Türk futbolunun tek ortak noktası oldu hakemler. Sahadaki oyun ve oyuncular değil, hakemler daha fazla konuşuluyor artık.
Hakemlerin en önemli başarısı ise bütün futbol kamuoyunu ve taraftarları aynı şemsiyenin altına toplamaları oldu.
Sahada düdükleri ile herkesin şikâyet ettiği, herkesin mutsuz olduğu ve herkesin mağdur olduğu bir sistemin yürütmesi oldular.
Hakemler, her haftanın yıldızı ve en çok tartışılanı olarak, Türk futbolunda oldukça büyük bir alan kaplıyorlar.
Aslında Avrupa'nın birçok ülkesinde hakem tartışmaları var ve futbolun doğası buna izin veriyor. Fakat Türkiye'deki tartışmalar futbolun doğasından öte, bir adaletsizlik üzerinde yoğunlaşıyor.
Zaten güven bunalımı yaşayan taraftarların, her kararda kendine haksızlık yapıldığına ve rakiplerin kollandığına inanması için hakemler de uygun bir zemin hazırlıyorlar.
Bununla beraber hakemlerin, anlık karar verme durumundan, pozisyonları kare kare incelenmesine olanak sağlayan VAR sistemine geçmesi, tartışmaları azaltmak yerine daha fazla artırdı.
Teknolojik yardım ile hakemlerin, çok fazla hata yapmadıkları ortaya çıkmış oldu. VAR ile bazı masum hataların, olmadığı anlaşıldı aslında.
Süper Lig'de maç başı penaltı sayısı 0,42
Uluslararası Futbol Araştırmaları Merkezi CİES'e göre, 87 ligde yapılan analiz ile 101,491 maçta hakemler, maç başına ortalama 4,42 sarı ve 0,25 kırmızı kart göstermiş.
Araştırmaya göre, deplasman takımları daha çok kart almış.
Bu 87 ülke içinde Türkiye, en çok kart kullanan ülkeler içinde 22'nci sırada bulunuyor.
Avrupa'nın 5 büyük liginden sadece İspanya, Türkiye'nin üzerinde bulunurken, sıralamada en çok kart kullanan ülkeler daha çok, Güney Amerika kıtasından geliyor.
Raporda asıl dikkat çeken unsur ise Gayri Safi Milli Hasıla (GSMH) düşük ülkelerde, kart sayısının arttığı gözlemleniyor.
Bununla beraber, yolsuzluk algı endeksinde düşük puanlı ülkelerde, daha fazla kartın kullanıldığı da dikkat çeken bir diğer unsur.
Rakamlar aslında, sorunun sadece hakemler olmadığını gösteriyor. Türk futbolunda uzun zamandır tartışılan hakem kararları, futbol sisteminin yansıması oluyor.
Ülkenin genel psikolojisi de yeşil sahalarda bir karşılık buluyor. Genel olarak futbol sistemindeki defolar, yıllardır kaos üzerine kurulmuş düzen ve sadece kazanmaya odaklanmış takımlar, hatalı kararlarda pay sahibi olabiliyorlar.
Maç başına penaltı sayısında ise Avrupa'da en çok penaltı kullanılan ülkelerden biri Türkiye. Süper Lig'de geçen sene, maç başına penaltı sayısı 0,42.
Maç başına penaltı sayılarına baktığımızda Premier Lig'de 0,24, Bundesliga'da 0,22, La Liga'da ise 0,38 penaltı verilmiş.
Geçen yıl İtalya Seri A'da penaltı sayısında diğer yıllara göre bir artış olmuş ve Seri A, Süper Lig'i geride bırakarak, maç başına 0,49 penaltı kullanmış.
Aslında penaltı sayılarına bakıldığında, kısa yoldan avantaj yaratmanın, oyuna değer katmaktan önce geldiğini gösteriyor.
Süper Lig'de diğer Avrupa Liglerine göre penaltı sayısının fazla olması, aslında kısa yoldan zengin olma mantığına da benziyor.
Türk futbolu dövüş kulübüne döndü
Sadece kazanmayı kutsallaştıran bu sistemde hakemlerin, masum hatalar yapmadan kendi görüşlerini sahaya yansıtmaları, bu kararlarda sadece sorunun hakemlerde olduğunu göstermiyor aslında.
Sistem avantaj elde etmek ve sadece kazanmak üstüne kurulunca, kararların adil olması mümkün olmuyor.
Türk futbolu adeta, sahada 22 futbolcu, kenarda teknik adamlar, tribünde yöneticiler ile beraber bir dövüş kulübü haline geliyor.
Bir dönem tartışılan ve gündeme gelen yabancı hakem önerisi, mevcut sistemde geçici bir rahatlama yaratabilir fakat kalıcı bir çözüm getiremez.
Masa başında avantaj peşinde koşan ve maç başlamadan hakemler üzerinde baskı oluşturan yöneticilere, sahada penaltı almak için hakemi kandırmaya çalışan ve rakip oyuncu arkadaşını oyundan atılmasına uğraşan futbolculara, kötü oyunu kapatmak için hakemler üzerinden gerginlik yaratan teknik adamlara, yabancı hakemler de para etmez.
Ayrıca eğer yabancı hakem gelecekse, yabancı yorumcu, yabancı yönetici, daha fazla yabancı futbolcu ve daha fazla yabancı teknik adam da gelmesi gerekir.
Hakemler başarısız ve kötü kararlar veriyor.
Ama aslında düdüğü çalan bu futbol sistemi.
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
© The Independentturkish