Konut patlaması açıkça sona erdi, peki şimdi ne olacak?

Satışlar düştü ve hem alıcılar hem de satıcılar bundan sonra ne olacağını merak ediyor

Son birkaç haftadır yaşanan çalkantılar, sadece ipotekli konut kredisi faizlerinin yükselmesine değil, aynı zamanda birçok teklifin de geri çekilmesine neden oldu (Reuters)

Ekimde Britanya'da konut fiyatları geçen yılın temmuzundan bu yana ilk kez düştü ve Nationwide'ın endeksine göre yıllık bazda sadece yüzde 7,2 arttı. Konut fiyatları gerçekte ne olup bittiğinin gecikmeli göstergesi olduğundan bu haber piyasada soğuk duş etkisi yarattı.

Son birkaç haftadır yaşanan çalkantılar yalnızca ipotekli konut (mortgage) kredisi faizlerinin yükselmesine değil, aynı zamanda birçok teklifin de geri çekilmesine neden oldu. Satışlar düştü ve hem alıcılar hem de satıcılar bundan sonra ne olacağını merak ediyor. Patlama açıkça sona erdi ama şimdi bir çöküş mü, durağanlaşma mı ya da ne olacak?

Geçen hafta bize bazı ipuçları veren bir başka haber daha vardı. O da 17 Kasım'da açıklanacak bütçenin sertliğine ilişkin birkaç anlatıydı. Bu gazetenin yorumu, Ulusal Sağlık Servisi'ne (NHS) öncelik verileceği ancak milyonlarca hane halkı için vergi artışları ve diğer alanlardaki harcamalarda kesinti olacağı yönündeydi.

Bağlantı ne? Bu haberi kamuoyuna duyurmaya çalışmanın iki nedeni vardı. Birincisi standart haber yönetimiydi. Halkın bütçesini sarsacak bir şey yapacaksanız, kötü haberi olaydan çok önce sızdırırsınız, böylece olay gerçekleştiğinde biraz geri adım atıp toplumun oluşturulan beklentilerinden daha az ağır olan bir şey sunabilirsiniz.

Sonuç: Ekonomik güven aksi takdirde olabileceği kadar sarsılmaz. Bunun dolaylı etkilerinden biri, marjda, konut piyasasını desteklemek olur.

Diğeriyse faiz oranları üzerinde daha doğrudan bir etkiye sahip. Truss/Kwarteng bütçe planlarının tersine çevrilmesi şimdiden uzun vadeli faiz oranlarının düşmesine yardımcı oldu. Geçen ay 10 yıllık Gilts (Birleşik Krallık devlet tahvili -ed.n.) getirisi yüzde 4,5'in üzerine çıkmıştı. Şimdiyse ise yüzde 3,5 civarında işlem görüyordu.

İngiltere Bankası, Başkan Andrew Bailey'nin geçen ay enflasyonu kontrol altına almak için "daha güçlü bir müdahale" gerekebileceği yönündeki uyarısının ardından bu perşembe günü kısa vadeli faiz oranlarını yüzde 0,75 puan artırdı. Bu, Avrupa Merkez Bankası'nın geçen hafta faiz oranlarını yüzde 0,75 oranında arttırması ve ABD Merkez Bankası'nın da benzer oranda bir artışa gitmesiyle beraber, dünya çapındaki eğilimin bir parçası.


Buraya kadar her şey, en azından müstakbel bir ev alıcısıysanız kötü. Ancak bankanın para politikası kurulu toplantısı öncesinde zorlu bir bütçeye ilişkin bu haberin sızdırılması, aşırı gevşek maliye politikasını daha sert para politikalarıyla telafi etmek zorunda kalmaması için rahatlık sağlayacaktır. Gerçekten de 17 Kasım'da açıklanacak bütçe ekonomide talebi düşürürse, bu durum fiyatlar üzerindeki baskıyı azaltmaya yardımcı olacak ve bu da Para Politikası Kurulu'nun (Monetary Policy Committee/MPC) faiz oranlarında daha küçük artışlar yapabileceği anlamına gelecek.

Bu MPC'yi yüzde 0,75'lik artıştan caydırmadı ama gelecek yıl faiz oranlarında zirve beklentilerinin önünü kesiyor. Piyasa artık zirvenin yüzde 5 ya da birkaç hafta önce beklendiği gibi daha yüksek oranlarda değil, yüzde 4 olacağını hesaplıyor. Ayrıca, yüksek ipotekli konut kredisi maliyetlerinin konut fiyatları üzerinde bir miktar etki yaratarak gelecek yıl yüzde 5 ila yüzde 10 düşüş yaşanmasını bekliyor.

Bu rakamlar iyi bir karşılaştırma ölçütü gibi görünüyor. Elbette bunlar ortalama düşüşler olacak ve bazı bölgelerde ve emlak türlerinde daha da düşebilir. Ancak bunu bir perspektife oturtmak gerekirse, böyle bir düşüş birkaç yıl süren çift haneli ya da çift haneye yakın artışların ardından gelecektir.

Dolayısıyla, bir yıl veya daha uzun bir süre önce satın alan herkes, fiyatlarda yüzde 10'a kadar düşüş olsa bile hâlâ kârda olmalı. 2008-09'daki son konut fiyatı çöküşü sırasında fiyatlar 16 ayda yüzde 20 düşmüştü. Dolayısıyla, eğer EY ITEM Club (Birleşik Krallık'ta ekonomik tahmin yapan bir kuruluş -ed.n.) haklıysa, o zamanki kadar ciddi bir durumla karşı karşıya değiliz.

İşin içinde başka bir faktör daha var. Tüm satın alımların yüzde 30 ila yüzde 40'ı nakitle yapılıyor ve pandeminin bir etkisi de birçok kişinin normalde harcayacağı fakat harcamadığı büyük nakit bakiyeleri oluşturmasıydı.

Bu sözümona fazla tasarruflar eşit şekilde dağılmıyor ve bir kısmının da kış boyunca ekstra yakıt masrafları için harcanması gerekecek. Ama genel olarak hâlâ çok fazla nakit var. Ulusal İstatistik Ofisi (ONS) geçen yılın sonunda bu zorunlu tasarrufun miktarının 140 milyar sterlin (yaklaşık 2 trilyon 958 milyon TL) olduğunu tahmin ediyor. Bu nakit deposu 2008-09 mali şokundan sonra mevcut değildi.

Tüm bunlar 2008-09'a kıyasla daha küçük bir düşüşe işaret ediyor. Belki de daha kısa süreli olan? Evet, belki de. Faiz oranlarının gelecek yılın ortalarında düşmeye başlaması durumunda canlanmanın önü açılabilir. Öte yandan nakitle alacakların, hayallerindeki eve teklif vermesi için alışılmadık derecede iyi bir zaman olacak.



https://www.independent.co.uk/independentpremium

Independent Türkçe için çeviren: İpek Uyar

Bu makale kaynağından aslına sadık kalınarak çevrilmiştir. İfade edilen görüşler Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU