İsrail’in 7 Ekim’den sonra Gazze Şeridi’ne yönelik saldırıları ile birlikte, başta ABD, İngiltere olmak üzere birçok batı ülkesi, bölgedeki vatandaşlarını Güney Kıbrıs üzerinden gerçekleştirdikleri operasyonlarla tahliye etti.
O dönemde İsrail ve Gazze’de bulunan bazı batılı ülkelerinin vatandaşları uçak ya da gemilerle önce Güney Kıbrıs’a getirildi ardından da ülkelerine gönderildi.
Hamas tarafından 7 Ekim’de yapılan Aksa Tufanı operasyonuna İsrail’in Demir Kılıçlar operasyonuyla cevap vermesinin ardından sadece tahliyeler değil İsrail’den kaçan Yahudiler ve bazı 3. ülke vatandaşları için Güney Kıbrıs güvenli bir liman haline geldi.
Binlerce İsraillinin sığındığı Güney Kıbrıs, Lübnan’daki Hizbullah Örgütü ile İsrail arasındaki savaş riskinden dolayı yeni bir göç ve tahliye dalgasına hazırlanıyor.
Rum yetkililer tahliye ve göç planlarının hazır olduğunu açıklarken, başta ABD olmak üzere 7 ülkenin Lübnan ve İsrail’den tahliyeler için Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ile resmi temas kurdukları bildiriliyor.
Güney Kıbrıs medyası, İsrail ile Hizbullah arasındaki bir savaş durumunda, Lübnan’dan üçüncü ülke vatandaşlarının Güney Kıbrıs’a toplu şekilde intikal etmeleriyle başa çıkabilmek için hazır durumda olduğunu sayfalarına taşıdı.
ABD Dışişleri Bakanlığı İşletme ve Kaynaklardan Sorumlu Yardımcısı Richard Verma’nın Güney Kıbrıs’ı ziyareti basında, “Verma, ABD vatandaşlarının Lübnan’dan tahliyesi için yer bakıyor.” Yorumlarına neden oldu.
ABD savaş gemileri USS Arleigh Burke isimli güdümlü füze destroyeri USS Roosevelt’in Limasol Limanı’na gelişinin, hem olası bir İsrail Hizbullah çatışmasında Tel Aviv’e yardım için hem de Lübnan’dan tahliyelerde sivillerin güvenliğini sağlamak üzere olduğu iddia ediliyor.
Güney Kıbrıs Dışişleri Bakanı Konstantinos Kombos'ta Lübnan’da gelişen olası bir duruma karşı hazır olduklarını açıklayarak tüm tahliye planlarını güncellediklerini söyledi.
Stratejik önem ve göç çelişkisi
Güney Kıbrıs Göç Bakanı Yardımcısı Nicolas Loannides Lübnan'dan göç ve tahliye için Nafkratis adlı bir planı güncelleyerek aktif hale getirdiklerini açıkladı.
Dışişleri Bakanı Konstantinos Kombos'ta Fileleftheros gazetesine verdiği röportajda Lübnan’da gelişen olası bir duruma karşı hazır olduklarını belirterek bölgeden yeni bir göç dalgasına karşı Rum Yönetiminin hazırlık yaptığını kaydetti.
Güney Kıbrıs ile KKTC arasındaki Birleşmiş Milletler kontrolündeki Yeşil Hat (Ara Bölge) üzerinde bulunan sığınmacılardan dolayı BM’den eleştiri alan Güney Kıbrıs, İsrail ve Lübnan’dan tahliyeler konusunda uluslararası rol üstlenmek isterken göç konusunda daha düşük yoğunluklu yaklaşımı nedeniyle “Stratejik önem kazanırken göçe karşı çaresiz kalmakla” eleştiriliyor.
Akdeniz’de göçmenlere karşı devriye botları görevlendiren ve son 2 yılda 11 bin sığınmacıyı geri gönderme başarısı gösteren Güney Kıbrıs, bir yandan Lübnan’dan tahliyelerin kilit rolüne konumlanmak isterken diğer taraftan da Beyrut’tan yönelecek olası göçü engellemenin hesaplarını yapıyor.
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
© The Independentturkish
