ABD Başkanı Joe Biden, geçtiğimiz günlerde yaptığı 'nükleer felaket' çıkışının ardından Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in nükleer silah kullanacağını inanmadığını söyledi.
Peki, Putin ve Kremlin nükleer kartını kullanmak isterse ne olur?
Bu sorunun cevabını retorik açıdan kestirmek zor olsa da, Rusya Federasyonu'nun elindeki nükleer silah envanterine göz atmakta fayda var.
2010 yılında yayımlanan Rus Askeri Doktrinine göre, (bir diğer adıyla Gerasimov Doktrini) kendisine veya müttefiklerine karşı nükleer silah kullanılması halinde Rusya Federasyonu da aynı şekilde karşılık verebiliyor.
Ayrıca yine bu doktrine göre, konvansiyonel silahlarla Rusya'ya karşı yapılan saldırılarda veya Rusya Federasyonu açık tehdit altındaysa yine nükleer silahlar kuvvetli bir seçenek olarak belirebiliyor.
Amerikan Bilim İnsanları Federasyonu'na göre, Rusya'nın 5 bin 997 savaş başlığı (nükleer patlamayı tetikleyen mekanizması) bulunuyor.
Elbette bu sayıya söküm emri verilmiş bin 500 civarında başlık da dahil.
Geriye 4 bin 500 civarındaki savaş başlığı kalıyor. Bunların büyük kısmı balistik füze veya roketlerden (yani uzun mesafeyi vurabilen stratejik nükleer silahlar) oluşuyor.
Zaten muhtemel bir üçüncü dünya savaşı çıkarsa bunlar kullanılacaktır.
Rusya'nın elindeki nükleer gücün envanteri şu şekilde:
RS-28 Sarmat
RS-28 Sarmat ağır termonükleer kıtalararası balistik bir füze. 10 ağır ya da 15 hafif füze başlığını aynı anda taşıyabiliyor. Menzili 18 bin kilometre. Saatteki hızı 25 bin 560 kilometreye kadar çıkıyor.
R-36
R-36'ya Sarmat'ın eski modeli de denilebilir. 1962 yapımı, kıtalararası balistik bir füze olan R-36 aynı anda 3 savaş başlığı taşıyabiliyor. NATO raporlarında SS-9 Scarp olarak geçen nükleer füzenin menzili 10 ile 16 bin kilometre arasında değişiyor.
Avangard
Rusya'nın en etkili ve güçlü nükleer silahlarından Avangard, hipersonik bir füze olarak 2019 yılında üretildi. Malum, hipersonik füzeler ses hızını katbekat geçebiliyor. Saatte 33 bin kilometre hıza ulaşan Avangarda, hızı sayesinde herhangi bir savunma sistemine karşı oldukça dayanıklı.
Poseidon
NATO istihbarat raporlarında ‘Kanyon' kod adıyla da geçen Poseidon, nükleer silah taşıma kapasitesine sahip insansız bir denizaltı. Uydu veya yapay zekâ aracılığıyla kontrol ediliyor. Saatte 185 kilometre hıza ulaşıyor. 1 kilometre kadar derine inebiliyor. Patladığında 100 megatona kadar enerji yayıyor ve 500 metreye kadar radyoaktif tsunami oluşturuyor.
Burevestnik
Tam adı 9M730 Burevestnik olan nükleer silah bir seyir füzesi. Şu anda geliştirilme aşamasında.
Kinzhal
Bir tür hipersonik seyir füzesi olan silahın tam adı Kh-47M2 Kinzhal'dır, savaş uçaklarına entegre edilir. 3 bin kilometre menzile sahiptir. Saatte 14 bin 700 kilometre hıza kadar ulaşabilir.
Nükleer silahların savaşlarda kullanılma olasılığı her biri değişik etkilere sahip olan ve değişik silahların kullanıldığı iki alt gruba ayrılıyor.
Bunlardan birincisi; sınırlı nükleer savaş.
Bu savaş türünde az miktarda nükleer silah kullanılır ve sadece düşman askeri hedef alınır.
Yine de bu saldırı sivilleri etkiler ama asıl zarar gören grup askerler.
Böyle bir savaşta kullanılmak üzere Soğuk Savaş sırasında birçok ülke tarafından küçük çaplı nükleer silah üretildi.
İkincisi; büyük ölçekli nükleer savaş.
Bu savaş türünde büyük miktarlarda nükleer madde kullanılır ve asker de sivil de dahil olmak üzere bütün ülke hedef alınır.
Böyle bir saldırıda hedef ülkenin ekonomik, sosyal ve askeri yapısı tamamen yok edilmesi hedeflenir.
Esasen, bu iki nükleer savaş metodu arasında nasıl bir bağlantı olduğu bir tartışma konusu.
İki silahlanmış ülke arasında sınırlı bir nükleer savaşın olabileceğini kabul eden savaş stratejisi uzmanları bile böyle bir savaşın kısa zamanda büyük ölçekli bir nükleer savaşa dönüşebileceğini tahmin ediliyor.
Ayrıca nükleer saldırı tamamen askeri bir bölgeye bile yapılsa, ortaya çıkacak radyoaktif maddeler, rüzgâr gibi doğal etmenlerle başka bölgelere taşınarak sivil nüfusta uzun süreli ve yok edici etkiler de bulunur.
Dolayısıyla Rusya Federasyonu'nun tetikleyeceği muhtemel bir nükleer savaşta kısa sürede milyonlarca insanın yaşamını kaybetmesi, ekosistemin büyük zarar görmesi ve küresel iklim düzeninin tamamen değişmesi gibi riskler söz konusu.
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
© The Independentturkish