Açık liseye büyük göç... Temel eğitim kurumuna dönüşür mü?

Eğitim uzmanı Bozdoğan, istisnai durumlar için kurulan açık liselerde genel eğitim kurumuna dönüştüğünü söylerken, Ünsal ise geçişin birinci nedeninin öğrencilerin üniversiteye hazırlanmaya öncelik vermesinden kaynaklandığını ifade etti

Liselerde okuyan pek çok öğrenci, son iki yıllarında üniversite hazırlığa yoğunlaşmak için açık liselere geçiş yapıyor / Fotoğraf: AA

Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) Başkanı Prof. Dr. Halis Aygün geçen günlerde AA muhabirine 18-19 Haziran'da düzenlenecek olan 2022- Yükseköğretim Kurumları Sınavı'na yapılan (YKS) başvurularına dair açıklamalarda bulundu.

Aygün, bu yılki YKS'ye başvurunun önceki yıla oranla yüzde 24,36 artarak 3 milyon 243 bin 425'e ulaştığını belirtti.

Bu sayı üniversite sınavının yapıldığı tarihten bu yana en yüksek başvuru olarak kayıtlara geçti.

2022-YKS'ye başvuran adayların okul türlerine göre dağılımı hakkında da bilgi veren ÖSYM Başkanı Aygün, şunları söyledi:

Adaylarımızın 1 milyon 6 bin 196'sı (yüzde 31,02) Anadolu lisesinden, 838 bin 9'u (yüzde 25,84) meslek lisesinden, 715 bin 683'ü (yüzde 22,07 ) açık öğretim lisesinden, 293 bin 24'ü (yüzde 9,03) liselerden, 245 bin 981'i (yüzde 7,58 ) imam hatip lisesinden, 83 bin 591'i (yüzde 2,58) fen lisesinden, 19 bin 988'i (yüzde 0,62) güzel sanatlar ve spor lisesinden, 11 bin 942'si (yüzde 0,37) sosyal bilimler lisesinden, 29 bin 11'i (yüzde 0,89) diğer liselerden.

Medya genelde bu bilgiyi, "en çok başvuru Anadolu liselerinden" diye verse de açık öğretim liselerinde okuyanların başvuru oranları dikkat çekti.

3 milyon 243 bin 425 adayın yüzde 22,7'si açık öğretim liselerinde okuyanlardan oluşuyor. Açık lisede okuyan 715 bin 683 kişi sınava girecek.

Açık liseler bu kadar nasıl büyüdü?

Peki açık liseler bu kadar geniş bir kitleyi kapsar hale nasıl geldi?

Eğitim uzmanı Özgür Bozdoğan, bu oranı riskli buluyor ve eleştiriyor. 

Bozdoğan, son oranlar açık lisesinin normal, istisnai bir okul olmak yerine genel bir eğitim kurumuna dönüştüğünün göstergesi olduğu görüşünde.

 

özgürbozdoğan.jpg
Özgür Bozdoğan / Fotoğraf: Eğitim Sen

 

"Okul tasfiye ediliyor, açık liseler okulun yerini alıyor"

Bozdoğan'a göre okulun tasfiye ediliyor ve bu çok tehlikeli bir durum. 

Tasfiyenin iktidarın eğitim politikalarından kaynaklandığını ve okulların kademeli bir şekilde yok edildiğini vurgulayan Bozdoğan, "Açık liseler okulun yerini alıyor. Okul ve eğitim sadece sınava öğrenci hazırlayan bir kamu hizmetine dönüşüyor" dedi. 

 

 

çalışan genç.jpg
Gençlerin bir kısmı da çalışma hayatına atılmak için açık liseleri tercih ediyor 

 

"İstisnai amaçlarla kurulmuştu, temel eğitim kurumuna dönüştü"

Bozdoğan'a göre açık liselerde okuyanlardaki artış gençlerin içine düştüğü çaresizliğin göstergesi ve artışta iki neden var. 

Bir grup gencin sınava daha iyi hazırlanmak fazla zaman kazanmak amacıyla okulu bırakıp açık liseye geçtiğini dile getiren Bozdoğan, "Birincisi bir kısım genç ekonomik sıkıntılardan dolayı ailesine maddi katkıda bulunmak için çalışmak zorunda. Bunun için örgün eğitimi bırakarak açık liseye yöneliyor. İkincisi ise yine uygulanan eğitim politikalarından kaynaklı okulun bir kurum olarak tasfiye ediliyor. Bu nedenle öğrenciler açısından artık okulun gerekli bir eğitim kurumu olmaktan çıkıyor" diye konuştu.

Bozdoğan, açık liselerin özellikle herhangi bir hastalıktan muzdarip olan veya tedavi gören gençlerin faydalanması için açılmış istisnai kurumlar olmasına rağmen kalıcı ve temel bir eğitim kurumu haline dönüştüğünü kaydetti.

açıköğretimlisesi1.jpg
1,5 milyon kişi açık öğretim liselerinde okuyor / Fotoğraf: AA

 

"MEB önlemlerde eksik kaldığı için açık liselere yoğun ve kitlesel geçiş yaşanıyor"

Bozdoğan, şöyle devam etti: 

"Buradaki temel meselemiz Milli Eğitim Bakanlığı'nın bu kurumların istisnai olmaktan çıkıp genel haline gelmesine onay vermesidir. Bunu teşvik etmesiyle ortaya çıktı. Bakanlık burada yapacağı düzenleme ve yönetmelik değişikliğiyle açık liseye geçişi güçleştirmek ve açık lisenin istisnai bir eğitim kurumu olmasını korumak olmalıydı. Maalesef bu konudaki düzenleme ve önlemler eksik kaldığı için şu an çok yoğun ve kitlesel bir şekilde açık liselere geçiş yaşanıyor."

"Açık liselere devam eden sayısındaki artış çok ciddi sıkıntı"

"Açık liselere devam eden öğrenci sayısındaki artış çok ciddi sıkıntı" diyen Bozdoğan, "Eğitimin işlevini sadece sınava hazırlamaya indirirseniz, öğrencilerin psikolojisinin, davranışlarının, yeteneklerinin geliştirmesinde ve sosyalleşmesinde dünyayı algılamasında kapladığı alanı, önemi, oradaki işlevini ortadan kaldırır, eğitimi tamamen piyasanın bir aracı haline dönüştürmüş olursunuz" değerlendirmesinde bulundu. 

 

salimünsal.jpg
Salim Ünsal / Fotoğraf: Twitter

 

"1,5 milyon kişi açık lisede okuyor"

Eğitim uzmanı Salim Ünsal ise açık liselerde halihazırda 1,5 milyon gencin okuduğunu ve son yıllarda üniversite sınavlarına girişlerde sayılarının ciddi derecede arttığını belirtti.

Okul ve puanının üniversiteye girişte etkisinin olmamasının açık liseye ilgiyi artırdığını vurgulayan Ünsal, "Ortaöğretimin başarı puanının özellikle diploma notunun veya hangi liseden mezun olduğunun üniversiteye yerleşme sisteminde bir avantajı olmayınca birçok öğrencilerin online eğitime ilgisi arttı. Açık lisede okuyup sınava girmenin dezavantaj olmadığı gibi Anadolu veya fen lisesinde okuyup girmenin de pek bir avantajı yok. Bu nedenle bazı öğrenciler açık liseye geçerek üniversite sınavına hazırlanmaya, kazanmak istediği bölüme odaklanmaya daha fazla zaman ayırmak istiyorlar" diye konuştu.

lise.jpg
Liselerden açık liselere geçişler artıyor / Fotoğraf: AA

 

"En çok 11 ve 12. sınıflardan geçiş oluyor"

Ünsal, sırf bu nedenlerle bazı öğrencilerin eğitime 9 ve 10'uncu sınıfta örgün eğitime devam ederken 11 ve 12'nci sınıflarda açık liseye ilgilerinin arttığını söyledi. Ünsal, maddi nedenlerin de açık liseye geçişlerdeki sebepler arasında olsa bile ilk neden kadar belirleyici olmadığı görüşünde.

Ünsal, açık liselere Bozdoğan kadar olumsuz bakmıyor. Yüz yüze eğitimin artık dünyada kabuk değiştirmeye başladığını aktaran Ünsal, "Öğrenciyi sürekli haftanın beş günü işte konfeksiyonda çalışan bir işçi gibi sabah 08.00'de okula getirip akşam 17.00'ye kadar orada tutmak yerine bir kısmı yüz yüze bir kısmı online olmak üzere hibrit bir eğitim sistemine geçilmesi, bu yönde modeller geliştirilmesi daha uygun. Çünkü şu anki mevcut model ne yazık ki biraz çocukların okullardan uzaklaşmasına sebebiyet veriyor" değerlendirmesinde bulundu. 

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU