2023 Hindistan gündemi: Diplomatik zorluklar

Dr. Duygu Çağla Bayram Independent Türkçe için yazdı

Fotoğraf: Reuters

Hindistan ilk başta ABD kaygısı ile BMGK kararında Gazze Şeridi'ndeki şiddete son verilmesi çağrısında bulunmaktan kaçındı.

Kanada, Hindistan vatandaşlarına yönelik vizeleri 2024 yılına kadar normalleştiremeyeceğini söyledi.

Katar, Hindistan vatandaşı olan sekiz donanma gazisini idama mahkûm etti.

Maldivler'in Çin yanlısı olarak görülen yeni lideri Muhammed Muizzu, Hindistan'a askerlerini ülkeden çıkarmasını söyledi ve selefinin Hindistan ile imzaladığı hidrografi anlaşmasını yenilemeyeceğini duyurdu.

Bangladeş, seçim atmosferine Hindistan'a karşın söz konusu olan Amerikan müdahalesi nedeni ile Yeni Delhi'ye yeni bir kaygı yükü bindirdi.

Nepal, Hindistan'ın büyük uçakların uçmasına izin vermemesi nedeni ile yeni Gautam Buddha havaalanını kullanamıyor.

Sri Lanka, Hindistan'ın itirazlarına karşın bir Çin casus gemisinin Kolombo'ya yanaşmasına izin verdi.

Bhutan, Hindistan-Çin-Bhutan sınırlarında kritik üçlü kavşak olan Doklam da dahil olmak üzere Çin ile sınır müzakerelerini tamamlamak üzere olduğunu söyledi.

Ve tüm bunlar kısa süre içinde ardı ardına gerçekleşti.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Hindistan'ın Gazze'de ateşkes çağrısı yapan BMGK kararına ilk etapta çekimser kalmasının nedeni, Washington'ı -daha fazla- üzmemek.

Neredeyse 3. yılına ulaşan Rusya-Ukrayna savaşında Yeni Delhi, Washington ve Batı'nın beklediği gibi Moskova politikasını değiştirmek veya Rusya'dan uzaklaşmak şöyle dursun, Moskova'nın eylemlerine herhangi bir kınama çağrısında dahi bulunmadı.

ABD ve Batı'nın yoğun beklentilerine karşın zor olan bu özerkliği Yeni Delhi iyi yönetmiş olsa da diğer yandan Washington'ın hoşnutsuzluğunun kendinde yarattığı baskıyı yoğun bir biçimde hissetti.

Dolayısıyla İsrail-Filistin krizinde genel geleneksel yaklaşımı "bekle ve izle"yi takip etmek şöyle dursun, ilk etapta hızla ve açıkça taraf tutmasının, İsrail ile paylaşılan benzer ideoloji ile gelişen savunma (ve ticaret) ilişkilerinin olduğu kadar Avrasya savaşındaki özerk davranışının bir anlamda telafisi kaygısının da payı büyüktü.

Ayrıca, Sih bir ayrılıkçının Kanada topraklarında öldürülmesi ile aylardır Ottawa ile yeniden patlak veren diplomatik krizle zor zamanlar yaşayan Yeni Delhi'nin, Batı'nın kamuoyu önünde kınamalarını önlemek amacı ile Washington'dan destek umması da bir başka faktör.

Kanada vizelerinin normalleşmemesinin nedeni, Hindistan'ın derin iç fay hatlarının uluslararası boyutuna işaret ediyor.

Khalistan hareketi artık büyük ölçüde yurt dışından yayılıyor: Bu ayrılıkçı hareket artık her ne kadar Hindistan'ın birliğine yönelik ciddi bir tehdit olmasa da Hindistan dışında en büyük Sih nüfusuna sahip olan Kanada'daki ve İngiltere, Avustralya ve ABD gibi Sih diasporasının güçlü olduğu dış ülkelerdeki politikalar nedeni ile -ancak burada başı Kanada çekiyor- Yeni Delhi hükümeti tarafından hâlâ ciddi bir güvenlik tehdidi olarak görülme zorunluluğu doğuruyor.

Katar'ın sekiz eski Hindistan subayına idam kararı vermesinin nedeni, Hindistan diplomasisinin yoğun uğraşlarının dostane bir zeminde dahi karşılık bulamamasıydı.

Katar'ın idam kararı 2023'te Hindistan için şok etkisi yaratan büyük bir dış politika sorunu olarak ortaya çıktı ama neyse ki temyize giden bu karar 28 Aralık'taki son duruşmada bozuldu.

Yeni Delhi'nin Doha'ya ihtiyacı var: Avrasya savaşının Rus gazının tedarikini riske soktuğu anlar, -ayrıca ABD yaptırımı nedeni ile İran'dan akışın da durduğu düşünülürse- en büyük alıcılarından biri olan Yeni Delhi için Doha gazının önemini artırdı.

Dahası, Katar nüfusunun çok büyük bir bölümü Hindistan diasporası ve bu, Yeni Delhi için döviz akışı demek.

Hindistan askerlerinin ülkeden çıkmasının söylenmesinin nedeni, Maldivler'in Çin'i desteklemek istemesi.

2023 Maldivler seçimlerini "Önce Hindistan" politikasını izleyen iktidardaki Cumhurbaşkanı İbrahim Mohamed Solih'in kaybetmesi ve Çin yanlısı olarak görülen Muhammed Muizzu'nun yeni Maldiv Cumhurbaşkanı olması, Yeni Delhi'nin komşuluk ilişkilerinin hükümetlere bağımlı kırılganlığının yalnızca bir örneği.

Bangladeş seçimleri üzerine yaşanan sürtüşmenin nedeni, ikiz bir kırılganlığı, Hindistan'ın bölgesel kırılganlığını -yine Yeni Delhi'nin komşuluk ilişkilerinin hükümetlere bağımlı kırılganlığının bir örneği- ve Yeni Delhi-Washington ilişkilerinin kırılgan doğasını sembolize ediyor.

Nepal ve Sri Lanka yaklaşımlarının nedeni, Çin'in artan stratejik ayak izi kaçınılmaz gerçeğinin bir aynası.

Yeni Delhi'nin bölgedeki en eski ve en güvenilir dostu Bhutan'ın Çin ile sınır anlaşmasına varmak veya yakınlaşmak istemesinin nedeni, Hindistan'ın gölgesinden bir miktar uzaklaşmak anlamına gelen dinamik bir dış politika arayışı.

Çin, Hindistan'ın tarihi arka bahçesinde, Afganistan, Myanmar, Sri Lanka, Maldivler, Bangladeş ve Nepal ile güçlü bağlar kurdu.

Bhutan ayak direyen tek ülke oldu. Dolayısıyla bu, Hindistan'ın hem Bhutan'daki geleneksel hâkimiyetini hem de bölgedeki tarihsel hegemonyasının son kalesini zayıflatacaktır.

Hindistan'ın istediği çok kutuplu bir Asya'ydı. Bu, Hindistan'ın Çin'le eşit olduğunu iddia edebileceği anlamına geliyordu.

Yeni Delhi kendini Küresel Güney'in sesi, Dışişleri Bakanı Jaishankar Hindistan'ı "Güney Batılı" bir güç olarak tanımlıyor olsa da Hindistan'ın öncelikli kaygısı Çin'in domine ettiği tek kutuplu Asya'dır.

2023'te patlak veren İsrail-Filistin krizi bir anlamda çok kutupluluğun, spesifik anlamda yine 2023'te G-20 Zirvesi'nde duyurulan Hindistan-Ortadoğu-Avrupa Ekonomik Koridoru (IMEC) projesinin testi oldu.

Washington'ın bir çeşit Ortadoğu/Batı Asya satrancında Hindistan'ın elini güçlendirme -son noktada kendi elini güçlendirme- çabası olan IMEC projesinin bazılarınca yapılan ölü doğmuş bir öneri argümanının doğrulanmasına daha çok yaklaştıran İsrail-Filistin krizi bir yandan da Pekin'in Orta Doğu'daki ekonomik varlığına siyasi ve diplomatik boyutlar da ekleyebilmesi için koşulların olgunlaşmasına yaklaştırıyor.

Hindistan, kendi gelişimi ve gelecek vizyonu için çoğunlukla ABD ve ABD güdümündeki Batı ortaklığına güveniyor.

Ancak her zaman Washington'ın yörüngesine girme riskiyle baş etmek zorunda.

Washington için öncelikli ve önemli olan tek gerçek, kendi çıkarlarıdır.

Washington'ın Çin-Hindistan sınır kavgası hakkında yorum dahi yapmaktan kaçındığını anımsayın.

ABD yaptırımlarına uymak zorunda kalan Yeni Delhi için -Çin'den sonra İran petrolünün en büyük alıcısı olarak- İran'ın ham petrol arzını bırakmanın ne kadar zor bir geçiş olduğunu düşünün.

Avrasya savaşında taraf tutması ve Rusya'dan uzaklaşması için Hindistan üzerine kurulan baskıyı göz önüne getirin.

Bangladeş seçimlerine yoğun Amerikan müdahalesini ve Yeni Delhi'nin bu müdahaleden hoşnutsuzluğunu hayal edin. Daha pek çok örnek sıralanabilir.
 


Güç yalnızca ekonomik güç veya askeri cephanelikler gerektirmez; anlatılar da bir güç aracına dönüştürülebilir ve bu stratejik anlatılar, eylemlerin yorumlandığı, anlaşıldığı ve kamu desteğinin harekete geçirildiği bir mercek görevi görebilir.

Yeni Delhi, ABD-Çin rekabetini ustalıkla kendi avantajına kullandı; Rusya-Ukrayna savaşını ustalıkla yönetti; ancak bir dereceye kadar.

CAATSA yaptırımlarından muaf bir şekilde Rus S-400'lerine sahip olmak -üstelik kalan ikisini Ukrayna savaşını gerekçe gösteren Rusya'dan hâlâ teslim almayı umut ediyorken- muazzam bir başarı değil, ancak bu şekilde övüldü.

Kimse sizi ciddi anlamda engellemiyorken ucuz Rus petrolü satın almak da harikulade bir dış politika başarısı değildi, ancak bu şekilde övüldü.

Chabahar muafiyeti nedeniyle engellenmiyorken İran petrolünün akışını sağlamaya devam edebilmek de büyük bir dış politika başarısı değildi, ancak bu şekilde övüldü.

ABD'nin yaptırım muafiyetlerini sürdürmemesi üzerine İran'dan ham petrol alımını durdurmak ise hâlâ kafa karıştırıcı bir durum olarak kaldı.

Üstelik bu gibi durumlar, Hindistan'ın kararlılığı ve Çin'e rakip olma kapasitesiyle ilgili bölgede kuşku yaratıyor.

İran'da Hint firmaları, ülkedeki Amerikan yaptırımları nedeniyle büyük zorluklar yaşadı.

Dahası, Hindistan'dan daha zengin olan Çin, Hindistan'ın yetemediği birçok yerde kredi ve altyapı projelerine kolaylıkla para akışı sağlayabiliyor.

Hindistan'ın -küresel GSYİH içindeki payı 1991'de yüzde 1,1'den 2023'te yüzde 3,5'e üç kat artarak- dünyanın beşinci büyük ekonomisi hâline gelmesi övgüyü fazlasıyla hak ediyor.

Ancak Hindistan, -hükümetin metodolojik sorunlar gerekçesiyle reddettiği- 2023 Küresel Açlık Endeksi'nde 4 sıra geriledi ve bu, komşularına göre daha kötü olan Hindistan'ın 125 ülke arasında 111. sırada konumlandığı anlamına geliyor.

Bu ayrıca ülke içinde bazı kesimlerce eleştirilere de konu olan yarım milyar doların üzerinde harcamanın yapıldığı G-20 sırasında şehrin bazı bölümlerinin neden gizlendiğini de bir parça açıklıyor.

Bu arada, G-20'nin dönüşümlü başkanlığı da bir başarı değildi ama Hindistan halkına bu şekilde pazarlandı.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU