İran'ın 1 Ekim'de İsrail’e fırlattığı 181 füze ile tüm dikkatler Ortadoğu'ya çevrildi.

Elbette, Ortadoğu sadece İran'dan veya İsrail'den ya da diğer ülkelerden ibaret değil.

Burada çıkarları olan, tarihsel olarak çıkarları bulunan ülkeler de var.

II. Dünya Savaşı'ndan sonra çıkarları olan ülkeler arasında, şu anda dışarıda kalmış fakat kârlarını saklamayan bir Rusya Federasyonu bulunmaktadır.

Rusya'nın rolü

İsrail'in Lübnan'a saldırması ve kara operasyonu düzenlemesiyle birlikte, Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin de vatandaşlarının oradan çıkarılması için müracaatta bulundu.

Bu operasyon, Gazze savaşı sırasında da Rusya'nın Olağanüstü Durumlar Bakanlığı tarafından gerçekleştirilmişti.

Rusya'nın Kudüs Büyükelçiliği ve Ramallah'taki temsilciliği aktif bir şekilde çalışmaktaydı.

Ancak, hayatını kaybedenler de olmuştu; bu kayıplar farklı nedenlerden dolayı gerçekleşmişti.

Yani sadece Hamas tarafından katledilme durumu söz konusu değildi.

İran ve Lübnan cephesi

Şimdi, izlenen politikalar çerçevesinde gelinen bu noktada, eğer savaş Lübnan cephesine kayıyorsa, bu durum sadece Lübnan ile ilgili değil.

İran'ın mükâmet oku, yani direniş oku olarak adlandırdığı bir durum söz konusu.

Irak, Suriye ve Lübnan'ı kapsayan bu kontrol, çeşitli örgütler tarafından destekleniyorr.

İran, bu örgütlere maddi ve silah desteği sağlamaktadır ve bu destek büyük ölçüde Rusya'dan geiyor.

Silah alışverişi ve stratejik ilişkiler

Rusya ile İran arasında Hazar Denizi üzerinden büyük bir silah alışverişi var.

Zengezur Koridoru'nun üzerindeki Rusya'nın neden ısrar ettiğini bu noktada daha iyi anlayabiliyoruz.

Rusya, eski Sovyetlerin ulaşım koridorlarını yeniden onarmak suretiyle önemli bir strateji izliyor.

Örneğin, Moskova'dan kalkan bir trenin 70 vagonu var ve bunu silahlarla doldurup İran'a sevk ettiğinizde, oradan da önemli avantajlar elde edersiniz.

Zengezur Koridoru'nun Türkiye'deki telkinleriyle şu anda Ermenistan'ın tepki göstererek açmaması, bölgedeki gerilimleri azaltacaktır.

Rusya'nın endişeleri

Dönelim İran konusuna;

Rusya, Lübnan'da da kendi ağırlığını koymak istiyor.

Sadece İran üzerinde değil, aynı zamanda kendi çıkarları doğrultusunda da hareket ediyor.

Malumunuz, Suriye'de Rus ordusu var. 30 Eylül 2015'te Birleşmiş Güvenlik Kurulu'nun kararıyla oraya yerleşti.

Oradaki Hümeymim'de Rusya'nın askeri istihbarat üssü bulunuyor. Bu üs, İdlib'deki güçlerle dengeleniyor.

Eğer İsrail, doğrudan 181 füze olayından sonra, şu anda yılbaşı bayramını kutlayan İsrail'e bir füze saldırısı düzenlerse, bu durum Rusya için büyük bir endişe kaynağıdır.

14 Nisan'da İran'ın düzenlediği füze saldırısından sonra, İsrail sadece İsfahan kenti yakınlarındaki nükleer tesisinin yakınındaki bir füzeyi vurabilmişti.

Bu da İsrail'in zayıf hava savunma sisteminin bir göstergesi.

İran'ın füze potansiyeli

İran, Rusya'ya büyük miktarda füze sevk ediyor.

İran'ın Ortadoğu'daki etkisi, uzun yıllardır sürüyor.

Diğer yandan, 2 yıl önce Ukrayna'da kullanılmak üzere Rusya'ya büyük miktarda drone sevk etmişti.

Bu durum, Batılı ülkeler ve BM tarafından da tespit edildi.

İran ile Rusya arasındaki silah ticareti, Ortadoğu'daki güç dengesini etkileyen önemli bir faktör.

İran rejiminin sürdürülebilirliği

İran, zayıf düşmeyi veya rejimin değişmesini istemiyor.

Devrim muhafızları, İran'daki bu rejimin perde arkasındaki gücü oluşturuyor ve Rusya ile de güçlü ilişkileri var.

31 Temmuz'da İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan 5 Ağustos'ta yemin ettiğinde, Rusya Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreteri Sergey Şoygu ile bir araya geldi.

Dolayısıyla, silah alışverişi Hazar Denizi üzerinden gerçekleşiyor ve İran'ın zayıflaması durumunda, Rusya'nın elinin de zayıflayacağı gerçeği ortaya çıkıyor.

Nükleer enerji ve jeopolitik ilişkiler

Bu süreçte, Rusya'nın nükleer santrali ve nükleer reaktörleri de büyük bir endişe kaynağı.

İran'ın nükleer potansiyelinin kaybolması, Rusya için sıkıntılı bir durum yaratacaktır.

Ayrıca, Avrasya Ekonomik İşbirliği İttifakı ve oradaki ticaret, Rusya için hayati önem taşıyor.

Hindistan, yaptırımlara rağmen bu durumu kendi lehine kullanıyor.

İran, şu anda BRICS'e üye olmaya çalışıyor. Ancak BRICS'in İran'ın zayıflaması durumunda büyük ölçüde suya düşeceği düşünülüyor.

Küresel etkiler ve Rusya'nın stratejisi

Sonuç olarak, İsrail'in İran'ı zafiyete uğratması, batı planlarının sekteye uğramasına neden olacaktır.

Rusya'nın bu durumu dikkate alması gerekir.

İsrail-Rusya ilişkileri gerilim tırmanacaktır.

Bu süreç, 1948'de başladı. II. Dünya Savaşı'nda Sovyetler Birliği'ndeki Yahudiler, Sovyetler tarafından desteklendi.

Savaş sonrasında Stalin, bu durumu anladıktan sonra Yahudilere Japonya sınırında Birobijan adlı küçük bir eyalet verdi.

Günümüzde Rusya, bu hakların geriye itilmesi ve güçlü bir İsrail ile karşı karşıya kalması nedeniyle endişeli.

Ukrayna'da Yahudi kökenli Cumhurbaşkanı Volodomir Zelenski'nin olması, İsrail'in İran'ı zayıflattıktan sonra Ukrayna'ya destek vereceğini gösteriyor.

Sonuç olarak, bu süreç dünya çapında büyük bir etki yaratıyor ve Rusya'nın endişelerini artırıyor.

Bu nedenle, vatandaşlarını Lübnan'dan çıkarma çabaları oldukça önemli.

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.