Mehmet Ocaktan: Erdoğan güçlü bir arınma adımı atabilir mi?

“Cumhurbaşkanının ‘temiz eller’ operasyonu başlatmasının imkan ve ihtimali bulunmamaktadır”

Fotoğraf: AA

Karar yazarı Mehmet Ocaktan, iktidara yönelik yolsuzluk suçlamalarını hatırlatarak “Cumhurbaşkanının ‘temiz eller’ operasyonu başlatmasının imkan ve ihtimali bulunmamaktadır” yorumunu yaptı.

Ocaktan, bugünkü köşe yazısında Sedat Peker’in son günlerde Beştepe’ye kadar uzanan iddialarını hatırlattı. Türkiye’de kuvvetler ayrılığından daha çok kuvvetler birliği olduğunu söyleyen Ocaktan “Dolayısıyla denetim mekanizmalarının işlemesi ve yolsuzluk iddialarına muhatap olanlardan yargısal anlamda hesap sorulması fiilen mümkün değildir” dedi.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

“Talihsizliğe bakın ki suç örgütü lideri olarak aranan Sedat Peker’in belgeli iddiaları ortalığa saçılıyor, kirlilik evlerimizin önüne kadar yayılıyor ama iktidar erkinin kılı bile kıpırdamıyor. Hal böyleyken, cumhurbaşkanının ‘temiz eller’ operasyonu başlatmasının imkan ve ihtimali bulunmamaktadır” diyen Karar yazarı, şu ifadeleri kullandı:

-Çünkü çürüme ve yozlaşmayla ilgili güçlü bir arınma iradesi ortaya koymanın anlamı; demokratik değerlerin işlediği, denge-denetlemenin olduğu, şeffaf ve hesap verebilir bir iktidar talep etmek demektir.

-“Arınma” iradesi ortaya koymak, iktidarı eleştirenlerin ‘hain’, dış güçlerin ajanı parantezine alınarak itibarsızlaştırma imkanının ortadan kalması demektir.

-Anayasamızda değişiklik yaparak Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi bağlamında iç hukukumuzun bir parçası haline getirdiğimiz Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) Osman Kavala için “Derhal serbest bırakın” kararına karşı “tanımıyoruz da-uygulamıyoruz da…” diyerek meydan okumaktan vazgeçmek demektir.

-Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) kararları herkes için bağlayıcı bir nitelik taşımasına rağmen, alt mahkemelerin uymama gibi bir lüksünün bulunmaması demektir.

-Sokakta konuşan, iktidarın uygulamalarına itiraz edenlerin yaka-paça gözaltına alınmaması demektir.

-İnsanların fukaralıktan, zamlardan canının yandığı bir ortamda şarkı söyleyen sanatçıların yıllarca söylenen şarkılarını ve bir densizlikle söyledikleri sözleri gündeme taşıyarak şeytanlaştırma operasyonlarının yapılmaması demektir.

-Yaşanan ekonomik krize çare üretmek yerine, ülkede yıllarca yapılan festivalleri yasaklamaktan medet ummamak demektir.

-Kısacası, güçlü bir ‘arınma’ iradesi ortaya koyabilmek için öncelikle ‘hukuk devleti’ olmaya karar vermek demektir.

Hali hazırda iktidarın böyle bir niyeti ve iradesi olmadığı dikkate alındığında ‘temiz eller’in başlatılmasını beklemek sadece bir ham hayalden ibarettir…

Ayrıca neden böyle bir ‘arınma’ hamlesi başlatsınlar ki… Eğer gerçekten ‘hukukun üstünlüğü’nün hakim olduğu bir sistem talep edilseydi, dünyada bir eşi-benzeri daha bulunmayan ve Türkiye’yi otoriter ülkeler ligine terfi (!) ettiren bu alaturka sisteme mahkum edilmezdi.

Nasıl olsa sistem tıkır tıkır işliyor, yasama da, yargı da elinizde istediğinizi susturabilir, ‘hain’ ilan edebilir ve gönlünüzce yargılayabilirsiniz, kim size gözünüzün üstünde kaşınız var diyebilir ki…

 

Karar, Independent Türkçe

DAHA FAZLA HABER OKU