Salgında medyaya rol düşüyor: Paniği haberleştirmekle panik haberciliği bir değil

Bir yandan okuyuculara gerçekleri anlatırken Kovid-19'un getirdiği etik sorunlar için de rehberlik yapmalıyız

(Reuters)

Eşi benzeri görülmemiş bir zamandayız. Yakın vakte kadar Kovid-19 tehdidinin rahatlatıcı şekilde uzakta bir yerde olduğu hissi vardı. Şimdiyse her sabah saatin alarmıyla beraber beni uyandırıyor. Sosyal medyadaki sayısız paylaşımı ekranda kaydırarak okurken Kovid-19 öğleden sonralarıma sızıyor, akşamlarımı da ele geçiriyor.

Medya, toplum olarak önümüzdeki aylarda koronavirüs pandemisiyle nasıl başa çıkabileceğimiz noktasında kuşkusuz önemli bir rol oynayacak. Salgın anlaşılacağı üzere okurlarımız açısından önemli bir ilgi ve endişe kaynağı haline geldi bile. Son günlerde The Independent'ın internet sitesini ziyaret eden milyonlar, olayın gidişatına dair güncel bilgiler arıyor: Kimler risk altında, hükümet ne yapıyor, ileride neler olabilir. Küresel bir topluluk olarak kontrolden çıkmış hissediyoruz, her gün kendimizin ve sevdiklerimizin faniliğini hatırlıyoruz.

Yine de hepimiz dünyayı anlamlandırmamıza yardımcı olabilecek bilgiler için medyaya bakıyoruz. Birçoğu, basın kuruluşlarını okurların iyiliğini düşünmek yerine tirajı tercih edip korku tellallığı yapmakla suçluyor.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Elbette bu tür eleştirilerde yeni bir şey yok. Örneğin Brexit referandumuna ve sonrasına dair medya yayınları için de aşağı yukarı aynı şeyler söylendi. Medya halk arasında ayrımcılık tohumları mı ekmişti, yoksa zaten bölünmüş bir toplumu öylece yansıtıyor muydu? Her iki seçenek de birbirini yansıtan medya ve kamu arasındaki karşılıklı ilişkiyi kabullenmiyor.

Son haftalarda Kovid-19 pandemisinin haberleştirilmesinde doğal bir çatışmanın varlığını açıkça görüyorum: Olayları doğru biçimde haberleştirme gereğiyle, bu tür haberlerin halkta gereksiz yere korkuları körüklememesini sağlama yönündeki etik yükümlülük arasındaki çatışma. Bu, her zaman çözülmesi kolay bir çatışma değil.

Haberler şu anda korkutucu hikayelerle dolu. Sınırların kapatılması, büyük kalabalıklar halinde toplanmanın yasaklanması veya ülkelerin bütünüyle tecrit edilmesi kararlarını medya almadı. Medya bu tür açıklamaların dünya liderlerince ne oranda ve nasıl yapılacağını da kontrol etmiyor. Medyanın rolü okurları için gerçeği sulandırmak değil. Paniği haberleştirmek, panik halde haber yapmakla aynı şey değil.

Ancak medya bu olayları haberleştirirken kullanacağı dili seçebilir. Gazeteciler okurlarının kaygılarına kulak vermeli ve işlerinin insanların iyiliği üzerinde gerçek bir etkiye yol açacağını anlamalı. Okuyucu güveni, gazeteciliğin temelinde her zamankinden daha fazla yer edinmeli. Şimdi sansasyonculuk zamanı değil, haberler yeterince sansasyonel. Medyanın bu krizdeki rolü, yaşananları dürüstçe ve şeffafça aktarmak, iktidardakilerin kararlarını dikkatle incelemek ve onları gerektiğinde bundan sorumlu tutmak olmalı. Küresel bir krizin ortasında özgür basının oynayacağı makul rol budur.
 


Medya, sosyal mesafe döneminde insanların birbirleriyle nasıl bağlantı kurduğuna dair bize örnekler sunma fırsatını da elinde bulunduruyor. Son zamanlarda sosyal medyada yayılan bir video, bir İtalyan mahallesinde pencerelerden şarkı söyleyen insanları gösterirken, pek çok kişi bu durumu "güzel" bir insanlık eylemi diye nitelendirmişti. Bu arada birçok haber sitesi de İspanya'da bir fitness eğitmeninin balkondan egzersiz programının parçası olarak, karantinadaki vatandaşlara apartman bloklarında spor yaptırmasına yer vermişti.

Hepimizden evden çalışmamız, barlardan ve tiyatrolardan uzak durmamız, başkalarıyla fiziksel temastan kaçınmamız istenmişken, haberler yalnız yaşayan ve insan temasından izole edilen kişiler için çok daha önemli bir pencere haline gelecek. 75 yaş üstü kişiler için abonelik ücretlerinin (Birleşik Krallık'ta halkın BBC televizyon ve radyolarını kullanabilmek için her yıl ödediği para -ed.n.) ağustos ayına kadar ertelenmesi, toplumumuzun bu en savunmasız ve haber almanın yanı sıra kendilerine yoldaş olması için de BBC'ye bel bağlamış üyeleri için memnuniyet verici bir adım oldu.

Gazeteciler açısından bu salgının ortaya koyduğu birçok etik sorun var. Benim işim bu sorunları aşmalarına yardımcı için rehberlik yapmak. Bunu nasıl yapacağımız henüz tam olarak net değil. Ancak şurası açık ki medya dahil hepimizin bu işte birlikteyiz.

Madeline Palacz, The Independent'ın Editöryal Uyum Yöneticisi

 

 

Madeline Palacz'ın tasarımdan kaynaklanan nedenlerle kısalttığımız başlığının tamamı şöyledir: Paniği haberleştirmekle panikle habercilik yapmak aynı şey değil: Koronavirüs salgınında medyaya önemli bir rol düşüyor

https://www.independent.co.uk/voices

Independent Türkçe için çeviren: Kerim Çelik

Bu makale kaynağından aslına sadık kalınarak çevrilmiştir. İfade edilen görüşler Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU