Belarus'un başkenti Minsk'te düzenlenen Avrupa Muaythai Şampiyonası'nda 67 kiloda mücadele eden milli muaythai sporcusu Bediha Taçyıldız, finalde karşılaştığı Rus rakibini yenerek 3. kez Avrupa şampiyonu oldu.
Organizasyonda zorlu rakipleri geride bırakarak altın madalya kazanan Bediha, 4 dünya şampiyonluğunun yanına 3. Avrupa şampiyonluğunu ekleyerek adını bir kez daha tarihe yazdırdı.
Şampiyonanın sona ermesinin ardından yurda dönen 23 yaşındaki Bediha, eğitimine devam etmek üzere Düzce'ye gitti.
Düzce Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Öğretmenliği Bölümü 4. sınıf öğrencisi olan Bediha Taçyıldız, Türkiye'de son yıllarda insanların tanımaya başladığı muaythai hikayesini Independent Türkçe'ye anlattı.
Spora, henüz 10 yaşında tekvandoyla başladığını söylüyor Bediha.
Daha sonra muaythai antrenörü bir tanıdığının tavsiyesiyle tekvandoyu bırakıp muaythai ile tanıştığını anlatıyor:
İyi ki muaythai yapmışım diyorum. Bu yolda en büyük şansım ailem oldu. Elde ettiğim tüm başarıları aslında aileme borçluyum. Onlar arkamda olmasaydı, destek olmasaydı buralara asla gelemezdim. Ailemin desteği ve emeği çok büyük. Onları gururlandırıyorsam ne mutlu bana.
Bediha, "Hem savunma hem de saldırının bir sanat şeklinde yapılması bu spora başlamamdaki en önemli etken" diyor.
Muaythai "Ustaya saygı sporu" olarak da anılıyor ve diğer birçok dövüş sporundan daha farklı özellikleri var.
Belki tekvandoda devam etseydim ve bu başarıları orada yakalamış olsaydım, suan çok ciddi bir maddi gelir elde edebilirdim. Açıkçası bu durumdan rahatsız da değilim. Benim için en önemlisi ülkemi dünyanın dört bir yanında en iyi şekilde temsil etmek. Muaythaiyle daha mutluyum.
Avrupa Şampiyonası'nda final müsabakasına geldiğinde aklından binbir türlü düşüncenin geçtiğini anlatan Bediha:
Benim belki de en güzel özelliğim ne olursa olsun kendime inancımı asla kaybetmemem. İnanmak başarmanın yarısıdır. Daha 3 ay önce dünya şampiyonu olarak mindere çıkmıştım, ona göre bir performans sergilemem gerekiyordu ve bunu da yaptığım için gerçekten çok mutluyum.
Bundan önce 2 kez daha Avrupa şampiyonluğu yaşadığını hatırlatan milli sporcu şunları söyledi:
Ama bu seneki gerçekten çok farklıydı. 9 Kasım'da final maçım vardı ve ertesi gün benim için özel ve anlamlı bir gündü. Çıktım ve kazandım. Bence her Türk genci aynı şeyi hissederdi. Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün ölüm yıldönümünde tüm Avrupa’ya İstiklal marşımızı dinletmek bence dünyanın en haklı gururuydu.
Çocukken polis veya subay olmak istediğini söyleyen Bediha, bu iki mesleğin kendisi için "kutsal" olduğunu kaydetti.
Bediha'yı en çok zorlayan şey ise sakatlıklar ve ailesinden uzak kalmak.
Sakatlığın her sporcu için en büyük korku olduğunu söyleyen Bediha, “Günlerce yurtdışında kalmak, ailenden, sevdiklerinden uzak olmak... Bunlar beni en çok üzen ve zorlayan şeyler. Tabi zamanla insan herseye alışıyor. Herşeyin bir zorluğu vardır. Hiçbirşey kolaylıkla elde edilmez" dedi.
Devletin muaythaiye de destek verdiğini söyleyen Bediha, "Muaythai”nin yarı olimpik bir branş olması ve ödül yönetmeliğinin sporculara küçük de olsa gelir sağladığını söyledi.
Hedefinin 2024’de olimpiyatlara katılmak olduğunu ifade eden genç sporcu, “2021'de dünya oyunları var orada olmayı çok istiyorum. Onun için çalışmalarım devam ediyor. 2024'te inşallah olimpiyatta yer almak, ülkeme yakışır bir şekilde mücadele etmek ve madalya kazanmak istiyorum. Başarımın en büyük mimarlarından biri olan antrenörüm Yılmaz Çeken’e de ne kadar teşekkür etsem az. Birlikte çok güzel ve önemli başarılar kazandık. Allah izin verirse kazanmaya da devam edeceğiz" şeklinde konuştu.
Şampiyonluklarının ardından sokakta artık insanların kendisini tanıdığını söyleyen Bediha Taçyıldız, bu durumun kendisini çok mutlu ettiğini söyledi.
“İnsanlar bana genelde şampiyon diye sesleniyor" diyen Taçyıldız, "Bu ilgi ve alaka elbette mutluluk verici ancak özellikle beni örnek alan birilerini görmek dünyanın en güzel duygusu olsa gerek" ifadelerini kullandı.
Özellikle kız çocuklarının mutlaka spora yönlendirilmesi gerektiğini vurgulayan Taçyıldız sözlerini şöyle tamamladı:
Hangi branş olursa olsun mutlaka bir spora yönlenmelerini istiyorum. Kendimden biliyorum, Türk kızları, Türk kadınları çok inatcı ve çok güçlüler. Yapamayacakları aşamayacakları hiçbir engel yok. Yeter ki birileri referans olsun.
© The Independentturkish