Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Saadet Partisi’nin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, 15 Mayıs tarihinin iki ayrı anlamı olduğunu dile getirerek,1919'da Yunan ordusu İzmir'e çıktığında Hasan Tahsin'in işgalcilere ilk kurşunu attığını anımsattı.
Tahsin'i, Mustafa Kemal'i ve istiklal mücadelesindeki kahramanları saygı ve rahmetle andığını dile getiren Davutoğlu, 15 Mayıs 1948'de de İngilizler tarafından desteklenen siyonist teröristlerin Filistin topraklarına çıktığını ve onları yurtlarından sürdüğünü ifade etti.
Davutoğlu, İzmir'de işgale karşı direnecek güçler bulunduğunu ancak Filistin'de bunun olmadığını kaydederek, eğer Hasan Tahsin ilk kurşunu atmamış olsaydı muhtemelen bütün Ege'deki Türklerin İç Anadolu'ya çekilmek zorunda bırakılacağına işaret etti.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Herkesin Gazze'deki savaşı doğru okuması gerektiğinin altını çizen Davutoğlu, 15 Mayıs'ın 1948'den beri "Nakba" yani "Büyük felaket" diye anıldığını hatırlattı. Davutoğlu, Filistin'in, Gazze'nin bitmeyen bir felaketi yaşadığını ifade kaydetti.
Bu savaşın İsrail ile insanlık arasında bir savaş olduğunu belirten Davutoğlu, "İsrail'i izole etmeden, İsrail'i insanlık düşmanı ilan etmeden hiç kimse insan haklarından bahsedemez" diye konuştu.
Davutoğlu, 18 Mayıs 1944'ün Kırım Tatarlarının, 21 Mayıs 1864'ün Çerkezlerin Nakba'sı olduğunu ifade ederek, hayatını kaybedenleri rahmetle andı.
11 Temmuz'un da Boşnakların Nakba günü olduğunu bildiren Davutoğlu, bu tarihte, soykırımcılara destek olmuş Goran Bregovic'in Ankara'da konser verecek olmasına tepki gösterdi. Davutoğlu, konserin iptal edilmesi için gerekirse sokağa ineceklerini kaydetti.
Davutoğlu, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin TBMM'deki Grup Toplantısı'nda, Ankara emniyetinde yaşananlarla ilgili yaptığı konuşmaya da değinerek, Bahçeli'nin elinde bilgi belge varsa açıklaması, konuşmasında kimi kastediyorsa açıkça söylemesi gerektiğini ifade etti.
"Kamuda Tasarruf ve Verimlilik Paketi"ne dair eleştirilerde bulunan Davutoğlu, servislerin kaldırılmasından memurların zarar göreceğini söyledi.
Davutoğlu, geçen yıl Milli Eğitim Bakanınca 68 bin öğretmen ihtiyacı olduğunun açıklandığını ancak bu yıl 20 bin kontenjan ayrıldığını belirterek, "Yani devlet eğitimden 48 bin öğretmen tasarruf etti. İtibardan tasarruf edilir de eğitimden asla tasarruf edilmez" diye konuştu.
Yapılan hesaplara göre bu paketten sağlanacak tasarrufun 100 milyar lira olduğunu savunan Davutoğlu, "2,5 trilyon bütçe açığına 100 milyar ne? Yama bile olmaz" dedi.
"Böyle bir tarihin tespit edilmesi tesadüfi olamaz"
Saadet Partisi Genel Başkanvekili Sabri Tekir de Türkiye'de enflasyonun 4-5 yıldır halkın geçimini etkilediğini, 6 Şubat Kahramanmaraş merkezli depremlerin üzerinden 1,5 yıl, cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimlerinin üzerinden 1 yıl, yerel seçimlerin üzerinden ise 1,5 ay geçtiğini, iktidarın aklına tasarruf tedbirlerinin şimdi geldiğini söyledi.
Bu tedbirlerin 3 yıl süreyle uygulanacak olmasının da düşündürücü olduğunu belirten Tekir, "Aslına bakılırsa seçimlerden 1 yıl öncesine kadar uygulanması, böyle bir tarihin tespit edilmesi tesadüfi olamaz. İnce bir hesabın sonucudur" değerlendirmesinde bulundu.
Tekir, seçimlerde bugüne kadar müsrifçe harcama yapan hükümetin adeta birikim yaparcasına tasarruf paketi açıkladığını dile getirdi.
Cumhurbaşkanlığı başta olmak üzere bazı kurumların tasarruf paketinde teğet geçildiğini ileri süren Tekir, "Kesin olan bir şey var. Bir şehrin ana hatlarında devasa kaçaklar varken bir musluğun damlayan suyunu kesme tedbirleri uygulamak o problemleri ortadan kaldırmayacaktır. Bu anlamda adına 'Kamuda tasarruf tedbirleri' denilen paket bir bakıma ciddiyetten uzak bir pakettir" diye konuştu.
Her şeye rağmen tasarrufu olumlu karşıladıklarını anlatan Tekir, devleti yönetenler israftan kaçınmadığı sürece bu tedbirlerin başarılı sonuçlar vermesinin mümkün olmadığını söyledi.
AA