Karar yazarı Akif Beki, Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu’nun ticaretle ilgili verdiği fetva hakkında yazdı. Hadisin asırlar önce, fiyatları belirlemenin piyasaya bırakılamayacağı şeklinde yorumlandığını hatırlatan Beki “Bugün hala sorumluluğu iktidarın üstünden alıyormuş gibi o hadisi kullanmak niye? Yanlış anlaşılmalara ve saptırmalara meydan vermek niye?” diye sordu.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Akif Beki’nin bugünkü köşe yazısının ilgili kısmı şöyle:
Dinen "ticarette kar haddi var mı" diye sorulmuş. Din İşleri Yüksek Kurulu da fetvasında, hem "fiyatları tayin eden Allah'tır" hadisini hatırlatmış. Hem de devletin, fiyatlara müdahalesine açık kapı bırakmış.
Pandomim koptu... Bu kez de Diyanet, kendisinin çanak tuttuğu tepki ve saptırmalara kızdı. Fakat yeni açıklaması, aynı şeyi tekrarlıyor. Hem "üzülerek" diyor ki:
"İslam dininin kesin bir kâr haddi koymadığı ve bunu piyasa şartlarına bıraktığının’ anlatıldığı cevap, bazı medya mecralarında dini değerlerin hedefe konulduğu, metindeki hadis-i şerifin alaya alındığı bir noktaya taşınmıştır. Yüce dinimiz İslam’ın ilkelerinin bilgisizce alaya alınması, en hafif tabirle saygısızlıktır."
Hem de şöyle diyor:
"Hz. Peygamber’in kaçındığı fiyat sınırlaması, sonraki yüzyıllarda ortaya çıkan yeni şartlar doğrultusunda yeniden gündeme getirilmiş ve fiyatların aşırı yükseltilmesini engelleyecek şekilde tedbirler alınmasına izin verilmiştir. İslâm alimleri bu uygulamanın, Hz. Peygamber’in dikkate aldığı maksatlara uygun olduğunu belirtmişlerdir."
Madem hadis, fiyatları belirlemenin tek başına piyasaya bırakılamayacağı şeklinde asırlar önce yorumlanmış... Bugün hala sorumluluğu iktidarın üstünden alıyormuş gibi o hadisi kullanmak niye? Yanlış anlaşılmalara ve saptırmalara meydan vermek niye? 'Ne şiş yansın ne kebap' demeden, dosdoğru söylenemez miydi?
Karar, Independent Türkçe