DEM Parti'den "İmralı" çıkışı: Sadece gidiş gelişlerle bu süreç yürümez

DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, TBMM'de gündeme ilişkin basın toplantısı yaptı

Bolu’daki otel yangınında hayatını kaybedenleri anarak sözlerine başlayan Koçyiğit, "Söz kurmak gerçekten çok zor. Her seferinde önlem alması gerekenler, insanları yaşatması gereken iktidarın hiçbir şekilde sorumluluk almadığını görüyoruz. Adalet sağlanamadığı için yenilerin olmasına kapı aralanıyor. Bu sürecin şeffaf yürütülmesi çok önemliydi ancak ilk dakikadan itibaren buna dair güvenimiz yerle yeksan edildi. Asıl süreç kamuoyundan kaçırılmak istendi" dedi.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Koçyiğit, şunları kaydetti:

İktidarın politikasının temelinde insanı yaşatmak yok. Varsa yoksa rant, talan, sermayeyi palazlandırmak üzere bir siyaset. İçinde insan olmadığı içinde her şey felakete dönüşüyor. Bu sadece bir yangın değil bir yönetememe krizidir. Denetlemesi gerekenler kurumları denetlemiyor, denetlemesi gereken kurumların başında oteli pazarlayanlar var. Bir oteller zinciri sahibi nasıl Turizm Bakanlığı koltuğunda oturabilir. Özel hastane sahibi nasıl Sağlık Bakanlığı koltuğuna oturtulabilir.

"22 yıllık AKP iktidarı döneminde doğa olaylarında tam 54 bin 780 yurttaşımızı kaybetmişiz"

Tam bir denetimsizlik içerisinde parasına para katan patronlar ordusu yarattılar. Gecesini 30 bin, 40 bin liraya satanlar bir yangın alarmı yok ve hala bu ülkede bakan yerinde oturuyor, hükümet yerinde duruyor. Kıyamet kopmalı ama yok. Utanma yok, arlanma yok, sorumluluk yok. Bakanlık 37 gün önce Grand Kartal Otel’de denetim yapmış, tedbirlerde hiçbir sorun yok denilmiş. Çok açık şekilde göz yumulmuş. 22 yıllık AKP iktidarı döneminde ‘felaket’ denilen aslında çok normal olan doğa olaylarında tam 54 bin 780 yurttaşımızı kaybetmişiz. Bunun sorumlusu iktidar.

İnsanların her gün öldüğü ülkede yangından bir gün sonra MGK belgesini yenilediler. Hangi güvenlik? Bizim güvenliğimiz yok ki tesadüfen yaşıyoruz bu ülkede. Bu tutumu reddediyoruz. Bu sürecin şeffaf şekilde soruşturulması gerekiyor. AKP Sözcüsü Ömer Çelik açıklama yapmış ‘bütün failler ve sorumluları açığa çıkaracağız’ demiş. Biz sayın Çelik’e çağrı yapıyoruz: ‘Çok uzakta aramanıza gerek yok aynı kabinede yan yana oturuyorsunuz. Aynı kabinede Turizm Bakanı ile yan yana oturuyorsunuz. Açık ve net söyleyelim sorumluları net; Turizm Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü, Bolu İl Özel İdaresi, otel işletmesi bu facianın, yangının birinci derecede sorumlusu. Turizm Bakanı nasıl hala geziyor ortada? Grand Turizm Bakanı olarak sallana sallana geziyor. En ufak bir özrü yok, özeleştirisi yok, utanması yok.

"Gereğini yapın, Turizm Bakanı derhal istifa etmelidir, görevden alınmalıdır"

Gereğini yapın, Turizm Bakanı derhal istifa etmelidir, görevden alınmalıdır. Bütün ihmali bulunanlar görevden alınmalıdır. Kamuoyuna açık ve şeffaf şekilde bilgilendirme yapılmalıdır. Bilirkişi raporları ve hukuki süreci yürütenler baskı altına alınmamalıdır. Hükümet sorumluluğu üstünden atmak için elinden geleni ardına koymuyor. Bugün yerel yönetimler güçlendirilmiş ve yetkileri geniş olsaydı, meslek odalarının denetim yetkileri tırpanlanmamış olsaydı bunun gibi felaketler olmayacaktı ama hala bundan ders alınmadığını görüyoruz."

"Hızlı şekilde yasal bir çerçeve için özellikle Meclisin inisiyatif geliştirmesi, sorumluluk üstlenmesi gerek"

İmralı görüşmelerine ilişkin de bilgilendirme yapan Koçyiğit şunları söyledi:

22 Ocak tarihinde heyetimiz Sayın Öcalan ile İmralı’da 4 saatlik görüşme gerçekleştirdi. Bu görüşmede heyetimizin ilk görüşmesinden sonra siyasi partilerle yapılan bütün görüşmeler, içerikleri, görüşleri, eleştirileri, itirazları dikkatle not edilmişti ve bunlar bizzat Sayın Öcalan’a aktarıldı. Bu anlamıyla Sayın Öcalan’ın bu meselenin çözümü açısından hala bir şans olduğunu, takındığı tutum, durduğu yerin Türkiye halkları, Ortadoğu halkları ve Kürt sorununun demokratik çözümünde çok önemli bir belirleyici olduğunun altını çizmemiz gerekiyor. Kendisinin de ifade ettiği gibi bu sefer gerçekten bu sorunu çözmek gerekiyor, bu şansı, bu tarihi fırsatı gerçekten değerlendirmek gerekiyor. Bu anlamıyla tarihi fırsatı heba edecek, ıskalamamızı sağlayacak bütün söz, eylem ve pratiklerden de hükümetin kaçınması gerektiğinin altını çizmek istiyoruz. O anlamıyla hükümetin hedef olarak ortaya koyduğu, toplumun genel olarak beklenti içerisinde olduğu bu çözüm tartışmalarının nihayete ermesi, gerçek anlamda pozitif sonuçlanması için de hızlı şekilde hükümetin pratik adımlara yoğunlaşması gerektiğini ifade edelim. Sadece geliş gidişlerle, sadece sözle bu sürecin yürümeyeceği de açık bir gerçek. Bunun için de hızlı bir şekilde yasal bir çerçeve için özellikle Meclisin inisiyatif geliştirmesi, sorumluluk üstlenmesi gerektiğini ifade edelim.

"Öcalan’ın çalışma koşullarının hızla düzeltilmesi, tecritin kaldırılması gerek"

Hali hazırda tecrit koşulları devam ediyor. Sayın Öcalan’ın rolünü oynaması, Kürt sorununun demokratik çözümünde gerçek anlamda bu tarihsel fırsatın ıskalanmaması için Sayın Öcalan’ın çalışma koşullarının hızla düzeltilmesi, tecritin kaldırılması; sağlık, güvenlik ve özgürlüğü için hızla adımlar atılması gerektiğini de ifade edelim. Bu mesele sadece Kürt sorunun çözümü meselesi değildir aynı zamanda bütün Türkiye’nin demokratikleşmesi meselesidir. Türkiye’nin demokratik bir hukuk devleti olması meselesidir ve bu ülkede yaşayan 85 milyon yurttaşın meselesidir. Bu anlamda siyasi partilerin ve toplumsal kesimlerinde bu çözüm tartışmalarına omuz verme beklentisini de ifade etmek istiyorum. Bugün MYK’mız toplanacak ve heyetimizin aktarımları çerçevesinde de bugün yeni yol haritamızı tartışacağız ve bu konuda da bazı kararlar alacağımızı da kamuoyuna ifade etmek istiyorum.


ANKA

DAHA FAZLA HABER OKU