Antik Hindistan'da din

Umut Ataseven Independent Türkçe için yazdı

Antik Hindistan'daki baskın din Hinduizm'di. Hindu dininin kökleri Vedik döneme (Aryanların M.Ö 1500'lerde Hindistan'ı istilaya girişmesi ile başlayan çağ) kadar izlenebilir.

Hinduizm'in büyük dinlerin en eskisi olduğuna ve Kuzey Hindistan'da ortaya çıktığına inanılıyor.

Erken Aryan veya Vedik kültür, Aryan olmayan kültürlerle etkileşimi Klasik Hinduizm dediğimiz şeyle sonuçlanan erken Hinduizm'di.

Antik, klasik ve modern Hint kültürünün çoğunun Hindu düşüncesiyle büyük ölçüde şekillendiğini belirtmek de oldukça ilginçtir.

Her ikisi de kutsal Hindu metinleri olan Mahabharata ve Ramayana, sonraki binyıllarda çok sayıda edebi, sanatsal ve müzikal yaratım için Hindistan'ın ana motivasyon üssü olarak görüldüler.
 

 

Destan Dönemi, farklı görüş ve öğretilerin hoşgörüsü nedeniyle Hint felsefi düşüncesinde altın bir dönemdi.

Hint tıbbının en popüler şekli olan Ayurveda, Vedik azizler tarafından geliştirildi ve Hindu astrolojisi olan Jyotish, bugün Hindistan'daki en popüler astroloji şeklidir.

Dünyaca ünlü bir meditasyon sistemi olan Yoga, Hindu düşüncesinin altı sisteminden biridir. 


Hinduizm'in yanı sıra, Antik Hindistan'daki diğer ana dinler Budizm ve Jainizm idi.

Budizm, bugün Bihar eyaleti olan kuzey Hindistan'da ortaya çıktı. Buda'nın yaşamı boyunca hızla taraftarlar kazandı.

9'uncu yüzyıla kadar, Hintli takipçilerin sayıları yüz milyonlara ulaştı. Antik Hindistan'da birçok heterodoks dini mezhep de gelişti.

Böyle bir mezhep, Mahavira'nın rakibi Goshala Maskariputra tarafından kurulan Ajivika'ydı.

Ajivikas karmaya inanmadı ve kaderin önceden belirlendiğini ve değiştirilemeyeceğini düşündü.

M.Ö. 6'ncı yüzyılda Buda ve Mahavira'nın diğer dini çağdaşları da vardı.

Aynı dönemin bir başka vaizi Pakuda Katyayana'ydı ve aynı zamanda ruhun iyiden ve kötülükten üstün olduğunu, dolayısıyla değişmediğini veya dokunulmadığını öğretti.

Her şeyi yedi kategoriye ayırdı, yani. Sonsuz olan toprak, su, ateş, hava, zevk, acı ve ruh.

Buda'nın bir başka çağdaşı olan Ajita Kesakambalin tam materyalizmi öğretti. Öbür dünyaya inanmadı ve ölümü tüm ruhların son aşaması olarak gördü.
 

 

Ashwamedha Yagna

Ashvamedha, at fedakarlığı, Yajur-Veda'da ayrıntılı olarak anlatılan Vedik dinin en önemli kraliyet ritüellerinden biriydi.

Ashvamedha ancak bir kral tarafından yönetilebilirdi. Amacı, iktidarın ve zaferin kazanılması, komşu iller üzerindeki egemenlik ve krallığın genel refahıydı.

Ramayana'da anlatılan tören, kralın oğullarla kutsanmak için ritüeli gerçekleştirmek istediği için Vedik metinden ayrılmaktı.

Kurban edilecek atın 24 yaşından büyük ama 100 yaşından küçük bir aygır olması gerekiyordu.

Ata su serpildi ve başrahip kulağına mantra fısıldadı. Atı alıkoyan herkes ritüel olarak lanetlendi ve günahkarların cezasını simgeleyen bir köpek öldürüldü.

At, diğer üç atla birlikte yaldızlı bir arabaya boyunduruklandı ve RV 1.6.1, 2 okundu.

At daha sonra suya sürüldü ve yıkandı. Bundan sonra, baş kraliçe ve diğer iki kraliyet eşi onu ghee (berraklaştırılmış tereyağı) ile meshetti.

Ayrıca atın başını, boynunu ve kuyruğunu altın süslemelerle süslediler

Bundan sonra, at, boynuzsuz bir keçi ve vahşi bir öküz, ateşin yakınındaki kurban kazıklarına bağlandı ve on yedi hayvan daha ata bağlandı.

Bir yorumcuya göre, hem uysal hem de vahşi çok sayıda hayvan diğer kazıklara bağlandı, toplamda 609 hayvan.

Baş kraliçe ritüel olarak kralın diğer eşlerine acıma çağrısında bulundu. Kraliçeler ölü atın etrafında mantralar okuyarak yürüdüler.

Baş kraliçe daha sonra ölü atla çiftleşmeyi taklit etmek zorunda kalırken, diğer kraliçeler ritüel olarak müstehcenlik dile getirdiler.
 

 

Ertesi sabah rahipler kraliçeyi geceyi atla geçirdiği yerden kaldırdı.

Yüz altın, gümüş ve bakır iğneli üç kraliçe, atın vücudundaki disseke edileceği çizgilere işaret etti.

At parçalandı ve eti kavruldu. Birçok tanrıya çeşitli parçalar sunuldu.

Şimdi, destandaki anlatıma geri dönelim:

Bize sunulan metne göre, Kraliçe'nin bütün geceyi atla geçirmediği anlaşılan bilimsel bir analiz ortaya atıldı. Tipik olarak, atla birlikte uzandı ve bir üst bezle kaplandı; Şu anda sembolik olarak atla birleştiği söyleniyordu. Çiftleşmeyi ve doğurganlığı düşündüren bazı kelimeler onun ve ölü atın üzerinde konuşuldu.


Devam edecek…

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU