Geçmişte çok okunan gazetelerde günlük köşe yazıları yazardım.
Gazetelerin yanı sıra dünyanın en çok okunan üç büyük dergisinden biri olan Gırgır ile Leman’a da haftalık yazılar yazardım.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Ve okurlarımdan inanılmaz sayıda mektuplar alırdım.
Hatta şimdi Milliyet gazetesinde yazan Güneri Civaoğlu’nun genel yayın yönetmeni olduğu, şimdi Sözcü gazetesinde yazan Necati Doğru’nun haber müdürü olduğu Güneş gazetesinde “Ülkenin en çok mektup alan kişisi” olarak tanıtılmıştım.
İşte o günlerde bir okurumdan aldığım mektupla çok sarsıldım.
“Tanrıya inanmasaydım sana tapardım” diye başlayan bu mektubu okuyunca adeta bir öfke seline kapıldım.
Çünkü ben insana tapan, kula kulluk eden zihniyetin baş düşmanıydım.
Aldığım bu mektup üzerine kapıldığım müthiş öfkeyle oturup bir yazı yazdım.
“İnsana tapmaya kalkışanlar, kula kulluk etmeye kalkışanlar beni okumasın. Hatta hasta zihinlerinden adımı bile kazısın” diyen bir yazı yazdım.
Şimdi bunları niye mi anlattım?
Şunun için anlattım.
Birkaç gün önce Mevlevi tarikatı şeyhi Mustafa Özbağ’a ait bir videodan haberdar oldum.
Bu videoyu özetleyerek anlatıyorum.
Bu şeyh bir konferans sırasında müritlerinden birinin eline veriyordu mikrofonu...
Ve müridi, gördüğü bir rüyayı şöyle anlatıyordu:
Rüyamda Allah’ı gördüm. Üstünde sizin giydiğiniz hırka vardı. Sırtı bana dönüktü. Yüzünü bana dönünce baktım, Allah sizdiniz.
Bu durumda bir tarikat şeyhinin, bir din adamının ne demesini beklersiniz?
“O nasıl laf öyle; derhal tövbe edip burayı terk et. Senin gibiler bizden uzak dursun” demesini beklersiniz.
Ama şeyh Mustafa Özbağ böyle yapmıyor.
Bu sözler üzerine imalı birkaç laf ederek müridinin rüyasına destek veriyor.
Yani kendisinin Allah olduğuna dair imalarda bulunuyor.
İşte bu şeyhe ülkemizin üniversitelerinde, belediyelerinde konferanslar verdiriliyor.
Sema gösterileri yaptırılıyor.
İktidar mensupları bu tarikat şeyhlerine, cemaat önderlerine büyük saygı gösteriyor.
Bunlara ne istedilerse veriliyor.
Kendisinin Allah olduğunu ima eden Mustafa Özbağ isimli bu şeyh bana Fetullah Gülen’i hatırlatıyor.
Bakın Diyanet İşleri Başkanlığı’nın Fetullah Gülen hakkında 2017 yılında hazırladığı raporda ne deniyor:
Fetullah Gülen, kendi şahsında Allah’ın tecelli ettiğini söylemekten kaçınmamıştır. Ne hazindir ki bu sözleri cami kürsülerinde söylemiştir.
Peki, Fetullah Gülen daha başka neler söylemiştir?
Mesela “Kendi cemaatinin Allah’ın cemaati olduğunu söylemiştir”.
Mesela “Peygamber Efendimizle birlikte sürekli olarak 81 ili teftiş ettiklerini, cemaat evlerini denetlediklerini söylemiştir”.
Mesela “Peygamber Efendimizle birlikte cemaatinin mensuplarının gece uykularında üstlerini örttüklerini söylemiştir”.
Mesela “Kendisini Peygamber üstü görüp, Peygamber Efendimizi İzmir’e ayağına getirdiğini söylemiştir”.
Mesela “Kendisinin davetiyle Peygamber Efendimizin Türkçe Olimpiyatları’na geldiğini söylemiştir”.
Mesela “Meleklerle sürekli görüştüğünü söylemiştir”.
Mesela “Cemaatinin mensuplarının günahlarını yazmaması için sol taraftaki meleklere emir verdiğini söylemiştir”.
Mesela “Senaryosunu bizzat kendisinin onayladığı Şefkat Tepe isimli televizyon dizisinde Peygamber Efendimizi bir kamyonetin sırtına indirtmiştir”.
Mesela “Aytekin Yılmaz gibi müftüler de Fetullah Gülen’in Peygamberden üstün olduğunu söylemiştir”.
Şimdi de bir insanın Allahlaştırılması boyutundan peygamberleştirilmesi boyutuna gelelim.
Bu konuda Recep Tayyip Erdoğan hakkında söylenenlerden birkaç örnek verelim.
AKP Düzce milletvekili Fevai Arslan:
Recep Tayyip Erdoğan Allah’ın tüm vasıflarını üstünde toplayan bir liderdir.
AKP Bursa milletvekili Hüseyin Şahin:
Recep Tayyip Erdoğan’a dokunmak bile ibadettir.
AKP İstanbul milletvekili Oktay Saral:
Recep Tayyip Erdoğan için her gün iki rekat şükür namazı kılınması gerekir.
AKP Aydın İl Başkanı İsmail Hakkı Eser:
Recep Tayyip Erdoğan bizim için peygamberdir.
Bu örnekler gösteriyor ki, maalesef Türkiye’de bu zihniyet hüküm sürmektedir.
İnsanı putlaştırıp ona tapan bir zihniyettir bu.
Kula kulluk ettiren, kula kulluk eden bir zihniyettir bu.
Çürük binalar gibi yıkılası bir zihniyettir bu!
* Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
© The Independentturkish