Erez geçidi yakınındaki devasa bir tünelde cip kullandığı görüntüsü ortaya çıkana kadar medyada kimse onu tanımıyordu. 4 kilometre uzunluğundaki mega tünelden çekilen kısa bir video, Gazze'nin en çok aranan isimlerinden biri olan, öldürülen Hamas lideri Yahya Sinvar'ın küçük kardeşi Muhammed Sinvar'ın görüntüsünü ilk kez ortaya çıkardı.
Ölümlerden dönen adam: Muhammed Sinvar
— Independent Turkish (@TurkishIndy) October 18, 2024
Muhammed Sinvar kimdir?
İsrail suikastlarından nasıl kurtuldu?
Ağabeyi Yahya Sinvar'dan neden daha acımasız?
Independent Türkçe Genel Yayın Yönetmeni Nevzat Çiçek yorumladı https://t.co/nISQnHcqxC
İsrail ordusu tarafından yayımlanan videoda, Hamas lideri Yahya Sinvar'ın kardeşi Muhammed Sinvar, İsrail-Hamas arasında devam eden çatışmanın ortasında, İsrail-Gazze sınırı yakınındaki Erez geçişi yakınında bir tünelden arabayla seyahat ederken görülüyordu.
İddiaya göre, iddialı tünel projesi için Han Yunus'tan getirilen bir mühendis ve tünel kazıcı ekibinden brifing alıyordu ve tünelin kıvrımlarını ve dönüşlerini geziyordu.
Muhammed Deif ve Mervan İsa gibi üst düzey Hamas askeri komutanlarının ölümlerinden bu yana, Muhammed Sinvar, kardeşinin sarsılmaz desteğiyle, Gazze'deki Hamas liderliğinin fiili ikinci komutanı olarak ortaya çıktı.
Abisi Yahya Sinvar'ın öldürülmesi sonrası askeri kanaat liderliği için en güçlü lider olarak karşımıza çıkıyor.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
49 yaşındaki Muhammed Sinvar, Han Yunus'ta doğdu ve Hamas'a ilk katılanlardan biriydi. Birinci İntifada sırasında eylemlere katıldı. İsrail'de 9 ay hapis yattı ve daha sonra 3 yılını Filistin Yönetimi hapishanesinde geçirdi. 2000 yılında bu hapishaneden firar etti. Tanıyanlar Sinvar'ın Hamas'ın kurucularından Abdülaziz el-Rantisi'nin ideolojik etkisi altında büyüdüğünü belirtiyor.
Muhammed Sinvar 1975 yılında Han Yunus mülteci kampında doğduğunda ağabeyi Yahya zaten 13 yaşındaydı. Ailesi 1948'de Aşkelon yakınlarındaki bir köyden güney Gazze'ye yerleşmek zorunda kaldı. Mülteciliği ve mültecilik yaşantısını en iyi bilen ailelerden biriydi.
1989 yılında Yahya tutuklanıp ömür boyu hapis cezasına çarptırıldığında, Muhammed 14 yaşındaydı. O artık yalnızca İsrail işbirlikçisi olduğu iddia edilenleri bizzat idam eden acımasız Yahya'nın kardeşi değil, aynı zamanda Hamas'ın önemli isimlerinden birinin de kardeşiydi.
Muhammed, 1991 yılında "terör faaliyeti" şüphesiyle IDF tarafından tutuklandı ve Ktzi'ot hapishanesine hapsedildi; ancak dokuz ay sonra serbest bırakıldı. Daha sonra önemli isimler haline gelecek olan Muhammed Deif, Sa'ad Al-Arabid ve Hamas'ın askeri yeteneklerinin geliştirilmesine katılan diğerleri gibi saha komutanlarıyla arkadaş oldu.
Muhammed ayrıca, İsrail'in baskısı altında Filistin güvenlik güçleri tarafından sık sık gözaltına alındı ve sonunda toplam üç yıl gözaltında kaldı. İsrail'in operasyonlarına yeniden başlaması ve bir IDF helikopterinin Muhammed'in yakın arkadaşı Sa'ad Al-Arabid'e saldırıp öldürmesiyle önemi Nisan 2003'te daha da arttı.
Siyonist düşünceye karşı yakıcı bir nefretle hareket eden Sinvar kardeşler, İsrail'e karşı yıkıcı faaliyetlere derinden dahil oldular. Sinvar kardeşlerin ortak birçok noktası var; bunların arasında ilk oğullarına babaları İbrahim'in adını vermek, "Abu İbrahim" takma adı da var.
Muhammed Sinvar, yaklaşık 1 yıllık savaş boyunca nerede olduğunu bilen birkaç kişiden biri olan Yahya'nın güvenilir sırdaşı oldu. Aile bağları, örgüt içinde sadakatsizlik şüphesi olmadan Hamas'ın zirvesine giden pürüzsüz bir yol sağladı.
Muhammed Sinvar'ın rolü ilk olarak Hamas tarafından 2005 yılında, grubun gizlilik geleneğini bozup İsraillilere ve IDF güçlerine karşı saldırıları yöneten yedi komutanın kimliklerini ifşa etmesiyle ortaya çıktı. Sinvar, bunlar arasında Han Yunus Tugayı'nın komutanı olarak adlandırıldı.
O dönemde İsrail, Muhammed Sinvar'a üç suikast girişiminde bulundu. Bunlar arasında keskin nişancı ateşi, evine çift hava saldırısı ve evinin duvarındaki patlayıcı düzeneğin bulunması olduğu bildiriliyor. Son 20 yılda evinin birkaç kez yıkılması tesadüf değildi. Onu sınır dışı etme operasyonları çok büyüktü ama hep sonuçsuz kaldı.
İsrail, yıllar boyunca Muhammed Sinvar'ın hayatına yönelik tekrar tekrar girişimlerde bulundu. Evi, 2012'de Savunma Sütunu Operasyonu sırasında ve 2014'te Koruyucu Kenar Operasyonu sırasında bombalandı, ancak orada değildi.
Yıllar boyunca Muhammed, Hamas'ın üst düzey komutanlarıyla birlikte çalıştı ve yine ölümcül saldırılara karışan Hasan Salameh gibi kilit isimlerle bağlantılarını sürdürdü.
Muhammed'in radar altında çalışabilme yeteneği, onun etki ve operasyonel deneyim biriktirmesine olanak tanıdı ve bu da onu Hamas'ın askeri stratejisinde kilit bir oyuncu haline getirdi. İsrail'in çabalarına rağmen Muhammed'i arama çalışmaları başarısızlıkla sonuçlandı.
Muhammed Sinvar, El Kassam Tugaylarından tüm askeri kanata kadar örgütün askeri gelişimine katılmakla kalmadı, aynı zamanda sürecin bazı kısımlarında aktif ve hatta öncü bir rol oynadı.
Muhammed, Deif, Ayyash, Shahadeh ve Al-Arabid gibi isimlerin gölgesinde büyüdü. Kaynaklar, "Hamas'ın gelişimine tanık oldu ve hem Filistin hem de İsrail tarafından muazzam deneyim kazandı. Hamas'ın son 25 yıldaki askeri tırmanışında Muhammed Sinvar'ın dahil olmadığı önemli bir olay bulamazsınız" diyor.
Üst düzey bir mevki olan Han Yunus'un komutanıydı ve onu takip eden komutanlar bile onun etkisi altında hareket ediyordu. Onun, Deif'in sahadaki temsilcisi olduğunu, savaşçılarla, tugay komutanlarıyla ve tabur liderleriyle, Deif'in mevcut olmadığı veya bulunamadığı zamanlarda konuştuğunu, bunun da onun gücünü artırdığını görmek gerekiyor.
Muhammed Sinvar, Deif'e son derece sadıktı, onu hiçbir zaman baltalamadı ve herkes, verdiği her kararın Deif'in desteğini aldığını biliyordu.
Becerileri arasında yalnızca İsrail istihbaratını ve IDF taktiklerini anlamak değil, aynı zamanda farklı kuruluşların çıkarlarını uyumlu hale getirmek de yer alıyor.
Bunun bir örneği, Sina'dan Gazze'ye silah ve uyuşturucu kaçakçılığından sorumlu olan şiddet yanlısı ve tehlikeli Durmuş aşiretini Gilad Şalit'in kaçırılması için nasıl işe aldığıdır. Bu, Sinvar'ın belirli bir operasyonel faaliyetin savaş doktrinlerini, eğitimini ve liderliğini bildiğini gösterdi.
Bu yetenekler onu Deif'in doğal halefi olarak konumlandırıyor; bu nedenle İsrail'in değerlendirmeleri, onun yalnızca mevcut savaş çabalarına değil, aynı zamanda rehinelerin serbest bırakılması konusunda İsrail ile yapılan müzakerelere de dahil olduğunu gösteriyor.
Muhammed Sinvar'ın hangi mahkumların serbest bırakılacağına karar vermek de dahil olmak üzere İsrail ile müzakerelerde önemli bir rol oynadığına inanılıyor.
2006 yılında Muhammed, İsrail askeri Gilad Schalit'in kaçırılması ve ardından 2011 yılında ağabeyi serbest bırakılıncaya kadar esir tutulması operasyonuna liderlik ederek, öncelikle İsrail'de hapsedilen kardeşi Yahya'ya ve diğer güvenlik mahkumlarına olan bağlılığını bir kez daha gösterdi.
Hem üst düzey Hamas liderleri hem de İsrail güvenlik yetkilileri, Yahya'nın Schalit anlaşmasında büyük ölçüde Muhammed'in operasyona dahil olması nedeniyle serbest bırakılacağını biliyorlardı.
Bu arada, Muhammed'in ağabeyi için gerçekleştirdiği tek operasyon Schalit'in kaçırılması değildi. 1992 yılında Muhammed Deif'in liderliğindeki asker Alon Karavani'yi kaçırıp suikast düzenleyen bir göreve katıldı.
Serbest bırakıldıktan sonra Sinvar, kısmen kendisini sahadaki önemli figürler ve süreçlerle tanıştıran kardeşi Muhammed sayesinde güç ve statü kazanmaya başladı. Zamanla Hamas'ın askeri kanadının daha üst düzey üyeleri ortadan kaldırıldıkça Muhammed'in değeri arttı.
2014 yazında Koruyucu Hat Operasyonu sırasında Muhammed Deif'in yerine aday olarak görülen Raed el-Attar ve Mahmud Ebu Şamaleh öldürüldü. Aynı gün Deif'in ölümüyle ilgili söylentiler yayıldı.
Durumu tartışmak için bir saklanma yerinde buluşmuşlardı, ancak Shin Bet toplantıyı keşfetti ve İsrail Hava Kuvvetleri orayı bombaladı. İsrail'in bu hamleleri, saha da kendisini daha iyi korumayı ve statüsünü sağlamlaştırmasına yol açtı.
İsrail güvenlik kaynakları, Deif suikastından bu yana Muhammed Sinvar'ın askeri alanda liderliği ele geçirdiğini söylüyor.
Ancak Yahya'nın, Sinvar ailesinin örgütün kontrolünü ele geçirdiği yönündeki eleştirilerden korktuğu için resmi olarak askeri kanadın komutanı ilan edilmediğine inanılıyor.
Askeri kaynaklara göre Muhammed Sinvar, ağabeyi Yahya'dan bile daha katı görülüyor:
Hamas'ta hiç kimse İsrail'in gizli operasyon modellerini ondan daha iyi anlayamıyor. Bütün sorgulamaları kendisi yaptı, her şeyi başından sonuna kadar öğrendi.
Sinvar, Mayıs 2022'de Al Jazeera ile yaptığı 30 saniyelik kısa bir röportajda yeniden ortaya çıktı ve Muhammed Deif'in yıllardır kullandığı bir teknik olan bir silüet olarak göründü.
Sinvar, "İşgale uyarılarda bulunduğumuzda veya bir mesaj gönderdiğimizde, her kelimeyi kastediyoruz ve her harfin zeminde ağırlığı ve etkisi var" dedi.
Genellikle "ölümlerden dönen adam" olarak anılan Muhammed Sinvar, Gazze halkına birçok kez korku saldı.
Karizmatik ama sert ve korkutucu kişiliğiyle bilinen Sinvar, saygıyı ama aynı zamanda eylemleri de beraberinde getirdi. Tereddüt etmeden öldürebilen bir adam olarak kendisinden korkuluyordu.
"Muhammed birini azarladığında, korkudan felç oluyorlar. Gazze'de kimse ona karşı gelmeye cesaret edemiyor" özü onu çok güzel özetliyordu.
Çok otoriterdi. Tanıyanlar, Muhammed Sinvar'dan o kadar korktuklarını ve onunla göz temasından kaçındıklarını belirtti. "İnsanlar, yanlarından geçerken yere bakıyorlardı, bir bakışını bile nasıl yorumlayacağından korkuyorlardı."
Muhammed Sinvar ayrıca, kardeşi Yahya ile birlikte Hamas hapishanelerinde sert işkencelere nezaret etmekle suçlanıyordu. Yöntemleri, ajanları ortaya çıkarmada çok başarılıydı.
Bu karşıdakinin kim olduğundan bağımsızdı. Şubat 2016'da ahlaki suçlardan idam edilen Zeytun Tugayı'nın eski Hamas komutanı Mohammed Shetawi'nin sorgusunu da içeriyordu.
Shetawi'nin İsrail ile işbirliği yaptığı ve potansiyel olarak Mohammed Deif'e suikast girişimine yol açan bilgileri sağladığı iddia edildi.
Başka bir Hamas görevlisi tarafından sunulan olayların başka bir versiyonu, Shetawi'nin Hamas liderlerinin ölümüne yol açan operasyonel hatalar nedeniyle bir güvenlik raporunda Yahya Sinvar'ı eleştirdikten sonra idam edildiğini öne sürüyor. Shetawi ahlaki açıdan zaaf içerisinde olmakla suçlandı.
Bundan sonra ne olacak?
İsrail, tahliye edilenleri evlerine geri döndürmeye başlayabilecek mi?
Uygun şartlarda başka bir rehine anlaşması için baskı yapacaklar mı?
İsrail, odak noktasını İran'a mı yoksa Husilere mi çevirecek?
ABD gibi İsrail'in müttefiklerinin, İsrail devletinin nasıl ilerlemesini isteyeceği henüz belli değil.
Gazze'deki komuta büyük ihtimalle Sinvar'ın 49 yaşındaki küçük kardeşi Muhammed'e geçecek.
Muhammed de muhtemelen İsrail'e karşı düşük seviyeli direniş stratejisini sürdürecek; bölgede bir tür gölge idari kontrol sağlamaya ve sivil kayıplara ilişkin uluslararası tepkiyi İsrail'e baskı yapmak için kullanmaya odaklanacak.
Diğer taraftan, Muhammed Sinvar örgütü birleştirmek ve toparlamak için mücadele edecek.
İsrail'in 2004 yılında örgütün kurucusu Şeyh Ahmed Yasin ve o dönemki lider Abdülaziz Rantisi'yi öldürdü, ancak bu cinayetler Hamas'ı zayıflatmadı.
Analistler, Sinvar'ın ölümünün Hamas için ciddi bir yenilgi olduğunu, ancak bunun hareket için bir ölüm zili olmayacağını veya kan dökülmesine hemen son vermeyeceğini belirtiyorlar.
Hamas, günün sonunda, kendilerini İsrail işgaline karşı savaşan bir ulusal kurtuluş hareketi olarak görüyor ve bir lider ölürse, bir diğeri mücadeleyi devralacak ve devam ettirecek. Uzun yıllardır devam eden şey bu.
Sinvar'ı öldürmek, İsrail'in istediği zaferdi. Ancak Netanyahu, diğer savaş amaçlarının başarıldığını iddia edene kadar savaş, onun söylediği gibi devam edecek mi? Bunu göreceğiz.
İsrail'de askeri uzmanların ifade ettiği gibi, "Eğer Netanyahu, bu ivmeyi değerlendirip şimdi ayağa kalkıp savaşı bitirme pahasına bile olsa yeni bir İsrail girişimi sunmazsa, savaşı uzatmak ve iktidarını güçlendirmek amacıyla rehineleri terk etmeye karar vermiş demektir."
© The Independentturkish