Trump'ın Beyaz Saray'a geçmesinden bugüne dünyaya etkisi yüksek yaşanan çok kritik olayların nedenini ve bundan sonra olabilecekleri değerlendirmek adına belirleyici nitelikte bir makale.
Giriş
Stratejik, jeopolitik, petropolitik, küresel, güç mücadelesi ve yeni politikalar, Trumpizm, Putinizm, Kremlinoloji, büyük petrol şirketleri, Çin, Atlantik, Arktik, Pasifik, ARAMCO, ExxonMobil, vs. kapsamındaki konulara birlikte bakıldığında gelişmeler net bir biçimde açıklanabilmektedir.
Küresel dengelerde değişikliklerin olduğu açık. Rusya ve ABD birbirlerine yaklaşıyor, NATO ve Avrupa tartışılıyor. Bu Suudi Arabistan da nereden çıktı diyenler var.
Bugünlerde dünya ABD ve Rusya'yı konuşurken, Çin her zamanki gibi sessiz. Ama hedefte Çin var. Ekonomi dahil birçok alanda belirsizlik hakim.
Kapsamlı bir analiz yapacak ve sonuçta taşları yerli yerine oturtma şansı elde edeceğiz.
Ben bu makaleyi enerji konusunda otorite, çok değerli dostum JFC Enerji Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Cengiz Eren'in katkılarıyla hazırladım. Öncelikle kendilerine teşekkür ederim.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Geçmişten günümüze
SSCB döneminde fazlaca uygulandığı üzere, Suudi Arabistan, ABD fiyat politikaları doğrultusunda hareket ediyordu.
Ama yine de dünyada petrol konusunda jeopolitik koz Suudilerde idi.
11 Eylül sonrasında ABD kaya gazı konusuna daha fazla eğildiler, zira teknoloji buna müsait olmaya başladı. Yakın zamanda ise bütün hidrokarbon üretiminde yapay zeka uygulaması başlatıldı.
Bu ise efektif üretim ve fiyatlama kolaylığı demek oldu. Şimdi ABD hidrokarbon bazlı enerji piyasasında hakim konumda ve üretimi rekor seviyede.
Bugün bu gelişmelerle ABD petrolde Suudilerden jeopolitik kozu almış oldu.
Bunun üzerine Suudiler, ABD'ye örtülü petrol savaşı başlatmış gibi oldu. Üretimi kendine göre artırdı.
Enerji fiyatlarının belirlenmesinde güçlü olduklarını göstermek istediler.
Hatta fiyatları aşağıya çekerek ABD'yi anlaşmaya zorlamak ve bu yolla kaya gazının efektif olmadığını ispatlamak istediler.
Bu Suudilerin bütçe açığı vermesine yol açtı. Yani zarar kendilerine oldu. Sonra borçlanma oranları artı.
ARAMCO'yu halka arz ederek, fon bulmaya çalıştılar ama bunda da başarı olamadılar.
Bundan Çin nasiplendi. Suudiler dolar borçlarını swap yoluyla Yuana çevirdiler.
Suudiler için 80 dolar/varil denk bütçe demektir. Ruslar 50 dolar/varil fiyatına razılar.
Amerikalılar ise 70 dolar/varil fiyatından memnun olurlar. Çin'in marjını açıklayacağım.
Putin ve Trump faktörü
Putin ne yaptı?
Hem Trump ile hem de MbS (Prens Muhammed bin Selman) ile masaya oturma şansı buldu.
Ayrıca Putin, petrol fiyatları konusunda Trump ile müzakereye açık olduğunu söyledi.
MbS'in ev sahipliğinde Riyad'daki ABD-Rusya Dışişleri Bakanları toplantısında Rusya Yatırım Fonu'nun başındaki Stanford ve Harvard eğitimi almış Kirill Dmitriev de vardı. Ayrıca Dmitriev aileden biridir, güvenilirdir.
Bu gelişmelerin yönü için bir ipucu niteliği taşımaktadır. Dmitriev Riyad'da Trump'ın Ortadoğu Temsilcisi ve aynı zamanda kendisi bir milyarder iş insanı olan Steven Charles Witkoff ile de görüştü. İkisi de paradan anlayan isimlerdir.
Bugün Putin'in ABD'den istediği somut konu, Biden'a sunduğu 17 Aralık 2021 yaptığı güvenlik garantisini almak. NATO'nun genişlemesinin durdurulması.
(Başka tabirle ABD'nin Brzezinski nin doktrininden vazgeçmesi.) Yani Ukrayna bu haliyle anlaşma masasında olacak ve NATO'ya giremeyecek.
ABD Avrupa'yı dağa fazla baskı altına almayacak ve Rusya Avrupa ile tekrar iş yapabilecek, enerji dahil.
ABD'nin hedefi, Çin'in gücünü kırmak, ABD şirketlerinin Arktik bölgede ve Pasifik'te daha etkin rol oynamasını saplamak. Burada da hidrokarbon üzerinden bir hesap olduğu açık.
Birincisi, Arktik bölgede Yamal ve ortaya çıkacak yeni kaynaklarda Çin-Rus iş birliği yerine, ABD-Rus iş birliği olsun isteniyor. (Şu an Ruslar Yamal'da Arktik-1 projesinde Çinililer, Total ve Rus Novatek ortaklar.)
İkincisi, Pasifik'te, Rusya ve Japonya yakınlarında, üstelik Çin ve ABD ilgi alanında yer alıyor. Burası Sakhalin.
Şimdi Trump bu iki konu üzerine, yani Arktik bölgeye ve Pasifik'e yoğunlaştı. Putin, Trump'a "gel görüşelim" dedi ve bu görüşmenin ilki Suudi Arabistan'da, Riyad'da gerçekleşti.
Bu konuda artık gün yüzüne çıkan konu, Trump'ın başkan seçilmesindeki en büyük destekçileri. Petrol şirketlerini biliyoruz. Şaibeli konuyu Biden ve Demokratlar iddia ettiler; Trump'ın Putin'den destek aldığı söylendi.
Trump işbaşına gelmeden, Ukrayna'daki savaşı bitirecek lider, olduğunu ilan etti. Şubat ayındayız ve bu neredeyse yol alan bir konu haline geldi. Sanırım bu cephede yaşananlar ne karmaşık ne de sürpriz.
ABD ve Rusya uzayda iş birliğini sürdürüyor. Uluslararası Uzay İstasyonu için yakıt ve motorları halen Rosatom tedarik ediyor. ABD nükleer santrallerine hatırı sayılır miktarda uranyumu Rusya veriyor.
Bugün Trump, Rusların istediğine ilave olarak, çok daha güçlü bir hamle yapıp, küresel ortaklık sunuyor.
İş birliği konuları uzayı, küresel güvenliği, yapay zeka dahil teknolojiyi, nadir toprak elementleri tedariğini, vs. kapsıyor.
Putin'e "Tekrar G8 ülkesi olmalısın" derken, Trump'ın bu teklifinin içinde bütün bu konular bulunuyor.
Bu iş birliğinin hemen olması zor gibi, ama Trump bunun yolunu açmak istiyor.
Ruslar için Batı'ya (özellikle Avrupa'ya) karşı güvensizlik çok büyük dozda.
Bu güvensizlik tarihteki savaşlara, hatta Soğuk Savaş'a dayanmaktadır.
Bunun için Trump'ın, Avrupa ile Rusya arasında uzun sürecek bir güven çalışmasına ihtiyacı olacaktır.
Ayrıca Trump'ın iç politikada mücadele etmesi gerekiyor.
Dışarıda her ne olursa olsun, örneğin 6 ay sonra ülkede enflasyon, işsizlik ve sosyal politikalarda somut gelişmeler olmaya başlamadı ise oklar tersine dönmeye başlayabilir.
Çünkü Trump'ın düşmanı çok! Seçim kampanyasında Trump'a suikast teşebbüsünde bile bulundular.
CIA, Pentagon, FBI, medya ve diğerleri, hepsi bekliyorlar.
Ruslar ve Çinliler
Çin enerji bağımlısı bir ülke. İhracatına dayalı büyümesi enerjiye ve teknolojiye bağlı.
Eğer ABD ve Rusya anlaşırlar ise Çin'in durumu ne olur?
Bazı alanlarda Çin ile Rusya stratejik ortaklıklar yaptılar. Şimdi ne olacak?
Bütün bu yaklaşımlarla söyleyecek olursak, Çin savunmasız mı kalacak?
Ruslar ortaklıklarını satrançtaki gibi, vezir, at, piyon, hepsini ayrı değerlendirir. Gerçekçidir.
Örneğin ABD gibi bir küresel güç ile stratejik çıkarı olacaksa, daha önce yaptığı ortaklıkları hemen bozabilir.
Örneğin, Kuzey Kore ve İran'ı, ABD için, kolaylıkla feda edebilir. Rusya kendini de ABD'yi de "emperyal güç" olarak tanımlar.
Ruslar için emperyal ortaklar en önemlisidir. Konuşacak ise kendine denk olanı muhatap arar.
Bugün Putin'in muhatabı sadece Trump gibidir. Eğer çıkarı varsa Ruslar yaptıkları anlaşmaları yok sayar veya dondurur.
Aynı şeyi ABD de yapar. Trump'ın son yaptıklarına bakmanız yeterlidir.
Bu arada Rusya'nın politikası gereği sürekli tekrarladığı emperyalizm kimseyi aldatmasın!
Kremlin'i bilmeden konuşan romantik çok.
Bunun adımın "Kremlinoloji" olduğunu bile bilmeyen çok.
Mao zamanında Ruslar, Çin ile ilişkilerini bozmuşlardı. Halen Sibirya'da Çinliler ile tarihi itilaflı konuları var.
İtilaflı bölgede her iki halk için bu tarihi nefret devam ediyor.
Ruslar genel olarak, siz şu anki ortaklıklarına bakmayın, Çinlileri, İranlıları ve Kuzey Korelileri sevmezler.
Özellikle Çinlilerin Rusları her sıkıştığında sömürmek için yaklaşımda bulunduklarını düşünürler.
Bunu bildiklerinden, stratejik iş birliğinden bahsetseler de Ruslar Çinlilere çok özel teknolojik birikimlerini vermezler.
Çinliler ise bunları (her ülkeden olduğu gibi) Ruslardan çalmak (istihbarat yoluyla almak) isterler.
Ruslar tarafından Çinlilere çalışma lisansları verilir, bu da takip edilir. Rus istihbaratı bu tür faaliyetlerde gelişmiştir.
Savunma alanında ortaklarıyla askeri tatbikat yaparlar, daha ötesine geçmezler.
Ruslar ile Çinliler sadece doğal gaz anlaşması yaptılar (145 dolar / 1000 metreküp fiyattan) ve bu fiyat pek de memnuniyet yaratmıyor.
Rusya LNG'de Total, Shell, ExxonMobil Japonya'ya çok daha fazla imtiyaz verdi. Sakhalin'deki havzada ExxonMobil, Shell vardı bunlar ortaklıktan çıktılar; fakat hisseleri Gazprom'da emanette duruyor. Sadece Japonya kaldı.
Görüşme trafiğine bakılırsa ExxonMobil sahada tekrar çalışmaya başlayacak, Gazprom hisseleri tekrar devredecek. Rusya bölgedeki jeopolitik kuşatmayı bu yolla kırabilir.
Çin'in petrol fiyatı marjı ne? Ne olursa kritik hale gelir?
Çin için şuanki fiyatlar 75-80 dolar/varil. Bu Çin için averaj fiyat olabilir.
Çinliler bu fiyat 80-90 dolara çıktığında petrol ithalatını azaltıyor.
Fiyat 90-100 dolar ve üzerinde olursa Çin'in ihracatı daralıyor.
Çin enerjiyi çeşitlendirdi; sonuçta nükleer ve kömür santralleri vardı, sayılarını çoğalttı, ayrıca yeşil enerji santrallerine yatırım yaptı hem de çok.
Tüketimi dengelemek için elektrikli araçlara yatırım yapılıyor.
Peki petro fiyatlarının düşmesi Çin'i nasıl etkiler?
Özellikle deniz taşımacılığı ve liman maliyetleri düşük olur ise bu Çin'in ihracattaki rekabet gücünü arttırır.
Çin'in önemsediği, ABD'nin şimdiden önünü kesmek istediği, Rusya'nın ise eşindeki kozu masaya koyduğu çok önemli bir konu var; Arktik bölge gemi trafiğinin açılması.
Eğer Rusya ve Çin ortak hareket ederlerse, buradaki ulaştırma maliyetleri Çin'e yarar.
Tam tersine, Rusya ve ABD ortak hareket ederlerse, Çin'in ihracatı bundan olumsuz etkilenir.
Bu bölgedeki yol kabaca maliyetleri 1/3 oranında azaltacak.
Bu durumda asıl konulardan biri de Arktik du yolu oluyor.
Bu Çin'in Kuzey İpek Yolu dediği hattır.
ABD, Çin'in önümü Rusya ile anlaşarak kesmek istiyor.
Sonuç
Bu makalenin adını Yeni Jeopolitik Dengeler ve Yeni Petrol Savaşı koydum.
Bu yeni denklemi çözebilmek adına, Atlantik, Arktik ve Pasifik düzleminde küresel ekonomik ve stratejik başlıkları analiz ettim.
Sanırım pek çoğumuzun "neler oluyor" şeklindeki sorusuna doyurucu bir cevap verdim.
Putin ve Trump neyin peşinde, bunu tek tek açıkladım.
Avrupa, Japonya ve Suudi Arabistan bu denklemin neresinde, inceledim.
Bazı petrol şirketlerini yerli yerine koydum.
Bilinen bir konu, ama güncel şekliyle Petro-politika konusunu açıkladım.
Asıl hedef Çin, ama nasıl?
Bunu çok net cevapladım.
Şimdi, küresel güçler dengesi ve mücadelesi bakımından, okurların kendi yerel ve bölgesel düşünceleri tatmin edici düzeyde ortaya çıkacaktır kanısındayım.
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
© The Independentturkish