Majestelerinin muhalifleri sarayın televizyonlarında, az sonra!

Yazar, düşünür Lütfü Oflaz Independent Türkçe için yazdı

Kendilerine "muhalif" diyen ama iktidarın kontrolündeki CNN Türk, Haber Türk, NTV gibi televizyon kanallarının tartışma programlarında sürekli olarak boy gösteren gazeteciler, akademisyenler gibi çeşitli meslek mensupları var.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Peki, kendilerine "muhalif" diyen bunlar, iktidarın kontrolündeki televizyon kanallarının tartışma programlarında sürekli olarak nasıl yer alabiliyorlar?

İşte bu sorunun cevabını CNN Türk, Kanal D, Hürriyet, Milliyet, Posta gibi yayın organlarından oluşan Türkiye'nin en büyük medyasının sahibi Demirören Grubu'nun veliahtı Yıldırım Erdoğan Demirören'in eşi Tuğçe Tatari Demirören veriyor.

Tuğçe Tatari Demirören, "Gerçekten muhalifsen ana akımda şarkı bile söyletmezler" başlıklı ve 28 Mayıs 2021 tarihli yazısında özetle şunları söylüyor:

"Gerçekten muhalifseniz ana akım kanalların kapısından bile geçemezsiniz. İster Haber Türk deyin, ister CNN Türk, hiçbirine çıkamazsınız. Günümüzde bu kanalların konuk seçimi işleyişi açısından TRT'den hiçbir farkları yoktur.  Çok uzun zamandır 'ekrana çıkabilirler listesi ' dışına çıkmak kimsenin, hiçbir ana akım sunucusunun, programcısının, daha doğrusu o kanalın sahibinin dahi haddi değildir. Üzerine basarak tekrar etmekte fayda görüyorum. Bugün gerçekten muhalif hiç kimse, hiçbir gazeteci, akademisyen, aktivist, uzman vs. hiçbiri ana akımda 'konuşan' olarak yer alamaz, fikir beyan edemez, soru soramaz. Gerçekten muhalif kişi, her kim olursa olsun ana akımda bir şarkı dahi söyleyemez."


Demek ki neymiş?

CNN Türk, Haber Türk, NTV gibi televizyon kanallarına çıkabilirler listesini, o televizyon kanallarının sahiplerinin bile belirlemesi mümkün değilmiş.

Televizyon ekranlarına çıkabilirler listesini bizzat iktidardakiler belirlemekteymiş.

Bilindiği gibi İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun, mafya liderlerinden Sedat Peker'in iddialarını cevaplamak için çıktığı Haber Türk televizyonunun programı çok tartışıldı. 

Bu programda Süleyman Soylu'ya soru soracak gazetecilerin arasında AKP iktidarına muhalif olarak görülen Merdan Yanardağ ile İsmail Saymaz'ın bulunması ve onların bu programdaki pasiflikleri muhalif kesimde çok büyük hayal kırıklığı yarattı. 

Zaten özellikle Merdan Yanardağ'ın bu programa çağırılması bile kafalarda soru işareti uyandırmıştı.  

Bunun üzerine Haber Türk'ün kurucu genel yayın yönetmeni ve en önde gelen ismi Fatih Altaylı, kafalardaki soru işaretine cevap olacak bir yazı yazıp olan biteni açıklamıştı. 

Bu açıklamaya göre, Süleyman Soylu'ya soru soracak gazeteciler arasında Merdan Yanardağ ile İsmail Saymaz'ın bulunmasını Süleyman Soylu istemişti. Özellikle Merdan Yanardağ'ın bu programda bulunmasının istenmesi Haber Türk'tekileri bile şaşırtmıştı.

Fatih Altaylı'nın bu konudaki açıklaması böyle.

AKP iktidarının kontrolündeki televizyon kanallarına "muhalif kontenjanından" çağırılanlar hakkındaki başka bir açıklama ise şöyle.

Bakın AKP iktidarının baş savunucularından Rasim Ozan Kütahyalı, kendilerine "muhalif" diyen Profesör Ümit Kocasakal gibilerin sürekli olarak AKP iktidarının kontrolündeki CNN Türk, Haber Türk gibi televizyonların ekranlarına çıkartılması hakkında ne diyor:

"Şu an bizim emrimizde olan, bize hizmet eden, muhalefeti bölen, bizim kontenjanımızla muhalif rolü oynayan bu arkadaşlar bizim için çok mühim. CHP'ye zarar verip, bize faydalı olan bu gibilere ihtiyacımız var. Ekranda Atatürkçülük şovu yapan bu tipler bize faydalı. Onlar bize lazım."


Evet, Haber Türk yazarı Nagehan Alçı Kütahyalı'nın eşi Rasim Ozan Kütahyalı aynen böyle diyor.

Kendilerine "muhalif" diyenlerin hali böyleyken, bize de espriyle karışık şöyle demek düşüyor.

Majestelerinin muhalifleri sarayın televizyonlarında, az sonra!  

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU