Independent Türkçe için 27 Ocak Cumartesi günü Rus basınında yer alan haber ve analizleri derledik:
Gazze savaşının 113. gününde Rus basını gelişmeleri nasıl görüyor?
Kommersant:
Kommersant'ta Elnar Baynazarov'un haberi özetle şu şekilde:
İsrail hakimleri
Uluslararası Adalet Divanı, Yahudi devletine soykırımdan kaçınma emri verdi
"İsrail, Gazze'deki soykırımın önlenmesi için gerekli tüm tedbirleri almalıdır."
Bu talep, cuma günü "Güney Afrika'nın İsrail'e karşı" davasını inceleyen Uluslararası Adalet Divanı tarafından yapıldı.
Mahkeme davayı esastan değerlendirirken biz döneme yönelik önleyici tedbirlerden bahsediyoruz. Aynı zamanda, Güney Afrika'nın ilk etapta ısrar ettiği şey tam olarak bu olsa da hakimler Gazze'de derhal ateşkes talep etmediler.
Söz konusu talep mahkemenin dosyayı esastan görüşmeye başlayacağı döneme kadar uyarıcı önlemleri içeriyor. Ama Güney Afrika'nın ısrarlı talebine rağmen hakimler Gazze'de bir an önce ateşkes sağlanmasını talep etmedi. İsrail zaten "ahlak derslerine" ihtiyaç duymadıklarını ve Filistinli grup Hamas'a karşı savaşın gerektiği sürece devam edeceğini belirtti.
Genel olarak mahkemei geçici teminatlı tedbirlerin alınması konusunda Güney Afrika Cumhuriyeti'nin taleplerini yerine getirdi. Ancak kararda Gazze'deki askeri hareketlerin bir an önce durdurulmasına ilişkin talepler yer almadı.
Kararların uygulanması noktasında BM Uluslararası Mahkemesi'nin gerçek imkanları bulunmuyor. Ancak mahkemenin büyük manevi güce sahip kararlarının zaten eleştiri dalgasıyla yüz yüze kalmış (hatta en yakın müttefikleri ABD ve AB'den bile eleştiriler geliyor) İsrail hükümetinin itibarı bakımından büyük risk taşıyor.
Mahkemenin kararı Başbakan Beinyamin Netanyahu'ya uluslararası baskıyı güçlendirecektir. Ama buna rağmen, bu siyasetçi her halükârda İsrail'in pozisyon değiştirmeyeceğini artık açıklamıştır.
Bu arada Güney Afrika "Uluslararası alanda yasanın üstünlüğü ilkesinin zafer kazandığını" belirtti ve bunu "Filistin halkının adalet arayışında önemli bir aşama" adlandırdı.
Filistin'de mahkemenin kararı beklenen sevinçle karşılandı.
BBC Rusça yayınlar servisi:
Lahey mahkemesi, İsrail'den Gazze'deki soykırımı önlemek için her türlü tedbirleri almasını talep etti
Cuma günü, Uluslararası Adalet Divanı, Güney Afrika'nın İsrail'e karşı açtığı davayla ilgili ilk kararını yayımlayarak, İsrail'e Gazze Şeridi'ndeki soykırım eylemlerini önlemek, olaya karışanları cezalandırmak ve bölgedeki insani durumu iyileştirmek için mümkün olan tüm önlemleri almasını emretti.
Mahkeme heyeti üyeleri sadece Gazze Şeridi'ndeki İsrail askeri operasyonlarının bir an önce durdurulması dışında Güney Afrika'nın öne sürdüğü tüm talepleri onayladı.
Uluslararası Mahkemenin bu aşamada Güney Afrika Cumhuriyeti'nin taleplerini onaylaması olgusu İsrail'e karşı uluslararası yaptırımların gelmesine neden olabilir.
Merkezi Lahey'de bulunan Uluslararası Adalet Divanı, BM'nin en yüksek mahkemesidir.
İsrail'e, Hamas'ın 7 Ekim'deki saldırısıyla tetiklenen Gazze'ye yönelik kara ve hava saldırılarını durdurma emrini verebilir.
Ancak bu, İsrail'in mahkemenin taleplerine mutlaka uyacağı anlamına gelmiyor.
7 Ekim'de Hamas ve diğer küçük gruplardan militanlar İsrail'in güneyine sızarak çoğu sivil olmak üzere bin 300 kişiyi öldürdü ve yaklaşık 240 kişiyi rehin aldı.
Bunu takip eden İsrail'in Gazze'ye yönelik yıkıcı saldırısı o zamandan beri, Hamas'ın kontrolündeki Gazze Sağlık Bakanlığı'na göre, çoğu kadın ve çocuk olmak üzere bölgede 25 binden fazla sakinin hayatına mâl oldu.
Analiz: İsrail'e savaşa yaklaşımını değiştirmesi emredildi:(Jeremy Bowen, BBC Uluslararası İlişkiler Editörü)
"Hakimlerin söyledikleri, Güney Afrikalı avukatların kazandığı, İsraillilerin ise kaybettiği anlamına geliyor. Hakim "Ateşi kesmelisiniz" demedi çünkü uluslararası insancıl hukuka göre mevcut şartlarda ve hukuk çerçevesinde savaş hukuka uygundur ve İsrail saldırı altındaydı. Ancak İsrail'in savaşı yürütme şeklinin kökten değişmesi gerektiğini söyledi.
İsrail sürekli olarak savaş yasalarına uyduğunu ifade etti. Hakimin yorumları mahkemenin aynı fikirde olmadığını gösteriyor. İsraillilerin bu karara öfkeleneceğini ve Güney Afrikalıların da öne sürdükleri davanın mahkeme tarafından reddedilmemesi ve ilerlemeye devam etmeleri nedeniyle rahatlayacaklarını düşünüyorum."
RİA Novosti:
Hizbullah, İsrail ordusuna ait 9 mevziiyi vurduğunu açıkladı
Lübnanlı Şii hareket Hizbullah, İsrail ordusunun 9 mevziisine saldırı düzenlediğini duyurdu.
Saldırıda füze ve diğer silahların kullanıldığı kaydedildi.
Güney Lübnan'daki durum, İsrail'in Ekim 2023'te Gazze Şeridi'nde askeri operasyonlara başlamasının ardından daha da kötüleşti.
IDF (İsrail Savunma Kuvvetleri) ve Hizbullah sınır boyunca birbirlerinin mevzilerini her gün bombalıyor.
RİA Novosti'de Petr Akopov'un makalesi özetle şu şekilde:
BM mahkemesi, failleri cezalandırması için İsrail'e 1 ay süre verdi
Gazze'nin trajedisi devam ediyor: 3 buçuk ayda mağdurların sayısı şimdiden 90 bine yaklaşıyor (bunlardan yaklaşık 27 bini öldürüldü, geri kalanı yaralandı), konut ve altyapı hedefli bir şekilde yok ediliyor ve nüfusun yüzde 80'i sektörün nüfusu mülteci haline geldi. Felaketi durdurmaya yönelik tüm girişimler hiçbir yere varmadı; İsrail "sonuna kadar gitmeyi" planlıyor. Ve dünya toplumunun giderek artan bir kısmı, İsrail'de bunun Gazze'deki Filistin yerleşimlerinin tasfiyesi anlamına geldiğine inanıyor. Dünyanın olup biteni sessizce izlediği söylenemez; Batı'da bile katliamın durdurulması çağrısında bulunanlar çok. Ve cuma günü uluslararası adalet sözünü söyledi.
İsrail'i Filistinlilere soykırım yapmakla suçlayan davanın görüşülmesinin başlamasından 2 hafta sonra Uluslararası Adalet Divanı ilk kararını verdi. Bu bir karara yakın bile değil, çünkü ilk aşamada mahkemenin Güney Afrika (ve birçok ülke tarafından desteklenen) ve şimdi çoğunluk tarafından sunulan iddiayı dikkate almayı kabul edip etmeyeceği sorusuna bir yanıt almak gerekiyordu. 15 yargıçtan 1'i (tarihte ilk kez BM'de ülkemizin temsilcisi yok ama bu arada İsrail'den bir yargıç var) davanın değerlendirilmesini kabul etti. Hatta ön tedbirlerin belirtildiği ilk kararı bile verdiler.
İsrail "acil adımlar atmak", soykırımı önlemek için gerekli tüm tedbirleri almak, her türlü engeli kaldırmak, Gazze Şeridi'ndeki insani yardım ve halkın temel ihtiyaçlarını karşılamak ve düşmanlıkların durdurulmasına yönelik provokasyon ve sabotaj girişimlerini durdurmakla yükümlüdür.
Evet, mahkeme rehinelerin derhal serbest bırakılması çağrısında bulundu ancak aynı zamanda Gazze Şeridi'ndeki Filistinlilerin soykırıma karşı korunma ve meşru müdafaa hakkına da sahip olduğunu kabul etti. Yani mahkemenin kararı, İsrail'in "düşmanlıkları derhal durdurması ve askerlerini geri çekmesi" yönündeki madde dışında Güney Afrika'nın talep ettiği hemen hemen her şeyi içeriyor. Ve bu noktanın yokluğu zaten İsrail için neredeyse bir zafer olarak sunuluyor, ancak gerçekte soykırımla suçlanan bir ülkenin yargılanmasının başlaması bu devlet için başlı başına büyük bir ahlaki yenilgidir.
(…)
Ve bu anlamda Lahey'deki sürecin başlaması da Batı'dan İsrail'e yönelik baskıya ek bir unsur. Çünkü tüm dünya, başta BM ve mahkemesi olmak üzere, uluslararası kurumları öncelikle Batılı, Avrupalı-Amerikalı olarak algılıyor. İşte bundan dolayı BM Uluslararası Mahkemesi İsrail'e karşı yöneltilmiş soykırım suçlamasına ilgisiz kalamazdı (ve sadece Güney Afrika'nın iddiasındaki somut delillerin varlığı nedeniyle değil).
Radio Free Europa/Radio Liberty:
BM çalışanlarının Hamas'ın İsrail'e saldırısına karıştığından şüpheleniliyor
Filistin Yönetimi ve Gazze Şeridi'nde faaliyet gösteren Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım Ajansı (UNRWA), bazı personelinin işten çıkarıldığını duyurdu. Bu kişilerin, ABD ve İngiltere'de terörist olarak tanınan
Hamas grubunun 7 Ekim 2023'te İsrail'e yönelik saldırısına katıldıklarından şüpheleniliyor.
UNRWA Genel Komiseri Philip Lazzarini'ye göre, saldırıda çok sayıda çalışanın yer aldığına ilişkin bilgi İsrail yetkilileri tarafından kuruma iletildi. UNRWA bir soruşturma başlattı.
Lazzarini, BM Genel Sekreteri António Guterres'e "teşkilat personeline yönelik son derece ciddi iddialar" hakkında bilgi verdi.
Lazzarini şüpheli çalışanların sayısını belirtmedi ancak ABD Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada on iki kişinin olduğu belirtildi. Ayrıca ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken'in Guterres ile "bu konuyla ilgili kapsamlı ve hızlı bir soruşturma yapılması ihtiyacını vurgulamak için" görüştüğü de bildirildi.
ABD, UNRWA'nın en büyük bağışçısı. Soruşturma sırasında Washington finansmanını askıya aldı.
© The Independentturkish