Küresel ısınmanın etkisiyle temiz suya erişim daralmaktadır. İklim değişikliği ülkelerde su stresi etkisi oluşturmaktadır.
30 yıl önce 30 metreden su çıkan Konya Ovası'nda, artık 400 metreye inmek zorundasınız. Benzer vaka su yoğun sanayileşmenin olduğu ve aşırı göç alan Trakya bölgesinde yaşanmaktadır.
Kovid-19 pandemi sürecinde evlerde ve işyerlerinde su tüketimi, yüzde 10-15 oranında artmıştır.
Küresel ısınmadan dolayı önümüzdeki dönemlerde global ölçekte su tüketimi yüzde 30 oranında artacaktır.
İçme suyu şebeke sisteminde su kaybı kaynak israfıdır.
Toplam su kaybı, kaçak (çalma, hırsızlık) + kayıp toplamı, gelir getirmeyen sudur.
Bugün global ölçekte küresel olarak şebekeden dağıtılan suyun yüzde 25-50'si, yasadışı (çalma, hırsızlık) yollarla tüketilmektedir.
Su dengesi: İçme suyu sistemindeki su kaybı miktarının belirlenmesi amacıyla, üretilen, tüketilen ve kaybolan su miktarının ölçülmesi veya hesaplanmasını ifade eder ve aşağıdaki bileşenlerden oluşur.
IWA/AWWA Yöntemine Göre Standart Su Dengesi Tablo 1'de verilmiştir.
Gelir getirmeyen su (GGS) temelde üretilir, su dağıtım sisteminde bir yerde kaybolan ve asla nihai hedefine ulaşmayan arıtılmış içme ve kullanma suyudur.
İnsanların en temel hakkıdır kaliteli, güvenli ve hijyen içme suyuna erişim. Belediyelerin asli görevidir; halkına kaliteli, güvenli ve hijyen su ulaştırmak.
Kaliteli yaşam için içme suyu temiz ve hijyenik olmalı. Kaliteli yaşam, kaliteli, hijyen ve güvenli içme suyu ile sağlanır.
Birleşmiş Milletler, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), UNICEF İlerleme raporuna göre dünyada;
- 2,1 milyar insan temiz suya erişemiyor.
- 263 milyon kişi yarım saat uzaktan eve su taşıyor.
- 159 milyon yüzey su kaynaklarından arıtmadan su içiyor.
- Her yıl kirli sudan dolayı 361 bin çocuk ishal gibi hastalıklara yakalanıyor.
Dünya genelinde gelir getirmeyen su kayıpları, Şekil 1'de verilmiştir.
Singapur'da su kaybı yaklaşık yüzde 4, Danimarka'da yüzde 6, Hollanda'da yüzde 6, Almanya'da yüzde 7, New York'ta yüzde 7, Japonya'da yüzde 7, İngiltere'de yüzde 19, Fransa'da yüzde 26, İtalya'da yüzde 29 ve Meksika'da yüzde 51 civarındadır.
Dünya bankası 2018 yılı verilerine göre gelişmekte olan ülkelerde içme suyu şebeke sisteminde günde 45 milyon metreküp (ton) su kaybı olmaktadır. Ekonomik kayıp değeri 3 milyar dolar/yıldır.
Dünya Bankası, gelir getirmeyen suyun dünya çapındaki kamu hizmetleri için toplam maliyetinin yılda 14 milyar ABD doları olduğunu tahmin etti.
Avrupa ülkelerinde içme suyu şebeke sisteminde kayıp-kaçak oranı oldukça farklılık göstermektedir (Şekil 3).
Kaçak kayıp oranı yüzde 10 altında olan iyi içme suyu şebeke sistemi uygulaması yapan ülkelerin yanında yüzde 40 ve üzerinde zayıf şebeke sistemi uygulaması yapan ülkelerde bulunmaktadır.
Türkiye'de ise bu oran maalesef yüzde 43'tür.
Fiziki ve idari su kayıplarının ülkeden ülkeye büyük farklılıklar göstermesinin nedenleri arasında ülkelerin gelişmişlik seviyelerinin belirleyici bir etken olduğu görülmektedir.
Gelişmiş ülkelerde içme suyu şebekelerindeki su kaybının yüzde 10-20 arasında değiştiği kabul edilmektedir.
1996 yılından beri Danimarka'da, kamu su hizmetlerine bağlı tüm mülklerin su sayaçları takması zorunlu hale getirilmiştir.
Bu, su kaybını azaltma çabalarının dayandırılacağı önemli ölçüde daha güvenilir verilerle sonuçlanmıştır.
Yine 1994 yılından bu yana, Danimarka'daki su idareleri, toplam dağıtımlarının yüzde 10'unu aşan herhangi bir su kaybı için ceza ücreti ödemektedir.
ABD'de yapılan bir çalışmaya göre, su temini ve kanalizasyon projelerine yatırılan her 1 Dolar, ulusal ekonomiye yaklaşık 9 Dolar katkı verdiği tespit edilmiştir.
Şebeke sistemi üzerinde 5 milimetre delik ve 5 bar basınç günlük 32 bin litre su kaybına neden olabilir. Bu, günlük bir kişinin ortalama 120 litre su tüketimi ile 266 kişinin günlük içme suyu talebine karşılık gelmektedir.
Uluslararası literatürde kabul gören veriler ışığında; Türkiye'nin 82 milyon nüfusu ve 112 milyar metreküp su potansiyeli dikkate alındığında, yılda kişi başına düşen 1,365 metreküp su miktarı ile su kısıtı olan bir ülke olduğu görülmektedir.
Yüzde 20'nin üzerinde kaçak-kaybın ve sık aralıklarla su kesintisinin olduğu içme suları, risklidir; sağlıksız, kalitesiz ve güvensiz sular, ülke ve tüketici ekonomisine ve sağlık ekonomisine pahalıya mal olur.
İnsanların kaliteli, güvenli ve sağlıklı içme suyuna ulaşması pahalıya mal olur.
İçme suyu şebeke sisteminde kaçak-kaybın maksimum yüzde 15'in altında olan içme sularına güvenli, kaliteli ve sağlıklı içme suyu denir.
Peki, ülkemizde kaç şehrin içme suyu şebeke sisteminde kayıp-kaçak oranı yüzde 15'in altında?
Daha doğrusu böyle bir şehrimiz var mı?
Ülkemizde bazı belediyeler kendi içme suyu şebeke sisteminde ne kadar kaçak kayıp var biliyor mu?
İçme suyu Şebeke Sisteminde Toplam Su Kaybı: Gelir Getirmeyen Su: Hesaba Katılmayan Su;
- İçme suyu kaynaklarını israf etmek,
- İçme suyu temininde aşırı enerji tüketmek,
- İçme suyu kalitesini riske sokmak,
demektir.
Her bir belediye su idarelerinin su kaçak-kaybı azaltma stratejisi olmalı.
Ama şunu söyleyebiliyoruz; çoğu şehirlerimizde içme suyu şebeke sisteminde kaçak kayıp oranı yüzde 45'in, hatta bazı bölgelerdeki şehirlerde bu oran yüzde 60'ın üzerindedir.
Doğu Anadolu'daki bazı şehirlerde içme suyu kaçak kayıp oranı yüzde 85. Yani içme suyu şebeke sistemine 100 ton su veriliyorsa 85 tonu kayıp-kaçak.
İçme suyu şebeke sistemleri sanki birer halbur.
Şekil 5 incelendiği zaman, ağırlıklı doğu ve güneydoğu olmak üzere birçok şehirde içme suyu kayıp-kaçak oranı yüzde 65-82 arasında değişmektedir.
Büyükşehir Belediyelerinin 2014, 2015, 2016, 2017 ve 2018 yıllarına ait su kayıp oranları Şekil 6'da verilmiştir.
İçme suyu kesintisinin ve kaçak-kaybının yüksek olduğu şehirlerde insanlar sık aralıklarla karın ağrısı, mide bulantısı, ateşlenme gibi şikayetlerinde bulunur.
Bu durum özellikle yaz aylarında sık aralıklara görülür. Özellikle hamile kadınlar, çocuklar ve yaşlılar daha risk altındadır.
İçme suyu şebeke sistemleri pahalı yatırımlardır. Şebeke sistemlerinin sürekli bakımın, onarımın ve izlenmesinin yapılması gereklidir.
Şebeke sisteminin bakımı, onarımı ve izlemesi kaliteli ve ehliyetli teknik elemanlar tarafından yapılmalı.
Her şehrin içme suyu şebeke sistemi ile ilgili hafızası olmalıdır.
Yaşanabilir bir çevre için yapılacak çok şey var.
Şehirlerde içme suyu şebeke sisteminde kayıp-kaçak için kabul edilebilir sınır hedef değer; yüzde 10'dur.
Türkiye'de çeşitli içme suyu şebekesinde kayıp görüntüleri Şekil 7'de verilmiştir.
Türkiye'de kullanılabilir su potansiyeli;
- Tarımsal sulama 32 milyar m3
- İçme suyu 7 milyar m3
- Sanayi 5 Milyar m3
İçme suyu şebekesinde kaçak kayıp oranı arttıkça, içme suyu kaynaklarına olan talep, arıtma tesisi ve şebeke sistemi işletme maliyeti, kimyasal sarf ve elektrik enerjisi gideri artığından içme suyu birim bedeli negatif etkiler (artırır).
İçme suyu şebekeleri ile dağıtılan suyun bir kısmı tüketiciye ulaşamadan şebekede kaybolmakta (sızma, çalma) bir kısmı ise tüketiciye ulaşmakla birlikte çeşitli nedenlerle ölçülememekte ve/veya faturalandırılamamaktadır.
Türkiye'de faturalandırılamayan su bedeli çok yüksektir.
Şehirlerde içme suyu kayıplarının ana sebepleri;
- Şehirlerde içme ve kullanma suyu şebekelerinin doğru yönetilememesi,
- İçme ve kullanma suyu şebekelerinin çoğunun ömrünü tamamlamış olması,
- CBS ve SCADA sistemlerinin eksik olması ve yapılması,
- Yetersiz ve düzensiz bakım onarım yapılması,
- İllegal kullanımların (hırsızlık) olması,
- Sayaçlarda hatalı ölçümlerin yapılması,
- Diğer altyapı çalışmaları nedeniyle sorunların oluşması,
- Yeterli deneyime sahip olmayan teknik personellerin çalıştırılması,
- Finansal zorlukların yaşanması,
- Döküm/düktil demir veya çelikten yapılmış eski altyapı şebekesi,
- Korozyon (iç + dış yüzey korozyonu, malzeme kaybı, karıncalanma),
- Korozyon Önlemede Eksiklikler (yapılmamış veya kalitesiz yüzey kaplaması, katodik koruma olmaması),
- Kireçlenme, kabuklaşma,
- Artan iç yüzey pürüzlülüğü,
- Azalan hidrolik kapasite,
- Artan pompa basıncı gereksinimi sonucu yeni arızalar ve yeni çatlak sızıntıları,
- Deprem ve zemin hareketleri,
- Sert boru malzemeleri yer hareketlerini takip edemezler,
- Borular kırılır,
- Bağlantılar sıkılığını kaybeder,
- Yetersiz döşeme teknikleri,
- Özensiz ve tecrübesizce yapılan boru kaynağı işçiliği,
- Yasal olmayan (çalınması) yollardan şebekeden çekilen sular
sayılabilir.
Şehirlerimizde yaklaşık olarak yılda ortalama 7 milyar ton (metreküp) arıtılmış, temiz içme suyunu şebekeye verilmektedir.
Mevcut kaçak- kayıp durumuna göre her yıl ortalama 3,01 milyar ton (metreküp) içme suyu kayıp-kaçak olarak heba oluyor.
Bu miktarla, Türkiye'deki şehirlerin yaklaşık 5,2 aylık içme suyu ihtiyacı karşılanır.
Yılda 7 milyar metreküp içme suyunun yüzde 43'nün suyun heba edilen suyun ekonomik değeri, yılda 15,05 milyar TL (1,92 milyar dolar/yıl)'dir. (Suyun bedeli 5 TL/m3 alınmıştır).
Sonuçta bu bedeller vatandaştan alınmaktadır. İçme suyu şebeke sisteminde kayıp-kaçak, çevrenin, emeğin ve paranın israf edilmesi demektir.
Akıllı Su Çevrim Sistemi ile, gerçek zamanlı olarak içme suyu şebeke sisteminde su kalitesindeki en ufak değişiklikler bile tespit ederek kablosuz sıvı kalitesi ölçümü yapılarak hem kaliteli içme suyu sunmak, su israfına son vermek, suyun boşa akmasını önlemek hem de kayıp-kaçak oranını yüzde 15'in altına indirmek mümkündür.
İçme suyundan kanalizasyon boru hatlarına ne kadar az su sızıntısı olursa - o kadar az kanalizasyon suyunun pompalanması ve arıtılması gerekir.
Daha az su kaybı - daha az su tüketimi - ve çevre üzerinde daha az stres demektir. Boru hatlarında daha az sızıntı - içme suyunun kirletme riski o kadar azdır.
Su kaybı yönetimi stratejisi
Bir teşhis yaklaşımı, ardından ulaşılabilir çözümlerin pratik uygulaması ve bir su kaybı yönetimi stratejisinin geliştirilmesi, dünyanın herhangi bir yerindeki herhangi bir su şirketi uygulayabilir.
Gelişmekte olan ülkelerde çalışan danışmanlar, her zaman daha yavaş bir hız, daha büyük finansal kısıtlamalar, daha az gelişmiş altyapı, daha düşük beceri ve teknoloji seviyeleri ve politik, kültürel ve sosyal etkilerle karşı karşıya kalmaktadır.
Bunların tümü, kayıpları ve talebi yönetme kapsamı üzerinde bir etkiye sahiptir ve değişikliklerin yapılma hızını etkiler, ancak amaç her zaman bilgi, yeni beceriler ve motivasyon aktararak mevcut operasyonel uygulamada bir miktar iyileştirme yapmak olmalıdır.
İçme suyu şebeke sisteminde strateji geliştirmenin ilk adımı, ağ özellikleri ve işletim uygulamaları hakkında sorular sormak ve ardından stratejiyi formüle etmek için kullanılan uygun çözümler önermek için mevcut araçları ve mekanizmaları kullanmaktır.
Tipik sorular (stratejik cevaplarla birlikte) şunlardır:
- Ne kadar su kaybediliyor (kayıp-kaçak)? Su dengesi hesaplanmalı.
- Nerede kayboluyor? Bir ağ denetimi yapılmalı.
- Neden kayboluyor? Ağ uygulamaları incelenmeli.
- Kayıpları azaltmak ve performansı artırmak için hangi stratejiler uygulanabilir? Kaçak kontrol stratejileri geliştirilmeli ve politikaları ele alınmalı.
- Stratejiyi nasıl koruyabilir ve kazanılan başarıları nasıl sürdürebiliriz? Eğitim, işletim ve bakım programları uygulanmalı.
Gerçek su kayıplarını azaltmak için dört müdahale stratejisi belirlemiştir. Bunlar;
- Hidrolik modelleme ile basınç yönetimi (PM),
- Aktif sızıntı kontrolü (ALC),
- Altyapı ve varlık yönetimi,
- Onarımların hızı ve kalitesi.
Görünür kayıplar, dört temel bölüme ayrılabilir (Şekil 10). Bunlar;
- Müşteri, sayıcını doğru ölçmemesi,
- Yasadışı kullanım (kaçak tüketim, hırsızlık),
- Sayaç okuma hatalar,
- Veri işlemede ve faturalamada hatalar.
Su kayıpları:
- Network (ağa) verilen tüm sular düzenli olarak ölçülmeli ve kaydedilmeli.
- Kullanıcılara temin edilen tüm sular, zaman zaman kalibre edilmiş su sayaçları ile ölçülmeli,
- Su sayaçlar, düzenli olarak okunmalı ve kaydedilmeli.
- Su sayaçlarının yaşı 10 yılı geçmemeli.
- Yıllık su dengesi yapılmalı.
- WDN uygun sayıda DMA'ya bölünmeli, yeni DMA'lar tasarlanmalı.
Kaçak yönetimine müdahale stratejileri;
- Dört kaçak yönetimi stratejisi birbiriyle etkileşim halindedir. Örneğin, basınç yönetimi gerçek kayıpları azaltır, çünkü basıncın düşürülmesi boru hatlarından ve ev bağlantılarından sızıntıyı doğrudan azaltır.
(Basınç ne kadar yüksekse, patlama veya sızıntı nedeniyle o kadar fazla su kaybı olur. Dahası, çoğu boru patlaması sadece yüksek basınçtan değil, aynı zamanda boruları sürekli olarak genişlemeye ve daralmaya zorlayarak gerilim kırılmalarına neden olan devam eden basınç dalgalanmalarından kaynaklanmaktadır).
- Su kaçağı (hırsızlığı), yasa dışı bağlantılar ve izinsiz kullanım dünyanın birçok yerinde büyük bir sorundur. DMA yapısını uygulamak, ağda yasa dışı tüketimin nerede gerçekleştiğine dair genel bir bakış elde etmenin etkili bir yoludur.
Ayrıca, hidrantlar gibi kolay hedefleri güvence altına almanın pratik yolları vardır; sürekli izleme yoluyla, hidrant kapak açıldığında bir alarm mesajı verebilir.
- Tek bir yöntem veya farklı yöntemlerin bir kombinasyonu, yerel duruma bağlı olarak su kaybının azaltılması için en verimli ve ekonomik aracı oluşturulmalı.
- Gelir Getirmeyen Su (GGS)'nin, bileşenlerine ayrılmasına her zaman çalışılmalı.
- Su dengesinin bileşenleri her zaman hesaplanmalı ve belirli bir süre boyunca (genellikle yılda bir) hacimler (genellikle m3 cinsinden) olarak ifade edilmeli.
- Sistem giriş hacminin yüzdesi olarak ifade edilen GGS, tesisler arasındaki su kaybı performansını karşılaştırırken çok kullanışlı değildir. GGS için en doğru rakam, m3/km boru/gün veya litre/servis bağlantısı/gün'dür.
Kovid-19 kısıtlamasıyla sessizliğin hakim olduğu günler içme suyu şebeke sisteminde su kayıplarını izleme için en uygun zaman olmuştur. Akustik dinleme ile su kaybı olan noktaları tespit edilebilirdi.
Danimarka, Hidrolik Modelleme tabanlı sızıntı tespiti, sürekli basınç ve akış okumalarının matematiksel bir modelle doğrulandığı gelişmiş bir yöntemdir.
Matematiksel model istatistik temelli olabilir ve boru hattı ızgarasının bir bölümünde normdan herhangi bir sapma varsa kullanıcıları uyarır.
Belediyeler;
- Vatandaşa daha temiz, güvenli ve kaliteli içme suyu sunmak,
- Suyun israf edilmesini önlemek,
- Su kaynaklarını korumak ve verimli yönetmek,
- Aşırı enerji tüketimini azaltmak
için içme suyu şebeke sisteminde kaçak/kayıp oranlarını yüzde 15'in altına indirmesi gerekir.
Su kayıplarının önlenmesi halinde elde edilecek kazanımlar:
- Su temin ve iletim maliyetinin düşürülmesi,
- Su kayıplarının/israfın azaltılması,
- Yeni yatırım projeleri maliyetlerinin ertelenmesi,
- Kısa süre içerisinde kendini amorti etmesi,
- Su yönetimi giderlerinin azaltılması,
- Su temin-dağıtım sisteminin iyileştirilmesi,
Belediyeler, suya zam yapma yerine içme suyu şebeke sisteminde kayıpları azaltarak su gelirlerini artırabilirler.
İçme suyu şebeke sistemi için akılcı çözümler üretilerek;
- Kaçak (çalma, hırsızlık) ve kayıp oranı ortalaması, yüzde 15'e indirilerek,
- Atık sudan ve deniz suyundan içme suyu üretilerek,
- Su israfına karşı kampanyalar düzenlenerek ve anaokullarında dahi bilgilendirme yapılarak,
- Sık sık arızaların ve patlakların meydana geldiği içme suyu şebeke sistemi yenilenerek.
- suya zam yapılmasına gerek olmayabilir.
Belediye Başkanları, içme suyu şebeke sisteminde kayıp-kaçak oranlarını ve çözüm yollarını masaya yatırmalı.
İçme suyu sisteminde kayıp-kaçak azaltıldıkça;
- Verimli ve ekonomik işletmecilik yapılır.
- Doğal kaynaklar korunur.
- Vatandaşa daha güvenli ve kaliteli içme suyu sunulur.
Belediyeler, Alo kayıp-kaçak ihbar hattı kurmalı. Kayıpları ve kaçakları ilk bildirenlere ödüller verilmeli.
Kamuoyunda kayıp-kaçağa karşı duyarlılık güçlendirilmeli.
Belediyeler, gelir getirmeyen suların azaltılması ile ilgili acil eylem planı hazırlamalı.
Kısa vadede yüzde 25, orta vadede yüzde 20 ve uzun vadede yüzde 15 hedefine ulaşmak için yatırımlarını ortaya koymalıdır.
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
© The Independentturkish