4 soruda Mehmet Emin Resulzade ve siyasetteki "Eşitlik Felsefesi": Dünya siyaset tarihinin en insancıl felsefesinin yaratıcısı 140 yaşında

Mayis Alizade Independent Türkçe için yazdı

1. Müslüman şarkının ilk cumhuriyetini 28 Mayıs 1918'de Azerbaycanlı siyasetçiler ilan ederken Ulusal Konsey Başkanı Mehmet Emin Resulzade kimdi?

31 Ocak 1884'te Bakü civarındaki Novhanı köyünde doğan Mehmet Emin Resulzade'nin babası ünlü bir din ulemasıydı.

O dönemde Çarlık Rusya'sının sınırları içinde bulunan Güney Kafkasya'nın Müslüman bölgelerinde çağdaş tarz eğitim veren okullar vardı ve ünlü Rus-Tatar (Azerbaycan Türklerini o vakit Ruslar 'Tatar' adlandırıyordu) okuluna kaydolan Resulzade orada iki dilde iyi eğitim görmüştü.

Çocukluğunda babasından Farsçayı da öğrenen Resulzade, Tiflis'te çıkan Şark-ı Rus gazetesine Bakü'deki durumla ilgili yazılar gönderdi.

İlk yazısı 1903 yılında aynı gazetede çıkan Resulzade bir süre Bakü'de peş peşe yayımlanmaya başlayan gazetelerde de imzasıyla boy gösterdi.

Dünya edebiyatının ve basınının en güçlü kalem sahiplerinden biri ve mizah tarihinin kuşkusuz en güçlü dergisi Molla Nasrettin'in imtiyaz sahibi Celil Mehmetkuluzade anılarında 1905-1908 yılları arasında Bakü basınıyla Tiflis'teki Azerbaycan Türkçesinde çıkan basın arasındaki rekabeti yazarken genç Mehmet Emin Resulzade'nin ismini Ahmet Ağaoğlu, Hüseyinzade Ali Bey, Cafer Bünyadzade, Ali Abbas Müznib ile birlikte 'Kahraman yazarlar' olarak zikretmişti. Fikir tartışmaları ağırlıklı  olarak 'ana dil', 'millet' kavramları etrafında sürerken 1908 yılında Çar'ın Başbakanı Stolipın'in uygulamaya koyduğu ağır baskılar 'Pantürkist' damgası vurulan Hüseyinzade ve Ağaoğlu'nun İstanbul'a kaçmasına neden oldu.

Aynı yıl Kaçar Türk Hanedanı yönetimindeki İran coğrafyasının Azerbaycan bölgelerinde baş gösteren Meşrutiyet Harekatı'na destek olmak amacıyla Resulzade önce Tebriz'e, ardından Tahran'a giderek günlük gazete çıkardı.

İran-e nou isimli gazete 1910 yılında kurulan İran Demokrat Partisi'nin resmi organı oldu.

Resulzade'nin dünya siyaset literatürüne kazandırdığı en mühim kavramlardan biri o dönem kaleme aldığı yazıların içeriğinden doğan 'İran Türkleri' oldu.

1911 yılında İstanbul'a gelen Resulzade burada öncelikle Ahmet Ağaoğlu ve Hüseyinzade Ali Bey ile yakın temas kurarken Türk Ocakları'nın kuruluş çalışmalarına katıldı ve Hamdullah Suphi ile yakın arkadaşlığı oldu.

Bakü'yle temasları devam ederken Ekim 1911'de amcasının oğlu Mehmet Ali Resulzade, yakın arkadaşları Abbas Kazımzade ve Taki Nakizade, Resulzade'nin talimatıyla Müsavat ('Eşitlik') Partisi'ni kurdular.

Parti bugün de Azerbaycan'ın siyaset hayatındaki varlığını korumaktadır. İstanbul'da Resulzade'nin milliyetçiliğin temel ilkelerine ilişkin görüşleri pekişti, basında yazıları çıktı.

Çarlık Rusya'sını yöneten Romanovlar Hanedanı'nın 300.yılı dolayısıyla çıkarılan genel aftan yararlanarak 1913 sonlarında Bakü'ye döndü, ancak İstanbul ile ilişkilerini kesmedi.

1915 yılında imtiyaz sahibi ve başyazarı olduğu Açık Söz gazetesini çıkarmaya başladı ve yazılarında hem 'milli devlet' hem de 'insan hakları' konularında günlük yazılar kaleme aldı.

Rusya'da Ekim 1917'de yaşanan sosyalist devriminden sonra Osmanlı İmparatorluğu'yla istişareleri artıran Mehmet Emin Resulzade, Bağımsız Azerbaycan Devleti'ne giden yolları İstanbul'daki yönetimle birlikte döşemeye başladı.

Osmanlı Sarayı Bağımsız Azerbaycan Devleti'nin kurulması düşüncesini  onaylarken Başkumandan Enver Paşa'nın kardeşi Nuri Paşa'nın komutanlığında kurulan Kafkas İslam Ordusu daha bağımsızlık ilan edilmeden 25 Mayıs 1918'de bölgeye vararak Gence'ye yerleşti.

Azerbaycan, Gürcü ve Ermeni milletvekillerinin oluşturduğu Güney Kafkasya hükümeti ve Parlamentosu işlevselliğini kaybedince 26 Mayıs'ta Gürcü, 28 Mayıs'ta ise Azerbaycan ve Ermeni temsilciler kendi cumhuriyetlerini ilan ettiler.

New York'taki Columbia Üniversitesi öğretim görevlisi Prof. Dr. Tadesuz Swietochowski Bağımsız Azerbaycan Devleti'nin ilanını aynı zamanda 'Bir ulusun doğuşu' olarak nitelendiriyor.

Yani Mehmet Emin Resulzade ve arkadaşları 28 Mayıs 1918'de bağımsız cumhuriyet ilan ederek aynı zamanda bir kavimin cemaat olmaktan kurtulup millet aşamasına ayak basmasını sağladılar.
 

mer2.jpg
Mehmet Emin Resulzade

 

2. Şarkın ilk cumhuriyeti Tiflis'te ilan edilmişti, kendi sınırlarının içine nasıl taşınabildi?

Cumhuriyet ilan edilir edilmez Resulzade Türk ordusunun Azerbaycan hükümetini kendi sınırlarının içine götürmesinin yollarını aradı.

17 Haziran’da Nuri Paşa'nın askeri himayesinde hükümet Tiflis'ten Gence'ye taşınırken Azerbaycan'da hemen seferberlik olan edilerek ulusal ordu kuruluşunun düğmesine basıldı.

Başkent Bakü'yü kurtarmayı ana amaç olarak belirlemiş Kafkas İslam Ordusu'nun komuta merkezi Batum'daydı.

Birkaç arkadaşıyla İstanbul'a gelen Mehmet Emin Resulzade burada Osmanlı Sarayı yetkilileriyle sürekli temas halinde olarak Bakü'nün kurtuluşu için çalıştı.1918 yılı Ağustos sonlarında Mehmet Emin Resulzade "Bakü'nün biran önce kurtarılarak Hazar petrolü üzerindeki kontrolün Türk kardeşlerin eline geçmesi" için ısrar ediyordu.

6 Eylül'de Ayasofya'da Resulzade ve iki arkadaşı padişah VI. Mehmed tarafından kabul edildiğinde bu durum Osmanlı İmparatorluğu'nun Azerbaycan Cumhuriyeti'ni tanıması olarak nitelendirildi ve Bakü civarında bulunan Kafkas İslam Ordusu'na başkenti kurtarma emri verildi.

12 Eylül’de birkaç cenahtan başlayan taarruzlar 15 Eylül sabahı Bakü'nün kurtuluşuyla sonuçlandı.

Bakü'nün kurtuluşu şerefine 17 Eylül’de 'Azerbaycan' gazetesi Ahmet Cevat'ın 'Bismillah' şiirini yayımladı.

Sokaklara çıkan halk Türk ordusunu sevgi seliyle karşılarken Tadeusz Swietochowski bu durumu "Osmanlı askeri birliklerinin Bakü sokaklarındaki yürüyüşleri Turan ülküsünün doruk noktasını oluşturuyordu" diye nitelendiriyor.

Aynı gün Gence'ye Başbakan Fetih Ali Han Hoyski'ye telgraf çeken Nuri Paşa, "Hükümetin derhal kurtarılmış başkente taşınmasını" istedi.

Ulusal Konsey Başkanı Mehmet Emin Resulzade'nin düzenlediği ziyafette orkestra Nuri Paşa ve Türk ordusunun şerefine Mozart'ın "Türk Marşı"nı çaldı...


3. Resulzade'nin oluşturduğu "Eşitlik Siyaset Felsefesi" devlet yönetimine nasıl yansıdı?

28 Mayıs 1918'de akşam saatlerinde Bağımsız Azerbaycan Cumhuriyeti'ni çeşitli partilere mensup milletvekilleri gözyaşları içinde ilan etmiş ve 34 yaşındaki Resulzade'yi Ulusal Konsey Başkanı seçmişlerdi.

Hükümetin 17 Haziran’da Tiflis'ten Gence'ye taşınmasından sonra yaşanmış krizi Resulzade ve daha sonraki iki hükümetin Başbakanı olmuş Nesip Bey Yusufbeyli'nin devlet adamlığı nitelikleri çözmüştü.

Yani cumhuriyetin ilan edildiği dakikalardan itibaren Resulzade savunduğu "eşitlikçi siyaset felsefesi"ni devlet yönetimine yansıtmıştı.

30 Ekim Mondros Mütarekesi'nin imzalanmasıyla İngilizler Osmanlı askeri birliklerinin derhal Azerbaycan'ı terk etmesini istemişti.

7 Aralık 1918'de yapılan seçimlerde 120 sandalyeli parlamentoda milli azınlıklara belirli sayıda kontenjanlar tanınmıştı.

Bu bakımdan Bağımsız Azerbaycan Cumhuriyeti'nde 7 Aralık 1918'de yapılmış seçim dünya parlamentoları tarihinin en demokratik ve eşitlikçi niteliğiyle öne çıkan seçimlerindendi.

Resulzade'nin siyaset ve devlet yönetimi felsefesinin temelini; Hür teşebbüs, parasız eğitim ve sağlık, sübvansiyonlarla desteklenen tarım ve bu altyapı üzerinde şekillenmiş çok partili sistem oluşturuyordu.

Sade vatandaşından en zengin işadamına kadar Milli Hükümetin bu felsefeyi uygulayacağından çoğunluk emindi ve işte bundan dolayı hükümet Gence'den Bakü'ye taşınır taşınmaz petrol milyoneri Hacı Zeynel Abidin Takizade, Başbakan Han Hoyski'ye giderek "Milli devletimizi kuruyoruz, servetimin tamamı emrinizdedir" demişti.1919 yılında Bakü Üniversitesi'nin açılış töreninde konuşma yapan Hacı Zeynel Abidin Takizade "Bakü'nün merkez caddesindeki ticaret merkezinin karını üniversiteye bağışladığını" söylemişti.

Parlamentodaki tartışmalarda toplumun çeşitli kesimlerinin hakları savunulurken basının özgürce faaliyeti için gereken ortam oluşturulmuştu. Yani Mehmet Emin Resulzade'nin yarattığı 'eşitlikçi siyaset felsefesi"nin devlet yönetiminde uygulanmasından kuşku duyulmaması gerekir.

27 Nisan 1920'de Rusya yanlılarının büyük baskı ve tehditleri altında iktidarın  komünistlere devredilmesini Mehmet Emin Resulzade yaptığı konuşmada 'Tarihi ihanet' olarak nitelendirmişti. Nitekim komünistler silah ve tehdit zoruyla parlamentoda iktidarı ele geçirince işgalci Rusya ordusu Bakü'ye girmiş ve Azeerbaycan'ın bağımsızlığı fiilen sona ermişti.
 

aa.jpg
Fotoğraf: AA

 

4. Kurduğu cumhuriyetin yıkılması ve ülkesinin işgalinden sonraki yaşamı ve çalışmaları...

Türkiye'ye gelmek amacıyla Bakü'yü terekeden Resulzade, Kafkasya dağlarındaki Lahıç kasabasında altı ay kalmıştı.

Azerbaycan'ın kaderini yansıtan "Asrımızın Siyavuşu" kitabını da orada yazmaya başlamıştı. Kürdemir kasabasındaki tren istasyonuna inerken yakalanarak Bakü'ye götürüldü, parlamentoya tüfekle girerek iktidarı devretmesini sağlayan Ali Haydar Karayev derhal kurşuna dizilmesini isterken o sıralarda Bakü'de bulunan sovyet yöneticilerden Stalin gençlik yıllarından tanıdığı Resulzade'ye olan vefa borcunu yerine getirerek kendisini Sankt-Petersburg'a götürdü.

Şark Halkları Bakanlığında bir süre çalışan Resulzade 1922'de Finlandiya'ya geçmeye muvaffak oldu, oradaki Tatarların yardımıyla Polonya'ya ulaştı, 1923'te İstanbul'a vardı. Burada kitaplar yazdı, dergiler çıkardı, konferanslar verdi.

Fakat SSCB ile Türkiye Cumhuriyeti arasında 1929 yılında imzalanmış anlaşma uyarınca 1931'de devletin bilgisi dahilinde Avrupa'ya gitti.

Mustafa Kemal Paşa'nın bizzat Dışişleri Bakanı Tevfik Rüştü Aras'a verdiği talimatla Türkiye'nin yurtdışındaki diplomatik ve konsolosluk misyonlarıyla temas halinde olan Resulzade, İkinci dünya savaşı yıllarında Nazilerin işbirliği önerilerini katiyetle reddederek hep Azerbaycan'ın bağımsızlığı ilkesini savundu.

Savaşın sonuna gelindiğinde Bükreş'e geçerek 1912'de Türk Ocakları'nın kuruluş çalışmaları sırasında arkadaşlık kurduğu Türkiye Büyükelçisi Hamdullah Suphi Tanrıöver'in rezidansında yaklaşık 2 sene kaldı.

Türkiye'nin Batılı devletlerle anlaşmasından sonra 1947'de Ankara'ya gelen Mehmet Emin Resulzade'nin  verdiği ilk konferansa Türkiye'nin üst düzeydeki devlet yöneticileri katıldı.

1 Şubat 1949'da kurduğu Azerbaycan Kültür Derneği yarın 75.yılını kutlayacak.

1951 yılında çıkarmaya başladığı 'Azerbaycan' dergisi sayfalarında istiklal mücadelesini sürdüren Mehmet Emin Resulzade'nin aynı yıl çıkan Azerbaycan Şairi Nizami kitabı dünya Şark bilimciliğinin en muteber eserlerinden biri sayılıyor.

Yaşamının son aylarında Oğuz coğrafyasının en mühim şairlerinden biri olan Tebrizli Muhammed Hüseyin Şehriyar'ın "Haydar Baba'ya Selam" manzum romanı eline ulaşan Resulzade eserle ilgili "Edebi bir hadise" başlıklı derin bir analiz kaleme alarak 'Azerbaycan' dergisinde yayımlattı.

1953 yılında Amerika'nın Sesi Radyosu'nun Azerbaycan Türkçesindeki yayınlar servisi Mehmet Emin Resulzade'nin Azerbaycan halkına 28 Mayıs bayram müracaatının yayımladı.

6 Mart 1955'te Ankara'daki hastanede 3 kere 'Azerbaycan' diyerek hayata gözlerini yuman Mehmet Emin Resulzade Cebeci Asri Mezarlığı'nda toprağa verilmiştir.

Ardından sayısız yazı ve veda sözü kaleme alınmış Mehmet Emin Resulzade'yle ilgili en çarpıcı ifadeleri Kırım'ın esaretten kurtulması için birlikte mücadele ettiği arkadaşı Seyid Ahmet Cafer Kırımer yazmıştır:

Sağlığında Emin Bey'in aleyhinde olanlar hemen tövbe etmeliler. Aksi takdirde Cenab-ı Hak o dünyada da onları affetmeyecektir.


140 yaşın 69 yılını hayatta olmamasına rağmen on binlerce, yüz binlerce seveni onu saygı ve sevgiyle anmakta, kararlı şekilde yolundan yürümektedir.

Halkın sevgisinin söz konusu olduğu her yerin simgesinin Mehmet Emin Resulzade olduğundan hiçimse kuşku duymasın.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU