"Büyük istifa"dan sonra "sessiz istifa"

Canan Duman Independent Türkçe için yazdı

Fotoğraf: Laura Davidson/Unsplash

Geçen yıl Çin'de viral olan, bir internet gönderisi olarak başlayan, o zamandan beri diğer ülkelere yayılan, insanların desteklerini dile getirmek için internet forumlarına ve sosyal medyaya akın ettiği, çalışanların uzun saatler çalışma fikrini reddettiği yeni bir işyeri trendi popüler olmaya başlıyor; 'sessiz istifa'.

Kimine göre istifa etmeden yapılan işle ilgili sınırları belirlemek, kimine göre de yalnızca minimum olanı yapmak anlamlarına gelen 'sessiz vazgeçiş', aslında çalışanların yalnızca iş tanımlarında belirtilen görevleri yerine getirmelerini ve bunların dışında kalan sorumlulukları reddetmelerini içeriyor.

Günümüzde çalışanlar, genellikle geleneksel performans parametrelerinin ötesinde, rollerinin kendilerinden talep ettiğinin ötesinde şirketlere katkıda bulunuyor ve çoğu zaman karşılığını alamıyor.

Bunun farkına varanlar, rolleri için gerekenden daha uzun saatler çalışmak zorunda kalmaktan kaçınıyor.

Sessiz vazgeçiş; medya, tıp, akademi, eğitim, hizmet, eğlence, müzik, çocuk bakımı, vb. birçok sektörde çalışanların, kendilerinden düzenli olarak aşılması istenen beklentilerin sürdürülebilir olmadığını veya buna değmediğini fark etmesinden, ek üretkenlik veya verimlilik yaratma çabalarının daha yüksek ücret yoluyla onlara fayda sağlamamasından yalnızca yöneticilerini veya çalıştıkları şirketi finansal olarak ödüllendirmesi düşüncelerinden kaynaklanıyor.  


Sessiz istifanın kökeni

Birçoğu, sessiz istifa hareketinin başlangıcını Nisan 2021'de Çin'deki bir internet kullanıcısının, ülkenin kendi refahlarından çok çalışmaya öncelik verme zihniyetini eleştiren bir paylaşımına bağlıyor.

Çin iş kanunlarına göre işçiler günde 8 saatten ve haftada 40 saatten fazla çalışamıyor.

Ancak gerçekte birçok işletme, yüksek üretkenliklerini sürdürmek için genellikle çalışanlarının normal çalışma saatlerinin ötesine geçmesini istiyor.

Bu, çalışanların haftanın 6 günü, her gün sabah 9'dan akşam 9'a kadar çalışmasına yol açıyor.

Özellikle satış, mühendislik üstüne çalışan firmalarda çalışanlar için yorulmak yok, iş var.
 

tt.jpg
Sessiz istifa, insanların hayatta işten daha fazlası olduğunu söylemesidir / Görsel: Twitter

 

Çin'de teknoloji şirketlerinin gayri resmi çalışma sistemi olarak bilinen ve 996 olarak kodlanan sabah 9'dan akşam 9'a, pazartesiden cumartesiye kadar çalışma düzeni nedeniyle 29 Aralık 2021'de 22 yaşındaki bir genç hayatını kaybetmiş, gencin ölümünün ardından ülkenin sosyal paylaşım sitesi Weibo'da sosyal medyada 996'ya tepki gösteren paylaşımlar yapılmıştı.

Ücretsiz mesaiye kalmak Çin'de çok olağan bir şey.

Tüm bu nedenlerle Çin'de sessiz istifa internet gönderisi o kadar popüler oldu ki, devlet tarafından yönetilen Guangming Daily de dahil olmak üzere yerel Çin medyası iddialarını çürütmek için makaleler yayımlamaya başladı.

Çin Çalışma İlişkileri Üniversitesi'nden bir yetkili olan Wang Xingyu, "Gençlerimizin yaratıcı katkısı, yüksek kaliteli kalkınma hedefine ulaşmak için vazgeçilmezdir" diyerek trende destek verirken, Çin Devlet Başkanı Şi Cinping de halkı bu trendi izlemenin tehlikeleri konusunda uyardı.

Hükümetin harekete karşı çıkmasına rağmen, birçok genç Çinli hala eğilimi desteklemeyi sürdürüyor.  


Diğer ülkelere de yayılıyor 

Artık dünyanın bir ülkesinde başlayan bir hareket farklı ülkelerde kendine destek alanı buluyor.

Bir zamanlar sadece sendika üyeliği ile elde edilen bu iş birliği, artık sosyal medya dünyasında da uygulanabiliyor.

Bu, çalışanların keşfettiği yeni gücün ellerinde kalabileceğini gösteriyor.

Çalışanların uzun saatler çalışma fikrini reddettiği bu yeni işyeri trendi Avustralya'da da popüler olmaya başlıyor.
 

t.jpg
Sessiz istifa, alışanların tazmin edildiğinden daha fazla iş yapmayı reddetmelerini içeriyor

 

Avustralya'da bir Reddit kullanıcısı, Brisbane dizisinde sessiz istifayla ilgili bir TikTok videosu yayımladı.

Kendi sağlıklarını ve esenliklerini kariyerlerinden öne koyma görüşüne katılan kişiler, videoya destek verdi.

Kovid'in işyerlerinde büyük değişikliklere neden olmasıyla birlikte işletmeler üretken kalabilmek için yeni politikalar benimsemeye zorlanıyor.

Bununla birlikte, yeni hareketin önerdiği gibi, çalışanlar da kendileri için en iyi olanı gördüklerinde destek veriyor.  


Türkiye'de 45 saati aşan mesailerin denetim altına alınması gerekiyor

Türkiye'de 4857 sayılı İş Kanunu'nun 63'üncü maddesinde, haftalık çalışma en çok 45 saat olarak belirlenmiş durumda.

Özel sektör şirketlerinin büyük bölümü işçilerini haftada 45 saat çalıştırıyor.

657 sayılı kanun kapsamında memurların haftalık çalışma süresi ise 40 saat ve haftada 5 gün çalışıyorlar. 

Özel sektörde çalışma saati haftada en fazla 45 olması gerekirken, ülkece 'ortalama'nın üstündeyiz.

Bazı araştırmalara gör,  Avrupa'da haftalık ortalama çalışma saatinin en uzun olduğu ülke Türkiye.
 

aa.jpg
Türkiye'de 45 saati aşan mesailerin denetim altına alınması gerekiyor  / Fotoğraf: AA

 

Fazla mesaiyi seven, verimlilik dayatmasıyla, sürekli artan bir tempoyla çalışmak zorunda bırakılan insanlara sahip bir ülkeyiz.

Kayıt altına alınmayan çalışma saatlerimiz fazla. Bazı sektörlerde örneğin hizmet sektöründe çalışma saatleri beyan edilenin çok üstünde.

Türkiye'de mesai saatlerinin kısalması gündeme gelse de, ne zaman hayata geçirileceği bilinmese de önce 45 saati aşan mesailerin denetim altına alınması gerekiyor.

Çünkü fazla mesailer için bir denetim yok ve ek mesailer için genellikle ödeme yapılmıyor. 

Oysa İş Hukuku'nda, iş hukukunun işçiyi koruyucu işlevi gereği azami çalışma süreleri, asgari dinlenme süreleri ve bunlar arasındaki sınırlar kesin bir dille çizilmiş durumda.

Çalışma süreleri yönetmeliğine göre günlük dinlenme süreleri 12 saattir ve kesintisizdir (İş Kanununa İlişkin Çalışma Süreleri Yönetmeliği; Madde 3).

İşçinin ulaşılabilir olması konusunda tüm hukuk sistemi bakımından işçinin onayı gerekiyor.

Buna rağmen ne yazık ki işçinin çalışma süresiyle dinlenme süresi arasındaki sınır belirlenemiyor.

Çalışma süresinin artırılması durumunda işçinin mutlaka yazılı onayının aranması ve fazla çalışma ücretinin sağlanması gerekiyor. 


Fazla çalışmaya ve tükenmişliğe bir tepki 

Pandemi ile uzun süreli istikrarsızlık dönemi, işkolik bir kültür yarattı bu da sessiz istifa hareketini hızlandırdı.

Bu trendle insanlar, iş unvanlarının kapsamı dışındaki işleri üstlenmek için harcadıkları fazladan zamanın işe yaramadığını fark etti.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Ek çabalarına rağmen unvan ve ücret değişikliği isteklerini gündeme getirdiklerinde, patronlarının onları görmezden geldiğine tanıklık etti.

Bu trendi popüler hale getiren de bu adımlarla büyüyen iş tatminindeki düşüş oldu. 

Her ne kadar "sessiz vazgeçiş" doğru bir isim mi emin olamasam da bunun yerine "ücretine göre hareket etmek, iş-yaşam dengesi, özbakım, kendine bakmak için zaman ayırmak, iş yavaşlatmak, sınırlar koymak" ifadelerine de yer açabileceğimizi görüyorum.

Şu tanımdan da anlaşılacağı üzere sessiz vazgeçiş yeni bir şey değil diyebiliyorum.

Pandemiden bu yana insanların işleriyle ilişki kurma biçimlerinin değiştiğini biliyoruz. İnsanlar yaptıkları işte daha fazla anlam aramaya başladı.

Birçok kişi kişisel değerlerini iş rolleriyle uyumlu hale getirmeye çalıştı.

Sessiz istifayı, büyük istifa ile yan yana koyabiliriz. Hatta sessiz istifanın bir süredir demlendiğini dahi söyleyebiliriz.

Çünkü gördüğümüz şey, sürdürülebilir bir çalışma ve yaşam biçimi yaratmak için yapılan düzeltmedir.

İnsanların hayatın işten daha fazlası olduğunu söylemesidir. 

Sessiz istifa, iş dışında anlamlı bir yaşamdan kaçınmamayı, işten kopmayı başarmayı, yalnızca verilen işleri yapmayı, iş sonrası adeta öz bakım uygulamayı isteyen insanların artık koşuşturma kültürüne ve tükenmişliğe bir tepki vermesidir.

Tüm bu trendlerin ödenmeyen ücretlerin ödenmesi, verilmeyen hakların elde edilmesi için yol açıcı olacağı, şirketler tedbir almazlarsa bireylerin kendini savunmayı ve neleri alıp almayacağına dair sınırlar koymayı öğreneceği kesindir. 

Bu nedenle şirketlerin sessiz istifadan şikayet etmek yerine nedenleri anlaması, çalışanlarını gerçekten önemseyen ve onları neyin motive ettiğini, onlar için neyin önemli olduğunu bilen yöneticilere sahip olması gereklidir.  
 

Pexels.jpg
Bu trende göre iş unvanlarının kapsamı dışındaki işleri üstlenmek için harcanan fazla zaman işe yaramıyor, yüksek ücret olarak geri dönmüyor / Fotoğraf: Pexels

 

Bu trend uzun ömürlü olabilir 

Hiçbir işveren işlerin yavaşlatılmasını istemez. Ancak insanlar kendilerine ödenen kadar işi yapıyorlarsa ve daha fazlasını yapmaları isteniyorsa bunun onlar için ne anlama geldiğine bakmak gerekir.

Çünkü bu trend, diğer internet trendlerinden farklı olarak kısa zaman içinde ortadan kaybolacak bir şey gibi görünmemektedir.

Enflasyonist baskılar, elde edilen ücret artışı kazancını yemeye devam ettikçe, insanlar ek çaba sarf etmeye değer olup olmadığını düşünmeyi sürdürecektir.

Pandemi, çalışmanın işverenler ve çalışanlar arasında iki yönlü bir anlaşma olduğunu hatırlattı.

Sessiz vazgeçiş fenomeni, şirketlerin pazarlığın kendilerine düşen kısmını tutmaları için bir hatırlatmadır.

Geleceğin işyerinin işverene göre değil, çalışana göre tasarlanacağını da bir kez daha hatırlatmıştır! 

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU