"Bakü'ye kardeştir Tbilisi..."

Mayis Alizade Independent Türkçe için yazdı

Gürcistan'da "Rus yasasının" Parlamento'dan geçmesiyle hükümet karşıtları sokaklara inmişti / Fotoğraf: AFP

İsviçreli parlamenter Andreas Gross'un Ocak 2006'da "Büyük miktarda para alıyorlar" dediği 3 ülke delegasyonunun ikisi şimdi AKPM dışında.

"Yüklü miktarda para verdiği" iddia edilen Azerbaycan da...

Geçen 26 Ekim'den bu yana siyasi krizden bir türlü çıkamayan Gürcistan'da iktidar, bir radikal adım daha atarak muhalif bloktan seçilmiş 49 milletvekilinin mazbatasını iptal etti.

Parlamentoda yapılan oylamada, iktidar partisine mensup 89 milletvekilinden 82'si, parlamentoya girmeye hak kazanmış 61 muhalif milletvekilinden 49'unun milletvekilliğinin düşürülmesi yönünde oy kullanırken, muhalefeti temsilen parlamentoda sadece eski Başbakan Giorgi Gakharia'nın Gürcistan Namına Partisi'nden 12 milletvekili kaldı.

Rusya yanlısı milyarder Bidzina İvanişvili'nin yönlendirdiği iktidar partisi grubu bununla yetinmeyip muhalif parti mensuplarını ve siyasi aktivistleri tutuklamak için daha sert yasalar çıkarıyor.

Özellikle birkaç gün önce yaşanan yol kapatma eyleminden dolayı bazı milletvekillerinin tutuklanma ihtimali güçlendiği gibi, içişleri bakanlığının olaylara müdahale yetkisi de bir hayli artırıldı.

Örneğin, en hafif cezalardan biri olan 15 günlük tutuklama süresinin yasada yapılan değişiklikle 60 güne çıkarılması bekleniyor.

Ayrıca, herhangi bir bakan, milletvekili veya güvenlik görevlisine hakaret etmek "ağır cinayet emeli" sayılacağı gibi, kapalı alanlarda eylem yapılması da yasaklanıyor.

Ancak iktidarın aldığı sert kararlara rağmen muhalif blokun eylemlerinden vazgeçmeyeceği görünüyor.

Örneğin, Tek Ulusal Harekat Partisi Genel Başkanı Tinatin Bokuçava, önümüzdeki günlerde Tiflis, Batum ve ülkenin bazı diğer kentlerinde 57 siyasi tutuklunun serbest bırakılması ve yeni parlamento seçimi talepleriyle eylemler yapacaklarını ifade etti.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Evet, 10 sene öncesine kadar Güney Kafkasya'nın demokrasi konusunda ön kalesi sayılan ülkesindeki en son "ehval ve şerait"in kısa tasvirini verdikten sonra, "Neden böyle oldu? Bir ülke demokrasinin kurallarından ve evrensel değerlerden nasıl 180 derece geri dönüş yapar?" sorularının cevaplandırılması gerekir.

Onun için az geriye gitmemiz gerekecek.


Gürcistan'ın bağımsızlık ve Avrupa yolundaki zorlu mücadeleleri: 1986'dan 2025'e

0 yıllık Sovyet rejimine karşı ilk başkaldırı Aralık 1986'da Kazakistan'ın başkenti Almatı'da, ikinci başkaldırı ise Nisan 1989'da Tiflis'te yaşanmıştı.

Almatı olaylarını birkaç protestoyu öldürüp yüzlerce göstericiyi hapse atarak bastıran SSCB yönetimi, Kazakistan Komünist Partisi'nin başına Ulyanovsk Parti Teşkilatı Başkanı Kolbin'i (Rus kökenli bir yöneticiyi yani) getirirken, Bakanlar Kurulu Başkanlığına Nursultan Nazarbayev atanmıştı.

Gürcistan'daki gelişmeler ise Komünist Parti üst yönetimindeki değişiklikle sınırlı kalmamış ve ülkedeki eski disidentler ortaya çıkarak özgürlük mücadelesini örgütlemişlerdi.

Zviad Gamsakhurdia'nın 1990'da Gürcistan Parlamentosu başkanı, 1991'de ise bağımsız Gürcistan'ın ilk devlet başkanı seçilmesi, Nisan 1989'da Tiflis meydanında yaşanmış başkaldırının Moskova tarafından kanlı şekilde bastırılmasına karşı sergilenmiş tepkinin sonucuydu.

1992'de Gamsakhurdia devrilip yerine SSCB'nin Gürcü kökenli eski Dışişleri Bakanı Eduard Şevardnadze geçtiğinde, siyasi partilerin yanı sıra basının çalışmaları kısıtlanmamıştı.

Batıda da demokrasiye sadakatıyla tanınan Şevardnadze'nin uyguladığı politikaların "ürünü" olan 35 yaşındaki Mihail Saakaşvili ve arkadaşları, Kasım 2003'te parlamentoda gerçekleştirdikleri "Gül Devrimi"yle dünya siyasetinin en deneyimli isimlerinden birini oyunun dışına atmayı başarmışlardı.

2004-2013 yılları arasında Gürcistan'ı yönetmiş Saakaşvili'nin gerçekleştirdiği reformlar sayesinde bu ülke, Batı'dan çok büyük destek alarak gelişebilmişti.

Ülkenin yönetim şeklinin değişmesiyle iktidara gelen Gürcü Arzusu Partisi'nin uyguladığı politikaların bir kısmının eleştirilmesine rağmen, muhtemelen bir dizi koşulu da hesaba katan Avrupa Birliği, 2023 yılı sonlarında Gürcistan ile tam üyelik müzakerelerinin başlatılması kararını aldı.

Ancak ne olduysa o karardan sonra oldu: Ülkeyi perde arkasından yöneten Rusya yanlısı milyarder Bidzina İvanişvili'nin doğrudan yönlendirmeleriyle muhalefet, medya, siyasi aktivistler üzerinde baskılar güçlenirken, AB ve ABD uyarı üzerine uyarı yaptı.

Uyarılar etki oluşturmayınca bazı bakan ve siyasetçilere karşı hem Brüksel hem de Washington'dan yaptırımlar geldi.

Geçen 26 Ekim'de yapılan parlamento seçimlerine sadece Rusya'nın değil, hatta Azerbaycan'ın müdahalesi tartışılırken, iktidar partisinin ilk sırada ve yeterince güçlü çıktığı seçimlerin sonuçlarını ne Cumhurbaşkanı Salome Zurabişvili ne de 150 kişilik parlamentoda 61 sandalye kazanmış muhalif blok tanıdı.

Avrupa Birliği "Havet" derken, ABD iktidarı perde arkasından yöneten Bidzina İvanişvili'yi bu kez yaptırımla tehdit etti.

Bu durumda önce AB, 2028 yılına kadar üyelik müzakereleri sürecini dondururken, bir süre sonra Tiflis aynı yönde karar aldı.

Geçen ocak ayı sonunda ise Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi'ndeki Gürcü delegasyonu çalışmalardan çekilme kararı alarak evine döndü.

Yani Ocak 2024'te Azerbaycan, AKPM'deki faaliyetlerden men edilirken ve Ocak 2025'te bu yasak kaldırılmazken, Gürcistan iki hafta önce bunu gönüllü yaparak Avrupa Konseyi ile ilişkilerinin tabutuna şimdilik bir çivi çaktı.


Salome Zurabişvili'nin Gürcistan siyasetindeki rolü: Batı desteği ve muhalefetle dayanışma

2018 yılında 6 yıllığına seçilen Cumhurbaşkanı Salome Zurabişvili ise, belirttiğimiz üzere 26 Ekim parlamento seçimlerinin sonuçlarını tanımayarak yeni seçim istedi ve sokaklara, meydanlara çıkıp muhalif güçlerin yanında yer aldı.

Soylu dedeleri, bağımsız Gürcistan'ın Şubat 1921'de Rusya tarafından işgal edilmesinin ardından Fransa'nın yolunu tuttuğu için Bayan Zurabişvili, attığı radikal adımların nedenini bu şekilde açıklıyor:

Dedelerim, Ruslar burayı işgal edince gitmek zorunda kalmış. Şimdi ben dedelerimin terk ettiği vatanı yeniden Ruslara veremem.


29 Aralık'ta rezidansını terk eden Bayan Zurabişvili, ABD ve AB'nin Gürcistan iktidarına baskıları güçlendireceğinden emin görünüyor. Nitekim ABD'nin 47'nci başkanı Donald Trump'ın yemin törenine Gürcistan'ın ne devlet başkanı ne de başbakanı davet edilirken, 20 Ocak'tan birkaç önce Washington'a giden Salome Zurabişvili'nin Batılı ülkelerce Gürcistan'ın resmi temsilcisi gibi tanınma sürecinin düğmesine basılmış gibi bir intiba uyanıyor.

Daha önce Belarus'un muhalif lideri Svetlana Tihonovskaya'yı resmi temsilci olarak tanıyan ABD ve Avrupa'nın şimdi Salome Zurabişvili'yi resmi temsilci olarak tanıması daha kolay olacaktır.

Çünkü Fransa Dışişleri Bakanlığında uzun süre görev yapmış Bayan Zurabişvili'yi Cumhurbaşkanı Mihail Saakaşvili, 2004 yılında davet ederek kendisine Dışişleri Bakanı görevi vermişti.

2018 yılında Zurabişvili'nin Cumhurbaşkanı seçilmesine yeşil ışık yakan milyarder Bidzina İvanişvili'nin hedefi, Avrupa ve ABD'den gelebilecek baskıları Zurabişvili üzerinden hafifletmekti.

Ancak görev süresinin sonuna doğru hükümetle çok açık zıtlaşmaya giden Cumhurbaşkanı Zurabişvili'nin, özellikle 26 Ekim'deki parlamento seçimlerinden sonra sokaktaki protestocuların yanında bulunması, muhalefetin elini güçlendirdi ve muhalefete mensup 49 milletvekilinin mazbatasının iptal edilerek dokunulmazlıklarının kaldırılmasına rağmen sert muhalefeti sürdürmekte kararlılık sergilemelerinde Salome Zurabişvili'nin önemli payı var.

Birkaç yıldır hapiste bulunan Mihail Saakaşvili'nin siyasi gelişmeleri etkileme potansiyeli zayıfladığı için Salome Zurabişvili'nin gerek geçen sonbaharda ortaya koyduğu kararlılık ve gerekse Batılı ülkeler nezdinde gördüğü saygı, Gürcistan'ın sokak-meydan muhalefetinin ayakta kalmasına büyük bir moral kaynağı teşkil ediyor.

Donald Trump'ın hırslarının birazcık soğumasından sonra ABD ve AB'nin Gürcistan'la ilgili düşüncelerini daha iyi görme fırsatı doğacak.

Az önce belirttiğimiz gibi, Batı'da Salome Zurabişvili gibi bir temsilcisinin olması durumunda Gürcistan muhalefetinin ayağı yere daha sağlam basacaktır.
 


Gürcistan'da Rusya-Batı mücadelesi ve demokrasiye yönelik tehditler

Gürcistan siyasi arenasında cereyan eden gelişmelerin, 49 milletvekilinin mazbatasının iptaliyle sonuçlanması, Güney Kafkasya'daki Rusya-Batı mücadelesini yeni ve belki de tavizsiz bir aşamaya taşımıştır.

Bu süreçte en önemli mesele, mevcut Gürcistan iktidarının muhalefete yaklaşımının değişip değişmeyeceği değil, mesele milyarder Bidzina İvanişvili'nin Moskova'nın sözünden çıkıp çıkamayacağıdır.

Çıkamaması durumunda, paralarının büyük kısmını Batı bankalarında tutan Gürcü milyarderle ilgili yeni yaptırım kararlarının alınması işten bile olmayacaktır.

Aynı zamanda Salome Zurabişvili'ye ve Gürcistan muhalefetine desteğin daha da artırılması da işten bile olmayacaktır.

Bir ülkenin demokrasiden nasıl geri götürülmeye çalışıldığının günümüzdeki acıklı bir örneğini teşkil ediyor Gürcistan. Parasının önemli kısmını Rusya'dan kazanmış Bidzina İvanişvili'nin ortaya çıkardığı bu eser, Gürcistan'ı her geçen gün Azerbaycan'a benzetiyor.

Hiç unutmuyorum, çocukluğumuzun Azerbaycanı'nın kır düğünlerinde en çok oynanan şarkılardan biri "Bakü'ye kardeştir Tbilisi" idi.

O zamanların şarkısındaki kardeşlik, şimdinin siyasetinde gerçekleşiyor.

Gürcistan delegasyonunun Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi'ndeki çalışmalara katılmaktan vazgeçmesi ise, Avrupa siyasetinin en dürüst şahsiyetlerinden biri olan İsveçli eski parlamenter Andreas Gross'un Ocak 2006'da sarfettiği bu sözleri bir kez daha haklı çıkarmıyor mu?

AKPM'deki Rusya, Gürcistan ve Türkiye delegasyonları Azerbaycan'dan büyük miktarda para alıyor.

İşte o delegasyonlardan üçü şimdi AKPM dışındayken (Ukrayna'yı işgalden dolayı Rusya, Avrupa Konseyi'nden tamamen atıldı), Türkiye delegasyonu çalışmalara katkılar sunmayı sürdürüyor.

Nasıl söylüyordu Bülent Ersoy?

"Sefanız olsun" mu?

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU