Trump ölümsüz mü? Bu açıkça aptalca bir soru ve cevabı bariz. Ancak başkan, Kovid'den sonra olağanüstü biçimde gücünü geri kazandı. 70'li yaşlarda obez bir adam olarak, başkalarının mustarip olduğu hastalığın gecikmeli ikinci safhasını yaşamadan iyileşerek zoru başardı. Görünüşe bakılırsa hâlâ artçı etkilerin ağırlığı altında ezilen kendi başbakanımızın aksine, büyük bir enerjiyle etrafta dolaşıyor.
Trump'a olan sürekli bağlılıkları akıl ve deneyimin ötesinde görünen milyonlarca gerçek inanandan biri olsaydım, bazı doğaüstü güçleri olup olmadığını merak etmeye başlardım. Dayanıklılığı bütünüyle yüksek dozlarda remdesivir, D vitamini ve çamaşır suyuna indirgenemez.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Başkan elbette hepimizi bekleyen kadere nihayetinde boyun eğecek ve öteki dünyaya yükselecek. Ama bir süre daha etrafta olmasına hazır olmalıyız. Gelecek hafta yine seçimi kazanabilir; az bir farkla kaybedip mahkemeye itirazıyla kazanabilir; kesin biçimde kaybetmesine karşın koltuğuna sıkıca sarılabilir. Nihayetinde Beyaz Saray'dan çıkarılırsa, çok büyük olasılıkla kendi adına etkili bir hareketin liderliğini sürdürecek.
Politikacılar, görevden ayrıldıktan sonra uzun süre varlığını sürdüren siyasi öğretiler yaratır. Blair'deki Thatcher'a ve Cemaron'daki Blair'e bakın. Daha geniş bir çerçevede, Arjantin'de Juan Peron'a, siyasi atasıyla aynı felaket yolu takip eden 6. Peronist devlet başkanında tanıklık edin.
Bu köşede Trump'ın muhtemelen kazanacağı yönündeki savım kayıtlı (9 Haziran 2020). Mevcut anketler ve erken oylamalardan edinilen geri bildirimler ışığında, bu görüş merhametli şekilde aykırı görülebilir. Trump için işe yarayan faktörler (toparlanan bir ekonomi ve yükselen borsa, savaş yaşanmaması, ırkçılık karşıtı gösterilere karşı beyazların tepkisi, meydanları destekçiler ve radikal dincilerle doldurmadaki başarı, Çin'le kavga çıkarma) şu an için Kovid korkusu ve pandemiyi ele alışına yönelik öfkeye yenilmişe benziyor.
Dahası, Demokratlar disipline oldu ve birleşti. Biden gaflardan büyük ölçüde kaçındı ve Kovid hususunda inatla partisinin mesajına bağlı kaldı. Beklenen "Ekim sürprizi" için de zaman tükeniyor: Yurtdışında Ortadoğu'da veya Asya'nın doğusunda ani, endişe verici, gerçek veya uydurma bir kriz ya da Kovid aşısına dair sahte bile olsa olağanüstü iyi bir haber.
Amerikan siyaseti hakkında benden çok daha bilgili uzmanlar, anketler böyleyken geriye tek bir soru kaldığını söylüyor: Biden az bir farkla mı yoksa açık ara mı kazanacak? Bununla birlikte, güney eyaletlerde oy kullanmanın engellenmesiyle seçmenlerin sindirilmesinin etkisini ve yönetimin çok sayıda posta yoluyla gönderilen oyun kaybolmasını organize etme yeteneğini göz ardı etmiş olabilirler.
Bugünden seçim gününe kadar deliksiz bir uyku olasılığı da tekrar eden birkaç kabusla bozuluyor. Özellikle sıkıntılı ama çok olası bir senaryoya göre, Trump o gün kullanılan oylar açısından "gece" kazanmış görünerek zafer ilan ediyor, yurtiçinde Cumhuriyetçi taraftarlarının ve yurtdışında dost hükümetlerin desteğini alıyor ancak sonuçlar postayla gönderilen oylar sayıldığında değişiyor.
Başkanın halihazırda postayla gönderilen oyları gözden düşürmeye çalıştığı düşünüldüğünde, bu durum kaçınılmaz olarak Cumhuriyetçilerin yanılıyor olsalar da büyük korolar halinde "faul" iddiasında bulunmasına yol açacaktır. Yurtdışındaki hükümetler, kendilerini piyesin pasif seyircilerinden daha öte bir konumda bulabilir. Rusya, İsrail ve Hindistan'ın yanı sıra Britanya'nın sözde bir Trump zaferini erken tanıması, koltuğa sıkıca tutunma kararlılığını kuvvetlendirecektir.
Trump seçim gecesi açık bir şekilde mağlup olsa bile, seçmenin kararını "düzenbazlık" olarak reddederek yerinden kalkmayabilir. Daha sonra mukavemetini gerçek veya hayali bir krize karşı "olağanüstü hal" yoluyla haklı gösterebilir.
Trump'ın, Biden cephesi hakkında fantastik hikayelerle beslenen milyonlarca fanatik destekçisi var. Silah depolarında seçim günü öncesinde işlerin çok yoğun olduğuna dair de korkunç haberler mevcut. Trump'ın demokratik süreçleri askıya almak için her tür karışıklığı bahane olarak kullanabileceğini görmek için fazla hayal gücü gerekmiyor. Seçimlerle ilgili korkutucu hikayelerin kötü gerilim öykülerine benzediğini düşünenler, Trump'ın Meksika'ya bile varmamış yoksul ve silahsız Latin Amerikalı mültecilerin "işgalci" kollarından bir tehlike yaratmayı başardığını söyleyebilir.
Tüyler ürpertici bu olasılıkların hiçbiri gerçekleşmese ve Trump kesin biçimde yenilip hayatında ilk kez mağlubiyeti kabul edecek kadar kibar olsa bile, etkisi kolay kolay geçmeyecek. Yüksek Mahkeme'ye atadığı kişiler ve alt mahkemelerdeki binlerce yoldaşı, onlarca yıl olmasa da yıllarca sürecek güçlü bir muhafazakar etkiye yol açacak. Meşrulaştırdığı aşırı uç gruplar güçlendirildi. Beslediği sıkıntılar sürecek. Tabanı Trump taraftarlarınca ele geçirildiği için Cumhuriyetçi Parti "normale" dönemeyecek.
Gerçekten de Biden 20 Ocak'ta resmen göreve başlamayı başarırsa, Trump taraftarları gayet göz korkutucu bir parlamento dışı muhalefet potansiyeline sahip. Demokrat bir iktidar yönetimin kaçınılmaz sorunlarıyla boğuşurken, kahramanlarının dönmesi için yaygara koparan gürültülü, düşmanca ve bölücü gayri resmi bir muhalefet olacak. Bu muhalefet, "derin devlet" tarafından "gasp edilen" liderin sürekli tweet'leri ve televizyon görüntüleriyle kesinlikle gaza getirilecek.
Aynı zamanda, Trump'ın ekonomik açıdan zararlı ancak popüler korumacı ticaret politikası da sürecek. Şi'nin liderliğindeki Çin'le başlattığı çatışma, ABD müttefikleri arasında yenilenen işbirliğiyle azalmak yerine neredeyse kesin olarak güçlenecek. John F. Kennedy hakkındaki ilk iyimserliğin, "komünizme karşı yumuşak" olmadığını göstermeye ihtiyaç duyduğu için kısa sürede Küba'daki Domuzlar Körfezi işgali felaketine ve sonrasında füze krizine dönüştüğünü hatırlayacak kadar yaşlıyım. Tarih yeni, sevimli ve ılımlı bir ABD başkanının, mağlup olmuş "maço" rakibi kadar sert olduğunu göstermeye çalıştığı bir Çin varyasyonuyla kendini tekrar edebilir.
Umarım Boris Johnson ve çevresi bu olasılıkları ve "Küresel Britanya'nın" hadiseler üzerinde faydalı etkiyi en iyi nasıl yapabileceğini düşünüyordur. ABD/Birleşik Krallık ticaret anlaşmasını Avrupa Birliği'yle ilişkimizin "yerini koymak" için her şeyi göze almış olmaları muhtemelen kararlarını bulanıklaştıracak. Her durumda, bu başkandan korkan ve nefret edenler, başkanlığından daha uzun bir siyasi yaşam sürecek hayaletine kendilerini hazırlamalı.
* Sir Vince Cable, Birleşik Krallık'taki Liberal Demokrat Parti'nin eski lideridir
Independent Türkçe için çeviren: Kerim Çelik
© The Independent