Özgürlükte aptallık yoktur

Mısır'ın tarihinin en korkunç krizleriyle karşı karşıya olduğu bugünlerde, bazı muhaliflerin Mısır'ı maruz bıraktığı övgü ve hakaretleri gördükçe, 1919 Devrimi'ni ve Saad Zağlul'ün mirası vesilesiyle bu parlak sayfaları yeniden ziyaret ediyoruz

Fotoğraf: Mahmoud Elkhwas/NurPhoto

Özgürlük olmadan gazetecilik yavaş yavaş ölür.

Tohumlar, onların yaşamalarını sağlayacak olan can suyu olmadan toprakta büyüyemez.

Özgürlük zehirle karıştırılırsa, özgürlük arayışında olan kişi ahlaki çöküntü ile gerçeği ayırt edemezse ve özgürlüğün tek bir anlamı olduğu yanılsamasına kapılırsa, ki bu da yıkmak, hakaret etmek, kötülemek ve bağırmaktır, gazetecilik anında ölür.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Asalet, incelik ve yücelik olmadan özgürlük olamaz.

Küfürbaz küfürbazdır ve onun için başka bir isim, sıfat ya da lakap yoktur.

Küfür dilini kolay kolay benimseyen, onu tercih eden, alkışlayan, onun kokularından keyif alan kişi sadece salgın hastalıkların taşıyıcısıdır.

Özgür liderler, sömürgeciliğe karşı bile hiçbir zaman tek bir küfürle anılmamıştır.

Mısır'ın tarihinin en korkunç krizleriyle karşı karşıya olduğu bugünlerde, iktidarda ve muhalefette yer alan bazı muhaliflerin Mısır'ı maruz bıraktığı övgü ve hakaretleri gördükçe, 1919 Devrimi'nin yıldönümü ve Saad Zağlul'ün mirası vesilesiyle bu parlak sayfaları yeniden ziyaret ediyoruz.

Muhalif aktivistlerin bu varoluşsal krizlerin içerideki başarısızlıklardan değil dışarıdan kaynaklandığını fark etmemesi cahillik ve ihmalkârlıktır.

3 yıl önce Ukrayna'da küresel buğday krizini ateşleyen onlar değildi.

Mısır'daki değirmenlerin ve fırınların artan tüketime ayak uyduramaması ekonomi bakanlığının suçu olmadığı gibi, kendi arka bahçesinde ve çevresinde acımasız bir bölgesel savaşın sürmesi de ekonomi bakanlığının suçu değil.

Bu korkunç krizin büyüklüğüne rağmen Mısır (hükümet, kurumlar, gruplar ve insanlar) en üst düzeyde sorumlulukla hareket etti.

Herkes en üst düzeyde uyum, sabır ve ihtiyat gösterdi.
 


Herkes şunu unutmasın ki, sonunda bu acıları çeken ne hükümet, ne muhalefet, ne de hangi zeminde durduğunun farkında olmayan hakaretçiler değil, Mısır halkıdır.

Mısır'ı çevreleyen tehlikelerin boyutunu inkâr etmek aptallık olur.

Dolayısıyla sahne, diğer ülkelerin çoğu mevcut devletler olarak yollarının karışıklığıyla sarsılırken, bu bilinçli ve spontane uyumun karşısında duran bir sokak retoriği ve böbürlenme sahnesi değildir.

Mevcut çetin durumla başa çıkmanın bu boş ve paslı yolunun her Mısırlıya karşı işlenmiş bir suç olduğunu söylemek ne şiirsellik ne de romantizmdir.

Özellikle de hükümet meseleleri ile varoluş meseleleri arasındaki farkın anlamını bilenlere karşı.

DAHA FAZLA HABER OKU