S-400'ler Türkiye-ABD ilişkilerindeki sorunun nedeni değil, sonucu

Benan Kepsutlu Independent Türkçe için yazdı

Fotoğraf: AA

Türkiye'nin Rusya'yla S-400 füze savunma sistemleri için masaya oturduğu günden beri ABD ve NATO ile ilişkilerin gidişatı konusu gündemden düşmedi. 

Joe Biden'ın ABD Başkanı seçilmeden önce Türkiye aleyhinde yaptığı konuşmanın basına sızmasıyla, yeni dönemde Türkiye-ABD ilişkilerinin pek de iyi olmayacağı yorumları da yapılmaya devam ediyor. 

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken'ın Türkiye'nin Rusya ile yakınlaşmasından duyduğu rahatsızlığı kameralar önünde açıkça dile getirmesi, S-400'lerin satın alınmasından ötürü doğan kaygının da bir cilası aslında. 

Peki, Türkiye-ABD ilişkileri kısa vadede düzelir mi? 

Sanmıyorum. 

İki ülkenin ilişkilerinin bu noktaya gelmesinin temel nedeni Obama yönetiminde Türkiye'nin ABD'ye ve ABD müttefikliğine olan güven kaybı.

Türkiye'nin Rusya'dan S-400 satın alması da, o dönem ABD'ye karşı güven kaybının bir sonucu.

Yani "bu nasıl müttefiklik" sorusunu soran ilk taraf Türkiye.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Obama'nın ABD Başkanı olduğu 2016 yılında DAEŞ'le mücadelede ABD'nin Suriye'deki Kürt gruplara destek vermesinden duyduğu rahatsızlığı sık sık dile getiriyordu. 

"Suriye'deki savaşı biz olmadan kazanamazsınız" mesajının da altını çiziyordu.

Öte taraftan, Nükleer Güvenlik Zirvesi için ABD'ye gittiğinde CNN International kanalından Christiane Amanpour'a verdiği röportajda "Batılı ülkeler tarafından yalnız bırakıldık, istihbarat paylaşımı beklentimiz hiçbir zaman karşılanmadı" derken özellikle ABD'yi işaret etmişti.

Türkiye'nin terörle mücadelede sahada müttefikleri tarafından yalnız bırakılması, kendini alternatifler aramaya yöneltti. 

Burada kastettiğim yeni müttefik arayışı değil, gerektiğinde müttefiksiz de çizilebilecek bir yol haritası.

S-400'lerin Rusya'dan satın alınması bunun bir yansımasıdır.

Diğer taraftan Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar'ın Yunanistan'ın Girit'teki askeri tesisinde bulunan S-300'leri örnek göstererek, S-400'leri hangarda tutma formülünün Ankara tarafından bir müzakere zemini olarak kabul edilebileceğini açıklaması da ABD yönetimi tarafından karşılık bulmayacak gibi. 

Çünkü ABD'nin bu konudaki tavrı net. 

Aralık 2020'de Türkiye'ye ilk parti olarak uygulanan CAATSA yaptırımları kısa vadede ekonomiye bir zarar vermeyecek gibi görünse de Türkiye'nin ortaklık gerektiren savunma projelerini aksatacak düzeyde.

Mevcut yaptırımların kaldırılması için de Türkiye'nin S-400'lere artık sahip olmadığını ispatlaması gerekiyor.

Bu da artık mümkün değil. 

Türkiye'nin yeni S-400 bataryalarını alması ihtimalinde yeni ve çok daha sert yaptırımların uygulanacağı, bunun için de ABD Kongresi'nin Biden yönetimine baskı yapacağı da öngörülüyor. 

ABD'nin ve NATO üyesi ülkelerin Türkiye'ye S-400 tepkisi söz konusu olduğunda gözlerin çevrildiği bir diğer ülke kuşkusuz Yunanistan.

Öyle ki; "Biden ilk hamlesini Dedeağaç'ta yaptı" başlıkları dikkat çekiyor.

Burada da kastedilen NATO'nun nisan ayında Dedeağaç'ta gerçekleştireceği "Defender Europe 21" tatbikatı. 

Dedeağaç Barış Komitesi (Aleksandrupolis) her ne kadar "bölgemizde savaş provası istemiyoruz" çıkışları yapsa da, atışlı tatbikat için 1800'den fazla zırhlı araç ve 20 binden fazla asker tatbikat bölgesine ulaşmış durumda. 

Tatbikat esnasında bu sayının 30 bini geçmesi bekleniyor.

150'den fazla askeri helikopterin de yine bu tatbikatta Dedeağaç'ta olması planlanıyor.

Burada dikkat çeken nokta, Soğuk Savaş'tan bu yana bölgede düzenlenen en kapsamlı NATO tatbikatında Türkiye yok. 

Yunanistan hükümeti ve Yunan basını da ülkeye gelen askeri teçhizatı ve yapılacak tatbikatı geniş bir şekilde işleyerek, dolaylı olarak Türkiye'ye karşı psikolojik harp yöntemi uyguluyor. 

Ancak yine de Dedeağaç'ta düzenlenecek tatbikatın Biden'ın Türkiye'ye karşı ilk hamlesi olarak yorumlanması fikrine katılmıyorum. 

Çünkü NATO tatbikatlarının hazırlığı iki yıl önce başlıyor.

Yani planlama Trump dönemine denk geliyor.

Uygulaması ise Biden yönetimine kaldı.

Yazımın başına dönecek olursam, S-400'ler Türkiye-ABD ilişkilerindeki sorunun nedeni değil, sonucu aslında. 

Obama yönetiminden itibaren başlayan, Biden döneminde de devam edecek olan…

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU