5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (CMK) ilk halinde, bölge adliye mahkemesi dairelerinin kesin nitelikteki kararlarına karşı başvurulabilecek bir kanun yolu öngörülmemişti.
Ancak, uzun olmayan bir uygulama süresi içinde bölge adliye mahkemelerinin hatalı kararlarının düzeltilmesi ihtiyacı duyuldu.
20 Temmuz 2017 tarihinde kabul edilen 7035 sayılı kanunla CMK’na ilave edilen 308/A. maddesiyle bölge adliye mahkemesi, Cumhuriyet Başsavcılığına, bölge adliye mahkemesi ceza dairelerinin kesin nitelikteki kararlarına karşı itiraz etme yetkisi tanındı.
Kesin nitelikteki kararlara karşı başvurulan ve bu nedenle de olağanüstü itiraz olarak adlandırılan bu itirazlar, kararı veren ceza dairesince incelenmekte idi.
Ancak kararı veren bölge adliye mahkemesi ceza dairelerinin, açık hatalar dışında kararlarını değiştirme eğiliminde olmaması ve itirazların daire başkanlarından oluşan daha geniş bir kurul tarafından karara bağlanmasının yararlı olacağı düşüncesiyle 17 Ekim 2019 tarihinde kabul edilen 7188 sayılı kanunla bölge adliye mahkemesi Cumhuriyet Başsavcılığının olağanüstü itirazlarını incelemek üzere bir kurul oluşturuldu.
7188 sayılı Kanunla değişik CMK’nın 308/A maddesine göre, kararına itiraz edilen daire, mümkün olan en kısa sürede itirazı inceleyecek, itirazı yerinde görürse kararını düzeltecek, düzeltmez ise dosyayı itirazı incelemek üzere ceza daireleri başkanlar kuruluna gönderecektir.
7188 sayılı Kanunla değiştirilen CMK’nın 308/A. maddesinde; olağanüstü itirazları inceleyecek başkanlar kurulunun, dörtten fazla ceza dairesi olan bölge adliye mahkemelerinde, Hâkimler ve Savcılar Kurulu (HSK) tarafından, daire başkanları arasından belirlenmesi öngörülmektedir.
7188 sayılı Kanunu’na ilişkin Adalet Komisyonu Raporundan; bu kurula bölge adliye mahkemesi başkanının, başkanlık yapmasının düşünüldüğü anlaşılmaktadır.
Gerçekten 7188 sayılı Kanuna ilişkin Adalet Komisyonu Raporunda, “Bölge adliye mahkemesi başkanı aynı zamanda 5235 sayılı Kanunun 34’üncü maddesi gereğince bu kurula başkanlık edecektir” denilmektedir. Böylece başkanlar kurulunun beş kişiden oluşması öngörülmüştür.
Kanun koyucunun temel yanılgısı, 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun’un 34'ncü maddesinde idari görev yapmak üzere kurulan başkanlar kurulu ile olağanüstü itirazları incelemek üzere 7188 sayılı Kanunla değiştirilen CMK’nın 308/A maddesinde düzenlenen başkanlar kurulunu aynı nitelikte görmesidir.
HSK 1. Dairesi, 12 Aralık 2019 tarihinde, her bölge adliye mahkemesinde itirazları inceleyecek başkanlar kurulunun üç üyesinin HSK 1. Dairesi tarafından belirlenmesine, ayrıca kararına itiraz edilen bölge adliye mahkemesi daire başkanının da kurulda üye olarak görev yapmasına karar vermiştir.
İşte olağanüstü itirazları incelemek üzere bu şekilde oluşturulan başkanlar kurulunun oluşumu iki nedenle kanuna aykırıdır:
1. Öncelikle belirtelim ki, 5235 sayılı Kanunun 34'ncü maddesinde düzenlenen idari nitelikteki başkanlar kurulu ile CMK’nın 308/A. maddesine göre, olağanüstü itirazları incelemek üzere kurulan başkanlar kurulu farklı iki kuruldur.
O nedenle, 5235 sayılı Kanunun 34. maddesinde düzenlenen başkanlar kurulunun da başkanı olan bölge adliye mahkemesi başkanı, bu sıfatıyla CMK’nın 308/A. maddesine göre itirazları incelemekle görevli kılınan başkanlar kuruluna katılmaz.
CMK’nın 308/A maddesinde sözü edilen başkanlar kurulu, Yargıtay Ceza Genel Kurulu gibi bir “mahkeme”dir.
7188 sayılı Kanunun ile değişik CMK’nın 308/A maddesinde HSK tarafından daire başkanları arasından belirlenen ve dört üyeden oluşan başkanlar kurulunun itirazları inceleyeceği belirtilmekte, ancak bölge adliye mahkemesi başkanından söz edilmemektedir.
Diğer bir ifadeyle bölge adliye mahkemesi başkanı, itirazları inceleyecek olan başkanlar kurulunda görevlendirilmemiştir.
Hakim sıfatını taşısa dahi, bir hakimin mahkemede görev yapabilmesi için HSK tarafından görevlendirilmesi ve bu konuda kendisine yetki verilmesi gerekir.
Hâkimler, HSK tarafından kendilerine yetki verilmedikçe geçici olsa dahi bir mahkemede görev yapamazlar (6087 sayılı Hâkimler ve Savcılar Kanunu 9 md). Bölge adliye mahkemesi başkanı, hâkim sıfatını taşımakla birlikte, bir mahkemesi yoktur ve bir mahkemede görevlendirilmemiştir; o nedenle, bölge adliye mahkemesi Cumhuriyet Başsavcılığının itirazlarını inceleyen başkanlar kurulunda görev yapması mümkün değildir.
7188 sayılı Kanuna ilişkin adalet komisyonu raporunda yer alan “Bölge adliye mahkemesi başkanı aynı zamanda 5235 sayılı Kanunun 34’üncü maddesi gereğince bu kurula başkanlık edecektir” şeklindeki görüşün hiçbir hukuksal değeri ve bağlayıcılığı yoktur.
O nedenle, bölge adliye mahkemesi başkanı, itirazları inceleyecek başkanlar kurulunda üye olarak dahi görev yapamaz.
2. 7188 sayılı Kanunla değişim CMK’nın 308/A maddesine göre,
Dörtten fazla ceza dairesi olan bölge adliye mahkemelerinde Hâkimler ve Savcılar Kurulu tarafından daire başkanları arasından belirlenen ve dört üyeden oluşan başkanlar kurulu bu incelemeyi yapar.
CMK’nın 308/A. maddesinde, kararına itiraz edilen dairenin başkanı veya görevlendireceği üyeye yalnızca kurula sunulmak üzere bir rapor hazırlama görevi verilmiştir.
Ancak HSK 1. Dairesinin 12 Aralık 2019 tarih ve 410 sayılı kararında, her bölge adliye mahkemesinde, daire başkanları arasından üç asil iki yedek üye belirlenmesi, kararına itiraz edilen bölge adliye mahkemesi daire başkanının da asil üye olarak itirazları inceleyecek başkanlar kurulunda görev yapması öngörülmüştür.
Buna göre, başkanlar kurulu, HSK tarafından belirlenen/görevlendirilen üç daire başkanı, bölge adliye mahkemesi başkanı ve kararına itiraz edilen daire başkanı olmak üzere beş kişiden oluşacaktır.
HSK 1. Dairesinin kararına göre, kurulun beşinci üyesi, incelenecek kararın hangi daire tarafından verildiğine bağlı olarak her davada değişecektir.
Acaba kurulun bu şekilde oluşumunu öngören HSK 1. Dairesinin bu kararı CMK’nın 308/A maddesinde yer alan “ ... dörtten fazla ceza dairesi olan bölge adliye mahkemelerinde Hâkimler ve Savcılar Kurulu tarafından daire başkanları arasından belirlenen ve dört üyeden oluşan başkanlar kurulu bu incelemeyi yapar” şeklindeki kanun hükmüyle uyumlu mudur? Kanımızca değildir.
Çünkü CMK’nın 308/A. maddesinin hükmü; dört üyenin de daire başkanları arasından bizzat HSK tarafından ismen belirlenmesini/görevlendirilmesini gerektirmektedir.
O nedenle, HSK 1. Dairesinin 12 Aralık 2019 tarih ve 410 sayılı kararı uyarınca, kararına itiraz edilen daire başkanının katılımıyla oluşacak Kurul (mahkeme) da kanuna uygun oluşmuş bir kurul (mahkeme) olmayacaktır.
HSK 1. Dairesinin kararının isabetsiz olan bir yönü de; kurulda görev yapacak daire başkanlarının isim olarak belirlenmesi yerine ilgili daire adı ile (örneğin Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1.Ceza Başkanı) görevlendirme yapılmasıdır.
Oysa atamalar ve görevlendirmelerin isim olarak yapılması gerekir. "Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1.Ceza Başkanı'nın görevlendirilmesine" şeklinde bir görevlendirme yapıldığında; ilgili dairenin başkanının emekli olması-bu satırların yazarının durumu gibi- veya başka bir göreve atanması halinde yerine atanan daire başkanının HSK tarafından herhangi bir görevlendirmeye gerek olmaksızın itirazları inceleyecek başkanlar kurulunda görev yapabileceği sonucuna ulaşılır.
Bu da; başkanlar kuruluna fert olarak belli bir hakimin değil, deyim yerinde ise dairenin görevlendirilmesi anlamına gelir ki HSK 1. Dairesinin amacının bu olduğunu düşünmüyoruz.
Yapılması gereken, başkanlar kurulunda görev yapacak daire başkanlarının isim olarak belirlenmesidir.
Yine, daire esas alınarak görevlendirme yapıldığına göre, görevli daire başkanının izinli olması veya başka bir mazeretinin bulunması halinde, o dairede görev yapan kıdemli hakimin başkanlar kurulunda görev yapması beklenir.
Oysa HSK 1. Dairesinin yukarıda sözü edilen kararında, bu durumda başkanlar kurulu başkanının belirleyeceği yedek üyenin kurulda görev yapacağı belirtilmektedir.
Tekrar etmek gerekirse, bölge adliye mahkemesi başkanı ve kararına itiraz edilen daire başkanının katılımı ile oluşan başkanlar kurulu, yani mahkeme, kanuna aykırı teşekkül etmiş bir mahkeme bir mahkeme değildir.
CMK’nın 289/1-a. maddesinde, mahkemenin kanuna uygun olarak teşekkül etmemiş olması, hukuka kesin aykırılık olarak kabul edilmektedir.
Bu şekilde oluşan mahkemenin vereceği kararlar da mutlak surette hukuka aykırı olacaktır.
Özetle, CMK’nın 308/A maddesi ile HSK 1. Dairesinin 12 Aralık 2019 tarih ve 410 sayılı kararına göre oluşturulan başkanlar kurulunun verdiği ve bundan sonra vereceği kararlar hukuksal açıdan sakattır.
Bu durumun yaratacağı hukuksal sorunların önüne geçilmesi bakımından, olağanüstü itirazları inceleyecek başkanlar kurulunda görev yapacak dört üyenin de daire başkanları arasından bizzat HSK tarafından belirlenmesi; bölge adliye mahkemesi başkanının bu kurulda hâkim olarak görev yapması arzu edilmekte ise, bir an önce bu konuda açık bir yasal düzenleme yapılması gerekir.
* Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
© The Independentturkish