İnsanların toplu yaşam sürdüğü her yer güzel paylaşımlar kadar gerilimlere de gebedir.
Kimi zaman çıkarlar, kimi zaman kişilikler çatışır.
Bu anlaşmazlıklar çoğu zaman kabul edilebilir düzeylerde kalırken, kimi zaman ciddi olaylara neden olabilir.
Örneğin İtalya'nın başkenti Roma'da önceki gün bir kafede yapılan apartman yönetimi toplantısı sırasında çıkan tartışmada 3 kişi öldürüldü.
Öldürülenlerden biri Başbakan Giorgia Meloni'nin arkadaşı çıktı.
Türkiye’de de binalarda, sitelerde anlaşmazlıklardan dolayı zaman zaman polemikler ya da daha şiddetli tartışmalar yaşanabiliyor.
İlk faturalar gelmeye başladı
Bugünlerde havaların soğumasıyla birlikte kombiler de yanmaya başladı.
İlk faturalar gelmeye başlasa dahi şu an çok can yakıcı boyutta değil.
Asıl yüklü faturaların bu aydan itibaren başlayarak mayısa kadar devam etmesi bekleniyor.
Doğalgaz fiyatlarındaki artış nedeniyle gelecek faturaların özellikle orta ve dar gelirli insanları zorlaması kaçınılmaz.
Ancak merkezi sistemin olduğu yani herkesin ortak kazandan elde edilen ısı ile ısındığı ve faturayı ortak ödediği binalar bu kışa daha huzursuz girmeye başladı.
Artan giderler bina sakinleri arasında sorun oluyor
İddialara göre artan faturalardan dolayı kimi binalarda kimi zaman yüz yüze, kimi zaman Whatsapp gruplarında polemikler yaşanıyor.
Bazı bina sakinleri, yüksek fatura geleceği endişesiyle veya sıcakladığını öne sürerek havanın göreceli iyi olduğu günlerde doğalgazın yakılmasını istemezken, özellikle çocuğu, hastası veya yaşlısı olan evler ise düzenli yakılmasını istiyor.
Yine artan aidatların toparlanmasında ve binanın ihtiyaçlarına dair önceliklerin belirlenmesinde de sorunların arttığı öne sürülüyor.
Mevzuatlarda ne zaman ve kaç derecede yakılacağı belli ama...
Apartman Site Yöneticileri ve Sakinleri (ASİYED) Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Av. Mustafa Kaptan öncelikle merkezi ısıtmaya dair mevzuatların düzenlendiğini hatırlatarak, "Adil bir paylaşım için ısıtmanın yakılacağı tarihler 15 Kasım - 15 Nisan tarihleri olarak belirlenmiş, ısının 15 derecenin altına düşmesi halinde ısıtmanın kapatılmaması kararlaştırılmıştır" dedi.
Yani Kaptan'ın dediği gibi aslında merkezi ısıtmanın mevzuatları belli hatta bunların çoğu binaların karar defterlerine geçmiş durumda.
Ne var ki Türkiye'de pek çok konu gibi iş uygulamaya gelince bunlar da kağıt üstünde kalabiliyor.
15 derecede yanması kuralı çoğu binada havada kalıyor
15 Kasım'la birlikte havanın 15 dereceye düşmesi halinde doğalgaz kazanının otomatik yanması kuralı birçok binada uygulanamıyor.
"Üşüyoruz" diyenler neredeyse 17-18 derecelerde bile yanmasını isteyebiliyor.
Bunda merkezi sistem olan binaların genellikle daha eski ve daha zor ısınan binalar olması da etkili bir neden.
"Sıcaklıyorum" diyen veya gelecek olan faturadan çekinenler ise mevzuatlarda belirlenen 15 derecenin dahi altında düşürülmesini ve havanın 13-14 dereceleri görmesi halinde kazanın otomatik yanmaya başlamasını talep edebiliyor.
Şayet kazan dairesinin anahtarı birden fazla kişinin elinde ise bu talepler kim önce giderse şeklinde bir çekişmeye dahi dönüşebiliyor ve iki üç gün arayla dereceler değiştirilebiliyor.
"Çocuğu olanlar yakılmasını daha çok istiyor"
Kaptan da sorumuz üzerine artan maliyetlerden dolayı son dönemlerde merkezi ısıtma olan yerlerde doğalgazın yakılmasıyla alakalı bina sakinleri arasında fikir ayrılıklarının arttığını doğrulayarak, "Özellikle soğuğun daha şiddetli görüldüğü yerlerde "Benim çocuğum var, doğalgaz yansın" diyenler olurken, bir kısmı ise kısıtlı yakılması taraftarı olabiliyor" diye konuştu.
Kaptan, bu tür sorunların özellikle soğukların daha da artacağı aralık sonu, ocak, şubat ve mart aylarında daha sıklıkla yaşanmasının muhtemel olduğunu da söyledi.
Kaptan, son olarak merkezi ısıtmalı binalarda ısıtma konusunda yaşanan bir diğer sorunun da bazı dairelerin peteklerini kapatması olduğunu belirterek, bu durumun alt veya üst dairelerin daha az ısınmasına ve daha çok yakmasına neden olduğundan sıklıkla karşılaşılan şikayetlerden biri olduğunu belirtti.
"Her zaman sorunlar olurdu son bir senedir daha da arttı"
Bu iddiaları öncelikle halk arasında "kapıcı" olarak bilinen konut işçilerinin üye oldukları Konut İş Sendikası Başkanı Alican Kayhan'a da sorduk.
Çünkü kapıcılar daha çok merkezi sistem bulunan binalarda bulunuyor ve kış aylarında kazanın yakılmasından sorumlu oluyorlar.
Kayhan iddiaları doğruladı ve şunları söyledi:
Her zaman bu konuda sorunlar olurdu. Birileri 'üşüyorum' derken birileri 'çok sıcak' diyerek ona göre yakılmasını isterdi. Ancak son bir yıldır bu tür tartışmalar daha da arttı. Bazı kişiler faturaların yüksek gelmesi nedeniyle ve evde çok olmadığından mümkün olduğunca az yakılmasını istiyor. Buna karşın özellikle çocuklu aileler veya daha az üşüyenler, normal seviyelerinde veya daha yüksek derecelerde yakılmasını istiyor. Bu konuda en çok arada kalan bina yöneticileri ve kapıcılar oluyor. Biri arayıp farklı bir şey, diğeri farklı bir şey söylüyor. Kimi zaman karşılıklı bu talepler bina sakinleri arasında tartışmaya da dönüşüyor.
Artan maliyetler, kapıcıların başına patladı
Kayhan'ın verdiği bilgiye göre artan maliyetlerle binaların tadının kaçmasının faturası da en çok kapıcılara çıkıyor. Asgari ücret tutarlarının artması ve önümüzdeki aydan itibaren daha da artacak olmasından dolayı pek çok bina sabit bir kapıcı bulundurmak yerine binalarının temizliğini dışarıdan tuttukları birine yaptırmak için kapıcılarını işten çıkarıyor veya çıkarma hazırlığında.
Sadece bir ay içinde 30'un üzerine meslektaşlarının bu yönde şikayetlerle kendilerine geldiğini aktaran Alican Kayhan, "Asgari ücretin artacağını düşünerek 'o kadar parayı ödeyemeyiz' diyerek kapıcılarını çıkarıyorlar. Oysa asgari ücretin daha ne olacağı bile belli değil. Normalde kapıcının ısınma giderini de site yönetimleri karşılıyor. Ona da itiraz edip, kendi ödesin diyenler oluyor" diyerek sözlerini tamamladı.
© The Independentturkish