Kate neler yaşadığını bize anlattı, artık onu rahat bırakın

Galler Prensesi'nin ne tür kansere yakalandığını ya da iyileşmesinin ne kadar süreceğini bilmiyoruz... Ve bilmemize de gerek yok. Herkes kadar onun da mahremiyet hakkı var

(AP)

Galler Prensesi'nin video mesajında özellikle savunmasız göründüğü anlar vardı, kelimeleri neredeyse boğazına takılıyordu. Gayrı resmi, kişisel ve cesurdu.

"İyiyim" dedi. Yakalandığını ocakta karnından ciddi bir ameliyat geçirmek için hastaneye yattığında öğrendiği kanserin iyileşme sürecindeymiş ve "giderek güçleniyor"muş. Bir süre daha geri dönmeyecek ve iyileşmeye odaklanmış durumda.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Ne tür kansere yakalandığını ya da iyileşmesinin ne kadar süreceğini bilmiyoruz. Bilmemize de gerek yok (herkes kadar onun da mahremiyet hakkı var), ne de olsa bu evrensel bir insan hakkı. Şimdilik herhangi bir dönüş tarihi verilmiyor ve bu da son haftalardaki hararetli spekülasyonları dizginleyecektir.

Anneler Günü fotoğrafı ne kadar dikkat dağıtıcı ve tartışmalıysa, bu da o kadar kolay anlaşılır ve açıklayıcı olan bir mesajdı. Bu kez o ve etrafındakiler, halka karşı sorumluluğunu ve kemoterapi gören biri olarak mevcut durumunu yansıtan samimiyet ve inziva arasında doğru dengeyi buldular.

Tüm bunlar, hayatını kaybetmiş Prens Philip'in yarı esprili şekilde "Firma" dediği Britanya Kraliyet Ailesi'ni epey dengesiz, kadrosu yetersiz ve aşırı baskı altında bir hale sokuyor. Anayasal önem açısından sadece bir tane "çalışan kraliyet mensubu" olabilir ve öyle de. O da ulusun ve İngiliz Milletler Topluluğu'nun sembolik liderliği görevini üstlenen hükümdar.

Geri kalanların ülkenin siyasi ya da diplomatik yaşamıyla resmi olarak hiçbir ilgisi yok. Bununla birlikte Kral'ın ailesi onun adına tören görevleri üstlenmek ve çok çeşitli himayeler, onursal askeri pozisyonlar, ziyaretler ve hayır faaliyetleri için çalışmak zorunda. Bu onları her halükarda meşgul tutuyor ve son zamanlarda şöhret kültüründeki artış işe daha da önemli bir boyut ekledi. Bu da 7/24 medya ilgisi ve son olarak da gerçekten tuhaf komplo teorilerinin düzenli aralıklarla patlak vermesi. Videonun yayımlanması ve ardından gelen ulusal "devasa şok"la birlikte bu çirkin söylentiler azalacaktır.

Ancak Firma son yıllarda "yöneticilerinin" önemli bir bölümünü kaybetti. Edinburgh Dükü ve Kraliçe Elizabeth'in vefatından önce bile Harry ve Meghan sürgüne gitmiş, Prens Andrew gözden düşmüş ve kızları çoğu aktif görevden uzak tutulmuştu.

Kral Charles'ın tahta çıkmasının ardından kanser olduğu açıklaması geldi ve şimdi de Galler Prensesi'nin hastalığı. Kraliçe Camilla'nın 76 yaşında olduğu ve Kral'ın da geçen kasımda 75 yaşına girdiği bir gerçek. Ailenin diğer kollarının (Kentler ve Gloucesterlar) liderleri de yaşlanıyor, hükümdarla çok daha uzaktan akrabalar ve bu görevi üstlenebilecek kadar ünlü değiller.

Prenses Anne (73), Prens Edward (60) ve eşi Sophie, daha fazlasını üstlenmek zorunda kalıyor. Görünen o ki çalışan kraliyet mensupları grubunda bu kadar az kişi olmasına dair konuşmaların üzerinden çok zaman geçmiş.

Bu tür zorlukları bir kenara bıraktığımızda monarşinin geleceğinin belirsiz olmadığını görmeliyiz. Prenses, bazı çevrelerce haksızlığa uğramış olsa da, halkın desteğini alma gerekliliğini anladığını gösterdi.

Diana'nın ölümünden sonra yaşanan sıkıntılı dönemlerden York Dükü'nün Newsnight'a verdiği feci röportaja, Sussex Dükü ve Düşesi'nden gelen son derece zarar verici ifşaata kadar, bu kadim kurum ayakta kalmayı başarıyor.

Tıpkı 1936'daki tahttan çekilme krizinde olduğu gibi, soğukkanlılığını korudu, uyum sağladı, reform yaptı, yeniden inşa etti ve bölünmüş bir halkın güvenini yeniden kazandı. Bu destek olmadan, Britanya monarşisi gibi kalıtsal gelenekler modern çağda devam edemez.

Tony Blair başbakanken ve Diana'nın ölümünün ardından halkın isyan etmesinden kısa süre sonra, II. Elizabeth'in evliliğinin 50. yıldönümü için 1997'de düzenlenen yemekte takdire şayan bir tevazuyla belirttiği gibi: 

Kalıtsal monarşiyle seçilmiş bir hükümet arasındaki muazzam anayasal farka rağmen, gerçekte aradaki uçurumun o kadar da büyük olmadığını biliyorum. Bunlar birbirini tamamlayan kurumlar ve her birinin kendine özgü bir rolü var. Ve ikisi de, farklı bir şekilde, yalnızca halkın desteği ve rızasıyla var olur. Bu rıza ya da rıza eksikliği, sizin için, Sayın Başbakan, seçim sandığı aracılığıyla gösterilir. Bu zor, hatta acımasız bir sistemdir ancak en azından herkesin anlayabileceği açık bir mesajdır.

Şimdilik, bu rıza sağlam ve hissedilebilir. Gelecekte halkın rızasını beslemek ve halkla bu bağı sürdürmede genç nesle belli ki giderek daha fazla görev düşüyor ve Kate ne kadar yetkin olduklarını gösterdi. Artık rahat bırakılmayı hak ediyor.



https://www.independent.co.uk/voices

Independent Türkçe için çeviren: Çağatay Koparal

 
Bu makale kaynağından aslına sadık kalınarak çevrilmiştir. İfade edilen görüşler Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU