4 Eylül 1970 günü Doktor Salvador Allende'nin seçim zaferini kutladığı Alameda ile Santa Rosa caddelerinin kesiştiği yerde, 51 yıl sonra Şili solunun bir başka galibiyetine tanıklık ettik.
Şili tarihinin en genç devlet başkanı olma unvanını kazanan Gabriel Boric, başarısını 19 Aralık 2021'de aynı yerde, "La Moneda" Sarayının 5 yüz metre ötesinde kutladı.
Aradan geçen yarım asra karşın Şililerin demokrasi ve sosyal adalet özleminde bir değişiklik olmamıştı. Hatta Allende ile Boric'in oy oranlarına bakarsak artırmıştı.
1970'de üçüncü kez başkan adayı olan Allende'nin yüzde 36 oyuna karşılık Boric, ondan yarım asır sonra yüzde 56 destekle seçildi.
35 yaşındaki Boric, neo sağcı rakibi Antonio Kast'a 1 milyon net fark atarak başkanlık koltuğuna oturmaya hak kazandı.
Oysa Allende, rakibi Jorge Alessandri'den sadece 36 bin oy daha fazla almıştı. Bu onun devlet başkanı olmasına yetmemiş, Kongre'de yapılan oylamayla onaylanması gerekmişti.
Allende ancak "Hıristiyan Demokratlar"ın desteğiyle başkanlık koltuğuna oturabilmişti (Allende 1973 seçimlerinde oyunu yüzde 44'e çıkarabilmişti).
Her ne kadar 19 Aralık seçimlerine katılım oranı yüzde 55'de kaldıysa da, Boric 4,6 milyonla Şili tarihinin en çok oy alan devlet başkanı oldu.
Ancak siyasi aritmetikte ve tarihte, rakamlar ve oranlar her zaman aynı anlama gelmezler.
Allende'nin 51 yıl önceki seçim zaferi söylevi de bunu kanıtlıyor.
Rakibiyle arasındaki küçük farka ve kongrede onaylanmaya muhtaç başkanlığına bakmaksızın olağanüstü bir özgüvenle meydan okuyordu:
Emperyalist sömürüyü kesin olarak yok etmek, tekelleri ortadan kaldırmak, derinlemesine bir tarım reformu gerçekleştirmek, ihracat ve ithalatı kontrol etmek, kısacası bankaları millileştirmek, Şili'nin ilerlemesini mümkün kılacak, gelişmemize yön verecek sosyal sermayeyi yaratmak için bu zaferi kazandık.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Tarihin ilk seçilmiş sosyalist başkanı zaferinden o kadar emindi ki "Şili'nin, Amerikan halklarının ve hatta dünyanın izleyebileceği bir yol açtığını", "bu yoldan giderek diktatörlüklerin setlerinin kırılacağını ve halkların kendi kaderini tayin edeceğini" söylüyordu.
Allende'nin zafer söylevi, dayandığı sınıfın gücünü bilen bir liderin tonuna sahipti.
Galibiyetini Hıristiyan Demokratların tanıdığını ama bunu onlardan asla istemeyeceğini söyleyen Allende uzlaşmasızdı:
Halkın acılarından ve umutlarından doğan mücadelenin büyüklüğünü asla anlayamayacaklar. 1
Boric işte tam orada yarım asır önce Allende'nin konuştuğu yerde sahneye çıktı ve destekçilerini önce Mapuche dilinde "Hepinize, herkese, Şili'nin tüm halklarına teşekkürler" sözleriyle selamladı.
Genç başkan tam anlamıyla bir şükran konuşması yaptı. İki yerde Pinochetçi rakibine yaptığı çağrı da dikkat çekiciydi:
Özellikle José Antonio Kast ile yurttaşlarımızın daha iyi yaşayabilmeleri için aramızda nasıl köprüler kuracağımızı bileceğiz. Çünkü bizi birleştiren Şili'nin ve halkın sevgisidir.
Boric'in söylevinde demokratik kurumların istikrarı ve demokrasi vurgusu egemendi.
Demokrasi kavramı Allende'nin konuşmasında sadece 2 yerde geçerken Boric'te tam 15 kere geçiyordu.
Boric'in söylevinde sosyal adalet vurgusu vardı ama sınıfsal ya da siyasal çatışma yoktu.
Onu iktidara taşıyan sosyal dalganın taleplerini yerine getirme sözü verirken bile sermayeyi ürkütmüyordu:
Sosyal hakları yaygınlaştıracağız ve bunu mali sorumlulukla yapacağız. Makroekonomimize özen göstererek yapacağız.
Dahası politik varlığını belirli bir ideolojiye dayandırmıyordu:
35 yaşındayım. Ve biliyorum ki tarih bizimle başlamaz. Kendimi farklı konumlardan demokrasiyi yayma, insan haklarını savunma, özgürlükleri koruma ve yorulmadan sosyal adaleti arayanların uzun tarihsel sürecinin bir varisi gibi hissediyorum. Başladığımız bu aşamada yeniden bir araya geldiğini görmek istediğim büyük ailem budur. 1
Öyleyse tarih 1970'te Santa Rosa ile Alameda'nın kesiştiği yerde trajedi, 2021'de komedi olarak mı tekrar etti?
Şilili sosyolog Eugenio Tironi "Hayır, tarih her zaman komedi olarak tekrar etmez" diyor.
Çünkü burada Allende'nin sosyalist deneyinin bir tekrarını izlemiyoruz.
Salvador Allende'nin Magallanes radyosundan son konuşmasını yapmasının üzerinden tam 48 yıl geçti.
O günle bugün arasında tarihsel bir süreklilik yok.
Şimdi tanık olduğumuz şeyin 1970 öncesinin Şilisiyle de alakası yok.
Çünkü 1970'de Allende'nin iktidara gelişiyle kırılmaya uğrayan Şili kurumsal siyaseti, Pinochet tarafından farklı bir yönde daha derin bir uçuruma dönüştürüldü.
Bugün Şili sosyo-politik sahnesinde gördüğümüz her şeyin Pinochet'in inşa ettiği rejimle ilgisi var.
Eğer bir devamlılık ya da karşıtlıktan söz edecek olursak 33 yıl geriye gitmemiz gerekiyor.
Sosyolog Tironi, bugün olanlarla 1988'de Pinochet'in kaybettiği plebisit arasında paralellik kuruyor;
Pinochet'in ruhuna bürünen Jose Antonio Kast karşısında Gabriel Boric'in ikinci turda aldığı oy oranının, 1988'de merkezinde Hıristiyan Demokrat ve Sosyalist Parti'nin olduğu "Concertación"un aldığı oyla aynı olduğunu söylüyor.
Daha önce iki halk oylaması kazanan Pinochet, 1988 plebisitiyle kişisel iktidarını 1997'ye kadar uzatma amacını taşıyordu. Fakat merkez sağ ve sol partiler bir araya gelerek bu planı tersine çevirdiler.
"Concertación", o tarihten başlayarak kurumların istikrarının korunarak Pinochet rejiminin reforme edilmesini öngören bir demokrasi programıydı.
1989'da yapılan referandumla Pinochet anayasasının 57 maddesi değiştirilerek işe başlandı.
Merkez sağ ve solun uzlaşmasına dayalı "Concertación" iktidarları dönemi, 2013'e kadar sürdü.
İşte sosyolog Tiroli, Gabriel Boric'in ikinci turda başardığı şeyin merkez solun yeniden inşası olduğunu iddia ediyor.
Zira Boric, asgari bir programda birleştirerek, içindeki ayrımları kaldırıp solu çoğunluk haline getirdi.
"Eğer" diyor Tiroli;
1988 plebisiti son 30 yıla damgasını vuran Concertación'un doğum belgesiyse; pazar günkü sonuçlar, daha geniş bir kompozisyon ve gündem ile oluşması biraz zaman alacak yeni bir koalisyonun başlangıç noktası olabilir.
Boric kayıp bir geçmişle bağlar kurmak için değil, yarını inşa etmek için seçildi.
Onun kazanmasını sağlayan nedenler bizzat varlık sebebi.
Birinci turda aldığı yüzde 26 oy oranı, 2019'dan bu yana üzerinde yükseldiği sosyal hareketin birikimiydi. Fakat bu onu iktidara getirmeye yetmezdi.
Onun başarısını belirleyen en önemli etken, ilk turda oy vermeyen alt ve orta sınıf gençlerini ikinci turda sandığa taşıyabilmesiydi.
Gençliğini bir avantaja dönüştürdü. Gençliğin verdiği hızı, enerjiyi, dinamizmi ve esnekliği sonuna kadar kullandı.
Genç yüzü, yapılacaklar ajandasının kapağıydı. Onu açıp içine bakanlar geride bıraktığımızın değil, bu yüzyılın sorun olarak tanımladığı şeyleri gördüler.
Boric, başkanlık seçimlerinin ikinci turunu birincisinin bir devamı olarak görmedi. Bunu yeni bir başlangıç, ayrı bir seçim olarak ele aldı.
Süreci yeni öneriler ve yeni yüzlerle ördü. Dili ve hareketini yumuşattı.
İktidara yürüyen bir lider gibi önde gitmedi. Geriye döndü ve mütevazi biçimde tüm ilerici kesimlere danıştı.
Zayıf olduğu yanlarını güçlendirdi. Tecrübesizliğini unutturup kamu düzeni, güvenlik, istikrar ve ekonomik büyüme üzerine net mesajlar verdi.
İlk turla ikincisi arasında yarattığı değişim, onun meraklı ve hatalarından ders alan bir lider olduğunu kanıtladı.
Boric'in iki tur arasındaki davranış farkı onu cesur, kendi kaslarına güvenen bir siyasetçi haline getirdi.
O sırada rakibi Antonio Kast popülist sağcı bir ezberi tekrar ediyordu. Şilili kadınlar eşini evde oturtup 9 çocuk yapan bu erkek lider profilinin artık geride kaldığını gösterdi.
Boric zamanın rüzgarını ardına aldı. Eşiyle nikahsız yaşayan, kiliseye gitmeyen bu genç siyasetçinin kadınların özgürlüğüne ve haklarına zarar vermeyeceğinden, aksine onlara alabildiğine geniş bir alan açacağından kimsenin şüphesi olmadı.
35 yaşındaki bu adamı Şili devlet başkanlığına taşıyan dalga; 2006'dan bu yana süren öğrenci eylemlerine, emeklilerin, çevrecilerin ve feministlerin mücadelesine, hepsinden önemlisi 2019 sosyal patlamasını anayasal reform noktasına taşıyan halka dayanıyor.
Boric'in iktidarı alt ve orta sınıfların omzunda yükseliyor. Ahlaki meşruiyetini de laik sosyalizm ile toplumcu Hıristiyanlığın ittifakına dayandırıyor.
Hepsinden önemlisi Boric'in zaferi; seçkin aydınlar ile halk kesimleri arasındaki demokrasi merkezli ittifakın yeniden inşa edilmesinin mümkün olduğunu gösteriyor.
1. Discurso de Salvador Allende la noche del 4 de septiembre de 1970 -madrugada del 5 de septiembre- desde los balcones de la FECH (https://www.lemondediplomatique.cl/discurso-de-salvador-allende-la-noche-del-4-de-septiembre-de-1970-madrugada-del.html)
2. Discurso Completo de Gabriel Boric (https://interferencia.cl/articulos/discurso-del-triunfo de-gabriel-boric-completo)
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
© The Independentturkish