Gürcistan, seçimler öncesinde yine "gül mü kokuyor?"

Mayis Alizade Independent Türkçe için Mehman Aliyev ile konuştu

ASTNA Siyasi, Ekonomik, Askeri ve Diplomatik Analizler Merkezi Genel Müdürü Mehman Aliyev

Gürcistan'da 26 Ekim'de yapılması planlanan seçimler, sadece bu ülkenin iç siyasetini değil, Güney Kafkasya'nın tamamında demokrasinin kaderini önemli ölçüde etkileme kabiliyetine sahip olacaktır.

Güney Kafkasya'daki gelişmeler üzerine yaptığı analizlerle dünya çapında tanınan ASTNA Siyasi, Ekonomik, Askeri ve Diplomatik Analizler Merkezi Genel Müdürü Mehman Aliyev, Independent Türkçe'ye değerlendirmelerde bulundu.


"Bu seçimler sadece Gürcistan'ın iç politikasıyla değil, halkın ruh haliyle de doğrudan ilintili"

Gürcistan'da seçimler öncesinde siyasi gerilimin arttığını belirten Mehman Aliyev, "Eski Başbakan İrakli Garibaşvili'nin liderlik ettiği ve 2012 yılından bu yana iktidarda bulunan Gürcü Arzusu Partisi ile eski Cumhurbaşkanı Mihail Saakaşvili önderliğindeki Batı yanlısı Birleşik Ulusal Hareket arasındaki rekabette tansiyon her geçen gün yükselirken, iktidar partisi muhalefetin baskısını ensesinde hissediyor. Gürcü Arzusu Partisi Rusya yanlısı pozisyonunu katılaştırırken, Mihail Saakaşvili yandaşı muhalif blok kendi propagandasını Avrupa Birliği yanlısı politikalar, yolsuzluğa karşı mücadele ve şeffaflık ilkeleri üzerinden toplumun desteğini kazanma hamlelerini sürdürüyor. Birleşik Ulusal Hareket lideri Mihail Saakaşvili gelişmeleri cezaevinden yönlendirmeye çalışırken, partinin dışarıdaki yöneticisi Levan Habeişvili, kendi yandaşlarına şu görüşü empoze etmeye çalışıyor" ifadelerini kullandı.

Mehman Aliyev, sözlerine şunları ekledi:

Bu seçimler sadece Gürcistan'ın iç politikasıyla değil, milletin ruh haliyle de doğrudan ilintilidir. Biz bir yol ayrımındayız: ya Batı'ya entegrasyon istikametinde ilerleyecek veya Rusya'nın etkisi altına geçeceğiz.


Kim önde?

Mehman Aliyev'e göre, kamuoyu araştırmalarının, ülkenin köylü kesiminin oylarını adeta kendi ipoteği altına almış Gürcü Arzusu Partisi'nin az farkla önde olduğunu ortaya koymasına rağmen, BUH ve Avrupa Gürcistanı Partisi'nin özellikle başkent Tiflis'te kendi pozisyonlarını güçlendirdiklerini gösteriyor.

Aliyev, "Siyaset bilimcileri seçim sonuçlarının hiçbir partiyi açık ara öne çıkarmayacağını ifade ederken, ufak partilerle yapılacak ittifak görüşmelerinin belirleyici olacağına dikkat çekiyorlar" dedi.


Seçim sonrası için senaryolar

Farklı sonuçların çıkabileceği seçimden Gürcü Arzusu Partisi'nin yine zaferle çıkması durumunda, hükümetin Batı ile Rusya arasında dengeli bir politika yürütmek zorunda kalacağını ileri süren Mehman Aliyev, "İçeriden baskılar hükümeti AB reformlarından vazgeçmek yerine üyelik müzakerelerinde daha kararlı davranmaya itebilir. Çünkü Avrupa Birliği'nin müzakereler için kapı araladığı bir ülkenin buradan geri dönmesini topluma anlatmak çok zor olacaktır. Birleşik Ulusal Hareket'in zaferi ise AB ve NATO ile ilişkiler sürecine yeniden ivme kazandıracaktır. BUH lideri Habeişvili'nin bu konudaki açıklaması gayet nettir: 'AB üyeliği yolundaki taahhütlerimizi yerine getirmemiz gerekir. Bizim geleceğimiz Avrupa'yla ilintilidir ve bunu asla yabana atamayız'" şeklinde konuştu.


Batı'ya doğru kararlı ilerleyiş mi, yoksa Rusya'ya geri dönüş mü?

Mehman Aliyev, "Bu sene başında Rusya'ya uçuş trafiğinin yeniden başlamasıyla muhalefet, iktidarı Rusya yanlısı politikalar izlemekle eleştirirken, Gürcü Arzusu Partisi yöneticileri Batı yönlü politikalardan vazgeçmeyeceklerini her fırsatta dillendiriyorlar. Örneğin, son demeçlerinde Başbakan Kobahişvili, 'Biz Avrupa yolunda sıkı durmuşuz, ancak Kuzey komşumuzu da öfkelendirmeye gücümüz yoktur' şeklinde görüş belirtti" dedi.

İktidarın el değiştirmesi durumunda ise Gürcistan'ın Rusya ile ilişkileri gerilimli bir alana girebileciğini söyleyen Mehman Aliyev, bunun nedeni de şu sözlerle açıkladı:

Moskova'nın bölgede NATO gibi askeri ittifakları görmek istememesidir. Seçimlerden Batı yanlısı muhalefetin zaferle çıkması Gürcistan'ın AB ve NATO'ya entegrasyonunu hızlandıracağı için bu durum bölge ülkeleri Ermenistan ve Azerbaycan'daki gelişmeleri de tetikleyebilir. Nitekim bölgeyi yakından izleyen Batılı yorumcular, Gürcistan'ın izleyeceği Batı yanlısı politikaların Moskova'nın bölgedeki istikrarı bozucu siyasetlere yeniden yönelmesine zemin hazırlayacağına dikkat çekiyorlar.


"Bu seçim, gerek Gürcistan gerek bölge dengelerde önemli değişikliklere gebe"

Gürcistan'da 26 Ekim'de yapılacak parlamento seçimleri yaklaştıkça risklerin de son derece yüksek olduğunu vurgulayan Mehman Aliyev, "2012 yılında bu yana iktidarı elinde bulunduran Gürcü Arzusu Partisi'nin ihtiyatlı pragmatik politikalarının karşılığında muhalefetin Batı yanlısı politikalar üzerindeki sıkı pozisyonu ülkenin yönünü belirleyeceği için iç ve dış politikalar da bu temel üzerinde şekillenecek. Onun için sonucundan asılı olmaksızın, 26 Ekim Parlamento seçiminin gerek Gürcistan dahilinde ve gerekse bölgedeki dengelerde önemli değişikliklere gebe olduğunu şimdiden söylemek mümkün" şeklinde konuştu.

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU