Mank, Yurttaş Kane'in yapımının ardındaki hikayeyi anlatarak Hollywood'un esrarengiz bir dönemini keşfe çıkıyor.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
David Fincher, senaryosunu babası Jack'in 1990'larda yazdığı filmin yönetmenliğini üstleniyor. Nihayetinde tüm zamanların en etkileyici filmlerinden biri olacak yapımı yaratması için işe alınan lafını esirgemez oyun yazarı Herman J. Mankiewicz'i filmde Gary Oldman canlandırıyor.
Tıpkı Netflix'in yakın zamandaki bir diğer meşhur yapımı The Crown'da olduğu gibi bu filmde de gösterilenlerin çoğu gerçeğe dayanıyor; fakat sanatsal amaçlarla bazı değişikliklere de gidilmiş.
Aşağıda filmin olay örgüsündeki noktaların doğruluğunu gözden geçireceğiz. Bu noktalar arasında Mank'ın Hollywood yıldızı Marion Davies'le (Amanda Seyfried) arkadaşlığı, Charles Foster Kane karakterini William Randolph Hearst'in hayatına dayandırma kararının arkasındaki ilham ve Mank'ın yönetmen Orson Welles'le arasındaki iş ilişkisi de var.
Herman J. Mankiewicz: Geçmişi ve davranışları
Mank'ta gösterildiği gibi Mankiewicz, muhtemelen alkole ve kumara olan meylinin de körüklediği pervasız davranışlarıyla nam salmıştı. Mankiewicz'in 1930'larda Paramount'ta çalıştığı dönemi gösteren flashback sahnelerinin zamanlaması açısından filmin sanatsal gayelerle gerçeklerden saptığı oluyor.
Bununla birlikte, büyük ölçüde etkileyici yeteneği nedeniyle nüktedan ama yine de iğneleyen küçümseyici yorumlarını sineye çeken stüdyo kodamanlarıyla arasındaki gergin ilişki gerçeğe dayanıyor.
John Houseman "Hem halk içindeki hem de özel hayatındaki hal ve hareketleri rezaletti" diye yazdı. Welles onu "huysuzluğunun doğrudan hedefi siz olmadığınızda" "dünyanın en iyi arkadaşı" olan "mükemmel bir kendi kendini baltalama abidesi" diye niteleyerek bu durumu çok güzel özetlemişti.
Mank'ta Mankiewicz, 1930'da sessiz film çağı sona ererken, New York yeteneklerinden oluşan bir kadroyla beraber Charles Lederer'e (Joseph Cross) Paramount Pictures'ta çalışması için işe alma umuduyla bir telgraf gönderiyor.
Mankiewicz'in kendisi bir tiyatro eleştirmeni ve oyun yazarıydı ve diyaloglu filmlere öncülük etmede yardımı dokunacak bir figür olarak görülüyordu. Senarist Ben Hecht'in anı kitabı A Child of the Century'de (Yüzyılın Çocuğu), Mankiewicz'in ona da böyle bir telgraf gönderdiği ortaya çıkıyor. Herman ayrıca, filmde gösterildiği gibi 1930'larda kendisinden çok daha başarılı bir kariyere sahip olan kardeşi Joseph L. Mankiewicz'i de işe almıştı. Aralarındaki bu fark, Yurttaş Kane'in gösterime girdiği 1941'de değişecekti.
Yurttaş Kane'in yazım süreci
Yurttaş Kane'i yazmak için işe alınma süreci tıpkı filmde gösterildiği gibi gerçekleşti. Radyodaki başarısı sayesinde "harika çocuk" olarak görülen Welles, ileride Hollywood tarihinin gördüğü en gizemli iş ilişkilerinden biri için Mankiewicz'i işe aldı. Filmin gösterime girmesinin ardından iki adam da filmin yaratım sürecine dair şaşırtıcı iddialarda bulundu: Mank filmin tamamlanmış halinde kullanılan her bir kelimeyi kendisinin yazdığına inanıyordu, Welles ise Peter Bogdanovich'e verdiği bir röportajda Mank'ın yazdığı senaryoya kendisinin kaleme aldığı ikinci bir senaryodaki sahneleri dahil ettiğini söyledi.
"Pazarlık ederek çok fazla zaman kaybetmeye başlamıştık. Dolayısıyla, hikayenin çizgisi ve karakter hakkında mutabakata vardıktan sonra Mank gidip Houseman'le kendi versiyonunu yazdı, bense Hollywood'da kalıp kendi senaryomu yazdım" dedi.
Sonuçta doğal olarak filmi çeken bendim ve dolayısıyla karar vermesi gereken kişi de bendim. Mank'ın senaryosundan istediğim yerleri kullandım ve doğru ya da yanlış, kendi senaryomda beğendiğim yerleri korudum.
William Randolph Hearst ve Marion Davies
Filmde Mank, gazete patronu Hearst'ün düzenlediği birçok partiye katılırken görülüyor, ki bu tamamen gerçeğe dayalı. Bu noktada uydurma olan tek şey partilerin geçtiği mekanlar gibi görünüyor. Örneğin, filmin sonlarına doğru Mank'ın yere kusmadan hemen önce partideki konukları rencide ettiği parti sahnesi gerçekten yaşandı, ama farklı bir yerde. “Merak etmeyin… beyaz şarap balığın yanında geldi” sözünün de gerçeğe dayandığı söyleniyor. Bu partiler, Mank'ın filmde beklenmedik bir dostluk geliştirdiği Hollywood yıldızı Marion Davies'le de tanışacağı yerdi. Filmde Hearst, Davies'in kontrol sahibi hamisi olarak gösteriliyor. Fakat Mank'ın eşi Sara her zaman, bu dostluğun saygıdan ziyade acımaya dayandığını iddia etmiştir. Filmse tam tersini ima ediyor.
Siyaset
Roman yazarı Upton Sinclair, 1933'te Santa Monica'da valilik için seçimlere aday olan Demokrat bir sosyalistti. Sinclair'in siyasi planları, aralarında Hearst'in ve 20th Century Pictures'tan Joseph Schneck'in de bulunduğu, eyaletteki sağcı iş liderlerini ve stüdyo patronlarını korkutuyordu. Bu kişiler, Sinclair'in başarı şansını mahvetmek için birleşti.
Sinclair'in arkasında büyüyen desteğe misilleme olarak Cumhuriyetçi Parti'nin eyalet başkanı Louis B. Mayer, Sinclair seçimleri kazanırsa MGM'yi Florida'ya taşıyacağını öne sürdü. Mank'taki bir sahnede Mayer'i çalışanlarından maaşlarını Sinclair'in rakibi Frank Merriam'a bağışlamasını isterken görüyoruz ve işe bakın ki bu gerçekten yaşanmış. Fakat Mayer çalışanlarından bunu istemek yerine onları, bağışlarının otomatik olarak maaşlarından kesileceği konusunda uyarmış.
Yani Mank'ın olayı ele alış şekli bir dereceye kadar uydurma. Greg Mitchell'in The Campaign of the Century: Upton Sinclair’s Race for Governor of California and the Birth of Media Politics (Yüzyılın Kampanyası: Upton Sinclair'in Kaliforniya Valiliği Adaylığı ve Medya Siyasetinin Doğuşu) adlı kitabı birçok yazarın kaleme aldıkları bir açık mektupla bağışta bulunmayı reddettiğini öne sürüyor; ama özellikle Mank'tan bahsetmiyor.
Yine de "bütün bir köyü faşistlerden kurtardığından" bahseden bir anekdot aracılığıyla Mank'ın siyasi eğilimlerine dair bir fikir ediniyoruz. Bu ifadenin ihtişamı biraz abartılı olabilir; ama Sydney Ladensohn Stern'in The Brothers Mankiewicz (Mankiewicz Kardeşler) adlı biyografisinde Mank'ın yaptıklarını halka duyurmadan birçok kişiye sponsor olduğu ve iş bulduğundan bahsediliyor.
Mank, 4 Aralık Cuma günü Netflix'te gösterime girdi.
independent.co.uk/arts-entertainment
Independent Türkçe için çeviren: İrem Oral
© The Independent