Nevzat Çiçek yorumladı: Lübnan'da neler oluyor? NATO'yu kimler, hangi amaçla çağırdı?

Independent Türkçe Genel Yayın Yönetmeni Nevzat Çiçek, Lübnan'daki gelişmeleri yorumladı

Lübnan'da ne oluyor, bundan sonra ne olur?

Bölgesel bir savaşa doğru gider miyiz, gitmez miyiz?

Bunlar, sıkça sorulan, gündemdeki sorular.

Önce şunu ifade etmek gerekir ki, Türkiye'de çok tartışılmıyor ama Lübnan'da Hizbullah dışında en büyük silahlı gücün başında, Lübnan Kuvvetleri Partisi'nin lideri Samir Caca liderliğindeki Lübnan güçleri var.


Maruni Samir Caca hangi önerileri sundu?

Samir Caca, 2 Ekim Çarşamba günü, sosyal medya hesabı "X"te bir paylaşım yaptı ve bu paylaşımında iki vurguyu ifade etti: 

1559 sayılı karara ve 1701 sayılı karara uygulayalım ve Lübnan devletini Lübnan'a iade edelim.
 


Peki, bu ne demek?

Samir Caca, Hizbullah'ın "devlet içinde devlet" olduğunu söylüyor. 

Dolayısıyla, "Lübnan devletinin bir vasfı yok. Bu devlet oluşumunu yeniden yapmalıyız" diyor.

Ancak ifade ettiği iki karar son derece önemli: 

1701 No'lu karar, Lübnan'da İsrail'in çekilmesini ve Litani Nehri'nin güneyinde Hizbullah dahil, hiçbir gücün olmamasını öngörüyor. 

Ayrıca Lübnan hükümetinin denetimine tabi tutulmasını sağlıyor.

Şu ana kadar Lübnan'daki krize dair çözüm yolları üzerinden çok fazla ses çıkmamıştı, Lübnan Kuvvetleri Partisi'nin lideri Samir Caca bunu ifade ediyor.


5 aşamalı öneride neler var?

Tabi, tam bu yayını yaparken İsrail radyosunda konuşulan bir iddia gündeme geldi: Suriye Ulusal Kurtuluş Cephesi Başkanı Fahad Almasri'nin teklifleri.

Peki, bu neden önemli?

Çünkü bunlar, Suriye muhalefetinin de olaya nasıl baktığıyla alakalı.

Suriye Ulusal Kurtuluş Cephesi Başkanı 5 öneri sunuyor:

1.  Beyrut Havalimanı ve Beyrut Limanı'nı NATO denetimine alalım.
2.  Lübnan ordusunun iş birliği ve koordinasyonu içerisinde Suriye-Lübnan sınırını NATO denetimine alalım.
3.  Hizbullah'ın elindeki silahları denetlemek için NATO'dan inceleme heyeti gönderilmesini talep ediyor.
4.  Suriye ve Lübnan'ı birbirine bağlayan tünel ağının yok edilmesi gerektiğini ifade ediyor.
5.  Suriye topraklarındaki silah depoları ve İran'a bağlı milislerin bölgesindeki toplantılara yönelik saldırıların artırılmasını istiyor.

Bölgesel savaştan kasıt, İran direniş hattıdır. 

Dolayısıyla Suriye'nin ve Lübnan'ın meselelere nasıl baktığı son derece önemli.

Peki, bir saldırı olması durumunda ne olabilir?


Doğu Akdeniz kıyıları İsrail egemenliğine geçerse ne olur?

İranlı yetkililer ve İran medyası, İsrail'in petrokimya tehditlerini ve birçok tesisin haritasını yayımladı.

İsrail'de dünden itibaren konuşulan şey şu:

"Sınırlı bir şekilde operasyona karşılık vereceğiz ve bu operasyon bölgesel savaşa gitmeyecek, ABD koordinasyonunda bunu yapmayı planlıyoruz."

Burada beklenen, büyük ihtimalle petrol tesislerinin hedef alınması. 

Çünkü nükleerin hedef alınması meselesi, şu an itibarıyla ABD tarafından izni verilmiş bir durum değil.

Böyle bir durumda Rusya ve Çin'in ne söyleyeceği son derece önemli.

İlginçtir, İsrail Tartus Limanı'nın yakınını vurunca Putin'den bir ses çıktı. 

Putin, İsrail'deki ve Lübnan'daki Rus vatandaşlarının bölgeyi tahliyesini istedi.

Unutmamak gerekir ki, İsrail'de 1,5 milyona yakın Rus Yahudisi bulunuyor. 

Dolayısıyla şu an girdiğimiz noktada, İsrail'in, Hizbullah'ın, Lübnan'ın ve Suriye'nin içerisindeki bölgesel etkinin yayılıp yayılmayacağını konuşuyoruz.

İki ülkenin silah envanteri karşılaştırılıyor. 

Ancak benim gördüğüm, İsrail'in misillemesi neticesinde eğer İsrail gerçekten İran'ın ekonomik can damarlarına yönelik bir hamlede bulunursa, İran'ın buna karşılık verme ihtimali oldukça yüksek.


Bundan önceki senaryo ise şuydu: 

Hasan Nasrallah'tan sonra Hizbullah liderlerinin en son eniştesinin de Suriye'de vurulduğunu biliyoruz. 

Aslında 1992 yılındaki gibi, Musavi'nin öldürülmesi sonrası büyük elçilikler ve benzeri yerlere suikastların, bombalı eylemlerin yapılması ihtimali hâlâ masada.

Uzun vadede Lübnan'da gerçekten Lübnan'ın getirdiği sorunları Hizbullah üzerinden göreceğiz.

Son olarak, şunu ifade edeyim: 

Hizbullah üzerinden İsrail, şu an 50 yılın fırsatını yakaladığını düşünüyor. 

Fakat Tartus, Lazkiye, Kıbrıs ve Lübnan'ın kıyılarında hâkim olacak olan İsrail'in bölgede jeopolitiği nasıl değiştirebileceğini de unutmamak lazım.

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU