Avrupa'daki üçüncü kuşağın Türkiye'ye dönüşü

Ahmed Faruk Ergün Independent Türkçe için yazdı

Fotoğraf: aselsan.com.tr

İnsanlar tarih boyunca farklı nedenlerle doğmuş oldukları toprakları terk ederek farklı yerlere göç ediyor. Bu göçler halen devam ediyor.

Dolayısıyla göçün insanlık kadar tarihi eski olan bir olgu olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır.

En genel anlamıyla göç, belirli nedenlerle bir yerden başka bir yere gerçekleşen nüfus hareketidir. 

İnsanları göç etmeye sürükleyen birçok neden var; iklim koşulları, savaşlar veya afetler sadece birer örnek.

Bunun en yakın örneği Arap Baharı veya Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle vatanlarından göç etmek zorunda kalan milyonlarca insan.

Ancak daha iyi bir kariyer elde etmek için veya daha yüksek bir hayat standardına sahip olabilmek için göç eden insan sayısı da az değildir.

Bunun en önemli nedenlerinden biri insanların artık küreselleşmeyle dünyanın bir ucundan diğer ucuna ve her çeşit bilgiye kolayca ulaşabilmeleridir.

Dünyanın tabir-i caizse artık küçük bir köy olduğu hakikatini yıllar önce McLuhan "küresel köy" tabiri ile tanımlamıştı.

Nitekim birçok insan örneğin Oxford Üniversitesi'nde okumak için İngiltere'ye, üst düzey kurumlarda çalışmak için Amerika'ya gidebiliyor. Türkiye'nin yakın tarihte tecrübe etmiş olduğu işgücü göçü de buna bir örnek.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Günümüzde nitelikli işgücünün göç etmesi, genellikle Batı-dışı ülkelerden Batı ülkelerine doğru yaşanıyor.

Batı ülkelerinin elinde tuttuğu refah, çalışma ortamı ve prestij gibi unsurlar göçü çeken nedenler olarak dikkat çekiyor.

Türkiye dahil birçok ülkeden hekimlerin ve diğer sağlık çalışanlarının başta Almanya olmak üzere belli Batı ülkelerine göç ettiğine dair tartışmalar herkesçe malum.

Türkiye göç konusunda ezberin dışında yeni bir olgu ile karşı karşıya. Avrupa'dan Türkiye'ye üçüncü kuşak profesyoneller ve nitelikli meslek mensuplarının dönmeye başlaması, özellikle son yıllarda artan bir vakıa.

Bu durum, diasporik dönüş olarak nitelendirilebilir. Türkiye'nin son 20 yılda büyüyen ekonomisiyle, Avrupa'daki üçüncü kuşak Türklerin profesyonel meslek mensupları olarak Türkiye'ye dönmelerinin oluşturacağı potansiyel, ülkemiz için büyük avantajlar içeriyor.

Avrupa'da yaşayan üçüncü kuşak Türkler, önceki kuşaklara göre daha eğitimli, üniversite diplomasına sahip, belli sektörlerde uzmanlaşmış, profesyonel işgücünü oluşturuyor.

Hekim, avukat, mühendis, mimar gibi meslekler üçüncü kuşak Türkler arasında yaygınlaşıyor.

Avrupalı Türklerin anavatanlarına dönüşünden bahsediyoruz, çünkü bu gençlerin hepsi Avrupa'da doğup büyümüş olmalarına rağmen ailelerinden aldıkları eğitim sayesinde Türkiye ile duygusal bir bağ kurmuş ve Türkiye'yi anavatanları olarak kabul etmişler.

1961'deki işçi göçünden bu yana geçen yarım asırdan fazla bir zamanda, Avrupa'nın birçok ülkesinde sayıları milyonları bulan Türklerle Türkiye arasındaki ilişki hem ekonomik hem de kültürel olarak yoğunlaştı.

Dolayısıyla üçüncü kuşağın Türkiye'ye dönüşü, bir yönüyle eğitim yoluyla canlı tutulan toplumsal hafızanın dönüşü anlamına geliyor.

 Türkiye geçmişten beri bir göç ülkesi. Ancak özellikle son 10 yılda bir yandan nitelikli insanlar Türkiye'yi terk ederken, diğer yandan diasporadan nitelikli insanlar Türkiye'ye geliyor.

Türkiye, bu doğrultuda yurtdışındaki Türk kökenli nitelikli insanları ülkeye çekmek için birçok uygulamayı ve programı başlattı.

Avrupa'dan Türkiye'ye dönen üçüncü kuşak gençlerin motivasyonları temel olarak üç nedenden kaynaklanıyor:

1. Vatanseverlik: Avrupa'da doğan Türk kökenli gençler, bulunmuş oldukları ülkelerdeki tecrübelerinden hareketle anavatan olarak Avrupa'yı değil, Türkiye'yi kabul ediyorlar. Vatanda yaşama arzusu ve buna bağlı olarak çocuklarını anavatanda büyütme talebi Türk kökenli gençlerin Türkiye'ye dönüşlerindeki temel neden.

2. Kendi alanında Türkiye'ye katkıda bulunma isteği: Türkiye'nin son yıllarda başlattığı Milli Teknoloji Hamlesi nedeniyle özellikle Türk diasporasındaki Türk kökenli genç mühendisler anavatanlarına dönüp kendi alanlarında Türkiye'ye katkıda bulunma isteğine sahiptirler. Dolayısıyla Avrupa'dan Türkiye'ye dönenlerin dönüş motivasyonlarından biri de kendi alanlarında anavatanına katkıda bulunma arzusu.

3. Daha iyi bir kariyer imkânı: Türkiye'ye dönenlerin bir kısmı kimlikleri nedeniyle Avrupa'da belli bir seviyenin üzerine çıkamayacaklarına, bir kısmı ise Türkiye'de kendi alanlarında daha başarılı olabileceklerine inandıkları için Türkiye'ye dönüyorlar.
 


Türk diasporasından Türkiye'ye dönen nitelikli kişilerin motivasyonları benzer olsa da Türkiye'de karşılaştıkları sorunlar birbirinden farklı.

Her ne kadar devletin program ve uygulamaları gençleri Türkiye'ye gelmeye teşvik etse de yurtdışından Türkiye'ye gelen Türkiye kökenli nitelikli insanlar hem toplumsal yaşamlarında hem de çalışma hayatlarında birçok sorunla karşılaşıyor.

Çalışma hayatındaki temel problemlerden biri, Avrupa'dan Türkiye'ye dönen nitelikli insanların iş disiplin anlayışları ile Türkiye'deki insanların iş disiplin anlayışlarının birbirlerinden ciddi anlamda farklılaşması.

Farklı disiplin anlayışına sahip insanların aynı kurumda veya aynı projede çalışmalarının kısa zamanda problemlere neden olması kaçınılmaz.

Diasporadan Türkiye'ye gelen kişilerin daha fazla yabancı dil bilmeleri ve Batı'da edindikleri deneyimleri Türkiye'ye aktarmaları nedeniyle çalıştıkları kurumda daha fazla değer görmeleri son derece doğal.

Ancak bu tecrübenin olası sonuçlarından biri, Türkiye'ye dönen Avrupalı Türklerin meslektaşları tarafından mobinge maruz kalmaları.

Ülkemize gelen mühendislerin, avukatların, akademisyenlerin ve özellikle doktorların çalışma hayatlarında karşılaştıkları sorunlardan biri de iş tanımlarının belirsizliği.

Pek çok insanın Avrupa'da iş tanımı belliyken, Türkiye'de hem çalışma ortamı hem de çalışma saatleri konusunda belirsizlikler ortaya çıkıyor.

Özetle, Avrupa'da doğup büyümüş, eğitimini orada tamamlamış ve profesyonel olarak çalışmış nitelikli kişiler Türkiye'ye daha çok memleket özlemi ve vatanda yaşama arzusu gibi duygusal nedenlerle geliyor.  

Buna ek olarak devletin Türkiye'ye gelmelerini ve iş bulmalarını kolaylaştıran uygulamaları da son derece önemli.  

Ancak gençlerin bir kısmı yukarıda sadece özet bir şekilde değinilen problemlere göğüs geremediği için yeniden Avrupa'ya dönüyor.

Kalanları ise vatanlarında yaşamanın mutluğuyla söz konusu sıkıntılara rağmen Türkiye'de kalıcı olduklarını ifade ediyorlar.

Türkiye'nin yurtdışındaki beşerî sermaye potansiyelini daha verimli kullanabilmesi için, bu vasıflı insanları ülkeye çekmek için başlattığı programlara ve uygulamalara ek olarak, toplumsal hayatta ve çalışma hayatında karşılaştıkları sorunları çözmeye yönelik çabalarını artırması gerekiyor.

Ancak bu şekilde Türkiye'ye gelen nitelikli insanların burada kalıcı olmaları sağlanabilir.

Bunun sonucunda Türkiye sadece daha fazla beşeri sermayeye sahip olmakla kalmayacak, aynı zamanda nitelikli insanların geldiği ülkelerle daha fazla iş yapma fırsatına da sahip olacaktır.

 

 

*Ahmed Faruk Ergün, İstanbul Medeniyet Üniversitesi Sosyoloji Bölümü'nde "Profesyonellerin Göçü: Almanya’dan Türkiye’ye Dönen Uzman Profesyonellerin İş Piyasalarına Entegrasyonu" başlıklı yüksek lisans tezini yazdı.

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU