Cüneyt Darı, Anjeliq Otelleri'nin işletmecisi. Aynı zamanda bir mimar ve Mısırlıoğlu Mimarlık adında bir ofisi var.
Darı, son dönemde tüm ilgisini Alanya'daki Anjeliq House Boutique Hotel içerisinde hizmet veren Soul of Kitchen adlı restoranına yöneltmiş durumda.
Yemeklerin sosundan sunumuna her detayıyla bizzat ilgilenen başarılı işletmeci, "Önceliğimiz gastronomi, konaklama daha sonra geliyor" diyor.
- Anjeliq Otelleri'nin işletmeciliğini yapıyorsunuz. Otellerinizin içindeki restoranlar da dikkat çekiyor. Öncelikle Soul of Kitchen'ın kurulma sürecinden bahseder misiniz?
Anjeliq Hotels çatısı altında Anjeliq Club, Anjeliq Downtown ve Anjeliq House adlı otellerimiz mevcut.
Soul of Kitchen da Anjeliq House Boutique Hotel içerisinde bulunuyor. Bizim açımızdan çok değerli bir restoran.
Benim için ruh ve enerji çok önemli. Tüm ekip olarak mutfaktan enerji alıyoruz ve bu enerjiyi misafirimize yansıtıyoruz.
Birinci önceliğimiz gastronomi, konaklama daha sonra geliyor. Çünkü gastronomi, benim ve ekibim için çok değerli.
Mutfağımız ve muhteşem Akdeniz sahilinin her gün değişen manzarası eşliğinde yeni deneyimler sunuyoruz.
Dünya mutfağı, Uzak Doğu mutfağı, Türk mutfağı, Ege mutfağı ve Akdeniz mutfağı yemeklerini en iyi şekilde yorumluyoruz.
Aktif bir mutfağımız var. Haftalık değişikliklerimiz oluyor, farklı menülerimiz oluyor.
Soul of Kitchen için ciddi derecede emek harcıyorum ve büyütmek için elimden gelen çabayı gösteriyorum.
- Suşi menüsüyle diğer farklı mutfakların yemeklerini bir arada sunmak hiç kolay değil, yanılıyor muyum?
Soul of Kitchen açıldığından beri Japon mutfağı alanında aktif bir şekilde hizmet veriyoruz.
Kolay değil tabii ki ama her seferinde üzerine bir şeyler katarak devam ediyoruz.
Suşiyi çok güzel yorumladığımızı düşünüyorum. Teppanyaki mutfağımız ile sashimi mutfağımız var.
Balıkları dry aged dolaplarında kurutup asitlendiriyor, kendi soslarımızla lezzetlendirerek misafirlerimize servis ediyoruz.
Ürünleri direkt keserek sunmuyoruz. Suşi menüsündeki ithal ürünleri kendi ürünlerimizle birleştiriyoruz.
Şu anda 38 adet suşi çeşidimiz, 16 sashimi ve 6 çeşit teppanyakimiz var. Tüm soslarımızı kendimiz yapıyoruz.
"Gezdiğim ülkelerde beğendiğim lezzetleri menümüze ekledik"
- Yemek menünüzü nasıl oluşturuyorsunuz?
Dünyanın birçok ülkesine gittim. Gezmiş olduğum ülkelerde beğendiğim, farklı bulduğum lezzetleri, ekibimle beraber kendimizden de yorumlar katarak menümüze ekledik.
Kısaca gezip gördüğüm ülkelerden çıkardığım kompozisyon diyebiliriz menümüze.
Sosundan sunumuna yemeklerin tüm aşamalarıyla yakından ilgileniyorum.
- En çok ilgi gören yemekleriniz hangileri?
En başta suşi ve sashimi var. Ardından balık ürünleri ve Spagetti Lobster geliyor.
Tomahawk, kaburga, kafes, New York Steak, paella ve risotto da en çok tercih edilen lezzetlerimiz.
"Soul of Kitchen evimizin mutfağı"
- Soul of Kitchen, buradaki butik otelinizi tamamlamış gibi...
Anjeliq House bizim evimiz, Soul of Kitchen da evimizin mutfağı.
Küçük bir otel burası, 20 odalı. Ama misafirlerimize kendilerini özel hissettirecek en küçük ayrıntıları dahi düşünmeye çalışıyoruz.
Zaten odalarımızı da kendinizi evinizde hissedebileceğiniz bir konseptte tasarladık.
İçeride görebileceğiniz tasarım eşyalar, mobilyalar ve aksesuarlar benim dünyayı gezerken aldığım parçalar ve her biri çok değerli.
Tüm bu aksesuarların bir hikâyesi ve anısı var. 100 yaşın üstünde Alman marka bir saat, 100 yaşın üstünde kütüphane dolabı, 210 parça camdan oluşan bir barımız var mesela...
- Müşteri memnuniyeti sizin için çok önemli, öyle değil mi?
Hem otelimizde hem de restoranımızda tamamen misafir memnuniyetine yönelik hizmet vermekteyiz ve bu bizim için çok önemli.
İşletmemizi Akdeniz kıyısında yüzen bir gemi olarak görüyoruz. Burada denizin dalga sesleriyle huzurlu bir uykuya dalabilirsiniz.
Genç bir ekiple çalışıyoruz. Tabii ki hatalarımız olmuyor değil ama misafirlerimizi en güzel şekilde ağırlamak bize keyif veriyor.
İleri görüşlüyüz, her zaman farklı işler yapmak istiyoruz. Ben dünyayı geziyorum, araştırıyorum...
"Anjeliq" melek, mutluluk; "soul" ise ruh demek. Misafirlerimize de bu şekilde hizmet etmek istiyoruz. Yani ruhunu mutlu etmeyi, ruhunu doyurmayı amaçlıyoruz.
"Hem Alanya'ya hem de ülkemize değer katıyoruz"
- Asıl mesleğiniz ne?
Mimarım. Dominik'te, New York ve Miami'de iş yapıyorum. Her ayın 15 günü yurt dışında oluyorum.
Hem kendi mesleğim için hem de gastronomiyle ilgili araştırmalar yapıyorum. Bu araştırmaların AR-GE'sini ekipteki arkadaşlarımla paylaşıp uyguluyorum.
Hem Alanya'mıza hem ülkemize turizm konusunda farklı işlerimizle değer kattığımızı düşünüyorum. Daha da iyi olacağını görebiliyorum.
İleride Miami'de, New York'ta da bir yer açmayı düşünüyorum. Bodrum ve Çeşme için de bazı hazırlıklarımız var bu arada...
- Yabancı misafirleriniz oldukça fazla. Onlar daha çok hangi yemeklere ilgi gösteriyorlar?
Yabancı ve yerli misafirlerimizin oranı yüzde 50-50 aslında. Yabancıların bizi tercih etmelerinin sebebi ise dünya mutfağı sunmamız.
En çok sipariş verdikleri yemekler de genellikle steak, tomahawk, suşi, sashimi, levrek sashimi, yılan balığı tartar, karides tartar ve kalamar tartar.
"Her gün farklı yemek, farklı eğlence"
- Çeşme-Alaçatı ve Bodrum en çok tercih edilen tatil beldeleri. Son yıllarda Alanya da adından sıkça söz ettiriyor. Sizce burayı öne çıkaran özellikleri neler?
Tabii ki Alaçatı, Bodrum olanaklarından dolayı çok güçlü. Biz de Alanya olarak yaz sezonuna nisanda başlayıp aralıkta bitiriyoruz.
Çok uzun sürüyor yani. Güzel bir havamız var. Özellikle de eylülden kasıma kadar.
Kendi markamızdan bahsedecek olursam; bizim restoranımızın en önemli özelliği ürünlerimizin hepsinin organik bahçeden olması.
Ayrıca, dünya mutfağından lezzetler sunmamız, eğlence ile yemeği bir arada tutmamız.
Biz bunu "eat-drink-enjoy-stay" (ye-iç-keyfini çıkar-kal) diye adlandırdık.
Haftanın her günü farklı eğlencelerimiz oluyor. Misafirlerimiz her gün farklı bir yemek ve eğlenceyle karşılaşıyor.
Günü tekrarlamıyoruz. Bu hem misafir hem de çalışanlar için etkili oluyor.
- Restoranınıza rezervasyonsuz girilebiliyor mu?
Biz otele de restorana da rezervasyonsuz misafir almıyoruz.
A la carte olduğumuz için özel sunumlar yapıyoruz. Bu sunumlar için de tabii ki önden hazırlık yapmak gerekiyor.
"Anjeliq Event" dediğimiz düğün, doğum günü gibi özel gün kutlamalarımız oluyor.
Bu organizasyonlarda özel süslemeler ve özel isteklerin hazırlıklarını önceden yapmak gerekiyor.
Huzur bozucu olaylar yaşanmaması için de sadece rezervasyonlu misafir kabul ediyoruz.
"Sevimli Ayıcıklar Projesi 23 Nisan'da doğdu"
- Alanya'da bir süredir tropikal meyve yetiştiriliyor, hatta festivaliniz de var. Siz ilgili misiniz tropikal tarım ürünleriyle?
Ülke olarak tropikal meyve konusunda çok zengin olduğumuzu düşünüyorum. Özellikle Alanya'da.
İlgiliyim evet, hatta benim de mango ve avokado bahçem var.
Dominik'te iş yaptığımı söylemiştim biraz önce, oradan papaya, blueberry, passiflora fidanları getirdim ve ciddi derecede verim alıyorum.
Alanya'mız gerçekten çok zengin. Kısa süre önce bir etkinlik yaptık, tüm ürünlerimizi mango ile birleştirdik.
Ve hepsi de çok beğenildi. Mangoyu suşi ile birleştirdik örneğin ve değerli misafirlerimize sunduk.
Bunların hem turizm hem de gastronomi konusunda etkili olduğunu düşünüyorum.
- Otelinizin bahçesini peluş ayıcıklarla donattınız. Bu 'Sevimli Ayıcıklar' uygulaması da büyük ilgi gördü, sosyal medyada paylaşımlar yapılıyor sürekli. Nasıl ortaya çıktı bu fikir?
Bundan tam 10 yıl önce Club Anjeliq Hotel hizmete girdiği zaman küçük maskot ayı tasarımlarımız vardı. Misafirlerimize odalarında hediye ediyorduk.
Bu yıl 23 Nisan'da Anjeliq House'da hem çocuklar için hem de 10'uncu yılımızı kutlamak için böyle bir konsept yaratmaya karar verdim. Büyük ilgi gördü.
Büyüklü küçüklü ayılarımız hem güneşten hem de sudan etkilenmeyecek şekilde tasarlandı.
Özel günlere göre ayılarımızın konseptini değiştiriyoruz, ortaya muhteşem şeyler çıkıyor. Misafirlerimiz mutlu olduğunda biz de mutlu oluyoruz.
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
© The Independentturkish