Yunanistan hangi hayalin peşinde?

Benan Kepsutlu Independent Türkçe için yazdı

Fotoğraf: AA

Son yıllarda Türkiye ve Yunanistan arasında siyasi ve askeri anlamda tırmanan, halen de devam eden gerginliğin paralelinde, "Türkiye ile Yunanistan arasındaki olumlu havanın yeniden esmeye başladığı"na dair çıkan haberleri, "yoğun gündemde acaba ben mi bir şey kaçırdım" diye okudum. 

İki ülkenin yakınlaştığına dair en ufak somut bir sonuç ya da kaçırdığım bir detayla karşılaşmadım doğrusu.

Türkiye ve Yunanistan ilişkilerine dair yapılabilen bu haberlerin işaret ettiği tek bir nokta var görünürde.

O da geçtiğimiz günlerde Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu'nun yaptığı açıklamadan yapılan çıkarsama.

Ne demişti Sayın Bakan?

Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias, benim 2003 yılından bu yana Avrupa Konseyi'nden şahsi arkadaşım. 14 Nisan'da Türkiye'ye gelecek.


Bu açıklamaya iki ülke arasındaki tüm meselelerin Ankara'da görüşüleceğini, sonra kendisinin Atina'ya gideceğini ekledi Çavuşoğlu. 

Buraya kadar yaşananlarda krizin pozitife çevrildiğini, uzlaşıldığını gösteren somut bir durum yok. 

Adı üstünde, diplomasi işte… 

Diplomasinin kuralları gereği de zaten herkes üzerine düşeni yapıyor görünüyor.

Evet, ikili ilişkilerin bu noktaya gelmesinden sonra tek bir toplantıda hemen uzlaşı beklemek mantıksız ama henüz o "tek toplantı" da yapılmış değil. 


Diğer bir konu da Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, Yunanistan Başbakanı Miçotakis ile görüşme ihtimalinin görüşüleceğine dair vurgu.

Ama bu da bir ihtimal.

Dolayısıyla Sayın Mevlüt Çavuşoğlu'nun ihtimaller üzerine yaptığı açıklama son derece açık.

Ancak "komşuda olumlu hava" haberleri tatmin edici değil.

Neden? Somut örneklerden gidelim.

Bu örneklerin başında, Yunanistan'ın son dönemlerde nereye koşturacağını, kiminle görüşeceğini, nerede tatbikat yapacağını şaşırmış tavrı dikkat çekiyor.

Ne yapacağını bilmez halde, askerlerini oraya buraya koşturup duruyor sanki. 

Yunanistan'ı bir gün ABD ile tatbikat hazırlığında görüyoruz, ertesi gün Suudi Arabistan'la.

Bir gün Mısır'la, ertesi gün İsrail'le ortak tatbikatta. 

Bir gün Fransa'yla tatbikatta, ertesi gün tek başına, asker bile bulundurulmaması gereken Sakız Adası'nda tatbikatta.

Bir gün Girit'teki askeri tesiste S-300 denemesinde, ertesi gün NATO tatbikatı hazırlığında.

Bunların hepsi tabi ki Türkiye'ye karşı yürütmeye çalıştığı ancak amatör durduğu psikolojik harp tekniklerinin bir parçası.

Yani sadece "bakın şununla da tatbikat yapıyorum, bu ülke de yanımda" diye dışarıya verilmeye çalışılan bir fotoğraf karesi. 

Özetle komşuda olumlu hava falan yok!


Asıl soru işareti şu;

10 milyonluk nüfusa sahip olan Yunanistan, 2017 verilerine göre kendi silahlı kuvvetlerinde etkin olan 200 bin personelinin tamamını mı tatbikatlara gönderdi?

Dışarıdan görülen tablo sanki Yunan Ordusu içinde Yunanistan'ın milli işleri için çalışan hiçbir askeri personelin kalmayıp, hepsinin sağa sola tatbikatlara koşturduğu.

Dahası, 131 bin 957 kilometre karelik yüzölçümünün sanki tamamında başka ülkelerden gelip konuşlandırılmış tanklar, tüfekler, uçaklar var gibi.

Ürünü satışa hazır, müthiş bir reklam senaryosu.

Nisanda Dedeağaç'ta gerçekleşecek NATO tatbikatı dışındaki bu koşuşturmalar, harika bir aksiyon filminin fragman çekimi adeta.

Yunanistan'ın Türkiye'ye karşı yapmaya çalıştığı sadece psikolojik harbin yöntemlerinden biri değil, satış pazarlamada da sıkça başvurulan bir yöntem.

Ürününüzün kendisi yeterince iyi değilse ya ambalajını iyi yaparsınız ya da reklamını fazla yaparsınız.

Ambalaj açılınca da ürünün alıcısı ya o ürünü iade eder ya da tekrar satın almaz.

ABD merkezli Global Firepower'ın 2020 raporu Yunanistan'ın dünyanın en güçlü 35. ordusuna sahip olduğunu gösteriyor. 

Daha doğru ifadeyle "Dünyanın En Güçlü Orduları" listesinde Yunanistan 35. sırada yer alıyor.

Yunanistan'ın dışarıya kendini kanıtlama çabası da işte bu yüzden.

Peki, hangi hayalin peşinde?

Filmin müşterisi kim?

Bu film tutar mı?

Bir söz daha, "biz bu filmi daha önce de görmüştük."

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU