Kentler, dünya yüzeyinin sadece yüzde 3'ini kaplarken, "brüt dünya ürünü"nün yaklaşık yüzde 80'ini üretiyor, dünyanın enerjisinin yüzde 78'ini tüketiyorlar ve insan nüfusunun yarısından fazlasına ev sahipliği yapıyor.
Küresel ısınmanın etkisiyle 'dünya uçurumun eşiğine sürüklenmektedir.'
Çevreyle uyumlu olmayan kentleşme geliştikçe, daha fazla bitki örtüsü kaybolmakta, daha fazla toprağın hava ile teması önlenecek şekilde kapanmakta ve binalarla kaplanmaktadır.
Betonlaşma, daha fazla yerüstü suyunun buharlaşmasına ve hava sıcaklıkların artmasına neden olmaktadır.
Yerüstü sularının aşırı buharlaşması ile su kalitesi bozulacak ve suyu arıtma maliyeti artacaktır.
Küresel ısınmanın etkisiyle kentsel ısı adası etkisi şiddetlenecek ve suya olan talep artacaktır.
Kentsel ısı adası, şehirlerin çevresindeki kırsal bölgelerden daha yüksek sıcaklıklara maruz kalan kentsel alanlardır.
Kentsel alanlar, yeşil alanların azalmasından, toprağın betonlaştırılmasından ve asfaltlaştırılmasından, yüksek binaların hava hareketini durağanlaştırmasından ve araç sayısının artmasından dolayı ısı adasına dönüşmektedir.
Siyah ve koyu renkli bitümlü asfalt yollar, beton ve çelik binalar ve yapılar, güneşten gelen ısıyı yansıtmak yerine emer ve depolar; normalde gün batımından üç ila beş saat içinde yeniden yayar ve yüzey sıcaklıklarının yükselmesine neden olurlar.
İlave olarak, yüksek binalar ve dar sokaklar, öğleden sonra ısıyı yakalarlar, ısı kaçışı önlerler ve geceleyin kentlerin sıcaklığı daha yüksek tutarlar.
Bu yapıların yüksek oranda yoğunlaştığı ve yeşil alanların sınırlı olduğu kentsel alanlar, yakın çevresindeki kırsal alanlara göre daha yüksek sıcaklıklara sahip "adalar" haline gelir.
Kentsel ısı adası etkisi, araçların, fabrikaların ve klimaların yaydığı ısı ile daha da şiddetlenmektedir.
Isı adası etkisinden dolayı şehirler çevreden (kırsal alanlardan) (2 ila 4 °C) daha sıcak olmaktadır.
Küresel ısınmanın etkisiyle yazlar daha sıcak ve kentsel ısı adası etkisi de daha şiddetli olacaktır. Yaz aylarında şehirler daha sıcak olacaktır.
Isınan şehirlerde, vatandaşlar serinlemek ve kirliliği azaltmak için enerji talebini artırarak küresel ısınmanın etkisini azaltmak, kentlerin iki katına mal olur.
Şehirlerde sıcaklık, küresel ısınmanın etkisiyle daha da artacaktır. Bu sıcaklık farkı, ağaçların ve bitkilerin yerini daha fazla bina ve kaldırım yapılmasından kaynaklanmaktadır.
Kentsel ısı adası, özellikle yaz aylarında soğutmada pik yapan enerji talebi, klima giderleri, hava kirletici ve sera gazı emisyonları, ısı ile ilişkili hastalık ve ölüm oranını ve su kalitesini taleplerini artırarak toplulukları etkileyebilir.
20°C- 25°C'den başlayarak hava sıcaklıklarındaki her 0,6 °C'e artış, enerji talebini yüzde 1,5-2,0 oranında artırmaktadır.
Bu durum şehir genelinde elektrik talebinin yüzde 5-10'unun ısı adası etkisini telafi etmek için kullanıldığını göstermektedir.
Özellikle yaz aylarında hava sıcaklığı arttıkça klima talebi de artmaktadır. Klimalar şurup gibi enerji tüketerek iç mekanları soğuturken salımladıkları sıcak hava ile dış ortamları ise ısıtmaktadırlar.
Özellikle öğlenden sonra evlerde ve iş yerlerindeki soğutma sistemleri, aydınlatmalar ve elektrikli aletlerin enerji talebi pik yapmaktadır.
Soğutmada enerji talebi arttıkça fosil yakıtlı termik santrallerden sera gazı ve hava kirletici emisyonlar artmaktadır. Yine enerji talebinin artmasıyla termik santrallerde azot oksit salımı artmaktadır.
Özellikle azot oksitler ve uçucu organik maddeler, sıcak yaz aylarında ikincil ozon kirleticisinin oluşmasına ve artmasına neden olmaktadır.
Küresel ısınmanın etkisiyle şiddetlenecek olan kentsel ısı adası etkisi, gelecekte şehirlerde yazın soğutmada tüketilen enerji miktarını, kışın ısınmada kullanılan enerjiden çok daha yüksek hale getirecektir.
Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu'da yaz aylarında soğutmada tüketilen enerji kışın ısıtmada kullanılan enerjiden daha fazladır.
Betonlaşan ve asfaltlaşan şehirlerde yağış rejimlerinde anormallikler olmaktadır. Çözümler üretilmezse bu anormallikler artarak devam edecektir.
Kentsel ısı adası etkisiyle yüzeysel su kaynakları daha fazla buharlaşacak, toprak nemsiz kalacak ve çoraklaşma başlayacaktır.
Şehirlerin yakın çevresindeki yeşil alanlar ve kırsal kesim arasında 2 ila 4 derece arasında sıcaklık farkı oluşmaktadır (Şekil 2).
Betonlaşan, asfaltlaşan ve ağaçsızlaşan şehirlerde, yağmur suyunun toprakla buluşması ve yeraltı sularının beslenmesi engellenmektedir.
Betonlaşan ve asfaltlaşan şehirlerde yağmur suyunun toprakla buluşması engellendiği için normal yağışlı havalarda dahi sel felaketleri olmaktadır.
Sel felaketi sonrası oluşan taşkınların oluşturduğu felaketi ortadan kaldırmanın maliyeti oldukça yüksek olmaktadır.
Betonlaşmış, ormansızlaştırılmış ve binaları yalıtımsız olan şehirlerde iklim değişikliğinin etkisiyle gelecekte ısı adası etkisi ile kuraklık daha şiddetli olacaktır. Bazı şehirlerde bu olumsuzluklar görülmektedir.
Küresel ısınma, kentsel 'ısı adası' etkisini yoğunlaştırarak şehirleri 7 dereceye kadar daha sıcak hale getirebilir.
Küresel ısınmanın ortalama maliyetinin GSYİH'nın yüzde 5,6'sı olacağı tahmin edilmektedir.
1°C'lik sıcaklık artışı tarım dışı üretiminde yüzde 2,4 azalma sonuçlanmıştır.
2012'de yapılan bir başka çalışmada, sıcaklık arka arkaya altı gün boyunca 32 dereceyi aştığında haftalık yüzde 8'lik bir üretim kaybı olduğu tespit edilmiştir.
Sıcak hava dalgalarının şiddeti arttıkça ekonomik maliyetler de katlanarak artacaktır. Bunun tropikal bölgelerdeki şehirler için bariz etkileri olacaktır.
Kentsel ısı adasının sağlık etkileri
Kentsel ısı adası etkisi, şehirlerde yaşayan vatandaşların yaşam kalitesini derinden etkileyen yaygın olarak tanınan bir olgudur.
Şehirler, artık yaz ayları daha sıcak, betonlaşma ve asfaltlaşmanın artışı ile kentsel ısı adası etkisi daha şiddetli olacak; inme, solunum yolu hastalıkları ve güneş yanığı gibi sağlık riskleri artacaktır.
Kentsel ısı adaları, genel rahatsızlık, solunum güçlüğü, ısı krampları, yorgunluk, ölümcül olmayan sıcaklık çarpması ve ısı ile ilişkili ölümlere neden olmaktadır.
Aşırı sıcaklar, doğrudan sıcak çarpması yoluyla ve dolaylı olarak artan kalp krizi ve felç riskiyle öldürebilir.
Avrupa'da 2000 yılından bu yana sıcak havalarda 140 bin kişi hayatını kaybetti.
Son zamanlarda yapılan bir araştırmaya göre aşırı sıcak hava dalgalarını azaltmak hayat kurtaracaktır.
Genel küresel sıcaklıktaki artış, birbirini izleyen yüksek sıcaklık günlerini de içeren aşırı sıcaklık olaylarını daha olası hale getirecektir.
İklim modelleri, bazı şehirlerde sıcak günlerin sayısının 2040'a kadar ikiye katlanabileceğini göstermektedir.
Kentsel ısı haritası
Yerel yönetimler, kentsel ısı haritasını çıkartmalı.
Kentsel ısı adası haritası ölçümleri, yazın en uzun günleri olan 21 Haziran haftasında yapılırsa oldukça güvenli ve gerçekçi veri üretilir.
Yağış rejimi anormalleşir ve azalır.
Betonlaşmanın, asfaltlaşmanın ve ağaçsızlaşmanın yoğun olduğu sıcak bölgeler tespit edilmelidir. Kentsel ısı haritasını çıkartmak kolay ve pratiktir.
Belediyeler, şehirlerinin en sıcak olduğu bölgelerde öncelikle;
- Ağaçlandırma,
- Duvarları beyazlaştırma,
- Binaları yalıtma,
Çalışmalarına başlanılmalıdır.
Yaz ayları kentsel ısı adalarının nedenlerini ve etkilerini belirlemek ve sıcaklıkları düşürmek için stratejiler geliştirilmelidir.
Yeşil alanların ağaç gölgelik kapsamı, mevsimsel olarak değişen etkilerinin gücü ile birlikte, sıcaklık düşüşü genliğinin büyüklüğü ile pozitif olarak ilişkilidir.
Kentsel ısı adası etkisini azaltmanın en basit çözümlerinden biri ağaçlarla daha fazla gölge oluşturmaktır.
Şehirleri doğayla uyumlu hale getirmek gerekli. Şehirleri;
- Havayı, suyu ve toprağı koruyarak,
- Yağmur suyunun toprakla buluşmasını sağlayarak,
- Hakim rüzgar yönü ve hızının şehrin her yerine nüfus etmesi sağlayarak,
- Bir yapının başka bir yapı üzerinde gölge oluşturmasını önleyerek,
- Kişi başına düşen yeşil alanları artırarak,
- Cadde, sokak ve meydanların yeşil koridorlara dönüştürülmesi ve yeşil koridorlarla taze ve temiz hava hareketi oluşturarak,
- İnsanların yürüyerek erişebileceği mekanlarda yeşil alanlar (betona hapsedilmiş yeşil alanlar değil) oluşturarak,
planlanmalı, güzelleştirilmeli, estetikleştirilmeli ve esnetilmelidir.
Şehirlerimizin serin kalmasını sağlamanın en iyi yolu kentsel alanları yeşillendirmektir.
Sokaklara, bahçelere ve parklara gölge, eğlence ve sıcaktan kurtulma amacıyla ağaç dikilerek yeşil alanlar geliştirilebilir.
Bu, sosyal etkileşim için daha serin kentsel "mikro iklimler" ve şehir yaşamından doğal geri çekilmeler yaratacaktır.
Yeşil koridorlar
Caddeler, meydanlar ve sokaklar yeşil koridorlar dönüştürülerek yeşillendirdikçe insanların sağlık kurumlarına müracaatları, sağlık harcamaları ve kentsel ısı adası etkisi azalır.
Yol ve caddelere yapılan yeşil koridorlar araçların egzozundan salımlanan ve sağlık için ölümcül etki yapan;
- PM10, PM2.5 ve ultra ince partikülleri,
- NOx'leri,
filtre eder, kısaca pasif hava kirliliği kontrol önlemi etkisi yapar.
- Ve kentsel ısı adası etkisini azaltır.
Şehirlere sera gazı karbondioksiti en çok emen ve zehirli gazları tutan ağaçlar ve ağaççıklar dikilmeli.
Şehirlerde ağaç türlerinin zenginliği ve çeşitliliği, yeşil alanların kentsel ısı adası hafifletme etkilerinin büyüklüğünü öngörüyor.
Cadde, sokak veya meydanlara dikilen ağaç türleri arttıkça, ısı adası etkisi azaltmaktadır.
Su geçiren beton
Göl, gölet ve akarsulara temiz yağmur suyunun ulaşmasını sağlamak için şehirlerde su geçiren beton ve asfalt kullanımını yaygınlaştırmak gerekli.
Su geçiren beton ve asfaltların özellikle nerelerde nasıl kullanılacağı, tasarımlarının ve kesitlerinin nasıl olacağı ortaya konmalı.
Kanalizasyon sistemlerinde taşkınları minimize etmek, yağmur suyunu doğru yönetmek, yağmur suyunun kirlenmesini önlemek ve atıksu arıtma tesisinin kirlilik yükü değişkenliğini minimize etmek ve şehirlerde yağmur suyunun yeraltı suyu ile buluşmasını sağlamak için su geçiren beton ve asfalt kullanımını yaygınlaştırmak gereklidir.
Yaz aylarında şehirlerde sıcaklığın düşürülmesi, serinletilmesi, enerji tüketiminin ve yerüstü suyu buharlaşmasının azaltılması için su geçiren beton ve asfalt kullanımı teşvik edilmelidir.
Su geçiren beton ve asfalt bileşenlerinin ne olacağı, hangi test metotlarına göre test edileceği net olarak ortaya konmalıdır.
Su geçiren beton ve asfaltların işletmelerinin, bakım ve onarımının nasıl olacağı ortaya konmalıdır.
Su geçiren beton ve asfaltlar ile düşük yoğunluklu yollarda daha düşük lastik sesleri elde edilir, gürültü kirliliğinin azalması sağlanır, lastik sesi iki ila sekiz desibel azaltabilir ve gürültü düzeyi 75 desibelin altında tutabilir.
Park yerlerinde veya insanların bir araya geldiği veya çocukların oynadığı diğer açık alanlarda su geçiren beton uygulaması ile serin kaldırımlar, otoparklar ve parklarda yürünebilir yollar gibi daha rahat bir ortamlar sağlanabilir.
Yeşil çatılar
Şehirlerde yeşil çatılar, ekolojik dengenin iyileştirilmesi ve kentsel ısı adası etkisinin nötrleştirilmesi için yapılır.
Şehirlerde kuşlar, arılar, kelebekler ve yaban hayatı görülmeye başlar. Yaban hayatı canlanır. İstenirse tarımsal üretim dahi yapılabilir.
Yeşil çatılar, gökyüzündeki gerçek ekosistemlerdir. Çatılardaki toprak ve bitki örtüsü;
- Yaşayan bir yalıtım işlevini görür.
- Yıl boyunca bina sıcaklıklarını azaltır - yazın serin ve kışın daha sıcaktır.
- Isıtma ve soğutma enerjilerini azaltır.
- Sera gazı emisyonları azaltım maliyetleri daha düşük olur.
Açık renkler
Açık renkler güneş ışınlarını yayar (emmez). Koyu renkler ise güneş ışınlarını emer. Güneş gören yüzeylerin karanlıktan (koyu renkten) ziyade beyaz veya daha açık renklere boyaması dış yüzeylerin doğal soğumasını sağlar.
Toplamda 47-75 milyar metrekare verimli çatı kaplaması küresel olarak geçerli olacaktır. Böylece;
- Karbondioksit emisyonu 624-955 milyar dolarlık bir maliyetle 0,6-1,1 gigaton azaltılır.
- Isıtma ve soğutmada 330-593 milyar dolarlık ömür boyu işletme tasarrufu sağlanır.
Çatıların beyaza boyanması sadece ısıyı bir yüzeyden uzaklaştırmakla kalmaz, aynı zamanda Dünya'dan da ısının sonsuza kadar ışık hızında hareket ettiği derin uzaya gönderir.
Bu şekilde, ısı atmosferde hapsolmaz ve küresel ısınmaya da katkıda bulunmaz.
Yukarıda sıralanan yeşil ve sürdürülebilir şehirleşme uygulaması, hava ve su kalitesini iyileştirir, ısı adası etkisini azaltır, şehirleri serinletir ve biyolojik çeşitliliği ve tehdit altındaki türleri korur.
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
© The Independentturkish