Bundan 24 yıl önce, 12 Eylül darbesinin 20. yılında "meselemiz tükenmeyende" dedik ve yola çıktık...
(...)
Eski zamanlarda olduğu gibi,
Dersimiz tarih.
Unutmayın kaldığımız yeri,
yenilmedik daha.
Masal alın koynunuza.
Belki dönmeyiz uzun zaman,
Masalllar hatırlatır size doğduğunuz yeri,
ilişkiler iklimini
Çocukluk taşınabilir bir şeydir
alınsa da elinden geçmişi. 1
1970'li yıllarda "halk için halkla beraber" dünyayı değiştirmek, Türkiye'yi yaşanılır güzel yarınlara taşımak için yollara düşen, binlerce canını kaybeden, yüz binlercesiyle yaralanan, 12 Eylül cuntasının işkence tezgâhlarından, kukla mahkemelerinden, zindanlarından geçen, idam edilen, yurttaşlık hakları yasaklanmış olarak salıverilen; kısacası cumhuriyet tarihinin en politik kuşağı ama en büyük linçini yaşayan 78'ler, 24 yıldır geçmişin küllerini savurarak bir tarihi dönemin inkâr edilen, yok sayılan toplumsal hafızasını yeniden hatırlıyor ve hatırlatıyor.
Devlet ideolojisinin tarih olarak ezberletildiği bir ülkede, tarihten, siyasetten, toplumsal hayattan silindiği iddia edilen kuşağımız, yeni bir tarih bilinciyle geçmişten geleceğe hatırlıyor, hatırlatıyor.
Süregeldikleri 12 Eylül'le, darbecilerle, darbe siyaseti ve kültürüyle toplumsal suç ortaklığını reddederken hatırlıyor ve hatırlatıyor.
İnsanını tarihiyle, tarihini insanıyla buluşturarak hatırlıyor ve hatırlatıyor.
Sadece yaşanmışlıklardan ve acı tecrübelerden süzülmüş bir bilge devrimcinin bilgisi ve bilinciyle değil, izleyeceği yolun ve tarihin yeni bilgisiyle yenilenerek düşüyor yollara...
Önce tarih bilinci!
Tarih bilinci, devrimci geçmişi bilme ve yaşanmışlıkları ortaya çıkarmanın ötesinde, resmi tarih dışında yeni bir bakış açısıyla konumlanarak, geçmişin bilgisi ve bilincinin bugünün demokrasi ve özgürlük mücadelesine bağlanması, ülkenin ve halkın geleceğine ışık tutması, yeni nesillerin önünü açması anlamına geliyor.
Bütün bunlardan geçmişin bilgisinin ve belgesinin açığa çıkarılıp toplumsallaşması, tarihimizin bilgisinin "resmî tarih"e bırakılmayacak kadar hayati önemde olduğu sonucu çıkıyor.
12 Eylül darbesiyle birlikte, devasa boyutlarda aralıksız sürdürülen "kirli" yönlendirme kampanyalarına karşı, kuşağımızın kendi tarihinin bilgisini ve belgesini hâlâ yeterince ortaya çıkaramayışını dışımızdaki nedenlerle açıklamadan yeniden kolları sıvamanın zamanıdır.
Devrimcinin hayatı tarihe, tarihin kendisi devrimcinin hayatına dâhilse, "söylenen senin şarkındır" cümlesinde geçen "şarkımızı" tamamlamak gerekiyor.
Özün sözü;
78 kuşağının bilgisinin, belgesinin, hatıralarının, deneyiminin bulunduğu devrimci hazinemizin esasen kuşağımızı oluşturan binlerce ve binlerce 78'linin bizatihi kendileri olduğu gerçeğidir.
Her 78'linin tarih önünde ve siyasi olarak derin anlamı, o 78'linin belleğinde ve bilincinde saklı duran bilginin, belgenin ve deneyimin değeridir.
Açığa çıkarılıp özellikle yeni nesiller üzerinden toplumsallaşması gereken de budur.
1. Karanfil, Murathan Mungan
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
© The Independentturkish