya da onun için çok önemli diğer şeylerden bahsederken özellikle canlılık kazanır.
Biden 31 Ağustos günü, ABD birliklerinin ve sivillerin Afganistan'dan nihai tahliyesini yönettikten ve böylece 20 yıllık bir tarih sayfasını kapattıktan bir gün sonra, eylemlerini savundu.
Beyaz Saray'da yaptığı 25 dakikayı aşan konuşması, şimdiye kadarki en ateşli savunması oldu. Sadece bu birlikleri eve getirme kararını değil, aynı zamanda bunu yapma şeklini de savundu.
Koyu lacivert bir takım ve açık mavi kravat giyen ABD Başkanı, "Bu bitmek bilmeyen savaşı daha fazla uzatmayacaktım" dedi.
Çıkışı da sonsuza kadar uzatmayacaktım.
Biden, Beyaz Saray'ın Devlet Yemek Salonu'ndan yaptığı açıklamada, kararın sorumluluğunu üstlendi.
Başkan Biden, "Şimdi bazıları 'Toplu tahliyelere daha erken başlamalıydık', 'Bu daha düzenli şekilde yapılamaz mıydı?' diyor. Saygıyla buna katılmıyorum" dedi.
Sonuçta, karşılaştığımız karmaşıklıklar, zorluklar ve tehditler olmadan bitiminde tahliye gerçekleştirebileceğiniz hiçbir savaş yok. Yok.
Seyrettiyseniz, Biden'ın sözlerinde hem duygusal hem de düşünsel bir tutarlılık vardı. Sözlerinde bir mantıklılık da söz konusuydu.
Biden en az 2009'dan beri, yani Barack Obama'nın başkan yardımcısıyken, ABD birliklerinin Afganistan'dan çekilmesi için bastırıyor ve birlikleri orada tutmanın Amerika'nın çıkarına olmadığını savunuyordu.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Bu hususu 31 Ağustos günü tekrarladı, birçok yönden Amerika'nın o ülkedeki önceliklerinin hiçbir zaman kız çocuklarının eğitimi veya demokrasiyi yaymakla ilgili olmadığını tamamen dürüst bir şekilde kabul etti.
"Binlerce Amerikan askerini konuşlandırmaya devam edip Afganistan'da her yıl milyarlarca dolar harcayarak Amerika'nın emniyetinin ve güvenliğinin arttığına inanmıyorum" dedi.
Destekçileri Biden'ın suçu başka birçok şahsa (Taliban'la anlaşma imzaladığı için Donald Trump'a ve sonrasında ülkeden kaçan Afganistan Devlet Başkanı Eşref Gani'ye) yüklemeye çalışsa bile, eylemlerini sonuna kadar savunmasından memnun kalacaktır.
Fakat bu meseleler sadece mantıkla, hatta dürüstlükle ilgili değildir.
Biden'ın Müttefik Kurtarma Operasyonu, 6 bini Amerikalı olmak üzere 120 bin civarında kişiyi tahliye etmeyi başarırken, 30 Ağustos günü yerel saatle gece yarısından kısa bir süre önce Kabil'den kalkan uçaklara binmek isteyen 200 kadar ABD vatandaşını geri getiremedi.
Kimileri kesin sayı üzerine boş tartışmalara girebilir ve Biden da yetkililerin söz konusu kişilere bahardan bu yana 19 mesaj göndererek Afganistan'dan nasıl ayrılabilecekleri konusunda tavsiyelerde bulunduğuna dikkat çekebilir.
Ayrıca mahsur kalan Amerikalıları kurtarma çabalarının, Taliban'la işbirliği gerektirse de, devam edeceği sözü verebilir. (ABD yetkililerine, 31 Ağustos itibarıyla Amerikalılar dışarı çıkmış olduğu müddetçe Taliban'ın yardım edeceğinin söylendiğini öğrenebiliriz.)
Yine de Amerikan halkının Amerikan yurttaşlarının ya da ABD ordusuna yardım eden Afganların geride bırakılması fikrinden hoşlanmadığını söylemek yanlış olmaz. Anketlerde güçlü bir çoğunluğun, her Amerikalı bir C-17 nakliye uçağının devasa gövdesine girene kadar birliklerin kalmasını istediği görülüyor.
Cumhuriyetçiler, 2022 ara seçimleri öncesi Biden ve Demokratlara saldırmak için burada bir açık görüyor ve bazıları şimdiden azlini istiyor.
Temsilciler Meclisi Azınlık Lideri Kevin McCarthy, Başkan'ın tahliyeyi ele alış biçimini "Amerikan yönetiminin askeri bir aşamada yaşadığı, hayatımda gördüğüm muhtemelen en büyük başarısızlık" diye nitelendirdi. McCarthy, "Bu hatayı bir daha asla yapamayız" dedi.
This is horrifying. And wrong.
— Ted Cruz (@tedcruz) August 31, 2021
America doesn’t leave Americans behind. https://t.co/k1olAjUkmh
Kongre üyesi Michael McCaul da son uçağın ayrılışı sonrası Taliban'ın havaya ateş açması hakkında, "Şimdi ABD'ye karşı kazandıkları zaferi kutluyorlar" dedi.
Yüz kızartıcı, utanç verici. Gazilerimiz için de çok yanlış.
Demokratlara saldırma fırsatını asla kaçırmayan Senatör Ted Cruz ise şu tweet'i paylaştı:
Bu korkunç ve yanlış. Amerika, Amerikalıları geride bırakmaz.
Muhafazakarların saldırılarında daha kötücül bir unsur daha var. İnsanları Afganistan'dan daha hızlı çıkaramadığı için Biden'ı eleştiren Fox News'den Tucker Carlson gibileri, Biden'ın ABD'ye getirdiklerine dair bağnaz ve mülteci karşıtı kışkırtıcı söylemler kullanıyor.
Carlson 16 Ağustosta, "Eğer tarih bir rehberse ki her zaman bir rehber olmuştur, Afganistan'dan birçok mültecinin önümüzdeki aylarda ülkemize, muhtemelen sizin mahallenize yerleştiğini göreceğiz" dedi.
Önümüzdeki 10 yılda, bu sayı milyonları bulabilir. Yani önce biz işgal ediyoruz, sonra biz işgal ediliyoruz. Hep aynı şey.
Dünyanın en tehlikeli bazı yerlerinden kaçan yeni mültecilerle çalışan gruplar, Carlson'ınki gibi sözler yüzünden mültecilerin karşılaşabileceği istismar ve daha kötü şeyler hususunda şimdiden endişeli. Eğer Cumhuriyetçi Parti'nin en ırkçı kesimi bunu seçim aracı olarak kullanmaya kalkarsa, durum muhtemelen daha da kötüleşecek.
Biden'ın dediği gibi, bunların hiçbiri iyi bitmeyecek ya da kolayca elde edilemeyecekti.
Ama tıpkı Amerikan ordusunun geride bıraktığı (örneğin yeni sahipleri Taliban'ın Kabil çevresinde sersemce uçurduğu Black Hawk helikopterleri) yığın gibi, Biden da Amerikalıların ülke dışına çıkmasını sağlamakta başarısız olarak (bu yakın tarihli bir ABC News röportajı da dahil gerçekleştireceği sözü verdiği bir şeydi) Cumhuriyetçilerin eline kendisine saldırmaları için kullanacakları bazı ağır siyasi kararnameler verdi.
https://www.independent.co.uk/us/voices
Independent Türkçe için çeviren: Kerim Çelik
© The Independent