Putin'in, Çeçenler ile gayri Rusları Ukrayna'yla savaşa sevkinin sebebi

Prof. Dr. Ali Arslan Independent Türkçe için yazdı

Fotoğraf: Twitter

Ruslar, 18 Mart 2014'de Kırım'ın ilhakının ardından 6 Nisan 2014'te Donbas'ta kendi ırkdaşlarını hareket geçirmiş ve Ukrayna'nın hükümet binalarını işgal edilerek Donetsk ve Lugansk cumhuriyetlerinin kurulduğu ilan etmişlerdi.

Bu dönemde yaşanan en şaşırtıcı gelişme ise kendilerine "Ölüm Birliği" adını veren 300 kişilik bir Çeçen grubunun Rusların lehine Donbas bölgesinde faaliyete başladığı bilgisinin basında yer alması olmuştu.

Doğu Ukrayna'da Rus yanlılarına destek veren talim sırasında Tekbir getiren Çeçenler, 2014 Mayıs'ından beri bu bölgede olduklarını, yüzde yetmişinin özel kuvvetlerin çeşitli birimlerinden görev yaptıklarını da açıklamışlardı. 


22 Şubat 2022'de Donetsk ve Lugansk'ta kurulan idareleri cumhuriyet olarak tanıyarak, askerlerini Donbas'a sokan Putin, Ukrayna'yı askeri olarak çökertmek için 24 Şubat'ta bu ülkeye saldırı başlatmıştı.

"Putin'in evladı" olarak adlandırılan Rusya Federasyonu'ndaki (RF) Çeçenistan Cumhurbaşkanı Kadirov'un, 25 Şubat 2022'de, Ukrayna'daki Rus işgal güçlerine yardımcı olmak üzere 12 bin kişilik bir Çeçen birliğini göndereceği haberleri büyük ilgi uyandırmıştı.

Kadirov'un bu Çeçenleri yaptığı merasimle "cihada" gönderir gibi, Çeçenlerin kadim düşman Rusların yanına katması, kendisini devamlı "Putin'in emir eri" olarak vasıflandırması, "her koşulda Putin'in emirlerini yerine getireceğiz" demesi ve Putin'in doğru kararlar aldığını söylemesinin kökenlerini, Ukraynalıların ataları olan Kozaklarla tarihi yaşanmışlıklar ışığında incelenmesi zarureti ortaya çıkarmıştı.

"Don-Kuban-Terek Birleşik Kozak Devleti'nin Kuruluşu Ve Bağımsızlığını Tanınması İçin Osmanlı Devletine Müracaatı (1998)" makalesi ile Kafkasya Hedef Alanı ve Rusların Osmanlılara Galibiyeti kitabının yazarı olarak da kendimi bu hususta mesul hissettim.
 

 

Ukraynalıların atası Kozaklar 

Günümüzdeki Ukraynalılar Rus ve Beyaz Ruslarla beraber Doğu Slav grubundan sayılmaktadırlar. Ancak Ukrayna; Kimmer Devleti (M.Ö. 1300-800), İskit Devleti (M.Ö. 800-M.Ö. 300), Avrupa Hun Devleti (374-454), Avrupa Avar Devleti (562-832) Büyük Bulgar Devleti (630-665), Tuna Bulgar Devleti (681-1242), Hazar Devleti (650-985), Peçenek Devleti (893-1091), Kıpçak Devleti (995-1239), Moğol Devleti (1235-1242) ve Altınorda Devleti'nin (1264-1502) hâkimiyeti altında kalan bulunmuş, Kiev Knezliği (879-1240) döneminde bazen bağımsız ve bazen de vasıl olarak yaşamıştı.

Kiev Kinezliği'nin, Slav kabileleri ile Normanların karışmasıyla oluştuğu kabul edilmektedir. Ancak Ukrayna kimliğinin şekillenmesinde en önemli unsurun Kozak/Kossaklar olduğu aşikardır.

Kozakların "tamamen Rus olduğu iddiası, onların Hazarlarla, Türkler ve Tatarların torunları olduğu varsayımı kadar yanlıştır."

Kozakların menşei hakkında kesin olan onların "karışık bir ırk" olduklarıdır.  Kozak kelime olarak Türkçe "kazak yani azad insan, hür insan kelimesinden türemiş olup Ukrayna, Don, Terek, Kuban, Ufa, Astrahan, Sibir, Semireçiye, Amur, Ussuri, Orenburg ve sair yerlerde dağınık olarak yaşayan bazı insanlara isim olmuştur.


Ukraynalıların kendi devletlerini kurma süreci

Günümüzdeki 'Rus' milletinin adı olan Rus kelimesinin, bir coğrafî mekânı ifade ettiği ve Rus milletinin henüz oluşmadığı bu dönemde Kozak kimliği bilinmekteydi.

IX.-XII. yüzyıllarda Kiev Devleti'ne bağlı olarak varlıklarını sürdüren Kozaklar, bu devletin 1240'ta Moğollar tarafından yıkılmasıyla beraber kendi yönetimlerini kurmuşlardı.

Dnieper Nehri'nin sağ tarafında Kiev, Galiçya ve Volinya; sol tarafında ise Pereyaslav, Çermigov ve Novgorod-Severski prenslikleri kurulmuştu.

Moğolların Ukrayna'yı terk etmesinden sonra, 1350-1360 yıllarında, Litvanya Güney Ukrayna topraklarını, Polonya da, 1348-1366 tarihleri arasında, Galiçya-Volinya bölgesi ele geçmişti.

Ukrayna'nın iki devletin işgaline düşmesi doğal devletleşme gelişme sürecini olumsuz şekilde etkilemişti.

Polonya, Batı Ukrayna'da Lehlileştirme politikaları çerçevesinde halkın önder kesimi olan Kozak liderlerini ortadan kaldırılmıştı.  

Hele 1385'te Polonya ve Litvanya tahtlarının birleşmesi Kozaklar üzerindeki baskının daha da artmasını sebep olmuştu. 


Osmanlıların Ukrayna'yı koruma çabaları ve Rusların Ukrayna'yı işgali

XV. yüzyıl ortalarında zayıflayan Litvanya işgalindeki Ukrayna toprakları Polonya devralırken, Altınorda Devleti'nin yıkılması ile güçlenmeye başlayan Moskova Rus Devleti de, 1500-1503 arasında, Ukrayna'nın Çermigov bölgesinin büyük bir kısmını ilhak etmişti.

Bu arada Dnieper bölgesindeki Kozaklar Polonyalıların kolonileştirme politikasına karşı mücadelede önemli bir rol üstlenmişlerdi.

Kozaklar ayrıca, Polonyalılardan güneye ve doğuya doğru kaçan köylülerin direnişini de desteklemişlerdi.

Ukraynalıların lideri Hetman Bogdan Hmelnitskiy, Polonya'ya karşı 1625-1628 ve 1648-1654 tarihlerindeki savaşların akabinde, ülkesini Polonya işgalinden kurtulmak maksadıyla Ruslarla 1654'te Pereyaslav Antlaşması imzalamış ve Rus Çarlığı'nın himayesine girmeyi kabul etmişti.  

Fakat Ukraynalıların Polonya'dan kurtulmak üzere işbirliği yapmak istediği Rus Çarlığı bu umutları boşa çıkarmıştı.

1667 tarihinde yapılan Anrosova Antlaşması ile Ukrayna, Rusya ve Polonya arasında paylaşılmıştı. Ancak Ukrayna prensliklerinin sonunu getirecek olan bu anlaşmayı Osmanlar kabul etmemişti.

Bunun üzerine Osmanlıların himayesinde olan Sarıkamış Kozakları Hetmanı Doroşenko'ya karşı, Polonyalılar 1669'da harekete geçmişlerdi.

Osmanlı Devleti, Polonyalılar karşısında zayıf kalan Hetman Doroşenko liderliğindeki Ukraynalıları yalnız bırakmadığı gibi Ukraynalılara verdiği desteği daha da ileri götürüp, 1672 ve 1673 tarihlerinde iki defa Polonya üzerine sefer düzenlemişti.

Osmanlı Devleti'nin Polonya seferlerine Hetman Doroşenko da kuvvetleriyle beraber katılmıştı. Osmanlı ordusu ve Hetman Doroşenko komutasındaki Ukraynalı kuvvetlerin, Polonya ile mücadeleleri devam ederken, Ruslar, 1674 tarihinde, Hetman Doroşenko'nun yönetimi altındaki Çehrin bölgesine saldırmış ve Çehrin'i muhasara etmişlerdi.

Ukraynalıları, Ruslar karşısında da yalnız bırakmayan Osmanlı ordusu Çehrin'i savunan Ukraynalıların yardımına koşmuştu.

Bu harekât esnasında Osmanlı ordusuna Kırım Hanı Selim Giray da birlikleri ile katılmıştı. Bu gelişmeler üzerine Ruslar, Ukraynalılara ait olan Çehrin'deki kuşatmayı kaldırarak geri çekilmişlerdi.

Bununla beraber, Çehrin'den vazgeçmeyen Ruslar, 1675'te bölgeyi ele geçirmişlerdi.

Rusların söz konusu hareketi ilk büyük Osmanlı-Rus Savaşı'na neden olmuş; 1678'deki savaşın sonucunda ise Osmanlı kuvvetleri Çehrin'i Ruslardan alarak, onları bu bölgeden atmışlardı. 


Osmanlıların müdahalesi ile Ruslar ile Polonyalıların Ukrayna'yı kendi aralarında paylaşma planları gerçekleşmemişti.

Osmanlı kendi sınırlarına yakın olan Podolya'yı 1672'den 1699'a; Kuzey Bukovina'yı da 1672'den 1774 tarihine kadar kontrolü altında tutmuştu.

Osmanlı Devleti himayesi altındaki Ukraynalılara kendi yönetimlerini sürdürme imkânını da tanımıştı.

Osmanlı Devleti, Ukraynalıların önemli bir kısmını liderleri Hetmanlar yönetiminde bırakması sayesinde Ukrayna kültürünün yaşamasına büyük katkıda bulunmuştu.


Osmanlı Devleti, 1699'dan itibaren gittikçe zayıfladığından Ukraynalıları yardım edemez hale gelmişti.

Bu sırada, daha önce Polonya'nın işgal korkusu ile Rusların himayesine geçen Doğu Ukraynalılar Hetmanları tarafından yönetiliyordu.

Ancak ülkesinin yavaş yavaş Rus devletinin bünyesine alınmaya başladığını gören Hetman Mazeppa, Polonya ve İsveç'in desteğiyle birleşik ve bağımsız bir Ukrayna kurmak istemişti.

Ukraynalıların bu büyük önderinin yapmış olduğu bütün faaliyetler ise 1709'da Poltava yenilgisiyle başarısızlığa uğramıştı.

Bundan sonra Çar Petro, Hetman ve starşinalara sıkı bir kontrol uygulayıp, onların etkinliklerini kırmaya başlamıştı.

Bununla da yetinmeyen Rus yönetimi, Ukraynalılar için çok önemli bir kurum olan Hetmanlık'ı 1764'te ortadan kaldırmıştı.

Zaporog Kozaklarının yönetim birimi Seç de 1775'te ilga edilmişti. Ayrıca Rus yönetimi, Ukrayna topraklarını tamamen kontrol altına almak için Kiev, Çermigov, Novgorod-Severski, Harkov ve Yekaterinoslav valiliklerini kurmuştu.

Ukrayna toplum yapısında önemli bir değişikliğe sebep olacak Rus derebeylik sistemi de 1783'te Ukrayna'da uygulamaya sokulmuştu.

Ukrayna'nın en önemli kurumlarından Starşina'nın yani yaşlılar/bilgeler heyetinin eski yapısı bozulmuş ve Rus soylularına ayrıcalıklar getirilmişti.

Bunlarla da yetinmeyen Rus Çarlığı Ukrayna'nın adını da değiştirmiş; 1783'te Kırım Hanlığını ilhakından sonra, Güney Ukrayna'yı da 'Yeni Rusya' olarak adlandırmıştı.  

Ayrıca Ruslar, Kozaklar vatanlarından başka bölgelere iskân ederek onlardan faydalanma yoluna da gitmişlerdi. 


Rusların Kafkasları işgal için Kozakları kullanmasından dolayı oluşan tarihî kinden Putin'in Ukrayna'ya saldırıda faydalanmak istemesi

Ruslar, 18'inci asır sonlarında Ukrayna'nın işgalini tamamlarken, zapt etmek için uğraştıkları Kafkaslarda başarı elde edememiş ve özellikle 1783 yılından itibaren İmam Mansur liderliğindeki büyük bir direnişle karşılaşmışlardı.

Bunun üzerin Ruslar, Ukrayna'da başlarına bela alan Kozakların bir kısmını Kuzey Kafkaslara yerleştirerek, Kafkasyalılara karşı Kozakları kullanmak için harekete geçmişlerdi.

Şöyle ki, Ruslar, Kuzey Kafkasya'da elde ettikleri toprakları korumak için ilk önce oluşturulan Kızlar-Mozdak hattını batı istikametinde uzatarak, Mozdak' tan Azak'a ulaştırmak için, 1777-1779 tarihleri arasında 10 adet kale daha inşa etmişlerdi.

Böylece, Kafkasya'dan gelecek olan saldırılara karşı kaleler ve Kozak köylerinden (stanitsalar) oluşan, Azak'tan Hazar'a ulaşan yaklaşık 700 kilometre uzunluğunda bir Kozak Hattı kurulmuştu.

Kozakların bölgeye yerleşmelerinin akabinde, Rus hükümeti, bu bölgede iskân edecek Rus asilzadelerine toprakları cömert bir şekilde dağıtmış ve onlar da toprak köleleriyle beraber bu bölgeye yerleşmeye koyulmuşlardı. Böylece, Terek, Kuban ve Kuzey Kafkasya bozkırları önce boşaltılmış, daha sonra da Kozak ve Rusların iskânına açılarak demografik yapı değiştirilmişti.


1832'lerde tamamlanan Kozak Hattı'ndaki kale ve stanitsalar zinciri her türlü saldırı ve savunma karşısında yardımlaşabilecek tarzda, yaklaşık olarak 20 kilometrelik mesafelerle inşa edilmişlerdi.

Bütün kale ve stanitsalarda birer gözleme kulesi, alarm çanı ve gece-gündüz görev yapan gözcüler vardı.

Bütün olaylar ihtiyaç halinde top atışıyla hattın tamamına duyuruluyordu. İki atış silah başı yapmayı, dört atış önemli bir olayı, meselâ hayvan sürülerinin götürüldüğü çobanlarının öldürüldüğü veya küçük gruplar halindeki Çerkezlerin hattı geçtiklerini haber veriyordu.

Sekiz atış ise, çok ciddi bir tehlike anlamında, çok kuvvetli bir düşmanın saldırıya geçtiği ve en yakın yerden yardım istendiğini bildiriyordu.

XVIII. yüzyıldan itibaren bütün Kozak erkekleri özel askeri servise bağlıydılar ve çağrıldıklarında göreve katılıyorlardı. 1850'lerde silah altına alınacak Kozakların sayısı 129 bin olarak hesaplanmıştı.


İmam Mansur'dan başlamak üzere, 1830'lardaki Gazi Muhammed, arkasından Şeyh Şamil ve Birinci Dünya Savaşı sonunda kurulan Kuzey Kafkasya Dağlı Cumhuriyetleri sırasında çoğunlukla Çeçenistan'ın merkeze alınarak yapılan bağımsızlık hareketlerinde, Kafkasyalıların Ruslardan daha fazla Kozaklarla savaşmışlardı.

Kozakların, Rusların teşvik ve yönlendirmesi ile Kafkasyalılara karşı devamlı saldırılar düzenlemelerinden dolayı, başta Çeçenler olmak üzere, Kozaklara karşı büyük bir kin oluşmuştu.

Günümüzde Ukrayna'ya saldıran Putin yönetimi de bu tarihî kini kullanarak Çeçenleri Ukrayna'ya sevk etmiştir.
 

Mash.jpg
Fotoğraf: Mash

 

Rusların Kozakları Türk ve diğer Turanî milletlere karşı kullanması dolayı oluşan tarihî kinden Putin'in faydalanmak istemesi

Rus Çarlığı, Kozakları sadece Kafkaslarda değil İdil-Volga ve Türkistan'daki Müslüman Türklere karşı değil, diğer Turanî milletlere karşı da kullanmıştı.

Kazan ve Astrahan devletlerini işgal eden Korkunç İvan(1530-1584), Sibir Devleti'ni ortadan kaldırmak istediğinde Kozak asıllı Yermak Timofeyeviç'i görevlendirmişti.

Yermak da 1582'de Küçüm Han'ı yenerek Sibir Hanlığına büyük bir darbe indirmiş ve Sibirya'nın işgalinde önemli bir rol üslenmişti. Daha sonra da Kozakların bir kısmı Sibirya'ya yerleştirilmişlerdi. 

Rusların; Tataristan, Başkurdistan diğer Turanî milletlerle Türkistan Türklerini beşeri olarak bölmek için Kozakları Ural bölgesine yerleştirmişlerdi.

Bu bölgedeki Orenburg'u Türkistan'ı işgal için bir üs haline getiren Ruslar, Kozakları bugünkü Kazakistan'ın kuzey-batısına da yerleştirmişlerdi.

Kozakların bir kısmı bugünkü Rusya Federasyonu'nun güney doğusunda bulunan Amur nehri havzasına iskan edilmişlerdi.

Bu bölge de Turanî milletlerin yaşadığı bölge olup, Kozaklar Ruslar adına bu insanlara karşı savaşmış ve devamlı onların üzerinde bir baskı unsuru oluşturmuşlardı. 

Ruslar ayrıca Kozakları Baykal, Semireçensk, Ussuriysk, Yakut, İrkuts, Yenisey ve sair bölgelere yerleştirmişlerdi. Stratejik bölgelerde bir saldırı ve güvenlik birimi olarak görev yapan Kozaklar, Ruslarla birlikte devletlerarası savaşlarda da katılmışlardı. 


1917 yılında 578 bin kişiden oluşan Kozak birliklerinde; Sibirya bölgesinde 172 bin, Baykal bölgesinde 265 bin, Amur bölgesinde 49 bin, Ussuriysk bölgesinde 34 bin, Semireçensk bölgesinde 45 bin, Yakut bölgesinde 3 bin, İrkuts ve Yenisey taksimatında ise toplam 10 bin asker katılmıştı. 

Savaş dönemlerinde Ruslarla birlikte savaşa katılan Kozakların Ruslar için esas önemi, yerleştirildikleri bölgelerde silahlı olarak çiftçilik yaparlarken, bölge halklarını disiplin altında tutma hatta terbiye etmede bir güç olarak görev yapmalarıdır.

Bundan dolayı başta Türkler olmak üzere bütün Turanî milletlerde Kozaklara karşı büyük bir kin oluşmuştu.

İşte Putin yönetiminin Başkurt ve Tatar Türkleri olmak üzere Turanî milletlerden askerleri Ukrayna'da savaşa sevk ederek Kozakları karşı mevcut olan bu tarihî kinden faydalanmak istemiştir. 


Putin'in Kozak karşıtlarını Ukrayna'da kullanma taktiği başarıya ulaştı mı?

Putin liderliğindeki Moskova, tarihî düşmanlıkları kullanarak Ukrayna savaşında Çeçen ve gayri Rusları kullanmaya çalışırken, esas düşmanın Ruslar olduğu ve tarihte Kozakları da Rusların kendilerine karşı sevk ettiklerini bilen Çeçen ve Turanî Millet mensupları Ukrayna yanında yer almaktadır.

Mesela, Rus-Çeçen Harbi'nde görev yapmış gayrinizami harp tecrübesi olan Çeçenler Ukrayna'nın lehine savaşa dâhil olmuşlardır. 


Ukraynalılar gayri nizami harbi öğreten komutanlardan birisi 1994-1996'daki Rus-Çeçen Savaşına katılan Müslim Chebirloev'dur. Chebirloev, başında bulunduğu kolordu adını, 18'inci asır sonunda Kafkaslarda Ruslara karşı mücadeleyi başlatan ve sonraki bütün cihad hareketlerinin mimarı Şeyh Mansur'dan almaktadır.

Chebirloev'in başında bulunduğu kuvvetler yalnız cephede savaşmamakta, 2014'ten itibaren aynı zamanda Ukrayna Özel Kuvvetlerinin eğitimine de katkı sağlamaktadırlar.

Diğer bir ifade ile Ukraynalıların gayrinizami harb uygulaması ile direniş ve Rusların ilerleyişini engellemede Chebirloev komutasındaki Şeyh Mansur Taburu'nun büyük katkısı vardır.  

Rusların Ukrayna'ya saldırması üzerine doğrudan Ruslarla savaşa da katılan Müslim Chebirloev; Kadirov'u Çeçen olarak kabul etmediklerini belirterek; "Kadirov Rusya'nın en sadık askeri olduğunu dile getiriyor. Onu Rus olarak görüyoruz. Dolayısıyla onlar da bizim düşmanımız. Burada yaptığımız tüm operasyonları Ukrayna yönetimi ile istişare ile düzenliyoruz. Hiçbir şekilde Ukrayna'dan para filan almıyoruz" demişti.
 

Şeyh Mansur Taburu'na bağlı Çeçenler, Rusya'ya karşı savaşıyor Yeni Şafak.jpeg
Şeyh Mansur Taburu'na bağlı Çeçenler, Rusya'ya karşı savaşıyor / Fotoğraf: Yeni Şafak

 

Ukrayna'da Ruslara karşı aktif olarak faaliyet gösteren diğer bir silahlı birlik ise, eski Rus hükümetini masaya oturmasını sağlayan Çeçenistan'ın eski devlet başkanın adını kendilerine takan Cahar Dudayev Tugayı'dır.

Kurucusu İsa Manuyev'in 2015'de bir suikasta uğramasından sonra komutanlığı Adem Osmayev üzerine almıştır.

1981'de doğan Adem, 2007'de Kadirov'a suikast düzenlemekle suçlandığında Ukrayna'ya yerleşmişti.

Daha sonra Putin'e suikast planlamakla suçlanarak 2012'ye kadar hapis yatmış ve akabinde Cahar Dudayev Taburuna katılmıştı.

2016'da 500 civarında askeri olduğunu söyleyen Adem, Donbas bölgesinde Rus taraftarlarına karşı savaşmış ve 2022'de Ruslar Ukrayna'da saldırdıklarında da Ukraynalılarla birlikte doğrudan Ruslarla yapılan harbe dahil olmuştur.

Adem, Ruslarla savaşın başlamasından sonra Çeçenlerden oluşan asker sayısının 2-3 kat arttığını da söylemiştir.

Bu örnekler ve Rusya Federasyonu adına gönderilen askerlerin savaş iştiyakının pek olmaması ve güçsüz Ukrayna'nın direnişiyle bile savaşın çok uzamasına bakılırsa Putin'in bu taktiğinin pek başarılı bir netice vermediğini göstermektedir. 


Sonuç

Putin yönetimi Slav bir millete karşı savaş kararı alırken, erken netice almak ve Ukraynalılara karşı iştiyakla savaşılmasına sağlamak için büyük ölçüde gayri Rus askerleri tercih etmiştir.

Kafkasların Müslüman halklarında ve Türklerin dâhil olduğu Turanî milletlerde tarihî olarak mevcut olduğu düşünülen Kozaklara karşı kini, Ukraynalılara karşı kullanmak için de özel bir planlama yapıldığı anlaşılmaktadır.

Putin'in özel bir önem verdiği Çeçenistan lideri Kadirov'un cihada gider gibi adamlarını Ukrayna'ya göndermesi de bu taktiğin bir nevi tescilidir


Ancak kısa sürede netice almayı bekleyen Putin Yönetimi, bir aya yaklaşan savaşta bir türlü başarı elde dememektedir.

Stratejiden uzak olarak gerçekleştirilen bu taktiğin hatalı olduğu anlaşılmaktadır.

Gayri Rus, Kafkasyalı ve Türklerin dâhil olduğu Turanî milletler tarihte Kozakların yaptıklarının Rusların inisiyatifi ile gerçekleştiğinin şuuruyla hareket ettikleri görülmektedir.

Rusya askerleri iştiyaksız bir şekilde savaşırken, Kadirov'un Çeçenlerinin karşısın da, Kafkaslarda Cihad Hareketinin kurucusu İmam Mansur ile Ruslarla son savaşan komutanı Cevher Dudayev'in adını taşıyan iki tugaydan oluşan Çeçenler çıkması, Moskova yönetimin ciddi düşünmesi gereken bir vaka olmalıdır. 

Ukraynalıların ataları Kozaklara karşı kin duyanları Ukraynalılara karşı kullanma taktiğinin tutmadığını müşahede ederken, Kozaklara tarihî olarak en fazla kin duyması gereken Sibirya gibi bölgelerde bile Putin karşıtı gösterilerin olmasını da not etmek elzem olmalıdır.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU