Beşiktaş'ın 2023-2024 transfer politikası ve Ionesco piyesleri

Prof. Dr. Uğur Batı Independent Türkçe için yazdı

Fotoğraf: Fotomaç

Ben Profesör Doktor Uğur Batı. Karar Bilimi Uzmanı ve After Parti En Genel Başkanıyım. 

Daha sorulurken cevaplanamayan köşeme hoş geldiniz.


Bugünkü konumuz Beşiktaş kulübü ve onun 2023-2024 transfer sezonundaki iletişim, yönetişim ve kriz çözme becerileri olacak.

Yani sadece bir futbol yazısından değil, aynı zamanda bir işletme yazısından söz edeceğiz. 

Eugène Ionesco (Rumence: Eugen Ionescu, d. 26 Kasım 1909-ö. 28 Mart 1994), uyumsuz tiyatronun önde gelen yazarlarından biridir.

Sıradan durumların ötesinde bireyin var oluşundaki anlamsızlığı kendine özgü bir dille anlatmaktadır.

Onu piyeslerinde hiçbir şey olması gerektiği gibi olmaz, asla olmayacağı şekilde olur. Mizahidir. Hiciv vardır. Seyirciye o eylemi yapanı "taşlatır". Adeta yanlışlıklar komedyası sunar.

Eugène Ionesco.jpg
Eugène Ionesco

Niye Eugène Ionesco ile girdim söze? Çünkü Beşiktaş'ın 2023-2024 transfer politikasından kısa notlar aldım. Neresinden baksan operasyon, içerik ve özellikle iletişim açısından yanlışlıklar komedyası!

Kulübün asbaşkanı canlı yayında "Tadic'i istiyoruz" derken, oyuncu rakiplerinin uçağında çıkıyor.

Halil Dervişoğlu bir hafta içinde derviş misali Beşiktaş, Galatasaray dolaşıyor, en sonunda imzaya beklenirken oyuncunun telefonu kapanıyor ve biz rakibin KAP bildirimini duyuyoruz.

Sonra her iki oyuncudan biri için "yaşlı ve çok pahalı", diğeri için "biz istedik ki, kendisi, durun kendisi değil, babası gelmek istedi" açıklaması yapıyor kulüp. 

Bakın üstüne basarak söylemek isterim. Futbolu "rasyonel" takip eden Beşiktaş taraftarı, kendisini Fenerbahçe ya da Galatasaray ile karşılaştırmıyor.

Gösterişli ve pahalı ve bol transfer derdinde filan da değil, eminim. Başarı için kağıt üstü oyuncu kalitesi olmaz olsa o PSG 5 yıldır Şampiyonlar Ligi şampiyonuydu.

Başarı futbol takımının oyun kalitesi ve takımdaşlığı ile olur. Ve bazı diğer önemli şeylerle. Sosyal paydaşların eleştiri burada başka bir şey: Zamanlama, planlama, ihtiyaçların karşılanması, iletişim stratejileri, yönetişim becerisi ve kurumsal yapılanma.

Paydaşların Beşiktaş yönetimini eleştirdiği nokta burası. Türkiye'de transfer ligi diye bir şey var. Ve hazirandan eylüle bu ligin reytingi "normal lig"den daha yüksek olabilir.

Burada eleştirilen ana nokta, spor basınının her transfer döneminde oynadığı toto, piyango, loto (!) mantalitesine kulübün yönetiminin, profesyonellerinin de katılması.

Eleştiri buradan geliyor. Bu aşağıda işlediğimiz isimler, futbolcular gizli saklı değil ki, hepsi Beşiktaş tarafından sözü edilmiş ya da istihbaratı külten alınmış isimler.

E madem böyle, bu sporcular hakkındaki spekülasyonlara doğru cevap vermek gerekmez mi?

Ya gizli saklı yaparsın, eğer açığa çıktıysa süreci yönetirsin ki kulüp bundan zarar görmesin.

Burada iletişim ekibin ne kadar önemli olduğunu belirtmek lazım ve onun stratejik bakışının.

Sahi, Beşiktaş'ın bir profesyonel iletişim ekibi var mı, transfer dönemi stratejisini iletişim stratejisi ile yöneten?

Hiç öyle görünmüyor doğrusu, hatta daha ötesi görünmüyorlar da!


Biz bunlardan söz edelim ama kulüpte durum hayli değişik duruyor. Kulüp artık mutfak alışverişini akşam pazarından yapmaya alışkın olsa gerek, son dakika, kurye, motosiklet ve ATV ile transfere gerek olmadığını da unutmuş olacak ki (artık belgeler internetten yükleniyor) sanırız geçen yıllardaki fantastik son dakika pazarlarını kovalıyor.

Lakin her kafadan bir ses, her menajerden bir ihtimal çıkan transferde Afrikalı oyuncu sayısı ve sakatlık ihtimali olan oyuncu sayısı oldukça dikkat çekici.

Transfer döneminin ortasında, futbol şubenin tüm yetkisini verdiğin, transfer çalışmalarını bizzat yürüten sportif direktörün istifa etti ama "dışarıdan" çalışıyormuş!

Kulüp yönetiminden ise resmi tek bir açıklama bile yok. Teknik direktör Şenol Güneş, "İyi çocuktu, paylaşamadığımız bir şey yoktu" minvalinde bir söz etti.

Ceyhun Kazancı ise Twitter sohbet odalarında filan "Kurban edildim" gibi bir şeyler lakırdadı, öyle kaldı.

E peki hani kurumsal yapı? Hani profesyonelleşme?

Öyle oy istenmişti ya kongreden! Amaç eski düzeni yıkmaktı ya!

Ne oldu peki?

Kulübün iletişimi skandal, yönetişimi içler acısı, kriz yönetiminin kendisi kriz yaratıcı! Maalesef.


Bu arada "abartısız" sanırız dünyanın en güzel statlarından birine, finansal bir dünya şehri İstanbul'da denize sıfır stadında henüz bir stat sponsoru bulunabilmiş değil.

Üzgünüm ama yönetimsel bir facia. Gazprom, Socar, Emirates denildi denildi, sanırız en son ihtimal yine Rahmi Koç'tan Beko sponsorluğu rica edilecek.

İlk üçüyle gerçekten görüşüldü mü, öyleyse neden olmadı, bunlar hep kapalı kutu.

Peki senin rakiplerinden Galatasaray sponsorlar içinden sponsor seçiyor, Fenerbahçe her sene markaları yeniliyor, Trabzonspor hayli kallavi bir sponsor buldu, Beşiktaş'ın bu kadar gecikmiş sponsorluğu kusura bakmasınlar ama Ağustos Böceği ve Karınca masalını anımsatıyor!

Bu kulüpte sponsor ve miktarının ana gerekçelerinden biri olan bir küme düşme hadisesi yaşanıyordu geçen sene Basketbolda!

Son hafta kurtuldu BJK Basketbol takımı! Aynı takım sadece 10 yıl önce Milangaz desteğiyle Türkiye Basketbol Ligi şampiyonu, Türkiye Kupası ve Avrupa'da da Eurochallange Kupası'nı müzesine götürmüş ve sezonu 3 kupa ile tamamlamıştı. Nereden nereye diyesi geliyor insanın!

Peki, eğer sponsor bulunamayacaksa bir önerim olsun bari. Stadın adını Atatürk Süleyman Seba Stadyumu koysunlar, ikisini de, ülkeye kazandırdığı değerleri de özledik çünkü! Plansızlık bir işe yarasın bari!

Bu kısmı bir kenara bırakıp, ligin başlamasına 7 saat kala hızır hâlâ yetişecek gibi davranan Beşiktaş'ın transfer vakalarına bakalım bu seneki.

Genel durum buyken, ben şimdi transferdeki olan şeyleri ve ihtimalleri biraz da "karikatürleştirerek" madde madde sıralamak istiyorum:

  • Beşiktaş'ın transferlerinde bu sene transferlerinde teknik ve taktik dışındaki ihtimalleri konuştuk. Redmond'un çocuklarının okulu, Pereyra'nın karısı, Berghuis'un sevgilisi, Weghorst'un ailesi, Halil'in babası, Tadic'in Tosic'i, Lazzini'nin kayınvalidesi, Messias'ın kendisi, Tete'nin menajeri, Malinovski'nin kondisyoneri ikna edilmeye çalışıldı. Yarısı şaka ama gerçekten böyle göründü!
     
  • Beşiktaş'ın Fransa'nın Nice şehrinde tatilde olan Malinovsky'i ikna etmeye çalıştığı öğrenildi.
     
  • Dele Alli kumarından çok memnun kalan Beşiktaş, vites yükseltip, Alex Oxlade-Chamberlain kozunu oynuyor!
     
  • Kendisi havalimanında dahi karşılanmadı ki transfer operasyonu zaten oldukça gizli yürütülüyor. Öyle ki geldiğinden beri 5 gündür İstanbul'da kendisinden haber alınamıyor. Bu transfer tarihinde bir ilk olsa gerek.
     
  • Lakin bir haftadır Sultanhamam turu atan Chamberlain'ın 5 gündür İstanbul'da taksi beklerken görüldüğüne ilişkin duyumlar var.
     
  • Alex Oxlade-Chamberlain ile ilgili son olarak ne diyelim? Pjanic tutmadı, Texeira tutmadı, Dele Alli de tutmadı... Yine aynı profilde bir topçu. Nasrettin Hoca ne demiş? Akla bu geliyor.
     
  • Pereyra ile anlaşıldı ama İtalya'da bekletiliyor!
     
  • Beşiktaş; Bakhtiyar Batyrzhanuly Zaynutdinov ile her gün en az bir kere anlaşıyor!
     
  • Bakhtiyar Batyrzhanuly Zaynutdinov, sol bek, sol stoper, sol iç, sol dış, santrafor, 6 ve 8 numara oynayabiliyor ki, bu tarihte bir ilk olabilir, Beşiktaş bu sayede sahada 3-5-2-1, 4-3-3-1, 4-4-2-1, 4-2-3-1-1-1 (Buradaki 1'ler hep Bakhtiyar) gibi asimetrik taktikleri oynayıp, oldukça kafa karıştırıcı bir takım olacak!
     
  • Lyanco indi bindi yaptı. Sakat diye gönderildi. Hemen iki gün sonra Southampton ile maça çıktı.
     
  • Pepe, fesih görüşmeleri için Arsenal'den randevu bekliyor. İnanırsak öyle!
     
  • Eric Baily imza parası yerine ne parası isteyeceğini düşünüyor!
     
  • Redmond pişman olup Beşiktaş'a gelmek için haber gönderirse diye bekleniyor!
     
  • Beşiktaş, Talisca'yı yedekte bekletiyor. Kimseyi alamazsa Talisca'yı alacak.
     
  • Oynadığı dönemlerde Adem Ljajić, Georges-Kévin Nkoudou gibi oyuncularla sakatlıkları nedeniyle futbolcu sorunsuz (!) dönemler yaşayan klüp, Eric Bailly, Ante Rebic, R.Ghezzal, Alex Oxlade-Chamberlain, Lyanco (son anda sağlam olduğu için vazgeçildi) gibi alternatiflerle Beşiktaş Meditaş revirini kurup, ek gelir elde edecek.
     
  • Bu gibi oyuncularla ayrı düz koşu yapan sakat futbolcuların muhabbet edecek bir grubu olacak ve canları sıkılmayıp performansları artacak.
     
  • Beşiktaş, Avrupa'da kupa kazanmanın zorluğunu gördü. Bu nedenle eldeki Vincent Aboubakar, Jean Onana, Arthur Masuaku, Jackson Muleka, Daniel Amartey, Omar Colley ve Rachid Ghezzal ile birlikte alınması planlanan Eric Bailly, N.Pepe, David Okereke ile birlikte Afrika'da kupa kazanmayı amaçlıyor! Tamam hiciv ama öyle görünüyor!
     
  • Beşiktaş'ın peşinde olduğu her oyuncunun peşinde mutlaka Torino var, eğer es kaza onlar yoksa Geneo var! Bu arada Junior Messias'ı Geneo ciddi ciddi aldı. Ama oyuncunun daha çok Torino'ya yazıldığını biliyoruz.
     
  • Bu ismi geçen oyuncuların sanki hepsinin eşleri çocukları ve aynı zamanda kayınvalideleri İstanbul'a gelmek istemiyor.
     
  • Ya vizyon? Ya büyüklük? Bu takımda daha 3-5 yıl önce Talisca, Mario Gomez, Jose Sosa, Adriano, Pepe, Vida oynuyordu. Çok istenen ve ismi Şenol Güneş tarafından da telaffuz edilen Vítor Tormena de Farias savaştaki Rusya'nın ekibi Krasnador ile anlaştı. Orta sahanın en güçlü adayı Steven Berghuis'in ise Belçika ekibi Antwerp ile anlaşılacağı söyleniyor. İnsanın "nasıl yani" diye sorası geliyor. 
     
  • Bu arada mevcut yabancı sınırı açısından hayati değere sahip 2 tane oyuncu var; Cenk ve Salih. Lakin bu ikisinin henüz bir sözleşmesi yok! 

Eugène Ionesco ile başladık, onunla bitirelim. Yazarak ve sorgulayarak bir tiyatro anlayışıyla kodları altüst eden İonesco tiyatro oyunlarıyla "dilin tragedya"sını yapıyor.

Bunu yaparken "mizahın olmadığı yerde insanlık yoktur, toplama kampı vardır" kafasıyla hareket ediyor.

Biz de bu yazıda Türk futbolundaki bir kulübün yönetim mitosunu, taraftarın bitmez yalnızlığını, "yönetmenin" uyumsuzluğunu ve olan her şeyin komiğe varan trajedisini anlatmaya çalıştık.

Diğer kulüplerden söz etsek sanmayın ki onlar harikalar, neler söylenir onlar hakkında neler?

Daha dün açıklandı. Dört kulübün, KAP bildirimlerine göre toplam borç miktarı 22,02 milyar liraya ulaştı.

Beşiktaş, Fenerbahçe, Galatasaray ve Trabzonspor'un tüm varlıkları, toplam borcun ancak 3'te 1'ini karşılıyor!

Fıkra bu kadardı!

Bitirelim o zaman.

Ben Profesör Doktor Uğur Batı. Karar Bilimi Uzmanı ve 3 boyutlu düşünce ahtapotuyum.

Ve hepinize şöyle sesleniyorum:

Biz size düşünmeyin demiyoruz, hobi olarak yine düşünün. Ve Büyük düşünün ki seneye de düşünürsünüz!

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU