Norveç'le Kuzey Kutbu arasında kalan ücra bir takımadadaki karlı geniş alandan yükselen granit yapının tepesinde Kuzey Işıkları misali bir sanat enstalasyonu parıldıyor.
Burası, dünyanın en büyük mahsul çeşitliliği koleksiyonuna ev sahipliği yapan uzun sureli depolama tesisi Svalbard Küresel Tohum Kasası.
Şiddetli Kovid-19 salgını gibi küresel felaket dönemlerinde, dünyanın tohum örneklerinin milyonlarca yedeğini saklayan sessiz bir emanet mabedi.
Svalbard tesisinde daimi personel bulunmadığından Kovid-19 salgını bu kasa için risk teşkil etmiyor.
Küresel Mahsul Çeşitliliği Vakfı İletişim Sorumlusu Cierra Martin, The Independent'a yaptığı açıklamada, "Böylesi kriz zamanlarında dünya bu güvenlik rezervlerine bel bağlıyor. Burada tohum kasasına ve onun gibi diğer tesislere duyulan ihtiyaç en belirgin hale geliyor" diyor.
İşler yolunda gittiğinde ve insanlar kendilerini huzurlu hissettiğinde, bir kenarda sigorta poliçesine sahip olmanın ne kadar kıymetli olduğunu unutmak kolaydır.
Dünyanın dört bir yanında gıda ve tarım için sürekli küçük felaketler yaşanıyor. Tohum kasası gibi bir yedekleme tesisine duyulan ihtiyacı anlamak için küresel bir salgın yaşanmasına gerek yok.
Kuzeyde uçakla gidebileceğiniz en uzak noktada yer alan Svalbard'a tarifeli bir uçuşla varmak mümkün olsa da söz konusu kasa halkın girişine kapalı bulunuyor. En fazla, görkemli kapısında bir selfie çekmeyi umut edebilirsiniz.
Bond'daki kötü karakter gibi dışarıdan şık görüntüsüne rağmen, dağın derinliklerine gömülmüş 130 metrelik su geçirmez bir tünelden ulaşılan bu kasa bir fabrika deposunu andırıyor.
Bir kayanın içine oyulan mekana, karanlık ortamı aydınlatmak için beyaza boyandıktan sonra "katedral" lakabı takıldı.
Metal raflar dünyanın her köşesinden tohum örneği kutularıyla tepeleme dolu.
Her biri yaklaşık 500 tohumdan oluşan 1,5 milyon tohum örneği 10 bin yıllık tarım tarihini bir araya getiriyor. Kasa, üç odada 4,5 milyon numune saklama kapasitesine sahip bulunuyor.
Yeni Zelanda'dan gelen ve üzerinde bu ülkenin bayrağını taşıyan tohum örnekleri, Tayland Prensesi'ne ait süslü bir kutunun yanında duruyor. Kuzey Kore'den kırmızı bir kutu ve Güney Kore'den tohumlar içeren bir başka kutu daha var.
Martin, “Siyasi sınırlar yok” diyor.
Prens Charles, Highgrove'da yer alan Kraliyet Bahçeleri'ndeki çayırlardan Svalbard'a 27 yabani bitki türü gönderdi. Çeroki Halkı, tohum örneği veren ilk kızılderili kabilesiydi.
2015'te Peru'nun Cusco şehrinde yer alan Kutsal Vadi'deki Parque de la Papa'dan bir heyet, uzun süreli saklama için 750 patates tohumu veren ilk yerli topluluk oldu.
Svalbard jeolojik açıdan sağlam ve deniz seviyesinin çok üstünde yer alıyor. Soğuk iklim ve don tabaka, tohum örneklerinin eksi 18 derecede tutulduğu ve güç kaynağı kullanmadan donmuş halde kalabildiği anlamına geliyor.
Svalbard Küresel Tohum Kasası'nın sahibi, tesisi 9 milyon dolara (yaklaşık 59 milyon TL) inşa eden Norveç Krallığı. Küresel Mahsul Çeşitliliği Vakfı destek sağlıyor ve bu kasa baş döndürücü bir tohum örneği veritabanına sahip Nordik Genetik Kaynaklar Merkezi (NordGen) tarafından işletiliyor.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) ve Uluslararası Tarımsal Araştırmalar Danışma Grubu (CGIAR) geçen yıl iklim değişikliğinin gıda üretimini önemli ölçüde etkileyeceği konusunda uyarıda bulunmuştu.
Aşırı hava koşullarında artış, daha yüksek sıcaklıklar, toprakta ilave tuzluluk, yeni haşereler ve hastalık salgınları nedeniyle iklim krizi çiftçilerin dayanıklı mahsul üretme kabiliyetini olumsuz etkiliyor.
Bazı tahminler gelecek 20 yıl içinde mahsul veriminde üçte bir düşüş öngörüyor. Bu da kıtlık ve yiyecek sıkıntısına yol açabilir. Bugün dünyada 820 milyondan fazla insan yetersiz besleniyor.
Gıda talebi üzerindeki baskılara ek olarak, dünya nüfusunun önümüzdeki 30 yıl içinde 2 milyar artarak yaklaşık 10 milyarı bulması bekleniyor.
Mahsul çeşitliliğine gitmek, iklim değişikliğine ve onun sayısız sonucuna karşı ekinlerin daha dirençli olmasını sağlayarak bir çözüm sunabilir.
Dünyadaki bin 700'ün üzerinde gen bankası da kırılganlıktan payını alırken iklim değişikliği krizi onlar için de risk teşkil ediyor.
Martin şöyle konuşuyor:
Taşkınlar, yangınlar, depremler, hatta enerji kaybı veya buzdolabı arızası gibi teknik aksamalar, tohum bankalarının dünyanın başka hiçbir yerinde korunmayan değerli genetik materyalleri yitirmesine neden olabilir.
Bu olursa, bu bitki çeşitlerinin soyu tükenir. Tarımımızı adapte etme ve onu daha yüksek sıcaklıklar ve daha öngörülemeyen hava koşulları karşısında daha dirençli hale getirme seçeneklerini kaybediyoruz.
Martin, 2006'da bir sel felaketi geçiren ve 6 yıl sonra yanan Filipinler Üniversitesi Ulusal Bitki Genetik Kaynakları Laboratuvarı'na işaret ediyor. Ne yazık ki söz konusu tesisteki malzemelerin tümü Svalbard kasasında yedeklenmemişti.
Martin şunları ekliyor:
Tohum kasası, bir salgın olsun olmasın her zaman hepimiz için bir kaynak. Ama bu, şu anda karşı karşıya olduğumuz gibi bir durum olduğunda daha somut bir hal alıyor.
Bu, tohum bankaların tohumlarının kopyalarını gönderdikleri bir banka kasası gibi.
Bizim bu bankaya yatırma anlaşmamız, malzemenin gıda ve tarım için benzersiz ve önemli olduğunu gösterirken tohum bankasının bu malzemeyi küresel çapta araştırmacılar ve kullanıcılarla paylaşmasını gerektiriyor.
Svalbard kasası, sahiplerinin mülkü olmayı sürdüren bu tohumlara küresel boyutta kahyalık yapıyor. Tohum örnekleri güvenlik için taranıyor, sıhhi kontrollere tabi tutuluyor, daha sonra kayda geçiriliyor ve kendilerine çok yüksek raflarda birer yuva veriliyor.
Martin, “Yani en kötüsü gerçekleştiğinde, tohum bankaları tüm bu malzemeyi kaybetmemiş olacak ve onları kasadan geri alabilecek” diyor.
Lousie Boyle'un tasarımdan kaynaklanan nedenlerle kısalttığımız başlığının tamamı şöyledir: Koronavirüs gibi felaketlerin ortasında dünyanın mahsullerini koruyan "Kıyamet Günü" tohum kasası
https://www.independent.co.uk/environment
Independent Türkçe için çeviren: Onur Bayrakçeken
© The Independent