İslâm dünyasında eleştiri kültürü ve felsefe

Doç. Dr. Umut Hacıfevzioğlu Independent Türkçe için yazdı

Görsel: Biyografi

Günümüz dünyasının İslam toplumlarında eleştiri kültürünün varlığından söz edebilir miyiz?

Kanımca geçmişle kıyaslandığında çağımız İslam toplumlarında eleştirinin kültürün hâkim bir öğesi olduğunu söylemek oldukça zor.

Oysa akla dayalı eleştirel ve sorgulayıcı bir etkinlik olan felsefenin İslam düşünce geleneğinde köklü bir geçmişi olduğunu biliyoruz.

Tam da bu noktada şunu belirtmek gerekir ki kimileri İslâm felsefesini Arap felsefesiyle karıştırmaktadır.

Arap felsefesi, Araplar tarafından ortaya konan felsefe olmasına karşın, İslâm felsefesi hem Arap hem de diğer İslâm ülkelerinde yapılmış tüm felsefe çalışmalarını kapsar.

İslâm felsefesi tarihin belirli bir döneminde altın çağını yaşamıştı. O halde geçmişte İslam toplumlarında eleştiri kültürünün varlığından da söz edebiliriz sanırım.

Özellikle 9-12'nci yüzyıllar arasında en parlak dönemini yaşayan İslâm felsefesi, düşünce tarihinde Eski Yunan felsefesi ile Batı felsefesi arasında köprü görevi de görmüştü.

İslâm felsefesinin beslendiği kaynak her ne kadar ağırlıklı olarak Eski Yunan felsefesi olsa da Yunan etkisi doğrudan doğruya değil, İskenderiye, yani Helenistik felsefe ve Hıristiyanlaşmış Yunan felsefesi aracılığıylaydı.

Yalnız İslâm felsefesini Yunan düşüncesinin basit bir devamı gibi de görmememiz gerekir. Anılan dönemde çeviriler ve şerhlerin yanında özgün pek çok büyük eser ortaya konmuştu.

Gerçi İslâm felsefesinin gelişiminde çeviri faaliyetlerinin oldukça önemli bir rol oynadığı da aşikâr.

Halife Mansur, el-Memun tarafından kurulan ve daha sonra Harun Reşid tarafından gözetilen Beyt'ül Hikme'de (bilgelik evi) Eski Yunan bilim ve felsefesinin temel eserleri çevrilmişti.

Çeviri faaliyetleri Süryanice ve diğer dillerden Arapçaya daha sonraları da doğrudan Yunancadan Arapçaya yapılmıştı.

Bu çeviri faaliyetleri I. çeviri dönemi, 11 ve 12'nci yüzyılda Arapçadan Batı dillerine özellikle de Latinceye yapılan çeviriler ise II. çeviri dönemi olarak adlandırıldı.

İkinci çeviri döneminde Doğu'dan Batı'ya doğru bir bilim ve felsefe akışı yaşandı ki, söz konusu çevirilerin Batı felsefesinin gelişimine önemli ölçüde katkısı olmuştu.

İslâm dünyasında bilim ve felsefenin doruğa çıktığı yüzyıllarda matematik alanında El-Harezmi, fizik ve optik alanında İbn Heysem, tıp alanında İbn Sinâ ve Er-Razi gibi düşünürler uzun yıllar gerek Doğu'da gerekse de Batı'da otorite olarak kabul edildiler.

Yalnız Gazzâlî sonrası XII. yüzyıl başlangıcıyla birlikte İslâm dünyasında felsefe ve bilimin etkinliği giderek azaldı ve zaman içinde durakladı.

Kimi yorumculara göre bilim ve felsefe hayatında yaşanan aksama ve gerilemenin nedenlerinden biri Moğol istilalarıdır.

Bilim ve felsefe alanında yaşanan duraklama maalesef İslam toplumlarında eleştiri kültürünün gelişimini de olumsuz etkiledi.

Oysa 9-12'nci yüzyıllar arasında İslam düşünce geleneğinin Fârâbî, İbn-i Sina, Gazzâlî ve İbn Rüşd gibi büyük filozofları gerek Platon ve Aristoteles gibi Eski Yunan filozoflarının düşüncelerini gerekse de birbirlerini eleştirerek özgün eserler ortaya koymuşlardı.

Örneğin Gazzâlî, Fârâbî ve İbn-i Sina'yı; İbn Rüşd de Gazzâlî'yi eleştirmişti. İşte bu gelenek maalesef 12'nci yüzyılda son buldu.

Oysa kesintisiz olarak günümüze kadar devam etseydi İslam dünyası bilim ve felsefe alanında evrensel kültüre büyük katkılar vermeye devam edecek, İslam toplumlarında eleştiri de kültürün hâkim bir öğesi haline gelecekti.

Geçmişi değiştiremeyeceğimize göre geleceğe bakmalıyız. Geçmişte kurulmuş olan bu düşünce geleneğinin yeniden canlandırılması için çaba sarf etmeliyiz.

Söz konusu filozofların artık klasik olarak kabul edilen eserleri günümüz insan, dünya ve bilgi anlayışları temel alınarak yeniden yorumlanabilir ve yeni bir senteze ulaşılabilir.

Böylesi bir canlanma hiç kuşkusuz İslâm dünyasında eleştiri kültürünün gelişmesine de büyük katkı yapacaktır.  

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU