Yeşil göz boyama sizi kandırmasın: Jamaika'nın gerçek bir iklim liderliği yok

Görünüşe göre Andrew Holness kabinesinin üyeleri, sadece başbakanın seleflerinden daha iyi iş çıkardığını söyleyebiliyor fakat bu, felaketi önlemek için yeterli değil

"Holness yönetimi kısa vadeli kazançlar peşinde koşarak hazırlanmak için kalan vaktini boşa harcıyor" (Jamaika Hükümeti)

Jamaika Başbakanı Andrew Holness, COP26'daki açılış konuşmasını yaptığında söylediği hiçbir şeyin özellikle ezber bozan bir tarafı yoktu. Holness düşük karbonlu girişimler için daha fazla fon sağlanması çağrısında bulundu ve kendi yönetiminin mangrov yenilemeyle yeniden ağaçlandırma çabalarını övdü.

"Acil ve kesin eylem" çağrısına rağmen Holness yönetimi çevre açısından yurtta geniş çapta kötü bir yönetim sergilemeye devam ediyor. Jamaika halkından kimileri şüpheci bir tavırla başbakanlarının dünya sahnesindeki varlığının çevre için hakiki bir endişe sembolü olmaktan ziyade kısa yoldan para kazanma girişimi gibi göründüğünü düşünüyor.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

2016'dan beri iktidarda olan Holness yönetimi, boksit endüstrisinin yeniden büyümesinden güç alan Jamaika'nın madencilik sektörünün hızla yükselişe geçmesine liderlik etti. Boksit cevherleri rafine edilerek otomobil ve hava aracı üretim sektörlerinin önemli bir girdisi olan alüminyuma dönüştürülür. Jamaika Çevre Vakfı'nın 2020'de yaptığı bir çalışma boksit madenciliğinin halk sağlığı için oluşturduğu maliyetin yılda 13 milyar doları (yaklaşık 145 milyar TL) bulabileceğini, Jamaika'nınsa bu sektörden yılda sadece 1 milyar dolar (yaklaşık 11 milyar TL) kazandığını ve bunun 2018'de GSYİH'nin yüzde 3'ünden daha azına tekabül ettiğini saptadı.

Boksit sektörü yöneticileri geride sadece 30-40 yıl yetecek kadar rezerv kaldığını kabul ediyor. Hükümet aynı anda hem iklim değişikliğine uyum için finansman çağrılarında bulunup hem de çıkarılan her 5 ton boksit için atmosfere 1 ton CO2 salan bu sektöre yatırım yapılmasını teşvik etmeye devam edemez.

Çevre aktivistlerinin onlarca yıl devam eden kampanyalarının ardından 2017'de Holness yönetimi Cockpit Country Koruma Alanı (CCPA) için resmi bir sınır ilan etti. Cockpit Country bölgesi adanın iç kısmında, dağlık ve yoğun ormanlık bir alan olup ataları kölelikten kaçan Jamaikalı Maroon'ların yerleşim yerlerine ev sahipliği yapıyor. Bölge aynı zamanda ülkedeki yerli Taino mimarisinin en geniş alana yayılan ve en iyi korunmuş örneklerini barındırıyor. Fakat buna rağmen hükümet, koruma altındaki bu alanın bütünlüğünü bozan madencilik fırsatlarını tekrar tekrar araştırıyor.

Son üç yıldır hükümet CCPA'in bitişiğindeki bir alanda maden arama için çevre izni çıkarmayı düşünüyor ki uzmanlar böyle bir girişimin koruma altındaki alanı bozabileceği uyarısında bulunuyor. Hükümet Cockpit Country'nin zarar görmesine müsaade etmeyeceğini söylese de bölgede maden çıkarma niyeti olmadan araştırmaları teşvik edeceğine inanmak zor.

Holness konuşmasında mangrov yenilemeyle övündü fakat mangrovların kesilmeye devam etmesi bu çabaları geride bırakıyor. Deniz seviyesine yakın kıyı bölgelerinde bulunan mangrov ormanları, fırtına ve kasırgalara karşı bariyer görevi görerek kıyı erozyonunu önler. 1998 ile 2013 arasında yaklaşık 2 bin hektar mangrov ormanı yok edildi. Ağaçlandırmaysa parça parça ilerliyor ve kaybedilen ormanların sadece yarısını geri kazanmayı hedefliyor. Nisanda yönetim sağlıklı ve olgun bir mangrov ormanının yok edilmesini kutladı. Söz konusu orman, yeni bir otele yer açmak için kesilmişti. Bu olay, Holness'in ABD Başkanı Joe Biden önderliğindeki bir iklim zirvesine katılmasından yalnızca birkaç gün sonra gerçekleşti.

Jamaika Başbakanı hükümetinin 3 milyon ağaç dikme girişimini de övdü. Şu anda üçüncü ve son yılına yaklaşan plan, Haziran 2021 itibarıyla sadece 656 bin 600 ağaç dikilmesini sağlamıştı. Jamaika'nın ormansızlaşma oranı yılda 350 hektar fakat 2006'dan bu yana yılda ortalama 86 hektar orman yeniden canlandırılıyor. Kendi koyduğu hedeflere erişemediği halde ülke, COP26'nın Ormansızlaşmaya Karşı Eylem taahhüdünün imzacısı oldu.

Karayipler Politika Araştırma Enstitüsü tarafından 2018'de yapılan bir çalışma, Jamaika'nın kapsamlı bir çevre yönetimi çerçevesi olmadığını ortaya koymuştu. Birbirinin üstüne binen sorumluluklara sahip 24 farklı devlet kurumu olduğunu ortaya çıkaran çalışma, koordinasyonun önündeki esas engelin "hükümetin ve temsilcilerinin doğal çevremizi anlamlı bir şekilde korumak için yeterli ilgi göstermemesi" olduğu sonucuna varmıştı.

O dönemde çevreden sorumlu bakan Daryl Vaz, raporun sonuç ve önerilerini benimsemiş fakat bu önerileri uygulamaya koyamamıştı. Çevreden sorumlu merciler o zamandan bu yana el değiştirdi. Artık reform gündemden düşmüş gibi görünüyor.

2023'te Jamaika'nın başkenti Kingston, dünyada tam anlamıyla iklim değişikliğini deneyimleyen ilk şehirlerden biri olacak. O noktadan itibaren en soğuk yılın ortalama sıcaklığının 1960 ile 2005 arasındaki en sıcak yılın ortalama sıcaklığından daha sıcak olacağı öngörülüyor.

Holness yönetimi kısa vadeli kazançlar peşinde koşarak hazırlanmak için kalan vaktini boşa harcıyor. Bu konferanslar Holness için olsa olsa yeşil göz boyama çabası gibi görünüyor. Görünüşe göre Holness kabinesinin üyeleri eleştirilere cevaben sadece başbakanın seleflerinden daha iyi iş çıkardığını söyleyebiliyor fakat bu, felaketi önlemek için yeterli değil. Esasında değişmeye isteksiz oldukları sürece hiçbir fon buna çare olmayacak.

Christina Ivey, iklim değişikliğiyle ilgili "It's Freezing in LA!" adlı bağımsız derginin çevre politikası editörüdür



https://www.independent.co.uk/independentpremium/voices

Independent Türkçe için çeviren: İrem Oral

Bu makale kaynağından aslına sadık kalınarak çevrilmiştir. İfade edilen görüşler Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU