Futbolu sevmek yetmiyor

Okan Can Independent Türkçe için yazdı

Fotoğraf: Twitter

Oyuna olan tutkusu, azmi ve isteği hiç değişmedi. Hiç vazgeçmeden, sürekli denedi ve hep bir iddia koydu ortaya.

Futbol kamuoyunun büyük bir çoğunluğu, final maçlarında onun takımını tuttu ve onun sevinmesini istedi. Zira sevinci, oynattığı oyundan daha dikkat çekiciydi.

Marka olmuştu ama marka olması, oyundan dolayı değildi. Hatta kimi zaman sinema filmlerinde, kimi zaman da reklam filmlerinde oynadı.

Türk futbolunun en çok takım çalıştıran teknik direktörü Yılmaz Vural.

Türk futbolunun birçok duygusunu içinde barındıran bir teknik adam Yılmaz Vural. Duyguların ve afili söylemlerin önemli olduğu bu futbol ikliminde, kendine yer bulmakta sıkıntı çekmedi aslında.

Kazandığı maçlardan sonra, kimi zaman sevincinden oyuncusuna tekme, kimi zaman da saha kenarında depar atıyordu.

Kimi zaman tezahüratlar ile oynayıp, kimi zaman da tekerlekli sandalyede, saha kenarından maç yönetiyordu. Takımı kaybettiğinde, o da kendini kaybediyordu. Hatta kırmızı kart gören oyuncusunu dövmeye bile kalkıyordu. 

Türk futbolunun en renkli kişiliklerinden biri Yılmaz Vural, 30 takımda 38 defa göreve gelmiş ve Türkiye'nin her bölgesinde çalışmış bir teknik adam.

640'dan fazla maçta, 700'den fazla oyuncu yönetmiş ve hiç vazgeçmemiş bir teknik adam.

Kariyerinin büyük bir bölümünü, takımları küme düşme potasından uzak tutmaya çalışmakla geçiren Yılmaz Vural, hep daha büyük takımları çalıştırma arzusu ile çalıştı.

Fakat acil butonuna basıp, hep onu çağıranlar ise küme düşme potasındaki takımlar oldu.
 

1.jpg
Kolaj: Independent Türkçe

 

Kulüpler kadar teknik adamlar da yanlış tercih yapıyor

Türk futbolun en net yüzü olan Yılmaz Vural, sevinci, öfkesi, kazanması, kaybetmesi ve tekrar devam etmesi ile Türk futbolundaki tüketimin bir yansıması belki de.

Fakat Türk futbolunda gördüğü kabul, başarısından değil, azminden ve heyecanından geliyor.

Geçtiğimiz hafta yine görevden ayrıldı Yılmaz Vural. Erzurumspor'un küme düşmesinden sonra, kulüp yönetimi onu görevden alırken, kendi başarısızlıklarının altına onun da adını yazdılar.

Ve Yılmaz Vural da Erzurumspor'u küme düşüren antrenör olarak, görevden alınmış oldu. Fakat sezonu 5 teknik direktör ile tamamlayan Erzurumspor'un kümede kalması, hayatın doğal akışına aykırıydı zaten.

Yılmaz Vural, lastikleri patlamış bir arabayı, kullanmaya çalıştı sadece. Ve en son direksiyonda o gözüküyordu.

Bununla beraber geçmişindeki küme düşürdüğü takımların fazlalığı ise başka bir sorunu gösteriyor.

Her seferinde küme düşme potasındaki takımların tercihi olma ve bu tercihlere olumlu yaklaşma hali, aslında teknik adamların da yaklaşımlarında sorun olduğunu gösteriyor.

Oyunu çok sevme ve sahnede olma duygusu, aslında futboldaki tıkanıklığın da oluşmasının sebeplerinden biri oluyor.

Kötü yönetilmiş, sportif ve finansal açıdan zor durumdaki kulüplere oksijen olmaya çalışmak,  teknik adamların taktiksel hatalarından biri oluyor. Zira bu kulüplerin başarısızlıklarına, ortak olmuş oluyorlar.
 

2.jpg
Fotoğraf: Vocal

 

Süper Lig'de tüketim çılgınlığı

Süper Lig'de bu sezon, 21 takım 57 teknik adam kullanmış. İsimlerden öte müthiş bir tüketim hali var kulüplerde. Teknik adamlar, sadece takım çalıştırmak amacında olunca da 57 teknik adam ortaya bir oyun çıkartmamış oluyor.

Ligin son dört takımın her biri, ortalama 5 teknik adam kullanırken, inanılmaz bir tüketim ortaya çıkıyor.

Ve Yılmaz Vural da bu tüketimin vücut bulmuş hali oluyor. 

Bununla beraber, taraftarın, yönetimlerin sabır göstermediğinden şikâyetçi olan teknik adamlara da aslında, uzun zamandır sabır gösteriliyor. Çünkü sonuç olarak hala üretim yok. 

Kendilerini geliştirmeyen, şartları ve koşulları kendi belirleyemeyen, her şekilde görevi kabul eden teknik adamlar, oyuna ve sisteme bir değer katmıyorlar.

Arkada bir oyun ve bir değer kalmayınca da takım çalıştırmak bir işe yaramıyor maalesef.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU