6 siyasi parti, üzerinde mutabık kaldıkları 'Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem'in ayrıntılarını 28 Şubat'ta Bilkent Otel'de gerçekleşen toplantıda kamuoyuna duyurdular.
Bugün ise zihinlerdeki esas soru şudur:
Türkiye'nin demokrasi tarihinde önemli gelişmelerden biri olarak tanımlanabilmeye matuf bu mutabakat bir seçim ittifakına dönüşecek mi?
6 parti içinden dördünün (CHP, İYİ Parti, SP, DP) 2018 seçimlerinde bir çatı altında birleşerek Millet İttifakı'nın parçası oldukları düşünüldüğünde soruyu şu şekilde formüle etmek daha uygun görünüyor: Millet İttifakı genişliyor mu?
Bu soruya bugünden kesin bir yanıt vermenin zorluğu malum. Ancak yakın zamanda tecrübe edilen siyasi sürecin gelişim çizgisi analiz edildiğinde ve Millet İttifakı'nın genişlemesinin önündeki imkanlar, fırsatlar ve riskler değerlendirildiğinde muhtemel bir yanıta ulaşmak mümkündür.
Fırsatlar:
İlk olarak ifade edilmelidir ki, Millet İttifakı'nın genişlemesi ve önümüzdeki seçimlerde, seçmen çoğunluğunun desteğini alması için mevcut siyasi konjonktür oldukça elverişli görünmektedir.
Zira ülkenin temel meselesi -özellikle kış aylarının başından beri- ekonomik problemlerden müteşekkildir.
Hayat pahalılığı ve enflasyon toplumun gündelik yaşamının en önemli gündemi haline gelmiş durumdadır.
Demirel'in zikrettiği meşhur "tencere-iktidar ilişkisi" bağlamında, iktidar bloğunun önümüzdeki genel seçimlerde, iktidarını korumak için yeterli seçmen desteğini sağlamakta oldukça zorlanacağı açıktır.
Keza saygın araştırma şirketlerinin son birkaç ayda yayımladıkları çalışmalara bakıldığında, iktidar bloğunun erimekte olduğu, muhalefetin ise (sınırlı da olsa) yükselişte olduğu açıkça görülmektedir.
Hülasa muhalefetin, ülkenin içinde bulunduğu şartları kendilerinin düzeltebileceğini kamuoyuna anlatabilmeleri ve seçmen güvenini kazanabilmeleri durumunda, iktidarın, aleyhine esmekte olan rüzgârı dindirme ve terse çevirme ihtimali düşük görünmektedir.
İmkanlar:
1. Birbirinden farklı dünya görüşlerine sahip siyasi liderlerin Türkiye'nin mevcut kutuplaşmış siyasi şartlarında bir araya gelerek, hükümet sistemi gibi önemli bir konuda mutabakat sağlayabilmeleri tarihi bir gelişme olarak kaydedilmelidir.
Bu noktada, toplumsal karşılıklarına bakılmaksızın birbirleriyle "eşit" olarak bir masada yer alabilmeleri konusunda öncelikle CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun kolaylaştırıcı ve organizatör rolünün bu kritik süreçte son derece önemli olduğu ifade edilmelidir.
Kılıçdaroğlu'nun parti içinden ve tabandan gelen talepleri göğüsleyerek diğer partilerle ilişkileri düzeyli biçimde sürdürebiliyor olması, Millet İttifakı'nın genişlemesinde önemli bir imkân olarak görülebilir.
2. 2019 yerel seçimleri, muhalefet partileri için önemli bir rehber işlevi görmektedir.
Aday üzerinde uzlaşarak özellikle İstanbul ve Ankara gibi Büyükşehir Belediyelerinin kazanılması, Millet İttifakı'nın önümüzdeki yıl yapılması beklenen Cumhurbaşkanlığı ve genel seçimlerde aynı başarıyı sürdürülebileceği öngörüsünü güçlendirmektedir.
Yani muhalefetin 2019'daki kazanma tecrübesi, Millet İttifakı'nın nasıl başarılı olabileceği hakkında önemli bir pusula işlevi görmektedir.
3. Millet İttifakı'nın genişleme ihtimalini güçlendiren diğer bir önemli husus ise partiler arasında karşılıklı olarak bu ittifaka duyulan ihtiyaçtır.
Mevcut sistemde uygulanan seçim barajı, kamuoyu desteği sınırlı olan partilerin TBMM'de temsil edilmek için bir ittifak çatısı altında olmalarını zorunlu kılmaktadır.
CHP ve İYİ Parti açısından bakıldığında ise, AK Parti'den kopan iki siyasal partinin muhalefet saflarında yer alması, Millet İttifakı'nın ilke ve değerler ekseninde bir araya gelmiş bir "Türkiye ittifakı" olarak lanse edilmesi için oldukça önemlidir.
Böylece önceki dönemlerde AK Parti seçmeni olan ve hali hazırda kararsız kategoride olan muhafazakâr seçmenin desteğini de alan bir ittifak görüntüsü yalnızca oyların rakamsal artışını değil, aynı zamanda Türkiye'nin toplumsal mozaiğini yansıtan bir ittifak olduğu algısını da besleyecektir.
Riskler:
1. Millet İttifakı'nın genişlemesinin önündeki engellerden birincisi, HDP'nin ittifakla ilişkisinin "ne düzeyde olacağı" konusunda yaşanacak tartışmalardır.
Hali hazırda HDP'nin sol bir ittifak kurma çabası içinde olması bu riski zayıflatsa da, seçim sathı mailine girildiğinde iktidar bloğunun buradaki muğlak ilişkiyi hedef tahtasına oturtmak isteyeceği ve kamuoyunun ilgisini bu yöne çekmek isteyeceği aşikardır.
2. Millet İttifakı'nın genişlemesi durumunda aynı tabanın desteğini almak isteyen sağ partiler arasında yaşanabilecek çekişme ittifakın sürdürülmesi açısından önemli bir risk taşımaktadır.
Zira her siyasi parti kendi çıkarlarını maksimize etmek amacıyla siyaset yapmaktadır.
Bu doğrultuda partilerin seçim öncesi pazarlık sürecinde ittifak masasına eli daha güçlü oturmak için kamuoyu desteğini arttırmak istemeleri olağandır.
Ancak özellikle İYİ Parti, DEVA Partisi ve Gelecek Partisi'nin gri alandaki kararsız muhafazakâr seçmenin desteğini alabilmek için söylem çatışmalarına girmeleri sürpriz olmayacaktır.
3. Millet İttifakı'nın genişlemesi durumunda, seçim sonrası süreçte nasıl bir hükümet kompozisyonu kurulacağı önemli bir risk alanıdır.
Zira ülke sorunlarının çözümü noktasında farklı siyasal perspektiflerin yaratabileceği fikirsel ayrılıklar ve bu bağlamda ittifak içinde yaşanabilecek kırılmalar kamuoyunda soru işaretlerine neden olacaktır.
Yani seçim sonrasında nasıl bir hükümet kompozisyonu kurulacağı, parlamenter rejime geçişin nasıl sağlanacağı, görev paylaşımın nasıl yapılacağı soruları oldukça hayatidir.
Dahası, bu sorunun çözümü bir metnin altına imza atmak kadar kolay olmayan zorlu bir pazarlık sürecine tekabül etmektedir.
4. Millet İttifakı'nın genişlemesi durumunda ortak Cumhurbaşkanı adayının kim olacağı tartışması, ittifakın başarısının önündeki en önemli risk faktörüdür.
Zira ortak Cumhurbaşkanı adayının siyasi profili aslında ittifakın siyasi vizyonunu da ayyuka çıkaracaktır.
Bu bağlamda, ortak aday profilinin belirlenmesi, ülkenin acil sorunlarına nasıl çözüm üretileceği ve parlamenter sisteme geçiş döneminin nasıl planlanacağı gibi çok kritik soruların da cevabını netleştirecektir.
Bu sebeple ortak Cumhurbaşkanı adayının belirlenmesi 6 siyasi partinin Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem konusunda oluşturmuş olduğu birlikteliğin, bir seçim ittifakına dönüşmesindeki en önemli aşama olacaktır.
Sonuç:
Açıkça ifade etmek gerekir ki, farklı tabanlara hitap eden ve iktidar olma iddiası olan 6 siyasi partinin hükümet sistemi gibi çok önemli bir konuda ortak bir metin üzerinde anlaşmaları tarihi bir adımdır.
Ancak bu tarihi adım, Millet İttifakı'nın genişlemesi ve önümüzdeki Cumhurbaşkanlığı/genel seçimlerinden başarıyla çıkmaları için yeterli değildir.
Bu uzlaşı, ittifak yolunda atılmış ilk ve sağlam bir adım olarak tanımlanabilir.
İkinci adım ise, ülkenin acil çözüm bekleyen yakıcı problemleri için üretilen ortak çözüm önerilerinin mutabakat altına alınması olmalıdır.
Bir başka ifadeyle, 6 partinin parlamenter rejim konusunda mutabakata varması Millet İttifakı'nın genişleyerek ülkenin sorunlarına çözüm üretebilecek ortak bir irade geliştirebileceğini kamuoyuna anlatması bakımından çok kritiktir; ancak seçmenin hala önemli bir kısmı henüz Millet İttifakı'nın ülke sorunlarına ortak çözüm bulabileceği, -daha anlaşılır şekilde söyleyecek olursak, "ülkeyi iyi yönetebileceğine" kani olmuş değildir.
Bu sebeple ekonomi başta olmak üzere, eğitim, sağlık, çalışma hayatı gibi alanlarda izlenecek politikalar ve çözümler üzerinde çalışılmalı ve bu konu başlıklarında da mutabakat metni hazırlanarak kamuoyuna duyurulmalıdır.
Son analizde, Millet İttifakı'nın genişleme ihtimalinin -birkaç yıllık tarihsel gelişim çizgisi baz alındığında- kuvvetle muhtemel olduğu söylenebilir.
Önümüzdeki yıl yapılması beklenen seçimlere dair gerçekleşmesi kuvvetle muhtemel bir diğer husus ise seçimin aslında bir "hükümet sistemi referandumuna" dönüşecek olmasıdır.
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
© The Independentturkish