Rus dezenformasyonu Finlandiya ve İsveç'in NATO'ya katılma planını nasıl bozabilir?

Türkiye'nin itirazlarına ek olarak, Avrupa genelindeki Rus nüfuzu İskandinav genişlemesine engel teşkil edebilir

İsveç İç Güvenlik askerleri: Finlandiya ve İsveç'in bu hafta NATO'ya katılıp katılmama kararlarını açıklaması bekleniyor (AFP)

Rusya'ya siyasi açıdan en yakın NATO üyesi Macaristan'da, hükümet yanlısı en büyük haber sitesi, NATO'nun genişlemesi konusunda Kremlin'in çizgisini açıkça destekliyor.

Bir diğer NATO üyesi Hırvatistan'ın, yıllar boyunca iş ilişkileri üzerinden Rusya'yla dostluğu pekişen ve uzun zamandır Kremlin'in müttefiki olarak değerlendirilen devlet başkanı Zoran Milanoviç de İsveç ve Finlandiya'nın NATO'ya mevcut giriş sürecini engelleme sözü verdi.

Uzmanlar Rus dezenformasyonunun İsveç'te bile, iktidardaki Sosyal Demokrat Parti içinde NATO'ya girişe dair süregelen şüphelerden istifade edeceğinden endişeli.

21 Mayıs Cumartesi günü Stokholm'de düzenlenmesi planlanan NATO karşıtı gösterinin duyurularından birinde "NATO'ya hayır. Faşistlerle ittifaka hayır" deniyordu.

Türkiye, Rusya'nın Ukrayna'ya karşı devam eden savaşı sonucu bu ülke aleyhine birleşik bir Batı cephesi oluşturma çabasıyla Finlandiya ve İsveç'in NATO'ya katılma hedeflerinin önündeki en büyük engel olmayı sürdürüyor.

Ancak tek engel Ankara değil.

Blok genelinde, Rusya'ya sempati duyan medyanın ve siyasi figürlerin yıllarca Kremlin anlatılarını yaydığı ülkelerde şüpheler ön plana çıkıyor. Söz konusu durum, Finlandiya ve İsveç'i gelecek birkaç ay içinde hızla NATO'ya dahil etme planlarını karmaşıklaştırabilir.

Stokholm Üniversitesi Türk Araştırmaları Enstitüsü'nden uluslararası ilişkiler uzmanı Paul Levin, "Bizzat giriş sürecinin Kremlin'in enformasyon operasyonları için bir fırsat yaratmasından endişeleniyorum" diyor.

NATO, Soğuk Savaş sırasında Sovyetler Birliği'ne karşı koymak için kurulmuştu. Vladimir Putin'in, II. Dünya Savaşı'ndan bu yana bir Avrupa ülkesinin bir diğerine karşı yürüttüğü büyük çaplı ilk askeri toprak işgali olarak değerlendirilen Ukrayna'nın istilasını başlatması sonrası, ABD öncülüğündeki ittifak artık Rusya'ya karşı bir savunma yolu olarak görülüyor.

Devam eden saldırı, İsveç ve Finlandiya kamuoyunda NATO üyeliği lehine sismik değişikliği tetikledi. Her ikisi de yüzyıllardır Rusya'nın imparatorluk gücüne karşı defalarca savaşmış olan bu ülkeler, Soğuk Savaş boyunca NATO dışında kalmıştı.
 

İsveç askeri tatbikat

İsveç'in Gotland adasındaki Visby kasabası yakınlarında bir askeri saha tatbikatı (AFP)


Üye ülkeler, Finlandiya ve İsveç'in bloğa katılmasının kendi güvenlikleri açısından ne anlama gelebileceğine dair uzun zamandır somut endişeler taşıyor. NATO'ya 1952'de katılan Türkiye, yasadışı Kürt ayrılıkçısı Kürdistan İşçi Partisi (PKK) örgütünün Suriye koluyla Stokholm arasında samimi bulduğu ilişkilerden yıllardır şikayetçi.

İsveç'ten Dışişleri Bakanı Anne Linde, Savunma Bakanı Peter Hultqvist ve bazı parlamenterlerin Suriye'nin kuzeydoğusundaki PKK nüfuzu altındaki Kürt önderliğindeki otonom bölgenin liderlerinden Nesrin Abdullah'la martta buluşması Ankara'yı öfkelendirmişti.

Ancak Rusya'nın yıllar süren ve siyasi bağlantılar kurulması, siyasi lobicilik faaliyetleri ve ticari ilişkileri de içeren nüfuz inşası, İskandinav ülkelerinin NATO'ya girişine karşı olası başka engeller teşkil edebilecek meyveler veriyor.

Macaristan'ın en büyük haber sitesi olan ve büyük ölçüde Başbakan Viktor Orban'ın hükümetiyle ittifak içinde hareket eden Origo bu hafta, Duma'nın önde gelen Rus üyelerinden eski buz patencisi Svetlana Zhurova'ya söz verdi. Zhurova, Helsinki ve Stokholm'ün kendi iradeleri dışında NATO'ya sürüklendiğini iddia ediyor.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Öte yandan Macaristan Dışişleri Bakanı da, Orban'la dost olan Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın endişelerini anlayışla karşıladığını dile getirdi.

Budapeşte'deki diğer devlet yetkilileriyse, Macaristan'ın doğu sınırındaki savaşı, Rus devleti sözcülerinin favori konuşma konularından biriyle paralel biçimde, ABD ve Rusya'nın Ukrayna topraklarındaki savaşı diye geçiştirdi. Diğerleriyse savaşı ABD ve Çin arasındaki bir çatışma olarak tanımlıyor.

Budapeşte, Avrupa Birliği'nin Rusya'ya yönelik enerji yaptırımlarına çoktan karşı çıkarken, Orban da bu tür kısıtlamaların Macaristan ekonomisini "nükleer bir bomba gibi" vuracağı uyarısını yaptı.

Dezenformasyonu takip eden Macar internet sitesi 444.hu'nun direktörü Peter Erdelyi, "Bunları söyleyenler gerçek güç sahibi kimseler" dedi.

Gerçekten de gerginliğin tırmandığını görüyoruz. Kremlin yanlısı ana akım medyada dile getirilen bazı şeyleri şimdi ana akım hükümet siyasileri de söylüyor.

Hırvatistan'ın hem Devlet Başkanı hem de Başkomutanı olan Milanoviç, uzun zamandır enerji anlaşmaları üzerinden Kremlin'le güçlü bağlara sahip olmakla suçlanıyor. Milanoviç aylardır, kadın doğum hastanelerinin bombalanması ve sivillere yönelik saldırılar dahil Rusya'nın Ukrayna'da işlediği öne sürülen savaş suçlarını önemsiz gösteriyor veya reddediyor.

Mezalim kanıtlarının artmasıyla bu pozisyon artık savunulamaz hale geldiğindeyse Milanoviç duruşunu, Rusya'nın kışkırtılmayacak kadar çok tehlikeli olduğu ve NATO'nun üye eklenmesi hususunda "itidal" göstermesi gerektiği yönünde yeniden düzenledi.

Hırvatistan Devlet Başkanı'nın "Ahlakçıların ve dünyanın her bir santimetresinin kaderinden endişe duyan kimselerin bunu anlamayacağını biliyorum ama ben Hırvatistan'ın devlet başkanı seçildim, kozmopolit bir ahlakçı seçilmedim" dediği belirtiliyor.

Ülkesinin başbakanı ve kabinesinin muhalefetine karşı çıkan Milanoviç şimdi, NATO üyesi olmayan komşu Bosna-Hersek'teki seçim yasaları etnik Hırvatlara karşı daha dostane bir hal alacak şekilde değiştirilmedikçe Finlandiya ve İsveç'in NATO'ya katılamayacağını savunuyor.

Zagreb ve Dubrovnik'teki gazetecilerle akademisyenlerce hayata geçirilen dezenformasyon karşıtı Pro-Fact projesinin yürüttüğü bir çalışmada, Hırvatistan'daki sosyal medyanın Rusya yanlısı mesajlarla dolup taştığı öne sürüldü.

Tek başına İsveç'te, ülkedeki birçok kişi için NATO'ya yönelim zorlu bir mesele ve süreç halen siyasi engellerle karşılaşabilir. Stokholm kendini uzun zamandır bir tarafsızlık ve barış kalesi olarak görüyor.

Levin, "Sosyal Demokratlar söz konusu travmatik NATO u-dönüşünü yaptığında, bu durum İsveç'in dünyadaki tarafsız güç rolüne dair derinlerde yatan kimlik sorunlarına zıt düştü" dedi.

İsveç onlarca yıldır, köklerini İsveç'te inşa etmiş ve ülkenin siyasi sahnesini dönüştürmüş çoğunlukla solcu Türk ve Kürt göçmen dalgaları çekiyor. Bunlar arasında PKK veya ilişkili grupların mensupları da var.

İsveç'teki bazı kesimler NATO üyeliğiyle, yasadışı bir gruba (terör eylemi gerçekleştirmek veya buna katkıda bulunmak yerine) sadece üyeliğin suç sayıldığı Türk tarzı terörle mücadele yasalarına uymak zorunda kalınmasından endişe ediyor.

Levin, "İsveç'in terörle mücadele yasaları, Türk yasalarından çok daha az kapsamlı" dedi.

Levin bu tür siyasi dinamiklerin gelecek haftalarda Rus dezenformasyon kampanyaları için verimli bir zemin oluşturabileceğini söyledi. Rusya'da yetkililer, Stokholm'ün NATO üyeliği amaçladığını duyurması sonrası, çocuklara yönelik Pippi Uzunçorap karakterinin yaratıcısı Astrid Lindgren, yönetmen Ingmar Bergman ve önde gelen diğer İsveçlileri "Naziler" olarak tanımlayan bir poster kampanyası başlattı.

Türkiye'de, soldaki ve sağdaki siyasi gruplar uzun süredir NATO ve ABD'ye kuşkuyla yaklaşıyor ve Rusya'yı Amerikan gücüne karşı bir denge olarak görüyor. Ancak Kremlin destekli medya uzun süredir, çoğu zaman Kremlin'in önde gelen uluslararası haber kuruluşlarından biri olan Sputnik'in popüler Türkçe versiyonu aracılığıyla Türkiye'yi hedef alıyor.
 

Büyükelçiler
Finlandiya'nın NATO Büyükelçisi Klaus Korhonen, NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg ve İsveç'in NATO Büyükelçisi Axel Wernhoff'la beraber (AP)


Haberler, ABD'nin Ankara'daki sağcı hükümetlere desteği yüzünden mağdur hisseden Türk solcular ve Batı'nın ülkeye adil davranmadığını hisseden sağa meyilli Türk milliyetçiler arasındaki NATO'ya dair şüphelerden istifade ediyor.

Washington'daki Ortadoğu Demokrasi Projesi'nin Türkiye gözlemcisi Merve Tahiroğlu, "Sputnik kendini çok iyi konumlandırdı" dedi.

NATO ve ABD'yi eleştirdiklerinde, farklı gruplar arasında güvensizliği hedef alan ve sömüren türden mesajlar veriyorlar.

Sputnik çoğu zaman daha fazlasına ihtiyaç duymuyor. Tahiroğlu, haber kuruluşunun en güçlü araçlarından birinin Putin'in NATO'ya ve Batı'ya karşı atıp tuttuğu, kaçınılmaz biçimde sosyal medyada viral hale gelen Türkçe altyazılı basit kısa videolar olduğunu söyledi.



https://www.independent.co.uk/news/world

Independent Türkçe için çeviren: Ahmet Demir

Bu makale kaynağından aslına sadık kalınarak çevrilmiştir. İfade edilen görüşler Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU