Futbolun kanayan yarası haline gelen sporcuların rengi nedeniyle birçok problem yaşayan siyahi oyuncular, şimdi de inançlarıyla gündemde.
Paris Saint-Germain Teknik Direktörü Chritophe Galtier'in, Nice'i çalıştırdığı dönemde sportif direktör Julien Fournier'e gönderdiği iddia edilen bir mail üzerinden ülkede büyük tartışmalar yaşanıyor.
Konu Fransız basını tarafından gündeme getirildi.
Galtier'in, Fournier'e şunları söylediği öne sürülüyor:
Sadece siyahi oyunculardan ve yarısı cuma günleri camiye namaz kılmaya giden pisliklerden oluşan bir takım. Bu kadar çok siyahi ve Müslüman olamaz. Takım bana uymuyor ve bu şehrin insanlarının istediklerine de aykırı. Julien hangi şehirde olduğumuzu anlamalısın. Jacques Medecin'in (Eski Nice Belediye Başkanı) şehrindeyiz. Ekibimiz insanların istediği gibi değil, bana göre değil."
İddiaları reddetti, yasal işlem başlatacak
İddialar sonrası yazılı açıklama yapan Galtier, kendisine yöneltilen hakaret ve iftira niteliğindeki söylemler nedeniyle hayrete düştüğünü söyledi.
Galtier, iddiaların gerçeği yansıtmadığını, haberlerle alakalı yasal işlem başlatacağını duyurdu.
Fransa'da Müslüman oyuncular bu sezon Galtier ile ikinci kez gündeme geldi.
Her ramazanda Türkiye'de ve dünyada sıkça konuşulan futbolcuların sahada oruç açmaları, bu yıl Fransa'da yasaklandı.
Fransa Futbol Federasyonu'nun Federal Hakemler Komisyonu'na (CFA) gönderdiği e-postada Müslüman futbolcuların oruçlarını açması için maçlara ara verilmemesi istenirken, hükümlere aykırı davrananların ceza alabileceği uyarısı yapıldı.
Fransa'da son dönemde yaşananlar, "ırkçılık sonrası İslamofobi mi yükseliyor" sorusunu akıllara getirdi.
"Galtier'in sözlerine 'İslamofobi' denemez, tipik ırkçılık"
Sosyolog-yazar Ahmet Talimciler, futbolda ırkçılık ve İslamofobi korkusunu Independent Türkçe'ye değerlendirdi.
Galtier'in sözlerinin İslamofobi yönünden değerlendirilmemesi gerektiğini belirten Talimciler, "Bir tek Fransa'nın uygulamasıyla böyle bir kavram ortaya çıkıyor demek o kadar kolay değil. Avrupa'nın farklı ülkelerinde mesela İngiltere'de durum çok farklı. Chelsea, Müslümanlara yönelik etkinlikler düzenliyor. Burada durum bambaşka" dedi.
Futbolun küresel bir oyun olduğunu ve bu sayede uluslararası kişilerin kulüp sahibi olduklarını hatırlatan Talimciler, "Fransa'da PSG'nin sahibi Katarlı. Çoğu Premier Lig kulübünün sahibi Ortadoğu, Uzak Doğu, Amerika'dan. Böyle bir noktada Galtier'in kullanmış olduğu bu söz tamamen İslamofobidir demek bana çok mantıklı gelmiyor. Tipik bir ırkçı sözü" diye konuştu.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
"Bunun Fransa'dan çıkmasına 'tesadüf' denmez çünkü böyle bir damar var"
Fransa'da çok sayıda siyah ten rengi olan Müslüman birçok futbolcu olması nedeniyle bu durumun söz konusu ülkeden çıkmasının yadırganamayacağını düşünen Talimciler, şu ifadeleri kullandı:
Bunun Fransa'dan çıkmasına 'tesadüf' denmez çünkü böyle bir damar var. Le Pen'den gelen o damar zaman zaman daha ön plana çıkıyor. Hatta Avrupa'nın çeşitli ülkelerinde Neo-Nazi anlayışı savunan veya ırkçı boyuta varan politikalar karşılık buluyor. Bunun arka tarafında dünyada yaşanan göç politikası, işsizlik ve var olan pozisyona yönelik tepkiler var. Tıpkı Türkiye'de Ümit Özdağ'ın partisinde olduğu gibi. Bu sözleri Fransa'da söylemek çok abes. Çünkü siyahi futbolcuların Avrupa'da en fazla yer tuttuğu ülkelerin başında geliyor. Yıllarca sömürülen Cezayir'den Fransa'da milli takıma yükselen, kaptanı olan Zidane var. Böyle bir yerde o sözü ediyorsanız bu ırkçılıktan farklı şekilde değerlendirilecek bir durum değil.
"İçinde bulunduğumuz dönemde 'ırkçılık' şekil değiştiriyor"
"İçinde bulunduğumuz dönemde 'ırkçılık' şekil değiştiriyor" diyen Talimciler, mevcut politikaların da bu durumu tetiklediğini dile getirerek, "'Ten ırkçılığı'nın ötesine geçmeye başladı, artık 'öteki' var. Burada İslamiyet de devreye giriyor. Kendi gibi olmayanlara yönelik bir ırkçılık. 'Hayatının dışında olması' düşüncesi ön plana çıkıyor. Yaşam koşullarından kaynaklanan, onlarla yaşamasıyla beraber hayatında birtakım olumsuzluklar olduğunu düşünen ve bunlardan beslenen siyasi partiler ve politikalardan da besleniyor. Hatırlayın birkaç ay önce Kur'an yakma olayı yaşandı. İnsanları böylesi uygulamalarla etkilemeye çalışıyorlar. Bu tesadüf değil ancak dünyada herkes de aynı pozisyonda değil. Düşünce özgürlüğü aynı şekilde algılanmıyor" yorumunu yaptı.
"Bizi bir araya getiren ırkımız, inancımız değil insani boyutumuzdur"
Talimciler, futbolda ırkçı söylemlerin çok daha sert şekilde eleştirildiğinin bilindiğini belirterek, "'Irkçılığa yer yok' diyerek FIFA, futbol federasyonları mücadeleye devam ediyor fakat sadece bundan ibaret değil. Artık sosyal medya dediğimiz gerçek var ve beraber yürüyor. Burada sivil toplum devreye girerek daha ön plana geçmeli. Bizi bir araya getiren ırklarımız ya da inançlarımız değil 'insani boyutumuz' gerçeğini ön plana geçirmeli" şeklinde görüş belirtti.
"Irkçılık denilen virüs artık hayatımızdan defedilmeli"
İngiltere ve İskoçya gibi ülkelerde farklı kökten insanların başbakan olmalarının çok önemli gelişmeler olduğuna vurgu yapan Talimciler, ırkçılıkla mücadelenin bir bütün olduğuna vurgulayarak şunları kaydetti:
Baktığınızda inancın ötesine geçip başka türlü değerlendirilmeye başlandı. Bunlar çok önemli adımlar ama yeterli mi? Hayır! Toplumsal hayatın tamamına yayılması gerekir. Irkçılık denilen virüsün, hastalığın artık hayatımızdan defedilmesi gerekir. Irkçılık insanların o en aşağılık duygularına hitap ediyor. O duyguların içinde bulunan ortamlarda çok çabuk karşılık bulabiliyor. Galtier'in karşı çıkanlar olduğu gibi 'içimizin yağlarını eritti' diyen de çıkacaktır. Böyle bir dünyadayız. Irkçılıkla, bunlarla bezeli fobilerle, sadece İslamofobi değil pek çok alanda mücadele devam edecek. Bunları yasal düzenlemelerle, cezalarla ortadan kaldıramazsınız. Bir yere kadar engeller. Farklılıkların insanları ayrıştırdığını değil birleştirdiği meselesini ön plana getirmeliyiz.
© The Independentturkish