Rusya Devlet Başkanı'nın sınıf arkadaşı Rahimov: Rus uçağı düşürüldüğünde, hemen Putin'le irtibata geçerek Türk insanının tedirginliğini anlattım

Türkiye ve Rusya arasındaki ilişkilerin ilerlemesindeki rolünü anlatan Rusya Lideri Putin’in yakın arkadaşı Rahimov, “Putin ile ilgili yazılmış kitabı Türkçe'ye çevirtip kendisine hediye ettim, ondan sonra ilişkiler gelişmeye başladı” dedi

Fotoğraf: Independent Türkçe

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile üniversite yıllarına dayanan dostluğunu Independent Türkçe'ye anlatan Prof. Dr. İlham Rahimov ile söyleşimizin ikinci bölümünü yayınlıyoruz. 

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Azerbaycan’ın onursal bilim adamı Rahimov, söyleşinin ilk bölümünde Leningrad Devlet Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ndeki geçirdiği zamanı ve burada tanıştığı Rusya Lideri Putin ile anılarını aktardı.

Söyleşinin ikinci ve son bölümünde ise Rahimov, 24 Kasım 2015’te Rusya-Türkiye ilişkilerinde gerilime sebep olan Rus uçağının düşürülmesi ardından yaşananları ve gerilimin azaltılmasına yönelik atılan adımlardaki rolünü anlattı.

Türkiye ve Rusya arasındaki ilişkilerin ilerlemesindeki rolünü anlatan Rahimov, “Putin’le ilgili yazılmış kitabı Türkçeye çevirtip kendisine hediye ettim, ondan sonra ilişkiler gelişmeye başladı” dedi. 

Putin'in, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri'ne yaptığı ziyaretler ve Arap ülkeleriyle imzaladığı anlaşmalarla ilgili Rahimov, "Artık Araplar, Rusya’nın kendilerinin arkasından hiçbir zaman kaçmayacağına inanıyor" değerlendirmesinde bulundu.


"Diasporaya şunu söyledim: Vladimir Putin bizim milleti seven bir şahsiyettir, oyunuzu ona verin"

- Putin'in cumhurbaşkanı adaylığı sürecinde destek verdiniz mi? Ve cumhurbaşkanı seçildikten sonra, eski ve sadık arkadaşlarıyla ilk kez ne zaman bir araya geldi?

Seçim kampanyası döneminde benim görevim Azerbaycan kökenli vatandaşların yaşadıkları bölgelere giderek Vladimir Putin’e oy vermeleri için onlara çağrıda bulunmaktı.

Moskova’daki, Sant-Petersburg’daki, Nijni Novgorod’daki ve diğer vilayetlerdeki vatandaşlarımızla bir araya geldim.

Diasporaya şunu söyledim: Vladimir Putin bizim milleti seven bir şahsiyettir, oyunuzu ona verin.

Seçilmesinden sonra ise yemin töreninden tutun da etkinliklerin tamamına katıldım. Hem de hepsine resmi davet alarak. Kuşkusuz yakın dostlarını kendisi davet etti.  

Bir ayrıntı daha var; 2001 yılıydı. Küçük kızımın düğünü olacaktı. Eşim hastaydı, Moskova’daki hastanede tedavi görüyordu. Eşimi Bakü’ye götüremeyeceğimiz ortaya çıkınca düğünü Moskova’da yapmayı kararlaştırdık.

Bakü’den akrabaları da davet edemedik, sadece yakın bir arkadaşım gelmişti. Moskova’da yakın olduğum Azerbaycan kökenli dostlarımı davet ettim.

Moskova banliyösündeki hükümet rezidanslarının birini bize tahsis etmişlerdi. Vladimir Putin’in rezidansına yakındık.

Düğüne üç gün kala bana “İşin yoksa gel, buluşalım” diye telefon etti. Onun hanımı da yanındaydı.

Üç gün sonra küçük kızımın düğünü olduğunu, davet etmeyi kendime borç bildiğimi, gelip-gelmemesinin ise kendi bileceği iş olduğunu söyledim. Sonra “Beni niye davet etmedin?” demeyin.

Hiçbir şey söylemeden ağız ucuyla düğünün ne vakit ve nerede olacağını sordu. Özbekistan restoranında yapacağımızı söyledim. O an, hediye göndereceği aklımdan geçti.

Düğünde benim başka yakın arkadaşlarım da bulunuyordu: İçişleri Bakan Yardımcısı, Moskova Emniyet Müdürü, Cumhurbaşkanlığı Daire Başkanı. Hepsi düğündeydi.

Cumhurbaşkanlığında çalışan başka bir arkadaşım ise henüz gelmemişti. Onu aradığımızda cumhurbaşkanının kendisini çok önemli bir konuda dinleyeceğini, o nedenle henüz gelemediğini söylüyordu.

Saat 21.30’du. Oradaki ekranda içeri girenler gözüküyor. İskender Halilov hanımıyla düğündeydi, hanımı ekranı göstererek Putin’in eşiyle geldiğini söyledi. İskender ise inanmayıp tüm restoranlarda bu şekilde reklam videolarının gösterildiğini söyledi

O anda restoranın müdürü koşarak gelip kulağıma Putin’in hanımıyla teşrif ettiğini, kapının ağzında beni sorduğunu söyledi. Gidip karşıladım, damatla gelinin ne tarafta olduklarını sordu.

Onların oturduğu yerde misafirler dans ediyorlardı, oraya geçilemiyordu. Onları çağırmamı istedi. Damatla gelini ve eşimi kutladıktan sonra bir süre düğünü izleyip gittiler.

Moskova Emniyet Müdürü, cumhurbaşkanının geleceğini kendisine neden söylemediğimi sordu. Bense “Emniyet müdürü sensin, geleceğini ben nereden bilecektim, sen bilecektin” diye yanıtladım.

“Belki de beni görevden aldılar, ondan haberim yok” dedi (gülüyor.) Şakayla “Onu bilemiyorum fakat bundan sonra görevden alacaklar” diye kendisine takıldım.


"Rus uçağı düşürüldüğünde, hemen kendisiyle irtibata geçerek Türk insanının tedirginliğini ifade ettim"

- Şimdi müsadenizle Türkiye-Rusya ilişkileri açısından önemli bir olaya değinmek istiyorum. 24 Kasım 2015’te Rusya uçağı düşürüldüğünde iki ülke arasındaki durum son derece gerilmişti. Gerilimi azaltma yönünde adımlar atılması için sizin önemli rolünüzün olduğu söz konusu…

Orada bazı konular oldu. O vakit Türkiye’deydim, olayları biliyordum, insanların yaklaşımını görüyordum.

Ben hemen kendisiyle irtibata geçerek Türk insanının tedirgin olduğunu, gerilimin azalmasını istediğini ilettim. Daha sonra hangi adımların atılması, hangi şekilde hareket edilmesi gerektiğini de ifade ettim.

Gerilimin artmasını kendisinin de istemediğini gördüm; fakat kuşkusuz, vakur duruşunu muhafaza ediyordu. Koşulları bulunuyordu, gerilimin azalması için onların kabul edilmesini bekliyordu.

Kendisinin Türkiye ile ilişkileri iyidir, orada bir hayli dostu vardır. Şunu söylemek isterim: Benim rolüm olmuştur fakat her şeyi çok da açamıyorsunuz. Çünkü kimi noktalara ilişkin konuşulmaması gerekir.


"Putin’le ilgili yayımlanan kitabı ben Türkçe'ye çevirtip kendisine takdim ettim, ardından ilişkiler gelişmeye başladı"

- İktidara gelişinden sonra Vladimir Putin, Türkiye ile ilişkileri geliştirmeye çalıştı ve buna bir hayli muvaffak oldu. Rusya’nın Türk dünyası ile ilişkilerinde, kendinizin de ifade ettiğiniz üzere temiz Türk kanlı bir insan olarak sizin rolünüz nedir ve bundan sonra ne olacaktır? 

Vladimir Putin’in iktidara gelmesinden sonra benim ana amacım öncelikle, Azerbaycan ile ilişkilerin iyileşmesi olmuştur. Çünkü Boris Yelstin döneminde Rusya’nın Azerbaycan’a bakışı çok kötüydü.

Bense sıcak ilişkiler kurmaya çalışıyordum. Buluştuğumuzda bu konuları konuşuyoruz.

Türkiye ile ilişkilerde ilk adımın ne zaman atıldığını biliyor musunuz?

Putin’le ilgili yayımlanan kitabı ben Türkçe'ye çevirtip kendisine takdim ettim. Kendisine Rusya Devlet Duması’ndan bir heyetin Türkiye Büyük Millet Meclisi’yle ilişkileri geliştirmek amacıyla Ankara’ya gitmesinin iyi olacağını söylemiştim.

“Peki, iyi fikir fakat senin de gitmen lazım” dedi. Ertesi gün Moskova’dan Ankara’ya uçacaktık, akşam gelen bir telefonla babamın rahmetli olduğunu haberini aldım. O nedenle ben Bakü’ye gitmek zorunda kaldım.

Duma heyeti Ankara’ya gitti, üst düzeyde görüşmeler yapılmıştı. Daha sonra Türkiye’den bir grup milletvekili Moskova’ya geldi. Buluşmaları ben organize etmiştim.

Yani ilişkilerin ilk kez oradan başladığını ifade etmek istiyorum. İki ülke arasındaki diyaloglarda benim çok rolüm bulunmasına rağmen bunu hiçbir zaman dışarıya yansıtmadım. Elimden gelen her şeyi yaptım.


"Artık Araplar, Rusya’nın kendilerinin arkasından hiçbir zaman kaçmayacağına inanıyorlar" 

- On yedi yıllık aradan sonra Vladimir Putin, Suudi Arabistan’ı ve Birleşik Arap Emirliklerini ziyaret etti ve bir dizi önemli anlaşmaları imzalandı. Bu gelişmeyi siz nasıl değerlendiriyorsunuz?  

Suudi Arabistan, Katar... Arap ülkeleriyle Rusya’nın ilişkileri yok denecek düzeydeydi. Dört-beş sene önce Katar’dayken oranın yönetici elitinin önemli kısmıyla bir araya geldim.

Rusya ile neden ilişkiler kurmadıklarını hep onlara soruyordum. Onlar da aynı soruyu bana soruyorlardı.

Ben ABD’den ihtiyat ettiklerini anladım. Onlara Rusya’yla iyi ilişkiler kurmalarını gerektiğini anlattım.

Geldiğimiz noktada Rusya ile ilintili endişelerin ortadan kalktığını görebiliyoruz. Artık Arap ülkeleri Rusya’nın hiçbir zaman onların arkasından kaçmayacağına inanmaktadır.

Vladimir Putin’in Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri gezilerinin bunda büyük etkisi olduğunu düşünüyorum.

 

 

Independent Türkçe

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU