Türkiye ekonomisi kredisiz büyümeyi başaramıyor. Dolayısıyla ekonomi yönetimleri büyüme modellerini bankaların vereceği krediye dayandırıyor.
Son yıllarda da değişen bir şey yok. Bankaların denetlenmesi ve düzenlenmesinden sorumlu BDDK da Merkez Bankası (TCMB) da bankaları daha fazla kredi versinler diye yönlendiriyor.
Ekonomide yaşanan malum sorunlar, kredilerin geri dönüşünü veya çevrilmesini zorlaştırdıkça özel bankalar kredi verme konusunda isteksiz davranabiliyor.
Haklılar da. Çünkü batan krediler bankaların bilançolarını bozarken, sermaye gereksinimlerini artırıyor. Bu konularda destekleyici düzenlemeler yapılsa da durum değişmiyor:
Uluslararası Derecelendirme Kuruluşları, bankaları değerlendirirken bu olumsuzluğa dikkat çekiyor.
Bankaların rating notları olumsuz etkilenirken, dış krediye ulaşma maliyetleri artıyor.
İşte tam burada devreye kamu bankaları giriyor. Boşluk kamu bankaları tarafından dolduruluyor.
Aşağıda Tablo 1’de sektörde ilk 10 banka içinde yer alan üç büyük kamu bankasının (TC Ziraat, T. Vakıflar ve T. Halkbank) yıllar itibariyle bankacılık sektöründeki yeri gösteriliyor. En son veri 2019’un Eylül sonuna ait.
T. Aktifler | T. Krediler | Mevduat | |
2002 | 31,8 | 16,3 | 4,6 |
2010 | 30,9 | 28,7 | 37,1 |
2015 | 30,1 | 29,9 | 33,4 |
2019/9 | 36,1 | 38,4 | 39,8 |
Tablo 1. Üç büyük kamu bankasının payı (%) / Kaynak: TBB verilerinden hazırlanmıştır. Katılım bankaları hesaba katılmamıştır. |
Tablo açık: Özellikle 2015’den itibaren kamu bankalarının payında gözle görülebilir artış söz konusu.
Üç büyük banka şu anda Türkiye’deki toplam mevduatların yüzde 39,8’ine, toplam kredilerin yüzde 38,4’üne ve toplam varlıkların (aktiflerin) de yüzde 36,1’ine sahip.
Amacımız bu görüntüyü eleştirmek değil durum tespiti yapmak. Piyasa ekonomisinin yüceleştirildiği ortamda kamunun payının sürekli artması ironi olsa da…
Tablo 2’de yine ilk 10 banka içinde yer alan üç kamu bankasının, yıllar itibariyle aktif sıralamasına göre yerlerinin nasıl değiştiği gösteriliyor.
Ziraat Bankası, Türkiye’nin aktif büyüklüğü açısından en büyük bankası. 2002’den itibaren de zirvede kalmış.
Halkbank ve Vakıflar Bankası ise genelde 6'ncı ve 7'nci sırada yer alırken; son 4 yılda Halkbank 2'nci büyük, Vakıflar Bankası ise 4'ncü büyük banka haline gelmiş.
2002 | 2010 | 2015 | 2019/9 | |
1 | TC Ziraat Bankası | TC Ziraat Bankası | TC Ziraat Bankası | TC Ziraat Bankası |
2 | Akbank | T. İş Bankası | T. İş Bankası | T. Halkbank |
3 | T. İş Bankası | T.Garanti Bankası | T.Garanti Bankası | T. İş Bankası |
4 | T.Garanti Bankası | Akbank | Akbank | T. Vakıflar Bankası |
5 | Yapı Kredi Bankası | Yapı Kredi Bankası | Yapı Kredi Bankası | T.Garanti Bankası |
6 | T. Halkbank | T. Vakıflar Bankası | T. Halkbank | Yapı Kredi Bankası |
7 | T. Vakıflar Bankası | T. Halkbank | T. Vakıflar Bankası | Akbank |
8 | Koçbank | Finansbank | Finansbank | QNB Finansbank |
9 | Pamukbank | Denizbank | Denizbank | T. Eximbank |
10 | Finansbank | T. Ekonomi Bankası | T. Ekonomi Bankası | Denizbank |
Tablo 2. Aktiflerine göre Türkiye’de ilk 10 banka / Kaynak: TBB |
Kredi sıralamasında ise daha çarpıcı bir görüntü var: Tablo 3’de gösterildiği gibi 2002’de Ziraat Bankası, Türkiye’deki kredi kullandırma sıralamasında 5'nci; Vakıflar Bankası 7'nci sırada yer alırken ilk 10 banka içinde Halkbank yok.
2015’de Ziraat Bankası birinci sıraya otururken; Halkbank 6'ncı; Vakıfbank ise 7'nci sırada yer almış. 2019 Eylül itibariyle ise Ziraat Bankası birinci, Halkbank ikinci, Vakıfbank ise dödüncü sıraya yerleşmiş.
Bilindiği gibi 2019 Eylül sonu itibariyle kullandırılan kredilerin yüzde 55’i büyük yani kurumsal kredilerden, yüzde 25’i KOBİ kredilerinden, yüzde 20’si de tüketici kredilerinden oluşuyor.
Demek ki üç kamu bankasının bu denli aktif hale gelmesi büyük kredilerden kaynaklanmış.
2002 | 2010 | 2015 | 2019/9 | |
1 | T. İş Bankası | T.Garanti Bankası | TC Ziraat Bankası | TC Ziraat Bankası |
2 | Yapı Kredi Bankası | T. İş Bankası | T. İş Bankası | T. Halkbank |
3 | Akbank | TC Ziraat Bankası | T.Garanti Bankası | T. İş Bankası |
4 | T.Garanti Bankası | Akbank | Yapı Kredi Bankası | T. Vakıflar Bankası |
5 | TC Ziraat Bankası | Yapı Kredi Bankası | Akbank | T.Garanti Bankası |
6 | T. Eximbank | T. Vakıflar Bankası | T. Halkbank | Yapı Kredi Bankası |
7 | T. Vakıflar Bankası | T. Halkbank | T. Vakıflar Bankası | Akbank |
8 | Koçbank | Finansbank | Finansbank | T. Eximbank |
9 | Finansbank | Denizbank | T. Ekonomi Bankası | QNB Finansbank |
10 | Pamukbank | ING Bank | Denizbank | Denizbank |
Tablo 3. Verilen kredilere göre Türkiye’de ilk 10 banka / Kaynak: TBB |
Tablo 4’te de üç kamu bankasının mevduat sıralamasındaki yeri gösteriliyor. Durum son dönemde farklı değil:
Ziraat Bankası her dönem en fazla mevduat toplayan banka iken; Halkbank ikinci, Vakıflar bankası ise dördüncü sıraya yükselmiş.
2002 | 2010 | 2015 | 2019/9 | |
1 | TC Ziraat Bankası | TC Ziraat Bankası | TC Ziraat Bankası | TC Ziraat Bankası |
2 | T. İş Bankası | T. İş Bankası | T. İş Bankası | T. Halkbank |
3 | Akbank | T.Garanti Bankası | T.Garanti Bankası | T. İş Bankası |
4 | T.Garanti Bankası | Akbank | Akbank | T. Vakıflar Bankası |
5 | Yapı Kredi Bankası | T. Halkbank | Yapı Kredi Bankası | T.Garanti Bankası |
6 | T. Halkbank | Yapı Kredi Bankası | T. Halkbank | Akbank |
7 | T. Vakıflar Bankası | T. Vakıflar Bankası | T. Vakıflar Bankası | Yapı Kredi Bankası |
8 | Pamukbank | Finansbank | Finansbank | QNB Finansbank |
9 | Koçbank | Denizbank | Denizbank | Denizbank |
10 | Finansbank | T. Ekonomi Bankası | T. Ekonomi Bankası | T. Ekonomi Bankası |
Tablo 4. Mevduata göre Türkiye’deki ilk 10 banka / Kaynak: TBB |
Uzatmayalım: Özel bankalar, şirketlerin içinde bulundukları sorunlar nedeniyle bozulan nakit akışlarından rahatsız. Aktif kalitelerini bozmak istemiyorlar.
Bu nedenle de büyüme ve kredi verme konusunda isteksizler. Haksız da sayılmazlar.
Birçok sorunlu şirket faaliyet gelirleri ile bırakın borçlarının anaparasını; faizlerini bile borçlanarak çevirebiliyor. Bu şirketlere verilen kredilerin gelecekte de çevrilme olasılığı düşük.
Herkesi kurtarmak mümkün değil. Herkesi kurtarmaya kalktığımızda potansiyel güçlü şirketlerin de bu grubun içine itilme olasılığı artıyor.
Çünkü “ponzi” dediğimiz şirketler ile ekonomide yatırım yapmak, verimli çalışmak ve ekonomiyi büyütmek mümkün görünmüyor.
* Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
© The Independentturkish